12 Eylül 2024 - 8 Rebiü'l-Evvel 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hûd Suresi 3. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Veeni-staġfirû rabbekum śümme tûbû ileyhi yumetti’kum metâ’en hasenen ilâ ecelin musemmen veyu/ti kulle żî fadlin fadleh(u)(s) ve-in tevellev fe-innî eḣâfu ‘aleykum ‘ażâbe yevmin kebîr(in)

Ve Rabbinizden yarlıganma dileyin, sonra da tövbe edin ona da sizi mukadder zamanadek güzel bir surette geçindirsin, nimetlerinden faydalandırsın ve her ihsan sahibine, ettiği lütuf ve ihsanın mükafatını versin. Fakat döner, yüz çevirirseniz şüphe yok ki ben, o büyük günün azabına uğrayacağınızdan korkmaktayım.

Ve (her hatanın ardından hemen) Rabbinizden bağışlanma dileyin. Sonra (sürekli) O’na tevbe edin ki, O da sizi adı (ve zamanı) belirlenmiş bir vakte kadar güzel bir meta (şerefli bir hayat ve rahatlıkla) geçindirsin ve her fazilet sahibine kendi faziletini (feyiz, feraset ve bereketini) versin. (Üstün yetenekli ve verimli kimseler de devletçe önemli ve etkili görevlere getirilsin.) Eğer (Hakk’tan ve hayırdan) yüz çevirirseniz; gerçekten Ben, sizin için (hesabı çetin, önemi ve anlamı) büyük bir günün azabından korkup çekinirim.

Rabbinizden günahlarınız için bağışlanma dileyin ve sonra tevbe ve pişmanlık tavrı içinde O'na yönelin ki, O da sizi dünya hayatında, O'nun belirlediği süre doluncaya kadar güzel bir geçimle geçindirsin ve faziletli olan herkese kendi lütfunu versin. Fakat Allah'ın dosdoğru olan yolundan dönerseniz, doğrusu ben sizin için, büyük bir günün azabından korkarım.

“İşlediğiniz günahlar ve inkârınızdan dolayı Rabbinizden bağışlanma, koruma kalkanına alınma dileyin, sonra isyandan, günah işlemekten vazgeçerek tevbe edip ona itaate yönelin. O da sizi, ömrünüzün sonuna kadar refah içinde, huzur içinde yaşatsın. Her sâlih amel işleyene, iyilik yapana da dünyada ve âhirette iyiliğinin, ihsanının karşılığını versin. Eğer söylediklerime aldırmaz, güç ve iktidarınızı kullanarak halkı istediğiniz istikamette yönlendirmeye devam ederseniz, ben, sizin adınıza, azametli büyük bir günün azâbından korkarım.”

bk. Kur’an-ı Kerim, 16/97.

Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin ki, sizi belirli bir süreye kadar güzel nimetlerden yararlandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten ben sizin hakkınızda büyük bir günün azabından korkarım.

Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir vakte kadar güzel bir meta (fayda) ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım.

Hem Rabbinizin mağfiretini isteyin. Sonra O'na tevbe edin ki, size takdîr edilmiş belirli bir zamana (ölüme) kadar güzel bir şekilde yaşatsın ve iyi hareket sahibine, fazlından dünya ve ahirette mükâfatını versin. Eğer imandan yüz çevirirseniz, biliniz ki, ben, başınıza gelecek büyük bir günah azabından korkarım.

(İşte ben bu kitapla size geldim ki;) sahibiniz olan Allah’tan bağışlanmak dileyesiniz, sonra O’na yönelesiniz. Ki belli bir ecele kadar sizi güzelce yaşatsın ve üstünlük sahibi olan herkese üstünlüğünün ücretini versin. Eğer (bu mesajlara karşı) sırt çevirip giderseniz, işte ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım.

“Rabbinizden af dileyesiniz ve O'na tövbe edesiniz ki, sizi belirtilmiş bir süreye kadar güzelce yaşatsın ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım.”

Tanrınızdan yarlıganmak dileyin, sonra ona tövbe edin, adanmış bulunan bir vakte değin, sizi güzel metalarla metalandırır O, her demin sahibine, keremini verir O, eğer yüz dönerseniz, sizin için büyük günün azabından korkarım

“Rabbinizden af dileyiniz, tevbe ile O'na yöneliniz ki, belirli bir sürenin sonuna kadar sizi güzel bir geçimle faydalandırsın ve her erdemli kişiye erdemli davranışlarının karşılığını versin. Eğer (imandan) yüz çevirirseniz, elbette ben sizin için büyük günün azabından korkarım.”

Bkz. 16/97“Rabbinizden af dileyin!” Yani yaptığınız yanlışın bir saygısızlık aynı zamanda kendinize bir zulüm olduğunu bilin, kalbinizle ve dilinizle ... Devamı..

2, 3. Yâ Muhammed! Di ki: "Allâh’dan başka kimseye ’ibâdet itmeyiniz, ben ânın rasûliyim ben size ihtârâtda bulunmağa ve mükâfâtlar tebşîr itmeğe geldim, rabbinizden mağfiret taleb idiniz âna ittibâ’ idiniz ecel-i müsemmâya kadar size hasenât virecekdir ve her insânın fazlına göre lütuflarda bulunacakdır. Lâkin sözlerimi dinlemez iseniz yevm-i kebîrde ’azâba dûçâr olmanızdan korkarım."

1,2,3. /--. Elif, Lam, Ra. Bu Kitap, hakim ve haberdar olan Allah tarafından, Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayetleri kesin kılınmış, sonra da uzun uzadıya açıklanmış bir Kitap'dır. Ben size, O'nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeciyim. Rabbinizden mağfiret dileyin ve O'na tevbe edin ki, belli bir süreye kadar sizi güzelce geçindirsin ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz o zaman ben doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkarım.

Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra da O’na tövbe edin ki sizi belirlenmiş bir süreye (ömrünüzün sonuna) kadar güzel bir şekilde yararlandırsın ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum.

Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra O’na tövbe edin. Allah da sizi belirlenmiş bir süreye kadar dünya nimetlerinden güzelce yararlandırsın, fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek o dehşetli günün azabından korkarım.

Ve Rabbinizden mağfiret dilemeniz, sonra da ona tevbe etmeniz için (indirildi. Eğer  bu emrolunanları yaparsanız),  Allah sizi, tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatır, fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını verir. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım.»

Rabbinizin bağışlamasını dileyip O'na tevbe etmelisiniz. O zaman, sizi belli bir süreye kadar güzelce geçindirir ve lütfu hakkeden herkese lütfundan verir. Dönerseniz, sizin için büyük günün azabından korkarım.

Ve Rabbinizin mağfiretini isteyin, sonra ona tevbe edin ki sizi, belli bir süreye kadar güzel güzel yaşatsın. Ve her fazilet sahibine layık olduğu ihsanı versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım.

Hem rabbınızın mağrifetini isteyin sonra ona tevbe edin ki sizi bir müsemmâ ecele kadar güzel bir surette yaşatsın ve her fadıl sahibine fadlını versin ve eğer yüz çevirirseniz haberiniz olsun ki ben size büyük bir günün azâbından korkarım

Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra da O’na tövbe edin ki sizi belirlenmiş bir süreye (ömrünüzün sonuna) kadar güzel bir şekilde yararlandırsın ve her iyilik sahibine amelinin karşılığını versin. Eğer (îmân etmekten) yüz çevirirseniz, gerçekten ben sizin hakkınızda büyük bir günün azabından korkarım.

Ve Rabb'inizden bağışlanma¹ dileyin, sonra O'na tevbe¹ edin ki belirli bir süreye kadar sizi iyi nimetlerden yararlandırsın. Fazilet sahibine, faziletinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin için büyük günün azabından korkarım.

1- Tevbe etmek, bağışlanma dilemek değildir. Yaptığı kötü şeyden vazgeçmek ve yaptığı kötülüğü telafi etmek demektir. Ayette de görüldüğü gibi “bağışl... Devamı..

Ve tâki Rabbinizden mağfiret isteyin, sonra (ıhlâs ile) ona dönün ki sizi adı konmuş (ta'yîn ve takdîr edilmiş) bir müddete kadar güzel ni'metleriyle fâidelendirsin, her fazıylet saahibine kendi fazl (-u kerem) ini versin. (Habîbim onlara de ki:) «Eğer (îmandan) yüz çevirirseniz ben sizin başınıza (gelecek) büyük bir günün azabından korkarım».

“Ve Rabbinizden mağfiret dileyesiniz, sonra O'na tevbe edesiniz ki, sizi (dünyada)belirli bir vakte kadar güzel bir ni'metle faydalandırsın ve (âhirette) her fazîlet sâhibine mükâfâtını versin! Eğer yüz çevirirseniz, artık şübhesiz ki ben, sizin üzerinize (dehşeti)büyük bir günün azâbından korkarım!”

Ve (şirke dayalı inanç ve yaşam tarzınızı bırakarak, iman etmek suretiyle) Rabbinizden mağfiret dileyesiniz ve (ihlas ile) ona yönelesiniz ki, sizi (dünyada) belirtilmiş bir süreye kadar güzelce yaşatsın ve (ahirette) her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin. Ve eğer yüz çevirirseniz, (bilin ki) ben sizin için (dehşeti) büyük bir günün azabından korkarım.”*

(*) Buradaki (ثم) ‘’sümme’’ sadece atıf edatıdır, sonra anlamında değildir قال الفراء :" ثم " هنا بمعنى الواو ; أي وتوبوا إليه (القرطوبي )... Devamı..

Aynı zamanda Rabbinizden bağışlanma dileyin ve sonra O’na tövbe edin ki, O da sizi dünya hayatında, belirlenmiş bir vakte kadar güzel bir geçimlikle yaşatsın ve her lütuf sahibine lütfunu versin. Eğer bu kitabın öğretilerinden yüz çevirirseniz, şüphe yok ki ben sizin için, büyük bir günün azabından korkarım.

Çalabınızdan yarlıgama dileyin, sonra Ona dönün ki sizi adı konmuş bir süreye değin geçineceklerle geçindirsin, her vergisi bol olana kendi bolluğundan versin diye. Yok, eğer yüz çevirecek olursanız, o ulu günün azabına uğramanızdan korkarım.

Bir de Rabbinizden yarlıganmak isteyesiniz. Sonra O/na tövbe ediniz ki malûm bir müddete kadar sizi iyi bir geçim ile geçindirsin. Her fazl-u kerem sahibine de fazl-u keremini versin [⁶], eğer imandan yüz çevirirseniz ben hakkınızda büyük bir günün azabından korkarım [⁷].

[6] İyi işleyene lâyık olduğu mükâfatı.[7] Veya o günün büyük azabından.

“Rabbinizden bağışlanma dileyesiniz ve O’na tevbe edesiniz ki, sizi belirlenmiş bir süreye kadar güzelce yaşatsın/yararlandırsın [yumetti’kum] ve her lütuf sahibine de hak ettiği lütfu versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben de sizin hakkınızda büyük bir günün azabından korkarım.”

Ve Rabbinizden mağfiret dilemeniz ve O'na tevbe etmeniz için (indirildi. Eğer bunu yaparsanız), belli bir süreye kadar sizi güzelce geçindirir ve her fazilet sahibine (dünya ve ahirette) faziletinin karşılığını verir. Eğer yüz çevirirseniz o zaman ben doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkarım.

Ey halkım! Günahlarınızdan tövbe ederek Rabb’inizden bağışlanma dileyin ve tüm içtenliğinizle O’na yönelin ki, sizi ecel denilen belirli bir süreye kadar huzur ve mutluluk içinde, güzelce yaşatsın ve iyilik yapan herkese iyiliğinin karşılığını dünyada da âhirette de tam olarak versin. Fakat ilâhî buyruklardan yüz çevirecek olursanız, o takdirde ben sizin için, başınıza gelecek o büyük günün azâbından korkarım!”

Bir de rabbinizden bağışlanma dileyesiniz; yine O’na tevbe edesiniz / yönelesiniz! Sizi belirlenmiş bir süreye kadar güzel bir geçimlikle geçindiriyor. Her fazilet sahibine faziletini veriyor. Yüz çevirirseniz, doğrusu ben, aleyhinize büyük bir günün azabından korkuyorum.

Rabb'inizden af isteyin ve ona tövbe edin ki, vadeniz dolana kadar size ağız tadı bir hayat sağlasın, değerliye de değerini versin. Eğer tövbeye yanaşmaz iseniz, korkarım yarın çok çekersiniz.

Hatalarınızdan kesin bir şekilde dönüş yaparak; Rabbinizden bağışlanma dilemenizi öğütler. Unutmayın ki; bağışlanma dilemenin ön şartı, hatalarınızı bir daha yapmamak üzere Allah’a söz verip uygulamaktır. Hiç şüphesiz; Allah size tayin edilen ömür süresince güzel bir şekilde yaşatır. Allah’ın emirlerinin yanında; iyilik adına fazlasını yapan herkese karşılığının verileceğini müjdeler. Allah’ın yasalarına göre yaşamaktan yüz çevirirseniz; başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkar. Kendisinden çok sizleri düşünür.

(Bu kitap) Rabbinizden bağışlanma dilemeniz, sonra da ona tevbe etmeniz (yönelmeniz) için (indirildi) ki (Allah) sizi belirlenmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatsın ve iyilik sahibi olan her bir kişiye de iyiliğinden (daha çok) versin. Yüz çevirirseniz, size gelecek büyük bir günün azabından korkarım.”

“Ve Rabbinizden af dileyin; sonra da Ona tevbe edin.¹ O da sizi, (Kendisi tarafından) belirlenmiş olan ömürlerinizin sonuna kadar, güzel bir şekilde, hayattan istifâde ettirsin ve (Ona) kulluğu fazlasıyla yapan herkese de mükâfatını versin. Eğer (kulluktan) yüz çevirirseniz gerçekten ben sizin için, büyük günün (âhiretin) azabından korkarım...”

1 Af dilendiği zaman, mutlaka tevbe edilmesi de gerekir. Zîrâ tevbe etmek, affedilmeyi gerektirmediği gibi, kuru kuruya af dilemek de bir mana ifâde e... Devamı..

Rabbinizden günahlarınız için bağışlanma dileyin ve sonra tevbe ve pişmanlık tavrı içinde O’na yönelin ki, O da sizi [bu dünya] hayatında [O’nun belirlediği] bir süre doluncaya kadar güzel bir geçimle geçindirsin; ⁴ ve [öte dünyada da] erdem sahibi herkese erdemliliğinin karşılığını [fazlasıyla] versin. ⁵ Fakat eğer (doğru yoldan) dönerseniz, o zaman, doğrusu o zorlu Gün [gelip çattığında] azabın ⁶ sizin başınıza gelmesinden korkarım!

4 Yani, “hayatınızın sonuna kadar” (ecel müsemmâ terimi üzerine yapılmış bir açıklama için bkz. 6:2 ile ilgili 2. not). Hikmetinin derinliğine inileme... Devamı..

Rabbinizden günahlarınız için bağışlanma dileyin, sonra tövbe ile O’na yönelin ki belirlenmiş bir süreye kadar sizi güzel bir şekilde yaşatsın ve her erdem sahibine hak ettiği mükâfatını versin. Şayet yüz çevirecek olursanız ben sizin başınıza gelecek olan o korkunç günün azabından korkarım. 5/74, 11/52- 90, 25/70-71, 39/53

Haydi, Rabbinizden kusurlarınız için af dileyin ve (batıldan) Hakka dönüş yapın;[¹⁶⁸⁶] O da size, sonu yasayla belirlenmiş bir süre doluncaya kadar[¹⁶⁸⁷] (akıbeti) güzel bir hayat bahşetsin ve erdem sahibi herkese erdeminin karşılığını versin. Ama eğer yüz çevirecek olursanız, iyi bilin ki ben büyük bir günün azabının üzerinize inmesinden korkuyorum!

[1686] Tevbe bir “dönüş yapmak”tır; bu dönüş bir bilinç yenileme sonucunda gerçekleşir (Bkz: 9:27, not 31). Pişmanlıkla Allah’a yönelene, Allah da bağ... Devamı..

(Rabbinizin hak davetini kabul edin) Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra (gönülden) tevbe edin ki, sizi belli bir süreye kadar güzel bir nimet içinde yaşatsın ve fazlasını (salih ameller) yapan herkese (dünyada ve ahirette) mükafatını versin. Eğer (Rabbinizin hak davetinden) yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım!

Ve Rabbinizden mağfiret dileyip sonra O’na tevbe ederseniz, sizi belirtilmiş bir süreye kadar güzel dünya malıyla faydalandırsın ve her lutuf sahibine de lutfundan versin. Ve eğer yüz çevirirseniz, ben sizin için büyük günün azâbından korkanm.

«Ve hem Rabbinizden mağfiret dileyiniz. Sonra O'na tevbe ediniz ki, sizi müsemma olan ecele kadar güzel bir nîmet ile müstefit etsin ve her fazilet sahibine fazlını versin. Ve eğer yüz çevirirseniz şüphe yok ki, sizin üzerinize büyük bir günün azabından korkarım.»

Bir maksat da şudur: Rabbinizden mağfiret dileyin. Sonra O'na tövbe edin! O'na dönün ki belirlenmiş bir ömür süresinin sonuna kadar sizi nimetleriyle yaşatsın ve faziletli bir hayat sürenlere, lütuf ve fazlından mükâfatlarını versin. Fakat imandan yüz çevirirseniz sizin tepenize inecek o müthiş günün azabından korkarım. [16, 97]

Ve Rabbinizden mağfiret dileyesiniz, sonra O'na tevbe edesiniz ki, sizi belirtilmiş bir süreye kadar güzelce yaşatsın ve her lutuf sahibine lutfetsin. Ve eğer yüz çevirirseniz, ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım.

Rabbinize istiğfâr idin ve O'na tevbe iyleyin ki sizi ecel-i müsemmânıza kadar güzel sûretde geçindire ve her sâhib-i fazla fazlının mukâbilini vire. Eğer îmândan ve emrimi kabûlden i'râz ider iseniz üzerinize bir gün büyük bir 'azâb gelmesinden korkarım.

Rabbinizden[1] bağışlanma[2] dileyin, sonra O’na yönelin (tevbe edin) ki[3] belirlenmiş eceliniz[4] gelinceye kadar sizi güzel bir şekilde yaşatsın. Fazla yapan herkese de fazlasını versin. Eğer yüz çevirecek olursanız, o büyük günün azabına uğramanızdan korkarım.

[1] Sahibinizden [2] İstiğfar : Sözle ve kalpten yapılan bağışlanma talebidir.Türk Halkı arasında "Estağfurullah" olarak sıklıkla ve yanlış manada kul... Devamı..

2,3. Ben, Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz, Rabbinize bağışlanma dileyip, kendisine yönelesiniz diye vakti belirlenmiş bir süreye kadar güzel bir geçimlikle sizi geçindirmesi ve her fazilet sahibine değerini vermesi için O'ndan size bir uyarıcı ve müjdeciyim. Şayet yüz çevirirseniz, başınıza gelecek büyük günün azabından korkarım.

Bir de Rabbinize dönerek Ondan bağışlanma dileyin ki O da sizi belirlenmiş bir vakte kadar güzel bir şekilde nasiplendirsin ve her fazilet sahibine hakkını versin. Ama yüz çevirirseniz, başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım.

Af dileyin Rabbinizden; sonra da tövbe ile O'na yönelin ki, belirlenmiş bir süreye kadar sizi güzel bir nimetle nimetlendirsin ve her farklı derece sahibine hak ettiği ödülü versin. Eğer yüz çevirirseniz, o takdirde sizi büyük bir günün azabıyla korkuturum.

daħı kim yarlıġamaķ dileñ çalabuñuzdan andan tevbe eyleñ andın yaña gönendüre sizi gönendürmek görklü bir zamāna degin kim adanılmışdur daħı vire her artuķlıķ issine fażlın ya'nį uçmaġı. daħı eger yüz döndüresiz bayıķ ben ķorķarın üzerüñüze ulu gün 'aźābını.

Daḫı istiġfār eyleñüz sizi yaradan Allāh[a]. Daḫı dönüñüz aña. Gönendü‐rür sizi yaḫşı ni‘metler‐ile ‘ömri müddeti tamām olınca. Daḫı virür herfażīleti olana dīnde fażl müzdini dünyā ve āḫiretde ve eger yüz ḳaytarsañuz ben ḳorḳar‐men sizüñ üstüñüze ulu gün ‘aẕābından.

Və Rəbbinizdən bağışlanmağınızı diləyəsiniz. Sonra Ona tövbə edin ki, müəyyən bir müddət (ömrünüzün sonunadək) sizə yaxşı gün-güzəran versin və hər bir əməl sahibinə (əməlinin) mükafatını ehsan buyursun. Əgər (imandan, mənim də’vətimdən, öyüd-nəsihətimdən) üz döndərsəniz, bilin ki, mən (müsibəti) böyük günün (qiyamət gününün) sizə üz verəcək əzabından qorxuram.

And (bidding you) : Ask pardon of your Lord and turn to Him repentant. He will cause you to enjoy a fair estate until a time appointed. He giveth His bounty unto every bountiful one. But if ye turn away, Lo! (then) I fear for you the retribution of an awful Day.

"(And to preach thus), ´Seek ye the forgiveness of your Lord, and turn to Him in repentance; that He may grant you enjoyment, good (and true), for a term appointed, and bestow His abounding grace on all who abound in merit!(1495) But if ye turn away, then I fear for you the penalty of a great day:

1495 The enjoyment of all good and true things in life refers, I think, to the present life with its limited term, and the abounding Grace refers to t... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.