Veutbi’û fî hâżihi-ddunyâ la’neten veyevme-lkiyâme(ti)(k) elâ inne ‘âden keferû rabbehum(k) elâ bu’den li’âdin kavmi hûd(in)
Ve şu dünyada da lanete uğratıldılar, kıyamet gününde de. Bilin ki hiç şüphe yok Âd, Rablerine karşı kafir oldu; bilin, uzaklık Hud'un kavmi Âd'a.
(Bâtılın ve barbarlığın peşine takılanlar) Bu dünyada da, kıyamet gününde de lanete tâbi tutuluvermişlerdi. Haberiniz olsun; gerçekten Ad (halkı), Rablerini inkâr (nebilerine isyan) etmişlerdi. Haberiniz olsun; Hz. Hud’un kavmi (olan) Ad’a (Allah’ın rahmetinden) uzaklık (verilmişti).
Bu dünyada da, ahirette de lanet peşlerine takılıp kaldı. Haberiniz olsun ki Âd toplumu, Rablerini tanımayıp gerçekleri örtbas ettiler. Gözünüzü açın ki, işte böyle yok olup gitti Hûd'un kavmi olan Âd.
Bu dünyada da kıyamet gününde de lanete uğradılar. İyi bilin ki, Ad halkı Rabblerini inkar ettiler. Dikkat edin, Hud'un kavmi Ad uzak olsun.
Ve bu dünyada da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. Haberiniz olsun; gerçekten Ad (halkı), Rablerine (karşı) inkâr ettiler. Haberiniz olsun; Hud kavmi Ad'a (Allah'ın rahmetinden) uzaklık (verildi).
Onlar, hem dünyada, hem ahiret gününde bir lânete (ceza ve azaba) tabi tutuldular. Dikkat edin! Ad Kavmi, gerçekten Rabbini inkâr etti. Haberiniz olsun! Hûd'un kavmi âd, Allah'ın rahmetinden uzak kalmıştır.
Bu dünyada da lanete uğradılar, kıyamet günü de. İşte Âd, Rablerini inkar eden bir kavim idi. İşte Hûd’un kavmi olan Âd kahrolsun!...
Onlar hem bu dünyada hem de kıyamet gününde lanete tâbî tutulacaklar. Biliniz ki, ‘Âd halkı Rabblerini inkâr ettiler. Yine biliniz ki Hûd'un kavmi ‘Âd, Allah'ın rahmetinden uzak olsun.
Hem dünyada, hem ahret gününde lânete uğradılar, iyi bilin Âd ulusu küfretmiştir Tanrılarına, Hûd ulusu olan Âd'ın işi bataktır
Onlar hem bu dünyada hem de kıyamet gününde Allah'ın lânetine uğradılar. Bakın, işte Rablerini ısrarla inkâr eden işte bu Âd (kavmi) idi. Unutmayın ki; Hud'un kavmi Âd (tarih sahnesinden) işte böyle olup gitti.
’Ânlar dünyâda Allâh’ın la’netine hedef oldılar. Âhiretde ânlara: "Sen rabbine karşu küfr itmedin mi?" diyu sordılar ve Hûd’ın kavmi ’Âd uzak olsun dinildi.
Bu dünyada da, kıyamet gününde de lanete uğradılar. Bilin ki Ad milleti Rablerini inkar etti ve yine bilin ki Hud'un milleti Ad Allah'ın rahmetinden uzaklaştı.*
Onlar, hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lânete uğratıldılar. Biliniz ki Âd kavmi, Rablerini inkâr etti. (Yine) biliniz ki Hûd’un kavmi Âd, Allah’ın rahmetinden uzaklaştı.
Onlar hem bu dünyada hem de kıyamet gününde lânete uğradılar. Evet Âd rabbini inkâr etti. Hûd’un kavmi Âd’ın canı cehenneme!
Onlar hem bu dünyada hem de kıyamet gününde lânete tâbi tutuldular. Biliniz ki, Âd (kavmi) Rablerini inkâr ettiler. (Şunu da) bilin ki Hûd'un kavmi Âd, Allah'ın rahmetinden uzak kılındı.
Bunun üzerine, hem dünya hayatında ve hem diriliş gününde bir lanete uğradılar. Kısacası, Ad halkı, Rab'lerine karşı çıktı. Hud'un halkı Ad yok olmuştur.
Hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde bir lânetle izlendiler. Bilin ki, Âd kavmi, gerçekten Rablerini inkâr ettiler. Yine bilin ki, Hud'un kavmi olan Âd, defolup gittiler.
Hem bu Dünyada bir lâ'netle ta'kıb edildiler hem Kıyamet gününde, bak Âd, rablarına hakıkaten küfrettiler, bak def'oldu gitti o Hûd kavmi Âd
Onlar, hem dünyada, hem âhiret gününde lânete uğradılar. Bilin ki, Âd (kavmi,) gerçekten Rablerine nankörlük ettiler. (Ve yine) bilin ki Hûd’un kavmi (olan) Âd, (müstahak olduklarından dolayı, Allah’ın rahmetinden) uzak kılındı.
Bu dünyada da Kıyamet Günü'nde de lanete tabi tutuldular. İyi bilin ki gerçekten Âd halkı Rabb'lerine nankörlük ettiler. İşte böyle yok olup gitti Hûd halkı Âd.
Onlar bu dünyâda da, kıyaamet gününde de lâ'net (cezasına) tâbi' tutuldular. Haberiniz olsun ki Âd (kavmi) Rablerine küfretdiler. Gözünüzü açın ki Hûd'ün kavmi olan Âd'e (rahmet-i ilâhiyyeden ebedi) uzaklık (verildi).
Böylece hem bu dünyada, hem de kıyâmet gününde lâ'nete tâbi' tutuldular. Haberiniz olsun! Şübhesiz ki Âd (kavmi) Rablerini inkâr ettiler. Dikkat edin! (İsyanları yüzünden Allah'ın rahmetinden uzaklaşan) Hûd'un kavmi olan Âd, helâk olsun!(2)
Ve onlar (o zalim ve azgın Âd kavmi)) dünyada (rahmetten) dışlanmaya tabi tutuldullar (müstahak oldular), kıyamet gününde de (yine dışlanmaya tabi tutulacaklardır). Bilin ki, şüphesiz Âd kavmi Rablerini (inkâr edip) nankörlük etmişti. Bilmiş olun ki, Hûd’un kavmi âd, (bu nankörlük, azgınlık, zulüm ve isyanları sebebiyle rahmetimizden) uzak kalmıştır. *
İnsanları kendilerine zorla uymalarını sağlayan zorbalara, bu dünyada ve ahiret gününde bir lanet var. Ad toplumu Rablerini inkâr etmedi mi? Hud’un kavmi Ad (yaptıklarından dolayı) yok olup toplumlardan uzak olmasın mı?
Onlar bu dünyada da, kıyamet gününde de lanete uğratıldılar. Bilin ki Ad’lar çalaplarını tanımaz oldular. Bilin ki Hud’un ulusu olan Ad Allah’ın esirgeyiciliğinden uzaklaştırıldı.
Böylece hem bu dünyada hem de kıyamet gününde lanete tabi tutuldular/lanete uğratıldılar. İyi biliniz ki onlar Rablerini inkâr ettiler. (Yine) iyi biliniz ki Hûd’un kavmi Ad, Allah’ın (rahmetinden) uzaklaştı.
Bu dünyada da kıyamet gününde de lanetle izlendiler. İyi bilin ki Ad (kavmi) Rablerini inkâr etti. Hey, Hûd'un kavmi Ad'a, (Allah'ın rahmetinden) uzaklık olsun.
Bu yüzden, hem bu dünyada, hem de mahşer gününde,onları helak edecek bir lânet takıldı peşlerine.
Dikkat edin;işte Rab’lerini böyle inkâr etmişti Âd kavmi! Dikkatedin; işte böyle helâk olup gitti, Hûd’un kavmi Âd!
Ve aradan yıllar geçti; zamanla inkârcılık, yeniden ortaya çıktı. İşte, insanlık tarihinin bir başka ibret verici sayfası:
Bu Dünya’da da, Kıyâmet günü’nde de lanete uğradılar. Dikkat edin! Âd, rabb’lerini yalanladı. Dikkat edin! Hûd’un kavmi Âd def’olup gitti.
O yüzden, hem bu dünyada hem öbür dünyada laneti hak ettiler. Evet Ad'lılar, Tanrı'yı inkar ettiler. Artık Hûd'un Ad halkı için yapacak bir şeyi yoktu...
Böylece hem dünyada hem ahirette peşlerine kötü bir ün takıldı. İyi bilin ki, Ad toplumu Allah’ın emir ve yasaklarını inkâr etti. Rahmetimizden uzak yok olup gitti. Onları hiç kimse kurtaramadı. Bu sonuç: İnkârlarının ve yasalarımıza uymayarak yaşadıkları hayatın sonucudur. Şüphesiz Rabbin onlara zulmetmedi. Sadece kendi istekleriyle hak ettikleri cezayı verdi. Muhakkak ki, Rabbin adalet sahibidir.
Onlar hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lânete tabi tutuldular. Şunu iyi bilin ki; gerçekten Âd (kavmi) Rablerini inkâr ettiler. İşte Hûd’un kavmi Âd, (böylece) defolup gitti.
Bu dünyada da [Allah’ın] lâneti kovaladı durdu onları, ölümden sonra kalkış gününde de [sonuç olarak yine onunla kuşatılacaklar]. ⁸⁶ Bakın, işte Rablerini böyle yok saymıştı ‘Âd [toplumu]! Bakın, işte böyle yok olup gitti Hûd’un kavmi ‘Âd.
Bu yüzden dünyada lanete uğradılar, kıyamet günü de lanete uğrayacaklar. İyi bilin ki Âd toplumu da, Rablerinin mesajlarına inanmadılar. Dikkat edin, Hud’un kavmi Ad, tarih sahnesinden silindi gitti. Hud’un kavmi Ad’ın canı cehenneme! 3/86, 7/72
Sonuçta peşlerine, bu dünyada da kıyamette de bir lânet takıldı. Unutmayın ki, Rablerini ısrarla inkâr eden işte bu ‘Âd idi. Unutmayın: Hûd’un kavmi ‘Âd[¹⁷⁵⁴] tarih sahnesinden işte böyle silindi.
Bundan ötürü de, hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde la'nete uğradılar. Haberiniz olsun ki, Ad kavmi Rablerini (vahdaniyetini) inkar ettiler ve yine iyi bilin ki, Hud'un kavmi olan Ad, Allah'ın rahmetinden yoksun kaldı.
Onlar hem bu dünyada, hem de kıyamet/diriliş gününde lânete tabiler. Biliniz ki Âd kavmi, Rablerini inkâr etti. Ve biliniz ki Hûd’un kavmi Âd, Allah’ın rahmetinden uzaklaştı.
Ve bu dünyada bir lânete tâbi tutuldular, Kıyamet gününde de. Haberiniz olsun, şüphe yok ki Âd, Rablerine kâfir oldular. Agâh olunuz ki, Hûd kavmi olan Âd için bir uzaklık olsun.
59, 60. İşte Âd halkı buydu. . . Rab'lerinin âyetlerini inkâr ettiler, O'nun peygamberlerine isyan ettiler ve Hakka karşı gelen her inatçı zorbanın isteklerine uydular. Hem bu dünyada lânete tâbi tutuldular, hem de kıyamet gününde. Evet, Âd halkı, Rab'lerini tanımayıp inkâr yolunu tuttular. Dikkat et: Nasıl da defoldu gitti o Hûd'un kavmi Âd! [53, 50]
Böylece hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde peşlerine la'net takıldı. İyi bilin, 'Ad (kavmi) Rablerini inkar ettiler; iyi bilin Hud'un kavmi 'Ad, (Allah'ın rahmetinden) uzak olsun (yok olup gitsin)!
Onlara dünyâda ve yevm-i kıyâmetde la'net olundı. Hûd kavmi olan 'Âd'a Allâh'ın rahmetinden uzaklık virildi.
Onlar bu dünyada dışlandılar; (mezardan) kalkış gününde de dışlanacaklardır. Bilin ki Ad halkı Rablerini görmezlikten geldiler. Bilin ki Ad da, Hud halkı da yıkılıp gitti.
Bu dünyada da, kıyamet gününde de lanete uğradılar. İyi bilin ki Âd, Rabbini tanımadı. Dikkat edin, Hûd'un toplumu Âd helak edildi.
Bu dünyada da, kıyamet gününde de onlar lânete uğratıldılar. Bilmiş olun ki Âd kavmi Rablerine nankörlük etmişti. İbret alın ki, Hud'un kavmi Âd işte böyle yok olup gitti.
Bu dünyada ve kıyamet gününde arkalarına lanet takıldı. Dikkat edin; Âd, Rablerine nankörlük etmişti. Dikkat edin, Hûd'un kavmi olan Âd geri gelmez oldu.
daħı uydurınıldılar uşbu dünyede [115b] la'neti daħı ķıyāmet güni. iy bayıķ 'ād kāfir oldılar çalabı’larına iy helāklıķ olsun 'āda hūd ķavmı!
Tābi‘ oldı, anlara bu dünyāda la‘net oldı, āḫiretde daḫı. Bilmiş oluñuz ki‘Ād ḳavmi kāfir oldılar özleri[ni] yaradan Tañrıya. Bilmiş oluñuz la‘net ol‐dı Hūd ḳavmi ‘Ād ṭāyifesine.
Və, beləliklə, dünyada da, qiyamət günündə də lə’nətə uğradılar. Bilin ki, Hud tayfası Rəbbini inkar etmişdi. Xəbəriniz olsun ki, Hudun tayfası Ad (Allahın mərhəmətindən) kənar (uzaq) oldu. (Ərəb tarixində iki Ad tayfasının adı çəkilir. Biri Hudun tayfası Ad, digəri isə Adul–İrəmdir ki, ona Zatul–İmad da deyilir. Onları bir-birindən fərqləndirmək üçün burada birinci Ad qəbiləsi Hud qövmü adlandırılır).
And a curse was made to follow them in the world and on the Day of Resurrection. Lo! Aad disbelieved in their Lord. A far removal for Aad, the folk of Hud!
And they were pursued by a Curse in this life,- and on the Day of Judgment. Ah! Behold! for the ´Ad rejected their Lord and Cherisher! Ah! Behold! removed (from sight) were ´Ad the people of Hud!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |