Lekad kâne fî kasasihim ‘ibratun li-ulî-l-elbâb(i)(k) mâ kâne hadîśen yufterâ velâkin tasdîka-lleżî beyne yedeyhi vetefsîle kulli şey-in vehuden verahmeten likavmin yu/minûn(e)
Andolsun ki onların hikayelerinde akıl ve dirayet sahiplerine ibretler var. Uydurulmuş bir söz değil, önceki kitapları gerçekleyen ve her şeyi bildiren bir söz bu ve inanan topluluğa da hidayet ve rahmet.
Kesin bir gerçektir ki; onların (Enbiya ve Evliyanın Kur’an’da anlatılan) kıssaları, temiz akıl sahipleri (ve vicdan ehli) için (pek çok) ibretler içermektedir. (Bu Kur’an) Düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin (kutsal metinlerin ve nebilerin) tasdikçisidir, (huzur ve kurtuluşa dair) her şeyin çeşitli biçimlerde ve anlaşılır şekilde izah edilmesidir ve iman edecek bir topluluk için (elbette) bir hidayet ve rahmettir.
Andolsun, geçmiş peygamberler ve onların ümmetlerinin kıssalarında, kendilerine kavrayış yeteneği verilmiş kimseler için mutlaka çıkarılacak bir ders vardır. Bu Kur'ân, hiçbir şekilde insanlar tarafından uydurulmuş bir söz olamaz. Tersine o kendisinden önceki vahiylerden doğru ve gerçek adına ne kalmışsa, onları doğrulayan ve inanmak isteyen insanlara, herşeyi açık seçik biçimde dile getiren bir rahmet ve klavuzdur.
Andolsun, onların, geçmiş peygamberler ve ümmetlerin kıssalarında akıl ve vicdan sahipleri için, pek çok ibretler vardır.
Kur'ân uydurularak derlenmiş sözler değildir.Bir kısım insanlar bu hakikati kabul etmeseler de, vahyine muhatap olan önündeki zatın, Peygamber Muhammedin tebliğinin, sözlerinin samimiliğini, doğruluğunu tasdik eden, her şeyi, ayrıntılarıyla açıklayan, iman eden bir kavme hidayet kaynağı, hidayet rehberi ve rahmet olan bir kitaptır.
Şüphesiz onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. (Bu Kur'an) uyduralacak bir söz değildir. Ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin açıklaması ve iman eden topluluk için bir hidayet ve rahmettir.
Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur'an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve iman eden bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir.
Gerçekten Peygamberlerin kıssalarında, akıl sahipleri için büyük bir ibret vardır. Bu Kur'ân uydurulur bir söz değildir. Ancak kendinden önce inen ilâhî kitabların tasdîki ve her şeyin beyanıdır. O, iman edecek bir kavim için, bir hidayet ve bir rahmettir.
Andolsun! Bu peygamberlerin hayatlarında, akıl sahipleri için önemli bir ibret vardır. Bu Kur’an (ve içindekileri,) uydurulan bir söz değildir. O yalnızca eldeki mevcut vahiylerin doğrulayıcısı ve her şeyin açıklaması ve inanan bir toplum için hidayet ve rahmettir.
Andolsun, onların olgularında akıl sahipleri için pek çok ders vardır. Kur'ân, uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat Kur'ân, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan; iman eden toplum için bir rahmet ve bir rehberdir.[228]
Anlayışlı olanlara ibret vardır haberlerinde bunların, bu uydurma söz değildir, öncekini gerçekler, her nesneyi açıklar, inanan bir ulusa kılavuzdur, rahmettir
Andolsun ki, (bu anlattığımız) elçilerin hayat hikâyelerinde aklını işletenler için çıkarılacak bir (hayli) ders vardır. (Bu Kur'an insan tarafından) uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden önceki (İlahi kitapların asıllarını) doğrulayan, her şeyi açıklayan (bir kitaptır) ve inanacak bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.
Rasûllerin kıssaları akıllı adamlar içün ders-i ’ibret ile mâlâ-mâldır. Bu kitâb uydurulmuş değildir. Evvelce gönderilen kitâbları tasdîk ve her şeyi îzâh ider. Allâh’ın mü’minlere rahmetine dâl bir rehber tarîk-i hidâyetdir.
And olsun ki, peygamberlerin kıssalarında, aklı olanlar için ibretler vardır. Kuran uydurulabilen bir söz değildir. Fakat kendinden önceki Kitapları tasdik eden, inanan millete her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmettir.*
Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur’an, uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.
Andolsun onların kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır. Kur’an, uydurulabilecek bir söz değildir; fakat o, kendinden öncekiler için onay, her şey için detaylı açıklama, iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir.
Andolsun onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır. (Bu Kur'an) uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan (bir kitaptır); iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir.
Gerçekten de onların kıssalarında üstün akıllılar için bir ibret vardır. Bu Kur'ân uydurulmuş herhangi bir söz değildir. Lâkin kendisinden önce gelen kitapların tasdiki her şeyin ayrıntılarıyla açıklayıcısı ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir.
Hakikat onların kıssalarında ülül'elbab için bir ıbret vardır, bu uydurulur bir söz değil ve lâkin önündekinin tas: diki ve her şeyin tafsıli ve iyman edecek bir kavm için bir hidayet bir rahmettir
Kasem olsun ki, onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akl-ı selîm sahipleri için pek çok ibretler vardır. (Kur’an,) uydurulmuş bir söz değildir, bilakis o, kendinden öncekileri tasdik eden, (dinde ihtiyaç duyulan) her şeyi açıklayan ve îmân eden bir toplum için bir rahmet ve hidâyettir.
Ant olsun ki; onların kıssalarında¹ sağlıklı düşünen temiz akıl sahipleri için ibretler, alınacak dersler vardır. Bu² uydurulan bir hadis³ değildir. Bilakis, kendinden öncekilerini onaylayan ve her şeyi ayrıntılı olarak açıklayan ve aynı zamanda inanan halklar için bir yol gösterici ve bir rahmettir.
Andolsun, onların kıssalarını açıklamada salim akıl saahibleri için birer ibret vardır. (Bu Kur'an) uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden evvel (inen kitabların) tasdıyki, (dîne âid) her şey'in tafsilidir, îman edecekler zümresi için de bir hidâyet ve rahmetdir o.
Muhakkak ki onların kıssalarında, (selîm) akıl sâhibleri için bir ibret vardır. (Bu Kur'ân,) uydurulacak bir söz değildir; fakat kendinden önce gelen (kitab)ların tasdîki, herşeyin açıklaması ve îmân edecek bir topluluk için bir hidâyet ve bir rahmettir.
Muhakkak onların (o resullerin) kıssalarında gerçek akıl (ve idrak) sahipleri için üzerinde (durulup) düşünülmesi gereken bir ibret vardır. (Bilin ki) Kur’an, uydurulmuş bir söz değildir. Fakat kendinden önce gönderilmiş bulunan (İlâhî) kitapları (asli halleri, halâ ihtiva ettikleri gerçekler ve İlâhi kaynakları itibariyle) tasdik eder. Ayrıca o, açıklanması gereken her şeyi açıklayan, (bütün insanlara) bir klavuz (yol gösterici), inananlara da bir rahmettir. *
Onların anlatılan hikâyelerinde, akıl sahipleri için ibretler var. Bu anlatılanlar uydurulmuş sözler değil, tam tersine, inanan bir toplum için, kendinden önce indirilmiş olanları doğrulayan, her şeyi ayrıntılarıyla anlatan, doğru yolu gösteren ve onlar için bir rahmettir.
Ant olsun ki onların olaycalarında aklı başında olanların alacağı örnekler vardır. Kur’an uydurma bir söz değildir. Belki daha önce gönderilen kitapları doğrulayıcıdır, her nesneyi uzun uzadıya anlatıcıdır, inananlar takımı için de doğru yoldur, esirgemedir.
* Peygamberlerin kıssalarında tam akıllılar için ibret vardır. Bu Kur/an, uydurulmuş bir söz değildir. Fakat evvel nazil olan Kitapların tasdikini, her şeyin tafsilini hâvidir. Mü/minlere ayn-i hidayettir, ayn-i rahmettir.
Andolsun onların kıssalarında derin idrak/basiret sahibi olanlar [ulî’l-elbâb] için ibretler vardır. O/Kur’an, uydurulmuş bir söz değildir. Fakat o kendisinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum [kavm] için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.
Hiç şüphesiz peygamberlerin kıssalarında, akıl sahipleri için bir ibret vardır. (Bu Kur'an) Düzüp uydurulacak bir söz değildir. Kendinden öncekini doğrulamaktadır. Her şeyi ayrıntılı bir biçimde açıklamaktadır. İman eden topluluğa şüphesiz bir hidayet ve rahmettir.
Gerçekten de, bu anlattığımız elçilerin hayat hikayelerinde, akıl ve sağduyu sahipleri için nice dersler, nice ibretler vardır. Bu kıssaları size bildiren Kur’an, kesinlikle insan ürünü bir kelâm, uydurulmuş bir söz değildir; aksine, kendisinden önceki vahiy, bilgileri –nin bozulmuş kısımları düzelterek— onaylamak, insanın hem bu dünyada, hem de âhirette kurtuluş ve mutluluk yolunda ihtiyaç duyabileceği her şeyi açıkça ortaya koymak ve hakka yürekten iman eden bir topluma, hakîkati gösteren bir hidâyet ve rahmet kaynağı olmak üzere bizzat Allah tarafından gönderilmiş son İlâhî Kitaptır.
And olsun Duyular’ın sahipleri için onların kıssalarında ibret vardır! Bu uydurulacak bir söz değildir; ama inanacak bir kavim için bir hidayet ve rahmet olmak üzere önündekilerin tasdiki / onayı ve her şeyin ayrı ayrı açıklamasıdır.
Bu elçilerin hayat hikayelerinde, aklı başında olanlar için elbette çıkarılacak dersler vardır. Kuran, uydurma bir söz değildir; kendinden önceki ilahî kitapların sağlaması, ayrıca inanç toplumuna gerekli açıklama ve önderlik hizmeti veren bir güç kaynağıdır.
Elbette onların hikâyelerinde akıl sahipleri için ibretler vardır. Bu söz uydurulacak bir söz değildir. Ancak kendinden öncekilerin doğrulanması ve her şeyin açıklanmasıdır. İnanan kavimler için bir rahmet ve hidayettir.
Şüphesiz ki onların kıssalarında, öz akıl sahipleri için bir ibret vardır. [*] (Bu Kur’an, başkaları tarafından tasarlanıp) uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat o, kendinden öncekileri onaylayan, her şeyin açıklaması olan (bir kitap)tır; iman eden toplum için bir rahmet ve bir rehberdir.
Yemin olsun ki; o (Peygamberlerin) kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur’an,) uydurulmuş bir söz değil, bilakis kendinden önceki (bozulan) kitapların doğrusunu söyleyen, îman edenler için her şeyi açıklayıcı, bir rehber ve (getirdikleriyle) bir rahmettir.¹
Gerçek şu ki, bu insanların kıssalarında ¹⁰⁸ kendilerine kavrayış yeteneği verilmiş kimseler için mutlaka çıkarılacak bir ders vardır. [Vahye gelince,] ¹⁰⁹ o hiçbir şekilde [insan tarafından] uydurulmuş bir söz olamaz: tersine, ¹¹⁰ o, kendisinden önceki vahiylerden doğru ve gerçek adına ne kalmışsa doğrulayan ve inanmak isteyen insanlara her şeyi ¹¹¹ açık seçik bir biçimde dile getiren, hidayet ve rahmet [bahşeden ilahî bir metin]dir.
Andolsun ki, bu elçilerin kıssalarında sağduyu/temiz akıl sahipleri için alınacak nice ibretler vardır.1 Bu Kuran, Allah adına uydurulmuş bir hadis değildir.2 Aksine O; kendinden önceki vahiyleri onaylayan,3 din adına gerekli her şeyi etraflıca açıklayan,4 inanıp güvenen mümin bir toplum için bir doğru yol kılavuzu ve bir rahmettir.5, 17/101, 11/120, 20/99, 210/37-38, 11/13, 17/88, 33/3, 4/47, 5/48, 46/38, 16/89, 510/57, 16/64
Doğrusu onların kıssalarında, aktif akıl sahiplerinin alacağı bir hayli ibret vardır. (Vahye gelince:) o asla uydurulmuş bir söz değildir.[¹⁹²⁹] Aksine önceki (vahiylerden) kendisine ulaşan hakikatleri doğrulayan ve her şeyi(n dayanacağı temelleri) açık seçik ortaya koyan ve yürekten inanan bir toplum için bir kılavuz ve bir rahmet olan (hitaptır).
Andolsun ki o peygamberlerin kıssalarında, temiz akıl sahipleri için bir çok ibretler vardır, bu Kur'an (bir beşer tarafından) uydurulabilecek bir söz değildir, o ancak kendinden öncekileri tasdik eden ve herşeyi açıklayan bir kitaptır, iman eden bir toplum için bir hidayet ve rahmettir o!
Elbette onların hikâyelerinde temiz akıl sâhipleri için ibret vardır. Bu (Kur'ân), uydurulacak bir söz değildir;. Fakat o, kendinden öncekileri (kitapları) tasdik eden, her şeyin açıklaması; iman edenler için doğru yol ve bir rahmettir.
Muhakkak ki, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için bir ibret vardır. (Kur'an) uydurulacak bir söz değildir, velâkin kendisinden evvelkini tasdiktir. Ve herşeyin mufassalan beyanıdır ve imân edecek olan bir kavim için bir hidâyettir ve bir rahmetir.
Peygamberlerin kıssalarında elbette tam akıl sahipleri için alacak dersler vardır. İyi bilin ki, bu Kur'ân uydurulmuş bir söz değildir. Sadece daha önceki kitapları tasdik eden, dine ait her şeyi açıklayan, iman edecek kimseler için hidâyet, rehber ve rahmettir.
Elbette onların hikayelerinde akıl sahipleri için ibret vardır. Bu (Kur'an), uydurulacak bir söz değildir; ancak kendinden önceki(Hak Kitabı)nın doğrulanması, her şeyin açıklaması; inananlar için bir kılavuz ve rahmettir.
Onların kıssalarında 'ukûl-u kâmile sâhibleri içün 'ibret vardır. Kur'ân Allâh'a iftirâ olunan bir kelâm değildir. Lâkin ondan gelen kitâbları tasdîk ve her şeyi tafsîl iden ve mü'minlere rehber-i hidâyet ve rahmet olan bir kelâmdır.
Onların hikâyelerinde sağlam duruşlu olanlar için dersler vardır. Bu (Kur’an) uydurulabilecek bir söz değildir. Aksine önceki kitapları kendinde olanla doğrulayan, her şeyi açıklayan, inanıp güvenen bir topluluğa yol gösteren ve ikram olan bir kitaptır.
Andolsun ki, peygamberlerin kıssalarında, sağduyu sahipleri için ibretler vardır. Bu, uydurma bir söz değildir. Kendinden önceki Kitabları tasdik eden, iman eden bir toplum için her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmettir.
Onların kıssalarında akıl sahipleri için bir ibret vardır. Bu Kur'ân ise uydurulabilecek bir söz değildir. O kendisinden öncekileri doğrular ve herşeyi iyice açıklar; iman eden bir topluluk için de bir hidayet ve bir rahmettir.
Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur'an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir.
bayıķ oldı ḥikāyet eylemeginde 'įbret dutmaķ 'aķıllar islerine. olmadı bir söz kim yalan baġlamla velįkin girçek dutmaķ içün anı kim ileyinde-di daħı seçmek içün her bir neseneyi daħı ŧoġru yol içün daħı raḥmet içün bir ķavma kim inanurlar.
Taḥḳīḳ anlaruñ ḥikāyetlerinde ‘ibret vardur ‘aḳlı olanlara. Bu Ḳur’ān yalan‐ıla düzülmiş söz degüldür. Lākin girçekleyicidür ileyince gelen kitābları,daḫı ayırmaġ‐ıçun her nesnelerden. Daḫı doġru yoldur ḫalḳa ve raḥmetdürmü’minlere.
(Peyğəmbərlərin) hekayətlərində ağıl sahibləri üçün, sözsüz ki, bir ibrət vardır. (Bu Qur’an) uydurma bir söz deyildir. Ancaq özündən əvvəlkilərin (ilahi kitabların) təsdiqi, (Allahın bəndələrindən ötrü) hər bir şeyin (bütün hökmlərin, halal-haramın) müfəssəl izahıdır. O, iman gətirən bir tayfa üçün hidayət (doğru yolu göstərən rəhbər) və mərhəmətdir!
In their history verily there is a lesson for men of understanding. It is no invented story but a confirmation of the existing (Scripture) and a detailed explanation of everything, and a guidance and a mercy for folk who believe.
There is, in their stories,(1796) instruction for men endued with understanding. It is not a tale invented, but a confirmation of what went before it,-(1797) a detailed exposition of all things, and a guide and a mercy to any such as believe.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |