Kâlû le-in ekelehu-żżi/bu venahnu ‘usbetun innâ iżen leḣâsirûn(e)
Biz demişlerdi, güçlü kuvvetli bir toplulukken gelip onu kurt yerse artık şüphe yok ki ziyankarlardan oluruz.
(Bunun üzerine kötü niyetli oğulları:) "Andolsun biz, birbirini kollayan zorlu ve soylu bir grup iken, kurt onu yerse, (yazıklar olsun bize!) bu durumda şüphesiz kayba uğrayan ve işe yaramayan (aciz) kimseler oluruz" demişlerdi.
“Bu kadar güçlü kuvvetli bir topluluk olan bizlerin arasında, yine de onu kurt kapacak olursa, biz ölmüşüz demektir” dediler.
Kardeşleri:
“Biz güçlü ve tutkun bir cemaatken, eğer onu kurt yerse, o zaman biz, gerçekten âciz, zavallı kimseler sayılırız” dediler.
Onlar: "Biz güçlü, kuvvetli bir topluluk olduğumuz halde onu kurt yerse şüphesiz o zaman hüsrana uğrayanlardan oluruz."
Dediler ki: 'Andolsun, biz, birbirini kollayan bir topluluk iken, kurt onu yerse, bu durumda şüphesiz kayba uğrayan (aciz) kimseler oluruz.'
Onlar: “-VAllahi, biz kuvvetli bir topluluk iken onu kurt yerse, biz o halde çok ziyan çekeriz.” dediler.
Onlar: “Bizler on güçlü erkek kardeş iken, şayet kurt onu yerse, işte o zaman asıl zarar eden biz oluruz” dediler.
Dediler ki: “Hakikaten biz böylesine kalabalık olduğumuz halde, eğer onu kurt yerse, o zaman biz gerçekten aciz kimseler sayılırız.”
Dediler ki : «Biz koca bir yığınız, eğer onu kurt yerse, yazık olsun bizlere!
(Onlar da:) “Andolsun ki, biz, (güçlü) bir grup iken yine de onu kurt kaparsa, o zaman bize de yazıklar olsun” dediler.
Didiler ki: "Eğer bir kurd hücûm ider de biz müdâfa’a itmez isek hâsir oluruz."
"And olsun ki, biz kuvvetli bir toplulukken kurt onu yerse, biz aciz sayılırız" dediler.
Onlar da, “Andolsun biz kuvvetli bir topluluk iken onu kurt yerse (o takdirde) biz gerçekten hüsrana uğramış oluruz” dediler.
Dediler ki: “Biz böylesine kalabalık iken onu kurt yerse o zaman gerçekten bize yazıklar olsun!”
Dediler ki: Hakikaten biz (kuvvetli) bir topluluk olduğumuz halde, eğer onu kurt yerse, o zaman biz gerçekten âciz kimseler sayılırız.
Dediler ki: "Biz kalabalık bir grup olduğumuz halde onu kurt yerse, o zaman gerçekten kaybedenler oluruz."
Dediler ki: "Vallahi biz böyle güçlü kuvvetli bir topluluk iken, buna rağmen onu kurt yerse, o zaman biz kesinlikle hüsrana uğrayanlardan olmuş oluruz."
Vallahi, dediler, biz müteassıb bir kuvvet iken onu kurt yerse biz o halde çok husrân çekeriz
(Yûsuf’un kardeşleri) dediler ki: “Biz güçlü, kuvvetli bir topluluk olduğumuz hâlde onu kurt yerse şüphesiz o zaman (biz kuvveti ile aldanan,) kayba uğrayan (zavallı, âciz) kimselerden oluruz.”
“Ant olsun ki, biz bu kadar kişiyken yine de kurt onu yerse, o takdirde bize yazıklar olsun.” dediler.
«Andolsun ki, dediler, bizim (kuvvetli) bir cemâat olmamıza rağmen onu kurt yerse bu takdirde muhakkak biz de husrâne uğrayanlar (dan) oluruz».
(Onlar:) “Yemîn olsun ki, biz birbirine bağlı bir cemâat olduğumuz hâlde eğer onu kurt yerse, o takdirde şübhesiz ki biz elbette hüsrâna uğrayanlar oluruz” dediler.
Onlar: (O kötü niyetli oğulları:) ‘’Biz (güçlü, kuvvetli) bir topluluk olduğumuz hâlde onu kurt yerse şüphesiz o zaman hüsrana uğrayanlardan oluruz.’’ dediler.
“Eğer biz bu kadar kalabalık ve güçlü iken, onu bir kurt kapıp yerse, yazıklar olsun bize” dediler.
Dediler: "Ant olsun. Biz bu kadar kişiyiz. Yine de kurt gelip onu yiyecek olursa, Yazıklar olsun bize!"
Onlar da “Andolsun biz (bu kadar) birbirine bağlı ve yardımcı bir grup [usbetun] iken, eğer onu kurt yerse, o zaman yazıklar olsun bize!” dediler.
Dediler ki: “Şüphesiz biz böyle güçlü bir topluluk iken onu kurt yerse, o zaman biz kesinlikle hüsrana uğrayanlardan oluruz.”
Bunun üzerine onlar, “Biz bu kadar güçlü ve hazırlıklı bir topluluk olduğumuz hâlde, yine de onu kurt kapacaksa, o zaman yazıklar olsun bize!” dediler.
-“Biz birbirine tutkun bir kuvvet iken, eğer onu Kurt yerse biz, o zaman hüsrana düşecekler / zarar edecekler oluruz” dediler.
Kardeşler: " İyi artık. Eğer biz bu kadar kalabalık iken onu kurt yerse, hepimiz mahvolduk demektir. "
Kardeşleri; "Biz topluluk olduğumuz halde O’nu kurt yerse; o zaman biz tamamen beceriksiz kimseleriz demektir!" dediler.
(Kardeşler) şöyle demişti: “Gerçekten biz (kalabalık) bir topluluk olduğumuz hâlde onu kurt yerse, o zaman biz kaybedenler oluruz.”
(Yûsuf’un kardeşleri): “Gerçekten, biz, bu kadar büyük bir toplulukken onu kurt yerse, işte esas o zaman, tamamen beceriksiz kimseleriz, demektir.” dediler.
“Bu kadar insanın arasında, yine de o’nu kurt kapacaksa, o zaman, biz ölmüşüz demektir!” dediler.
Onlar da: “Biz bu kadar kalabalık bir topluluk iken eğer onu kurt yerse, yazıklar olsun bize.” dediler.
Onlar dediler ki: “Biz bunca kalabalık olduğumuz hâlde eğer onu kurt kapacak olursa, asıl işte o zaman biz yanmışız demektir.”
(Babalarının kuruntusunu gidermek için onlar bu kez) Biz böyle güçlü ve kalabalık bir topluluk olmamıza rağmen eğer onu bir kurt yerse, o zaman biz gerçekten aciz kimseler sayılırız! (Oysa biz kardeşimizi her türlü tehlikeden koruyabilecek babayiğit gençleriz) dediler. (Böylece babalarından izni kopardılar.)
Dediler ki: "Biz bir güçlü bir topluluk olduğumuz halde onu kurt yerse, o zaman biz hüsrana uğramış oluruz. ’’
Dediler ki: «Biz kuvvetli bir topluluk olduğumuz halde O'nu eğer kurt yerse artık şüphesiz ki, biz elbette hüsrâna düşmüş kimseleriz.»
Onlar! “Vallahi! ” dediler, “Biz böylesine güçlü bir grup iken onu kurt kapar da yerse, yazıklar olsun bize! Biz ne güne duruyoruz. ”
Dediler ki: "Biz bir topluluk olduğumuz halde onu kurt yerse, o zaman biz tamamen beceriksiz kimseleriz, demektir!"
Onlar: "Biz böyle kuvvetli ve genç adamlar oldığımız halde onı kurd yer ise tahkîk biz hâsirlerden oluruz" didiler. (Bunun üzerine Ya'kûb Yûsuf'a onlarla sahrâya gitmeğe izin virdi.)
Dediler ki “Biz birbirine kenetlenmiş bir toplulukken onu kurt yerse o zaman bütün itibarımızı kaybederiz.”
Onlar:-Biz sağlam bir topluluk iken eğer onu kurt yerse yazıklar olsun bize, dediler.
“Biz güçlü kuvvetli bir topluluk iken onu kurt yiyecek olursa yazıklar olsun bize!” dediler.
Dediler ki: "Vallahi biz böylesine dayanışma içinde bir ekipken onu kurt yerse, o takdirde biz hüsrana uğrayan kişiler oluruz."
eyittiler: “eger yiye anı ķurt biz cemā'at iken bayıķ biz andan ziyānlularuz.”
Eyitdiler: Anı ḳurt yise biz cemā‘at‐iken, ol vaḳtda biz ziyānlulardan olu‐ruz.
Onlar: “Biz güclü bir dəstə (on bir nəfət) ola-ola (gözümüzün qabağında) qurd onu yesə, onda biz aciz olarıq ki!” – deyə cavab verdilər.
They said: If the wolf should devour him when we are (so strong) a band, then surely we should have already perished.
They said: "If the wolf were to devour him while we are (so large) a party, then should we indeed (first) have perished ourselves!"(1645)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |