Musevvemeten ‘inde rabbik(e)(s) vemâ hiye mine-zzâlimîne bibe’îd(in)
(Bu azap taşlarını) Rabbin katında belirli biçimlere sokulup (kime isabet edeceği ayarlanıp) damgalanmış (sanki füze, roket ve mermiler misali hazırlanmış) olarak (gönderdik ve sapkın zalimleri mahvu perişan ettik). Bu (ve benzeri felaketler her asırdaki) zalimlerden (ve eşcinsellik gibi rezaletleri tasvip ve teşvik eden hükümetlerden) de uzak değildir.
O taşlar, Rabbin katında işaretlenerek yağdırılmıştır. Yani hangi taş nereye ve kime isabet edecekse, o şekilde proğramlanmıştır. O yok edilen şehirler, senin kavmin olan kureyş kâfirlerinden uzakta da değildir, seyahatleri esnasında o bölgeyi görebilirler veya o taşlar yaratılış gayesi dışına çıkan hiçbir kimseden uzak değildir, bu yaşantıda olanların hepsine gönderilebilir.
Rabbin katından işaretlenmiş (taşlar). Bunlar, zalimlerden uzak değildir. [10]
Rabbinin katında 'belli bir biçime sokulmuş, damgalanmış' olarak. Bunlar zalimlerden uzak değildir.
Ki onlar, Rabbinin katında (hükmünde) azab için damgalanmışlardı. Bu taşlar, senin ümmetinin zalimlerinden de uzak değildir. (Onların da başına yağar.)
82, 83. İşte emrimiz geldiği zaman, Biz o şehrin altını üstüne getirdik. Üzerlerine çamurdan biçilmiş Rabbin katından (gayb âleminden) işaretlenmiş sert taşlar yağdırdık. İşte böyle bir azap, zalimlerden uzak olmaz.
O taşlar Rabbin katında işaretlenerek yağdırılmıştır. Onlar zâlimlerden uzak değildir.
Taşlar zalimlerden uzak değildir
O taşlar ki (böyle toplumlar için) Rabbin tarafından hazırlanmış, işaretlenmiştir. O taşlar, zalimlerin başından hiç eksik olmaz.
82, 83. Bizden bir emir geldi, o şehir başdan aşağıya kadar harâb oldı. Ahâlînin üzerine Allâh tarafından pişmiş kerpiçler yağdı. O zâlimler bu ’azâba müstehak olmakdan dûr değildiler.
82,83. Buyruğumuz gelince oraların altını üstüne getirdik; üzerine Rabbinin katından, işaretli olarak yığın yığın sert taş yağdırdık. Bunlar zalimlerden hiçbir zaman uzak olmayacaktır.*
82,83. (Azap) emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerine de Rabbinin katında işaretlenmiş pişirilmiş balçıktan taşlar yağdırdık. Bunlar zalimlerden uzak değildir.
82-83. Emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine sağanak halinde, rabbin katında işaretlenmiş taşlar yağdırdık. Böyle cezalar zalimlerin başından hiç eksik olmaz.
(O taşlar:) Rabbin katında işaretlenerek (yağdırılmıştır). Onlar zalimlerden uzak değildir.
Zalimleri bulsun diye Rabbin tarafından belirlenmiş (taşlar)..
Bu taşlar Rabbinin katında damgalanmışlardı. Bunlar zalimlerden uzak şeyler değildir.
Ki rabbının ındinde damgalanmışlar, ve bunlar zalimlerden baîd değildir
(O azap taşları) Rabbinin emriyle işaretlenmiş (hangi kâfirin üzerine düşeceği belirlenmiş) taşlar idi. Bunlar (azap taşları), zâlimlerden uzak değildir.
82,83. Vaktaki (azâb) emrimiz geldi, (o memleketin) üstünü altına getirdik ve tepelerine balçıkdan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdik ki onlar Rabbinin katında hep damgalanmışlardı. Onlar zaalimlerden uzak değildir.
(Ki bu taşlar) Rabbinin katında (her taşın kime isâbet edeceği dahi belli olarak)damgalanmıştır. Hem o (taşlar), zâlimlerden uzak değildir!
Rabbinin katında belirlenmiş bu ceza, haksızlık yapan (zulmeden) toplumlardan, hiçbir zaman uzak değildir.
O taşların herbiri çalabının yönünden damgalanmıştı. Bu taşlar kıyıcıların üzerinden eksik olmıyacaktır.
Medyene/de kardeşleri Şuayb/ı gönderdik. Onlara dedi ki: «— Ey kavmim! Tanrı/ya tapın, O/ndan başka sizin için bir tapacak yoktur. Ölçeği, teraziyi eksik yapmayın. Ben sizi herhalde hal ve vakti yerinde görüyorum [³], ben bir gün sizi kuşatacak azaptan korkuyorum [⁴].
(O taşlar) Rabbinin katından damgalanmış olup zalimlerden hiç de uzak değildirler.
(O taşlar) Rabbin katında işaretlenmiş (hangi zalimin üzerine düşeceği belirlenmiş) taşlar idi. Onlar (taşlar, diğer), zalimlerden (de pek) uzak değildir.
O taşlar, öyle tesâdüfen yağmadı onların başına. Aksine her bir taş, Rabb’inin katında işâretlenmiş ve zâlimleri cezalandırmak için özellikle gönderilmişti. Ve siz ey insanlar! Kendinizi benzer bir felâketten uzak sanmayın! Zira bu tür cezalar, zâlimlerden hiç de uzak değildir! İlahi ceza dün de vardı, bugün de var, yarın da olacaktır!
Ve aradan yıllar geçti; zamanla inkârcılık, yeniden ortaya çıktı. İşte, insanlık tarihinin bir başka ibret verici sayfası:
Rabbinin katında işaretlenmiş olarak!
Oysa o, Zâlimler’den uzak değildir.
Tanrı damgalı ve de zalime ayarlı taşlarla...
Her taş inkâr edenlere azap için Rabbinin katında işaretlenmişti. Onların hiç biri azabımızdan kurtulamadı. Bütün inkâr eden sapıklar cezalarını buldular. Hepsi yok olup gitti.
82,83. (Azap) emrimiz gelince, oranın üstünü altına getirmiş ve üzerlerine Rabbin katında işaretlenerek [*] (balçıktan) pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırmıştık. Onlar (işaretli taşlar), zalimlerden uzak değildir.
(Hem de bu taşlar,) Rabbinin katında, damgalanmıştır¹ ve bu taşlar, zâlimlerden hiç de uzak değildir.²
O taşlar ki, [günaha gömülüp gitmiş böyle toplumları tepelemek için] Rabbinin katında hazırlanmış, işaretlenmiştir. O taşlar ki, zalimlerin başından hiç eksik olmaz! ¹¹⁵
82-83. Azap hükmümüz gelince o memleketin altını üstüne getirdik. Üzerlerine Rabbin tarafından hedefi belirlenmiş işaretli, püskürtü halinde sert taşlar yağdırdık. Bu taşların zalimleri de helak etmesi pek de uzak değildir.
Rabbin tarafından hedefi belirlenmiş (taşlar)…[¹⁷⁸⁰] O bölge ki, şu malum zalimlerin pek de uzağında değildir.
(o taşlar) Rabbin katında nişanlanmış idi. (Kime isabet edip helak edeceği yazılı idi) Bu, (ceza) ise (herhangi bir peygambere karşı gelen) zalimlerden uzak değildir! (Onların da başlarına böyle felaketler gelebilir)
Rabbinin katında işaretlenmiş (taşlar). O (taşlar), zâlimlerden uzakda değildir.
(O taşlar) Rabbin indinde nişanlanmış idi, ve o, zalimlerden uzak değildir.
82, 83. Azap emrimiz gelince o ülkenin üstünü altına çevirdik ve üzerlerine pişirilmiş balçıktan yapılıp istif edilmiş ve Rabbinin nezdinde damgalanmış taşlar yağdırdık. Evet bu taşlar şimdiki zalimlerden de uzak değildir. [51, 33]
Rabbinin katında işaretlenmiş (taşlar). O, zalimlerden uzak değildir.
82,83. Emrimiz (helâklerine hükmümüz) geldikde beldenin üstüni altına getirdik. Üzerlerine de rabbin tarafından nişânlı, pişmiş çamurdan taşlar yağdırdık. Bu 'azâb zâlimlerden uzak değildi.
Rabbinin katında belirlenmiş taşları yığdık. Onlar (Lut kavminin yaşadığı yer), yanlış yapan bu kimselerden (Mekke’den) uzak değildir.
82,83. -Emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerlerine Rabbin katından, işaretli olarak yığın yığın sert taş yağdırdık. Bunlar şimdi de zalimlerden uzak değildir.
Rabbin katında damgalanmış taşlar. Zalimlerden çok uzak değildir bu.
82-83. pes ol vaķt kim geldi buyruġumuz ķılduķ yücesini anuñ aşaġasın. daħı yaġdurduk anuñ üzere ŧaş ŧaş olmuş balçıķdan biri biri ardınca olınmış nişānlanmış çalabuñ ķatında. daħı degül ol, ya'nį degül ol bellü ol žālimlerden ıraķ.
‘Aẕāb‐ıçun düzülmişler, ‘alāmetlüler Tañrı Ta‘ālā ḫazīnelerinde. Daḫı olẓālimlerden ıraḳ degüldür.
Onlara Rəbbinin dərgahında əlamət qoyulmuş (hər daş kimə dəyəcəkdisə, üstünə adı yazılmışdı). (Ya Rəsulum!) O (daşlar sənin ümmətin içərisində olan) zalımlardan də uzaq deyildir! (Əgər şirkdən və küfrdən tövbə edib əl çəkməsələr, onların da başına yağar).
Marked with fire in the providence of thy Lord (for the destruction of the wicked). And they are never far from the wrong-doers.
Marked as from thy Lord:(1580) Nor are they(1581) ever far from those who do wrong!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |