Żâlike min enbâ-i-lġaybi nûhîhi ileyk(e)(s) vemâ kunte ledeyhim iż ecme’û emrahum vehum yemkurûn(e)
İşte bu, gaibe ait haberlerdendir ki sana vahyetmedeyiz. Düzene girişerek yapacakları işi kararlaştırdıkları zaman yanlarında değildin ya.
(Ey Resulüm!) Bu, Sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar (Yusuf’un kardeşleri) o hileli-düzeni kurarlarken de, yapacakları (kötü) işe topluca karar verdikleri vakitte de Sen yanlarında değildin.
Ey peygamber! Bu anlatılanlar, senin önceden bilmediğin haberlerden olup, onları sana vahiyle bildiriyoruz. Çünkü Yûsuf'un kardeşleri, yapacakları işe karar verdikleri ve tuzaklarını kurdukları vakit, sen onların yanında değildin.
İşte bu, Yûsuf kıssası, insanlığa ders olsun diye anlatılan, bilmediğiniz tarihin, gayb âleminin ibret verici haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Onlar sinsice hile planları yaparak, birlikte planlarına karar verdikleri zaman, sen onların yanında değildin.
Bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Onlar (Yusuf'un kardeşleri) düzen kurarlarken işlerini topluca kararlaştırdıklarında sen yanlarında değildin.
Bu, sana (ey Muhammed) vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar, (Yusuf'un kardeşleri) o hileli-düzeni kurarlarken, yapacakları işe birlikte karar verdikleri zaman sen yanlarında değildin.
Ey Rasûlüm, bu kıssa, sana vahy ile bildirmekte olduğumuz gayb haberlerindendir. Yoksa o Yûsuf'un kardeşleri, işlerine karar verip hile yaparlarken sen yanlarında değildin.
İşte bunlar, gaybi (bilinmedik) haberlerdir. Biz, onları sana vahyederek bildiriyoruz. Yusuf’un kardeşleri hile düşünürken kararlarını verdiklerinde, sen onların yanında değildin.
İşte bu kıssa, gayb haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Onlar hile yaparak işlerine karar verdikleri zaman, sen onların yanında değildin.
İşte bu olay, gözünle görmediğin haberlerden senin, onu sana bildiririz, onlar toplanıp da, hile kurarken, orda değildin
İşte (Ey Muhammed!) Sana böylece vahyettiklerimiz senin önceden bilmediğin haberlerdendir. Yapacak oldukları işe karar verdikleri ve tuzaklarını kurdukları zaman sen Yusuf'un kardeşlerinin yanında değildin.
İşte sana vahy iylediğimiz hikâye budur, sen Yûsuf’ın birâderleri hîle tertîb iyledikleri vakit, âna tuzak kurdukları vakit hazır değil idin
102,103. Sana böylece vahyettiklerimiz, gaybe ait haberlerdir. Onlar elbirliği edip düzen kurdukları zaman yanlarında değildin; sen ne kadar yürekten istersen iste, insanların çoğu inanmazlar.
İşte bu (kıssa), gayb haberlerindendir. Onu sana biz vahiy yolu ile bildiriyoruz. Yoksa onlar tuzak kurarak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin.
İşte bu kıssa, gayb haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Onlar, tuzak kurmak üzere ittifak ettikleri zaman, sen onların yanında değildin.
İşte bu (Yusuf kıssası) gayb haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Onlar hile yaparak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin (ki bunları bilesin).
Bunlar, sana vahyettiğimiz geçmişin haberleridir. Onlar topluca karar alıp düzen kurarlarken sen onların yanında değildin.
İşte bu, sana vahiyle bildirdiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar yapacaklarına karar verip mekir (oyun) yaparlarken sen yanlarında değildin.
Bu işte, gayb haberlerinden, sana onu vahy ile bildiriyoruz, yoksa onlar işlerine karar verip mekir yaparlarken sen yanlarında değildin
(Resûlüm!) Bu (kıssa) sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar (Yûsuf’un kardeşleri) o hileli planı kurarlarken de yapacakları (o kötü) işe topluca karar verdikleri vakitte de sen onların yanında değildin.
(Habîbim), bu (kıssa), sana vahy edegeldiğimiz gayb haberlerindendir. (Yoksa) onlar hıyle yaparak işleyecekleri işi kararlaşdırdıkları zaman sen yanlarında değildin.
(Habîbim, yâ Muhammed!) İşte bu (anlatılanlar) gayb haberlerindendir ki, onusana vahyediyoruz. Yoksa, onlar (Yûsuf'un kardeşleri) hîle yaparak işlerine (karar vermek üzere) toplandıkları zaman, onların yanında değildin.
(Ey Resul!) İşte bu (anlatılanlar) gayb haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Onlar (Yusuf’a yönelik) hile yaparak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin (ki bunları bilesin).
İşte bu, sana vahyettiğimiz gayb haberlerinden olup, Yusuf’un kardeşleri kötü bir iş ve tuzak hazırlamak için bir araya geldiklerinde, sen onların yanında değildin.
İşte bunlar görünmeyenin yankılarıdır. Biz onları senin gönlüne bildiriyoruz. Onlar kendi aralarında birleşip anlaşarak tuzak kurdukları gün sen onların yanlarında değildin.
Ya Muhammed ! İşte bu, gayb haberlerindendir, biz onu sana vahiy ediyoruz. Onlar mekir ve hile ederek işlerine karar verdikleri zaman sen yanlarında değildin.
(Ey Peygamber!) İşte bu sana vahy ettiğimiz algılanamayan [ğayb] haberlerdendir. Hani (Yûsuf’un kardeşleri) toplanıp tuzak kurarak işlerine karar verdiklerinde sen onların yanında değildin.
İşte bu, sana vahyettiğimiz gaybe ait haberlerdendir. Onlar elbirliği edip düzen kurdukları zaman da sen yanlarında değildin.
İşte ey Muhammed, bütün bu anlatılanlar, sana vahiyle bildirdiğimiz ve daha önce hiç bilmediğin gayb haberlerindendir. YoksaYûsuf’un kardeşleri, ona karşı sinsice plânlar kurarak yapacakları işe karar verirlerken, sen onların yanında değildin. Dolayısıyla, insanoğlunun bilgi ve tecrübe sınırlarını aşan bu ve benzeri olayları bizzat görmüşçesine haber vermen, senin Peygamber olduğunu gösteren delillerden biridir. Bununla beraber:
Bu, sana vahyettiğimiz Gayb’ın haberlerindendir. Onlar işlerini toparlayarak tuzak kurarlarken yanlarında değildin.
Resulüm bunlar, sana vahiy yoluyla bildirdiğimiz perde arkası / gayb olaylarıdır. Çocuklar, tuzak hazırlamak üzere aralarında anlaşırlarken herhalde yanlarında değildin.
İşte bu anlatılanlar senin gerçeğini hiçbir zaman bilemeyeceğin haberlerdendir. Kardeşleri Yusuf’un aleyhine kararlar alıp tuzak kurarlarken yanlarında değildin.
Bu(nlar), sana vahyetmekte olduğumuz [gayb] (bilinemeyen) haberlerindendir. Onlar tuzak kurarak (kötü) bir işte fikir birliğine vardıklarında sen onların yanında değildin (ki bunları bilesin).
(Ey Muhammed!) İşte bu (kıssa,) senin yanlarında olmadığın halde sana tuzak kurarak, yapacakları işe topluca karar verdiklerinde, Bizim, sana vahiyle bildirdiğimiz ğayb’a ait haberlerdendir.
İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayba dair haberlerdendir. Zira sen, Yusuf’un kardeşleri birleşip hep birlikte tuzaklar kurarlarken yanlarında değildin. 7/101, 11/120, 20/99
(Ey Muhammed) Sana vahyettiğimiz bu kıssa gayb haberlerindendir, onlar (kardeşleri Yusuf'a) tuzak kurduklarında, elbette sen yanlarında değildin.
İşte bu gayb haberlerindendir. Onu sana biz vahiy yolu ile bildiriyoruz. Yoksa onlar toplanıp tuzak kurarak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin.
İşte bu, gayb haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Halbuki sen onların yanlarında değildin, o zaman ki, onlar işlerini yapmaya toplanmışlar ve onlar hile yapar bulunmuşlardı.
İşte bunlar, ey Resulüm, sana vahiy yoluyla bildirdiğimiz gaybî hadiselerdendir. Yoksa onlar, tuzak kurmak ve planlarını kararlaştırmak için toplandıklarında elbette sen onların yanında bulunmuyordun. [3, 44; 28, 44-46; 38, 69-70]
(Ey Muhammed) bu (anlatılanlar), sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Onlar kararlarnı verip tuzak kurarlarken sen yanlarında değildin.
(Yâ Muhammed) Bu, sana vahy iylediğimiz gayb haberlerindendir. Evlâd-ı Ya'kûb Yûsuf'a hîle içün ittifâk iylediklerinde sen onların yanında değildin.
İşte bu, gizli kalmış bilgilerdendir; sana vahiy yoluyla bildiriyoruz. (Kardeşleri Yusuf’a) Tuzak kurarlarken ve görüş birliğine vardıkları sırada yanlarında değildin.
İşte sana vahyettiklerimiz, gaybe ait haberlerdir. Onlar bir araya gelip, düzen kurarlarken yanlarında değildin.
Bunlar gayb haberleridir ki, sana vahyediyoruz. Yoksa, onlar bir araya gelip de tuzaklarını kurarken sen onların yanında değildin.
İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Onlar birlikte karar verip tuzak kurarlarken sen yanlarında değildin.
şol ġayb ħaberlerindendür vaḥy eylerüz anı saña ya'nį iy muḥammedi vaḥı olmaduñ ķatlarında ol vaķt kim ittifāķ eylediler işlerini anlar mekr eylerler iken.
Ol ġayb ḫaberleridür. Saña vaḥy eylerüz anı yā Muḥammed. Sen anlarḳatında degülsin. Danışdılar Yūsuf ḳardaşları anlar ḥīle idüp Yūsufı ḳuyu[ya]bıraḳmaḳda.
(Ya Rəsulum!) Bu, sənə vəhy etdiyimiz (vəhylə bildirdiyimiz) qeyb xəbərlərindəndir. Onlar (Yusifin qardaşları) hiylə quraraq əlbir iş gördükləri (Yusifi quyuya atdıqları) zaman sən ki onların yanında deyildin!
This is of the tidings of the Unseen which We inspire in thee (Muhammad). Thou waft not present with them when they bed their plan and they were scheming.
Such is one of the stories of what happened unseen,(1784) which We reveal by inspiration unto thee; nor wast thou(1785) (present) with them then when they concerted their plans together in the process of weaving their plots.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |