Velekad erselnâ mûsâ bi-âyâtinâ vesultânin mubîn(in)
Andolsun ki biz Musa'yı, delillerimizle ve apaçık bir burhanla göndermiştik
Muhakkak, Musa’yı da ayetlerimizle ve apaçık olan bir delille (güçlü mucizelerle) gönderdik.
Gerçekten Musa'yı ayetlerimizle ve gerçek bir yetkiyle gönderdik
Mûsâ'yı da, âyetlerimizle, mûcizelerimizle, apaçık bir ferman ile, ilâhî bir yetki ile özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere Rasul olarak gönderdik.
Andolsun, Musa'yı da ayetlerimizle ve apaçık bir belgeyle gönderdik.
Andolsun, Musa'yı ayetlerimizle ve apaçık olan bir delille gönderdik.
96,97. Şânım hakkı için, biz Mûsa'yı da Firavuna ve kavminin ileri gelenlerine mûcizelerimizle ve apaçık Asâ hüccetimizle gönderdik de, onlar, Firavun'un emrine uydular. Firavun'un emri ise hak değildi (sapıklıktı.).
96, 97. Andolsun! Biz Musa’yı da ayetlerimizle ve apaçık bir güç ile (peygamber olarak) Firavun ve ordusuna gönderdik. Fakat (ordusu) Firavun’un emrine uydular. Hâlbuki Firavun’un emri, yerinde olan bir karar değildi.
96,97. Andolsun, Mûsâ'yı da âyetlerimizle ve açık bir kanıtla Firavun'a ve ileri gelenlerine gönderdik. Ama onlar Firavun'un emrine uydular. Oysa Firavun'un emri, akla uygun değildi.
96,97. Belgelerimizle, açık hüccetlerimizle; Musa'yı Firavun ile, öne gelenlerine göndermiş idik, uymuşlardı buyrumuna Firavun'un, Firavun'un buyrumu yetkin değildir
96-97. Andolsun Musa'yı da ayetlerimizle ve somut mucizelerle Firavun'a ve onun önde gelen çevresine (nebi olarak) gönderdik. (Buna rağmen) onlar (bizim emrimize değil) Firavun 'un emrine uydular. Oysa Firavun ‘un emri doğruya götürücü (irşat edici) değildi.
Mûsâ’yı mu’cizeler ve ’asâ ile Fir’avn ve ’avanesine gönderdik.
96,97. And olsun ki Musa'yı Firavun ve erkanına mucizelerimizle, apaçık bir delil ile gönderdik. Firavun'un buyruğuna uydular, oysa Firavun'un buyurduğu sağduyuya uygun değildi.
96,97. Andolsun, biz Mûsâ’yı âyetlerimizle ve apaçık bir mucize ile Firavun’a ve onun ileri gelen adamlarına peygamber gönderdik de ileri gelenler Firavun’un emrine uydular. Hâlbuki Firavun’un emri doğru değildi.
96-97. Gerçekten Mûsâ’yı da mûcizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun’a ve onun adamlarına gönderdik; fakat onlar (Mûsâ’ya değil) Firavun’un emrine uydular; oysa Firavun’un emri isabetli değildi.
96, 97. Andolsun ki Musa'yı da mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun'a ve onun ileri gelenlerine gönderdik. Fakat onlar Firavun'un emrine uydular. Oysa Firavun'un emri doğru değildi.
Musa'yı ayetlerimizle (mucize ve vahyimizle) ve kesin bir yetkiyle gönderdik
Andolsun Musa'yı da âyetlerimizle ve apaçık bir belge ile gönderdik.
Celâlim hakkı için Musâyı da âyetlerimizle ve bir sultanı mübîn ile gönderdik
96-97. Kasem olsun ki, Mûsâ’yı da âyetlerimizle ve apaçık bir delille Firavun’a ve adamlarına (peygamber olarak) gönderdik. Fakat onlar (hakka uymak yerine) Firavun’un emrine uydular. Hâlbuki Firavun’un emri, (onları doğru yola ileten, dolayısıyla itaat edilmesi gereken) hak (bir emir) değildi.
Ant olsun Musa'yı ayetlerimizle ve apaçık bir yetkiyle gönderdik;
96,97. Andolsun ki biz Musâyı da Fir'avna ve onun ileri gelenlerine mucizelerimizle ve apaçık bir hüccetle gönderdik de yine onlar Fir'avnın emrine tâbi oldular. Halbuki Fir'avn'ın emri hiç de salâhiyyetli ve dürüst değildi.
Gerçekten Musa’yı da ayetlerimizle (hüküm, kanun, ilke, emir ve yasaklarımızı içeren mesajlarımızla) ve açık bir kanıtla (mucize ile) göndermiştik. *
Musa’yı da açık ve güçlü delillerimizle,
And olsun ki Biz Musa’yı belgelerimizle, apaçık bir kanıtla gönderdik,
Andolsun ki, Biz Musa’yı ayetlerimizle/mucizelerimizle ve apaçık bir yetki [sultân] ile gönderdik.
Hiç şüphesiz Musa'yı ayetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik.
Ve onların ardından, Mûsâ’yı ayetlerimizle ve Peygamberliğini ispatlayan apaçık bir delille, Firavun’a ve onun yanındatoplum yönetiminde söz sahibi ileri gelen adamlarına gönderdik.
And olsun açık bir sültan (karizma / etkileme gücü) ve âyetlerimiz ile Musa’yı rasûl gönderdik!
Musa'yı mucizeler ve belgeler destekli olarak görevlendirdik.
Musa’yı ayetlerimizle birlikte Firavun’a gönderdik.
96,97. Yemin olsun ki Musa’yı da ayetlerimizle [*] ve apaçık bir delille Firavun’a ve onun yöneticilerine göndermiştik. Onlar, Firavun’un emrine uymuşlardı. (Oysa) Firavun’un emri asla doğru değildi.
Yemin olsun, Mûsa’yı (da) âyetlerimizle¹ ve apaçık bir mûcizeyle² gönderdik.
VE GERÇEK ŞU Kİ, Biz Musa’yı ayetlerimizle ve apaçık bir yetkiyle
96-97. Vaktiyle biz Musa’yı da ayetlerimizle ve açık bir ayet/mucize desteğimiz ile Firavun ve onun yönetici seçkinlerine göndermiştik. Ama onlar, tuttular da Firavun’un emrine uydular; oysa Firavun’un yönetim sistemi hiç de akıllıca değildi. 20/42-43, 43/46-47
DOĞRUSU Biz Musa’yı da, âyetlerimizle ve apaçık bir delil eşliğinde göndermiştik
96.97. Andolsun ki Musa'yı da, -mucizelerimizle ve apaçık bir delil ile- Firavun ile topluluğuna gönderdik, fakat (Firavun iman etmedi ve topluluğu) Firavun'un emrine uymakta devam ettiler. Oysa Firavun'un emri hak değildi! (Allah’ı inkar ediyordu)
Andolsun, Mûsâ’yı da âyetlerimizle ve açık bir güç (asası) ile gönderdik.
Ve andolsun ki, Mûsa'yı âyetlerimiz ile ve apaçık bir hüccetle gönderdik.
96, 97. Mûsâ'yı da âyetlerimizle ve özellikle pek âşikâr bir delil ile, Firavun'a ve ileri gelen yardımcılarına Peygamber olarak gönderdik. Ama adamlar tutup Firavun'un emrine tâbi oldular. Oysa Firavun'un emri tutarlı ve doğru bir emir değildi. [3, 128; 7, 60; 73, 16; 79, 21-26]
Andolsun, Musa'yı da ayetlerimizle ve açık bir delil ile gönderdik.
Biz, Mûsâ'yı mu'cizât ve âşikâr beyyinât ile Fir'avn kavmine gönderdik.
Şurası bir gerçek ki Musa’yı da ayetlerimizle ve açık bir delille elçi gönderdik,
96,97. -Musa'yı da ayetlerimizle ve açık bir belge ile Firavun ve çevresine göndermiştik. Onlar, Firavun'un emrine uydular; oysa Firavun'un buyruğu doğru yola çıkarmazdı.
Biz Musa'yı da âyetlerimizle ve apaçık bir delille gönderdik.
Yemin olsun, Mûsa'yı ayetlerimizle ve açık bir kanıtla gönderdik;
96-97. daħı bayıķ viribidük mūsā’yı nişānlarumuz-ıla daħı hüccet-ile bellü fir'avn daħı serverlerdin pes uydılar fir'avn işine. daħı degül fir'avn işi ŧoġru yol dutıcı.
Taḥḳīḳ biz viribidük Mūsāyı bizüm āyetlerümüzle, daḫı ulu mu‘cizāt‐ıla.
Biz Musanı da mö’cüzələrimizlə və açıq-aşkar bir (dəlillə) peyğəmbər göndərdik -
And verily We sent Moses with Our revelations and a clear warrant.
And we sent Moses,(1598) with Our Clear (Signs) and an authority manifest,
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |