Velâ ekûlu lekum ‘indî ḣazâ-inu(A)llâhi velâ a’lemu-lġaybe velâ ekûlu innî melekun velâ ekûlu lilleżîne tezderî a’yunukum len yu/tiyehumu(A)llâhu ḣayrâ(an)(s) (A)llâhu a’lemu bimâ fî enfusihim(s) innî iżen lemine-zzâlimîn(e)
Ve ben, Allah'ın hazineleri yanımda demediğim gibi gaybı bilirim de demiyorum ve ben bir meleğim gibi bir söz de etmiyorum, fakat sizin gözünüze hor görünenler hakkında, Allah onlara hiçbir suretle ve kesin olarak bir hayır vermez de diyemem. İçlerinde ne var, Allah daha iyi bilir. Ancak onları kovar, haklarında bu çeşit sözler söylersem mutlaka zulmedenlerden olurum.
"Ben, Allah’ın hazineleri yanımdadır (istediğim şekilde dağıtabilirim) demiyorum… (Allah’ın öğrettiği ve haber verdiği dışında) Gaybı da bilmiyorum. Melek olduğumu söylemiyorum. (Ama) Sizin gözlerinizde aşağılık (basit ve bayağı kimseler olarak hor) görünen (mü’min)lere de; (sizin gibi) Allah bunlara hiçbir hayır vermez (izzet, servet ve devlet reva görülmez) de demiyorum. (Herkesin) Nefislerinde olanı (içlerinde taşıdıklarını) Allah daha iyi bilir. Bu durumda (söylediklerimin aksini yaparsam) gerçekten o zaman zalimlerdenim (demek)dir."
Öte yandan, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır demiyorum. Akılla bilinemeyen gerçekleri de bilirim demiyorum, bir melek olduğumu da asla söylemiş değilim. O sizin hor gördüğünüz kimselere, Allah'ın bir hayır ulaştırmayacağını ise, zaten söyleyemem. Çünkü Allah, onların içyüzünü daha iyi bilir. Eğer bu tür şeyler söyleyecek olsaydım, kuşkusuz yaradılış gayesine aykırı davrananlardan biri olurdum.”
“Size, benim yanımda Allah'ın hazineleri var, demiyorum. Duyu ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini de bilmem. Ben bir meleğim de demiyorum. O hor gördüğünüz kimseler için, Allah onlara, asla, hiçbir hayır vermeyecektir de, diyemem. Onların gönüllerindekini Allah bilir. Bunların aksini söyleseydim, mutlaka zâlimlerden, hakikatı ortaya koymayanlardan, hakka riayet etmeyenlerden olurdum.” dedi.
Ben size: "Allah'ın hazineleri benim yanımdadır" demiyorum. Gaybı da bilmiyorum. "Ben meleğim" de demiyorum. Sizin gözlerinizin küçük gördüğü şahıslar hakkında: "Allah onlara bir hayır vermeyecektir" de diyemem. Allah onların içlerinde olanı daha iyi bilir. O takdirde ben, zalimlerden olurum."
'Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum, gaybı da bilmiyorum. Melek olduğumu söylemiyorum ve gözlerinizin aşağılık gördüklerine, Allah kesin olarak bir hayır vermez de demiyorum. Nefislerinde olanı Allah daha iyi bilir. Bu durumda (bunun aksini yaparsam) gerçekten o zaman zalimlerdenim (demek)dir.'
Ben size, Allah'ın hazineleri yanımdadır ve gaybı da bilirim, demiyorum. Ben bir meleğim de demiyorum. Gözlerinizin hor gördüğü mümin kimseler hakkında, Allah onlara, hiç bir hayır vermez , de demem. Onların içlerindekini en iyi bilen Allah'dır. Ben, bunları söylediğim takdirde, zalimlerden olmuş olurum.”
“Ben, Allah’ın hazineleri yanımdadır da demiyorum. Gaybı bildiğimi de söylemiyorum. Melek olduğumu da iddia etmiyorum. Gözlerinizin alçak gördüğü o müminlere Allah mal ve şeref vermeyecek de diyemem. Allah onların içlerinde ne cevherler olduğunu daha iyi bilir. Ben böyle bir şey yaptığım zaman, zalimlerden olurum.”
“Ben size, ‘Allah'ın hazineleri benim yanımdadır' demiyorum, gaybı da bilmem. ‘Ben bir meleğim' de demiyorum. Sizin hor gördüğünüz kimseler için, ‘Allah onlara asla bir hayır vermeyecektir' diyemem. Onların kalplerinde olanı, Allah daha iyi bilir. Onları kovarsam ben gerçekten zâlimlerden olurum.
Ben demem ki size: «Allahın bende hazneleri var, görünmiyen nesneyi de bilemem, ben demem ki, ben meleğim, gözünüzün hor gördüğü kimselere, Allah hiç iylik vermiyecek diyemem, Allah bilir içlerini, o halde ben zalimlerden olurum»
“Ben size Allah'ın hazineleri benim yanımdadır demiyorum, insanın duyu ve algı alanının ötesini bilirim de (demiyorum), bir melek olduğumu da söylemiyorum; sizin o hor gördüğünüz (tertemiz) kimselere Allah'ın bir hayır ulaştırmayacağını ise zaten söyleyemem, çünkü onların kalplerinde olan (iman ve samimiyeti) en iyi bilen Allah'tır. Böyle bir şey söylersem, o zaman ben de zalimlerden olurum.”
"Allâh’ın hazîneleri benim emrime tâbi’dir dimiyorum ben gaybı bilmem ben bir meleğim dimedim, gözlerinizin nefretle bakdığı mü’minlere Allâh hiç bir hayır virmiyecekdir dimedim. Allâh herkesin kalbini pek a’lâ bilür. Eğer ben böyle söyliye idim zâlim olur idim."
"Size, Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum; gaybı da bilmem; doğrusu melek olduğumu da söylemiyorum; küçük gördüklerinize Allah iyilik vermeyecektir diyemem; içlerinde olanı Allah daha iyi bilir. Yoksa şüphesiz haksızlık edenlerden olurum."
Size ben, “Allah’ın hazineleri yanımdadır”, demiyorum; gaybı da bilmem. “Ben bir meleğim” de demiyorum. Sizin hor gördüğünüz kimseler için, “Allah, onlara asla hiçbir hayır vermez” de diyemem. Allah, onların içlerindekini daha iyi bilir. Böyle bir şey söylersem, o zaman ben gerçekten zâlimlerden olurum.
Size, ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum, gaybı da bilmem, melek olduğumu da söylemiyorum. Sizin hor gördüğünüz kimseler için, ‘Allah onlara faydalı şeyler vermeyecektir’ diyemem. Onların içlerinde olan şeyi Allah daha iyi bilir. Bunları yaparsam gerçekten zalimlerden olurum!”
Ben size: «Allah'ın hazineleri benim yanımdadır» demiyorum, gaybı da bilmem. «Ben bir meleğim» de demiyorum. Sizin gözlerinizin hor gördüğü kimseler için, «Allah onlara asla bir hayır vermeyecektir» diyemem. Onların kalplerinde olanı, Allah daha iyi bilir. Onları kovduğum takdirde ben gerçekten zalimlerden olurum.»
"ALLAH'ın hazinelerinin yanımda olduğunu söylemiyorum, gizliyi bilmiyorum, melek olduğumu da ileri sürmüyorum. Gözlerinizin horladığı kimselere ALLAH'ın bir iyilik bağışlamıyacağını da söylemiyorum. Onların gizli düşüncelerini ALLAH daha iyi bilir. Aksi taktirde zalimlerden olurum."
Ben size "Allah'ın hazineleri benim yanımdadır." demiyorum ki. Ben size "Ben bir meleğim." de demiyorum. O sizin kendinize göre, hor gördükleriniz hakkında "Allah onlara hiçbir hayır vermez." de demiyorum. Onların içlerindeki niyeti, en iyi Allah bilir. (Bu söylediklerimin aksini iddia etseydim) asıl o zaman zalimlerden olurdum.
Ben size ne Allahın hazîneleri benim yanımda, ne de gaybı bilirim demiyorum, ben bir Meleğim de demiyorum, o sizin gözlerinizin horladıkları hakkında Allah, onlara hiç bir hayır vermez de demem, onların içlerindekini en iyi bilen, Allahdır, ben o halde zalimlerden olmuş olurum.
Size ben, ‘Allah’ın (rahmet) hazineleri yanımdadır’ demiyorum, (Rabbimin bana bildirdikleri hariç) gaybı da (kendiliğimden) bil (e) mem! ‘Ben bir meleğim’ de demiyorum. Sizin hor gördüğünüz kimseler için, ‘Allah, onlara asla hiçbir hayır vermez’ de diyemem. Allah, onların içlerindekini (îmânı, samimiyeti) daha iyi bilir. *(Farz-ı muhâl, bütün bu söylediklerimin aksini iddiâ edecek olsam) o takdirde ben, kesinlikle zâlimlerden olurum!”
“Ben size, “Allah'ın hazineleri benim yanımdadır.” demiyorum. Ben¹ gaybı da bilmem. Yine “Ben meleğim.” de demiyorum. Hor gördüğünüz kimseler için, “Allah, onlara hiçbir hayır vermeyecektir.” de demiyorum. İçlerinde olanı Allah daha iyi bilir. Böyle bir şey yaptığım takdirde zalimlerden olurum.”
«Ben size: Allahın hazîneleri benim nezdimdedir demiyorum. Ben ğaybı bilmem. Ben hakıykatde bir melek'im de demiyorum. Bununla beraber gözlerinizin hor gördüğü kimseler (mü'minler) hakkında Allah onlara asla bir hayr vermeyecekdir dahi diyemem. Allah, onların özlerindekini ençok bilendir. (Eğer bunları tard edersem) o takdirde şübhesiz ki ben zaalimlerdenimdir».
“Ve (ben) size: 'Allah'ın hazîneleri yanımdadır' demiyorum; hem gaybı (ben de)bilmem; 'Ben şübhesiz bir meleğim' de demiyorum; sizin gözlerinizin hor gördüğü kimseler için: 'Allah onlara aslâ bir hayır vermeyecek' de demem! Allah, onların içlerinde olanı en iyibilendir. (Eğer o mü'minleri kovar ve böyle dersem) o takdirde doğrusu ben mutlaka zâlimlerden olurum!”
“Ben size Allah’ın hazineleri benim yanımdadır da demiyorum, gaybı (insanın duyu ve algı alanının ötesini) de bilmiyorum, ben bir melek olduğumu da söylemiyorum; sizin o hor gördüğünüz kimselere Allah’ın bir hayır ulaştırmayacağını ise, zaten söyleyemem, onların gönüllerinde olanı Allah daha iyi bilir. (Eğer o mü’minleri kovar ve) böyle bir şey söylersem, o zaman ben gerçekten zalimlerden olurum.’’ *
“Ben size Allah’ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Ben gizli olanları da (gaybı) bilmem. Sonra size ben bir meleğim de demiyorum ve sizin gözlerinizin küçük ve basit gördüğü kimselere, Allah bir hayır vermeyecek de demiyorum. Zira Allah onların içlerinde gizlediklerini en iyi bilendir. (onları dışlarsam) O zaman zalimlerden olurum.”
Ben size Allah’ın hazineleri benim yanımdadır demiyorum. Ben görünmiyeni bilmiyorum. İşte ben size meleğim de demiyorum. Gözlerinizin aşağı gördüklerine Allah’ın iyiliği erişmiyecek de demiyorum. Onların içlerindekini en iyi bilen, Allah’tır. Yoksa ben kesenkes kıyıcılardan biri olurdum."
«— Ben size bende Allah/ın hâzineleri vardır demiyorum, gaybi de bilmiyorum. Melek/im de demiyorum. Gözlerinizin hor gördüğü mü/minler hakkında Allah onlara asla nimet vermeyecek de demiyorum. Allah onların kalplerindekini bilir. Eğer bunlardan birini dersem mutlak zalimlerden olurum».
“Ben size ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum. Algılanamayanı [ğayb] da bilmiyorum ve ‘Ben bir meleğim’ de demiyorum. Sizin gözlerinizin hor gördüğü kimseler için, ‘Allah onlara bir hayır vermeyecek’ de demem. Allah onların içlerinde olanları daha iyi bilir. Böyle bir şey yaptığım takdirde muhakkak ki ben zalimlerden olurum.”
“Size, Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum; gaybi de bilmem. Doğrusu melek olduğumu da söylemiyorum. Küçük gördüklerinize, “Allah iyilik vermeyecektir” de diyemem. İçlerinde olanı Allah daha iyi bilir. Yoksa şüphesiz ben zalimlerden olurum.”
“Evet, ben de sizin gibi bir insanım, bundan öte bir iddiam yok. Ben yalnızca, dünya ve âhirette kurtuluşunuzu sağlayacak hayat prensiplerini Allah’ın bana bildirdiğini söylüyorum. Fakat siz, bu iddiamın doğru olup olmadığını anlamak için mesajıma kulak vereceğiniz yerde, bana gayba ait sorular soruyor, mûcizeler göstermemi istiyorsunuz. Oysa ben size ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadırve onları dilediğim şekilde kullanabilirim!’ demiyorum; Allah’tan başka hiç kimsenin bilemeyeceği gaybı da bilemem. Size bir melek olduğumu da söylemiyorum. Bununla birlikte, sahip olduğunuz şu görkemli saltanatın günün birinde elinizden alınmayacağını ve gözünüzde küçümseyip hor gördüğünüz bu tertemiz insanlara Allah’ın bir lütufta bulunmayacağını da söyleyemem. Bu, onların iman ve ihlas derecesine bağlıdır ve onların kalplerindeki iman ve samîmiyet derecesini en iyi bilen, Allah’tır. Eğer bütün bunların aksini iddia edecek olsaydım, o takdirde ben, hem kendime, hem de sizlere kesinlikle zulmetmiş olurdum.”
“Size ‘Allah’ın hazineleri yanımdadır’ da demiyorum. Gayb’ı da bilmem. ‘Ben, bir meleğim’ de demiyorum. Gözlerinizin hor gördüğü kimseler için ‘Allah onlara bir hayır (iyilik) asla vermeyecek’ de diyemem. Allah onların nefislerindeki şeyi çok iyi bilir. Ben, o zaman elbette Zâlimler’den olurum”.
Ben size: " Yanımda Allah'ın hazineleri var demiyorum. Gaybı da bilemem. Melek olduğumu da söylemiyorum. Alaycı bakışlarla süzüp durduğunuz müminler hakkında: ' Allah onlara asla iyilik etmez ' de diyemem. Çünkü onların içindekileri en iyi Allah bilir. Aksi halde haksızlık etmiş olurum. "
"Ben size "Allah’ın hazineleri yanımdadır!" demiyorum. "Bilinmeyenleri bilirim!" demiyorum. "Şüphesiz ben meleğim!" de demiyorum. Gözlerinizin küçük gördüğü kimseler için: "Allah hayır vermeyecektir!" diyemem. Allah onların içindekini daha iyi bilir. Ben onları kovarsam gerçekten zalimlerden olurum!"
Ben size ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum; [gayb]ı (bilinemeyeni) de bilemem. ‘Ben bir meleğim’ de demiyorum. [*] Gözlerinizin hor gördüğü kişiler için ‘Allah onlara asla bir hayır vermeyecektir’ diyemem. Kalplerinde olanı Allah çok iyi bilendir. (Onları kovduğum) takdirde doğrusu ben zalimlerden olurum.”
“Ben size, Allah’ın hazineleri benim yanımdadır demiyorum, ben ğaybı¹ da bilmiyorum, ben meleğim de demiyorum ve sizin kendinize göre, hor gördüğünüz kimselere “Allah kesinlikle onlara bir hayır vermeyecek” de demiyorum. Onların gönüllerinde olanı Allah, daha iyi bilir. (Eğer bunun tersini yaparsam) işte esas o zaman zâlimlerden olurum.” dedi.²
“Öte yandan, size Allah’ın hazineleri benim yanımdadır demiyorum, ⁵¹ insanın duyu ve algı alanının ötesini bilirim de [demiyorum], bir melek olduğumu da söylemiyorum; sizin o hor gördüğünüz kimselere ⁵² Allah’ın bir hayır ulaştırmayacağını ise zaten söyleyemem, çünkü onların kalplerinde olanı ⁵³ Allah daha iyi bilir. [Ve eğer bu kabil şeyler söyleyecek olsaydım] kuşkusuz, zalimlerden biri olurdum.”
Ayrıca ben size, “Allah’ın hazineleri benim yanımda” demiyorum. Ve ben gaybı/gelecekte olacakları da bilemem. Ve ben, size “Ben bir meleğim” de demiyorum. Küçümseyip hor gördükleriniz hakkında “Allah kesinlikle bunlara ileride hayır vermeyecek” diye bir hüküm de veremem. Zira onların içlerinde olan niyet ve düşünceleri en iyi Allah bilir. Eğer bunları söylersem o zaman ben haksızlık yapan zalimlerden olurum. 6/50, 7/188
Dahası ben size, “Allah’ın hazineleri benim gözetimimdedir” demiyorum; gaybın bilgisine sahip de değilim. Üstelik “Ben bir meleğim” de demiyorum.[¹⁷¹⁸] Sizin hor görüp aşağıladığınız kimseler için “Allah onlara gelecekte bir hayır vermeyecek” demeye ise[¹⁷¹⁹] zaten yanaşmam: Allah onların içlerindekini çok daha iyi bilir; eğer böyle davranırsam o zaman ben de kendisine zulmeden biri olup çıkarım.”
Ben size: "Allah’ın hazineleri benim yanımdadır" demiyorum ve ben gaybı da bilemem. (Ben ancak Rabbimin bana bildirdiklerini bilirim, kafirlerin ahirette azaba uğrayacakları gerçeğini size bildirdiğimden dolayı beni ve hak davetimi inkar ediyorsunuz) "Ben bir meleğim" de demiyorum ve o hor gördüğünüz müminler için, "Allah onlara asla bir hayır vermeyecektir" de diyemem, (onlar ahirette muhakkak mükafatlara nail olacaklardır, onların dünyada da nice nimetlere ermeleri elbette mümkündür) Onların kalplerinde olanı Allah elbette bilir, (onları kovduğum takdirde) ben gerçekten zalimlerden olurum" dedi.
Ben size; Allah’ın hazineleri yanımdadır, demiyorum; gaybı da bilmem. Ve ben; bir meleğim de demiyorum. Ve sizin gözlerinizde hor gördüğünüz kimseler için ;Allah, onlara asla hiçbir hayır vermez de diyemem. Allah, onların içlerindekini daha iyi bilir. Böyle bir şey söylersem, o zaman ben gerçekten zâlimlerden olurum.
«Ve ben size, 'Benim yanımda Allah Teâlâ'nın hazineleri vardır' demiyorum. Ve ben gaybı bilmem. Ve ben demem ki, 'Ben muhakkak bir meleğim', veya demem ki, 'Sizin gözlerinizin hor gördüğü kimselere Allah Teâlâ elbette hayır vermeyecektir.' Allah Teâlâ onların nefislerinde olanı da bihakkın bilendir. Şüphe yok ki, ben o vakit zalimlerden olmuş olurum.»
Ben size: “Yok Allah'ın hazineleri benim elimdedir! ” yok: “Ben gaybı bilirim! ”yok: “Ben bir meleğim! ” demiyorum. Hor gördüğünüz müminlere “Allah hiçbir hayır, hiçbir meziyet vermez! ” de demem. Allah onların içlerinde olanı pek iyi bilir. Böyle bir şey yaptığım takdirde ben elbette zalimlerden olurum. ” [6, 50]
Ben size: "Allah'ın hazineleri benim yanımdadır." demiyorum. Gaybı da bilmem. "Ben meleğim," de demiyorum. Sizin gözlerinizin hor gördüğü kimseler için "Allah onlara bir hayır vermeyecek" de demem. Allah, onların içlerinde olanı daha iyi bilir. Böylebir şey yaptığım takdirde ben, mutlaka zalimlerden olurum."
"Ben size Allâh'ın hazîneleri yanımdadır dimem, gaybı da bilirim dimem. Ben bir meleğim de dimem. Gözlerinize hakîr görünen mü'minlere Allâh Te'âlâ haber virmez dahî dimem. Onların nefislerinde olanı ancak Allâh bilir. Eğer böyle şeyler söylemiş olsam zâlimlerden olurum" didi.
“Size: ‘Allah’ın hazineleri yanımdadır’ demiyorum. Gizli bilgileri de bilmem. Ben melek olduğumu da söylemiyorum. Hor gördüğünüz kimseler için ‘Allah bunlara iyilik etmez’ de demiyorum. Onların içlerinde olanı en iyi bilen Allah’tır. Bunları desem yanlış yapmış olurum.”
Ben, size, “Allah'ın hazineleri yanımdadır” demiyorum. Gaybı bilmem. Ben, bir meleğim de demiyorum. Gözlerinizin hor gördüklerine “Allah kesinlikle iyilik vermez” de demiyorum. Onların kalplerinde olanı en iyi Allah bilir. Eğer bunları söylersem zalimlerden olurum.
“Ben size Allah'ın hazineleri benim yanımda demiyorum. Ben gaybı bilirim de demiyorum. Ben meleğim de demiyorum. Sizin gözünüzde horlanan insanlar için 'Allah bunlara bir hayır nasip etmez' de demiyorum. Onların içlerinde olanı Allah bilir. Böyle birşey diyecek olsam, işte o zaman zalimlerden biri olurum.”
"Ben size demiyorum ki, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır. Ben gaybı bilmem. Ben bir meleğim de demiyorum. Ama gözlerinizin horlayarak baktığı kişiler için, "Allah bunlara hiçbir hayır vermeyecek" diyemem. Onların benliklerinde neyin saklı olduğunu Allah daha iyi bilir. Başka türlü davranırsam kesinlikle zalimlerden olurum."
“daħı eyitmezin size ķatumdadur Tañrı ħazįneleri daħı bilmezin ġaybı. daħı eyitmezin bayıķ ben firişteven daħı eyitmezin anlara kim ħor görür gözlerüñüz hergiz virmeye anlara Tañrı ħayr. Tañrı bilürirekdür anı kim nefsleri içindedür bayıķ ben ol vaķt žālimlerdenvan.”
Daḫı eyitmezin size ki: Benüm ḳatumdadur Tañrı Ta‘ālānuñ ḫazīneleri, ġaybıdaḫı bilmezin. Daḫı eyitmezin size ki: Ben ferişteh‐men. Daḫı eyit‐mezin ol kişilere ki: Gözlerüñüzde ḥaḳīr görürsiz ki virmez anlara Tañrıḫayr. Tañrı bilür anlaruñ yüreklerinde olan nesneyi. Taḥḳīḳ ben ol vaḳtdaẓālimlerden olur‐men, didi.
Mən sizə demirəm ki, Allahın xəzinələri məndədir. Mən qeybi də bilmirəm. Mən demirəm ki, mələyəm. Mən eyni zamanda sizin xor baxdığınız kəslərə (iman gətirən yoxsullara) Allahın heç bir xeyir verməyəcəyini də demirəm. Onların ürələrində olanı (hamıdan yaxşı) Allah bilir. (Əgər mən iman gətirənləri qovsam və bu sözləri desəm), onda şübhəsiz ki, zalımlardan olaram!”
I say not unto you: "I have the treasures of Allah" nor "I have knowledge of the Unseen," nor say I: "Lo! I am an angel!" Nor say I unto those whom your eyes scorn that Allah will not give them good Allah knoweth best what is their hearts Lo! then indeed I should be of the wrong doers.
"I tell you not that(1522) with me are the Treasures(1523) of Allah, nor do I know what is hidden, nor claim I to be an angel. Nor yet do I say, of those whom your eyes do despise(1524) that Allah will not grant them (all) that is good: Allah knoweth best what is in their souls: I should, if I did, indeed be a wrong-doer."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |