14 Kasım 2024 - 12 Cemaziye'l-Evvel 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hûd Suresi 47. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kâle rabbi innî e’ûżu bike en es-eleke mâ leyse lî bihi ‘ilm(un)(s) ve-illâ taġfir lî veterhamnî ekun mine-lḣâsirîn(e)

Nuh, Rabbim dedi, bilmediğim şeyi senden istemekten, gene sana sığınırım ve beni yarlıgamazsan, bana acımazsan ziyankarlardan olurum ben.

(Hz. Nuh) Dedi ki: "Ey Rabbim! Bilgim (ve yetkim) olmayan şeyi Senden istemekten (artık) Sana sığınırım... Ve (beşeri bir zaafiyet ve şefkatle yaptığım yanlışlıklardan dolayı) eğer beni bağışlamaz ve acıyıp merhamet buyurmazsan hüsrana uğrayanlardan olurum!"

[Not: Bu ayetlerden anlaşılıyor ki, Hz. Nuh’un oğlu açık inkârcılardan değil, Müslüman görünen ama iman kalbine tam yerleşmeyen münafık tipli bir insa... Devamı..

Nuh dedi ki: “Ey Rabbim! Bilmediğim bir şeyi senden istemekten, yine sana sığınırım; eğer beni bağışlamaz ve merhamet etmezsen, herhalde kaybedenlerden olurum!”

Nuh:
“Rabbim, hakkında bilgim olmayan bir konuda, senden bir şey istemekten sana sığınırım. Sen beni bağışlamazsan, sen bana merhamet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum.” dedi.

O da: "Ey Rabbim! Hakkında bilgim olmayan bir şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer sen beni bağışlamaz ve bana rahmet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum." dedi.

Dedi ki: 'Rabbim, bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum.'

Nûh, dedi ki: “- Ey Rabbim, bilmediğim şeyi, senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen, hüsrana düşenlerden olurum.”

Nuh: “Ya Rabbi! Hakkında bilgim olmayan bir şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Eğer beni bağışlayıp bana rahmet etmezsen, zararlı çıkanlardan olurum.” dedi.

Nûh, “Rabbim! Doğrusu, hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni affetmezsen ve bana merhamet etmezsen kaybedenlerden olurum.” dedi.

Nuh dedi ki: «Tanrım, ben sana sığınırım, bilmediğim şeyi istediğimden, beni bağışlamazsan, beni yarlıgamazsan zarar eden kimselerden olurum»

“(Nuh) Ey Rabbim! Senden, hakkında bilgi sahibi olmadığım herhangi bir şey istemekten sana sığınırım! Eğer beni bağışlamaz, bana acımazsan, şüphesiz kaybedenlerden olurum!” dedi.

Nûh: "Yâ rabbî sana ilticâ idiyorum. Bilmediğimi sana sormakdan beni vikâye it. Eğer beni ’afv itmez isen ben mahv olurum" didi.

"Rabbim! Bilmediğim şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen kaybedenlerden olurum" dedi.

Nûh, “Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum” dedi.

Nûh dedi ki: “Ey rabbim! Ben, senden hakkında bilgi sahibi olmadığım bir şeyi istemekten yine sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, kaybedenlerden olurum!”

Nuh dedi ki: Ey Rabbim! Ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum!

Dedi ki: "Rabbim, bilgim olmayan bir konuda sana yalvardığım için sana sığınırım. Beni bağışlamaz ve bana acımazsan kaybedenlerden olurum."

Nuh: "Ey Rabbim! Ben bilmediğim bir şeyi istemiş olmaktan dolayı sana sığınırım. Sen beni bağışlamazsan, bana merhamet etmezsen ben hüsrana uğrayanlardan olurum.

Ya rabb! Dedi: senden bilmediğim şey'i istemekten sana sığınırım, sen bana mağrifetini reva, rahmetini atâ kılmazsan ben husrâna düşenlerden olurum

O da, “Ey Rabbim! Hakkında (kesin) bilgim olmayan bir şeyi senden istemekten sana sığınırım. (Bana bildirmen üzere artık gerçeği/hakikati öğrendim. Rabbim biliyorsun ki kötü bir niyetim yoktu, zâhire göre hareket ettim, her daim senin affına, senin merhametine sığınırım.) Eğer sen beni (zellemden dolayı) bağışlamaz ve bana rahmet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum.” dedi.

* Zelle: Peygamberlerden bir kasıt olmaksızın, unutarak ya da yanılarak meydana gelen, evlayı terk kabilinden, makamlarına uygun düşmeyen söz veya dav... Devamı..

“Rabb'im! Bilmediğim bir şeyi Sen'den istemekten Sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve merhamet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum.” dedi.

(Nuh) «Ey Rabbim, dedi, ben bilgimin olmadığı şey'i Senden istemekden Sana sığınırım. Eğer beni yarlığamazsan, beni esirgemezsen husrâne düşmüşlerden olurum».

(Nûh) dedi ki: “Rabbim! Doğrusu ben, hakkında bilgi sâhibi olmadığım bir şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer bana mağfiret etmez ve bana merhamet etmezsen, hüsrâna uğrayanlardan olurum.”

(Bunun üzerine Nûh da) şöyle demişti: ‘’Rabbim! Doğrusu ben, hakkında bilgi sâhibi olmadığım bir şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer bana mağfiret etmez ve bana merhamet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum!’’

Nuh “Rabbim bilgim olmayan konularda bir şeyler istemekten, sana sığınıyorum. Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen, ben kendine yazık etmişlerden olurum” dedi.

Nuh dedi: "Çalabım! Senin işine karıştığım için Sana sığınırım. Eğer Sen beni yarlıgamazsan, esirgemezsen bana yazık olur."

Nuh dedi: Yâ Rab! Bilgim olmayan şeyi bir daha sana sormadan yine sana sığınırım. Eğer beni yarlıgamazsan, bağışlamazsan ben ziyankârlardan olurum.

(Nûh) dedi ki: “Rabbim, hakkında bilgi sahibi olmadığım bir şeyi Sen’den istemekten Sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen ben zarara uğrayanlardan/kaybedenlerden olurum.”

“Rabbim! Bilmediğim şeyi senden istemekten sana sığınırım. Beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum” dedi.

Bunun üzerine Nûh, “Ey Rabb’im! İçyüzünü bilmediğin bir şeyi senden istemekten Sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz, bana merhamet etmezsen, dünyada da âhirette de kaybedenlerden olurum!” dedi.

-“Rabbim! Ben, hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Beni bağışlamaz ve bana acımazsan, Hüsrana Düşenler’den olurum” dedi.

Nuh mahcup oldu: " Ya Rab senden içyüzünü bilmediğim bir şeyi istediğim için affına sığınıyorum. eğer beni bağışlamazsan, eğer beni sevmez isen, mahvolurum ben. "

Nuh: "Rabbim! Bilmediğim bir şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz, bana acımazsan, ziyana uğrayanlardan olurum!"

(Nuh) şöyle demişti: “Rabbim! Senden hakkında bilgim olmayanı istemekten sana sığınırım. Beni bağışlamaz ve merhamet etmezsen kaybedenlerden olurum!”

(Nûh): “Ey Rabbim! Bilgim olmayan şey (hakkında) Senden bir şey istemekten Sana sığınırım. Eğer Sen beni bağışlamaz ve bana rahmet etmezsen, (işte ben o zaman) perişan olurum.”¹ dedi.

1 Böylece Hz. Nûh oğlunun affını istemekle, yaptığı hatadan dolayı tevbe etmiş oldu.

“Ey Rabbim!” dedi [Nûh], “Senden, hakkında bilgi sahibi olmadığım herhangi bir şey istemekten Sana sığınırım! Çünkü, beni bağışlamaz, beni acıyıp esirgemezsen, şüphesiz, kaybedenlerden olurum!”

Ve Nuh da: - Rabbim, aslını esasını bilmediğim şeyi senden talep etmekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen işte o zaman büsbütün kaybedenlerden olurum, dedi. 7/23, 17/36

(Nûh) “Rabbim! Hakkında bilgim olmayan bir şey istemekten sana sığınırım! Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen, büsbütün kaybedenlerden olurum!” dedi.[¹⁷⁴³]

[1743] Hz. Nûh’un tevbe ederken yaptığı itiraf, kulun ilâhî takdirin sebepleri, insanın nihaî konumu, bunun niçin ve nedenleri hakkındaki bilgiyi tüke... Devamı..

Nuh da hatasını kabul ederek: "Ey Rabbim, bilgim olmayan bir şeyi senden istemekten, yine sana sığınırım, eğer beni bağışlamazsan, bana merhamet etmezsen hüsrana düşenlerden olurum" diye dua ve niyazda bulundu.

(Nûh) dedi ki: "Rabbim, bilmediğim bir şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz, bana acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum!"

Dedi ki: «Ey Rabbim! Kendisine benim için bilgi olmayan bir şeyi Senden sormaktan şüphe yok ki ben Sana sığınırım ve eğer benim için mağfiret etmez ve beni esirgemezsen ben hüsrâna düşenlerden olurum.»

“Ya Rabbî, dedi, hakkında kesin bilgim olmayan şeyi istemekten Sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana merhamet etmezsen, her şeyi kaybedenlerden olurum. ”

(Nuh) dedi ki: "Rabbim, bilmediğim bir şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz, bana acımazsan ziyana uğrayanlardan olurum!"

Nûh: "Yâ Rabbî! Bilmediğim şeyleri suâlden sana sığınırım. Eğer beni mağfiret itmez ve bana rahmet iylemez isen ziyân idicilerden olurum" didi.

Nuh dedi ki “Rabbim! Bilmediğim şeyi sana sorduğum için sana sığınırım. Eğer ben (durumumu düzeltmez) bağışlamaz, bana acımazsan kaybedenlerden olurum.”

-Rabbim, bilmediğim şeyi senden dilemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum, dedi.

Nuh “Rabbim,” dedi, “bilmediğim birşeyi istemekten Sana sığınırım. Eğer Sen beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen, ben hüsrana düşenlerden olurum.”

Nûh dedi: "Rabbim! Hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum."

eyitti: “iy çalabum! bayıķ ben śıġınurın saña kim dileyeni saña anı kim yoķdur benüm bilmek. daħı eger yarlıġamayasıñ beni daħı raḥmet eylemeyesin baña olam ziyānlulardan.”

Nūḥ eyitdi: İy Rabb ben saña ṣıġınur‐men senden dilemege bilmedügümnesneyi. Eger sen günāhumı baġışlamasañ, daḫı baña raḥmet eylemeseñ,ziyānlulardan olur‐men, didi.

(Nuh) dedi: “Ey Rəbbim! Bilmədiyim bir şeyi Səndən istəməkdən (belə bir işə cür’ət etməkdən) Sənə sığınıram. Əgər məni bağışlamasan, rəhm etməsən, ziyana uğrayanlardan olaram!”

He said: My Lord! Lo! in Thee do I seek refuge (from the sin) that I should ask off Thee that whereof I have no knowledge. Unless Thou forgive me and have mercy on me I shall he among the lost.

Noah said: "O my Lord! I do seek refuge with Thee, lest I ask Thee for that of which I have no knowledge. And unless thou forgive me and have Mercy on me, I should indeed be lost!"(1541)

1541 Noah, in his natural affection and respect for ties of relationship, was overcome with human weakness in wishing to reverse the law of spiritual ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.