5 Aralık 2024 - 4 Cemaziye'l-Ahir 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hûd Suresi 102. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vekeżâlike aḣżu rabbike iżâ eḣaże-lkurâ vehiye zâlime(tun)(c) inne aḣżehu elîmun şedîd(un)

İşte Rabbin, zulmeden şehirleri böyle alıverir, aldığı, azabına uğrattığı zaman da şüphe yok ki onun kavrayışı pek elemlidir, pek çetindir.

İşte Rabbinin (kahırla) yakalaması böyledir. Onlar zulüm işlemektelerken, (Allah o) ülkeleri (ve içindekileri azapla) yakalayıp çarptığı zaman (son pişmanlıkları fayda vermemiştir). Gerçekten O’nun (azapla) yakalaması çok acı vericidir, pek şiddetlidir.

İşte senin Rabbin varoluş gayesine aykırı hareket eden kentlerin toplumlarını, böylece kıskıvrak yakalayıverir. Şüphesiz ki, O'nun yakalaması çok şiddetli ve çok zorludur.

Baskıyı, zulmü, işkenceyi, isyanı ve küfrü alışkanlık haline getiren, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen bir memleketi cezalandırırken, senin Rabbin işte böyle cezalandırır. Onun cezalandırması çok can yakıcı, çok inletici, çok müthiştir.

Rabbinin, zulmeden şehirleri yakaladığında yakalaması işte böyledir. Şüphesiz O'nun yakalaması pek acı, pek şiddetlidir.

Onlar, zulüm işlemektelerken, ülkeleri (veya nesilleri) yakaladığı zaman... Rabbinin yakalaması işte böyledir. Gerçekten O'nun yakalaması pek acı, pek şiddetlidir.

İşte Rabbin, zulümkâr memleketleri çarptığı zaman, böyle yakalayıp çarpar. Doğrusu onun cezalandırması çok acıklıdır, pek şiddetlidir.

Köy ve kasabalar zulmederken, Rabbinin onları yakalaması, işte böyledir. Şüphesiz Rabbinin yakalaması, elem verici ve serttir.

Rabbin, haksızlık eden memleketleri yakaladığında, O'nun yakalayışı işte böyledir. Şüphesiz onun yakalaması pek elem vericidir; pek çetindir.

Zalim olan şehirleri yoketmek isterse, işte Tanrın bunculayın yakalar, onun yakalaması hem acıdır, hem katı

İşte Rabbin, halkı zalim olan memleketlerin yakasından tutunca böyle tutar. Hiç kuşkusuz O'nun yakalaması pek sert ve acıklıdır.

Zâlimleri kahr itdiği vakit Allâh böyle kahr ider. İntikâmı elîm ve şedîd olur.

Allah, kasabaların zalim halkını yakalayınca, böyle yakalar; yakalaması da şiddetli ve elimdir.

Zulme sapmış memleketlerin halkını yakaladığında, Rabbinin yakalaması işte böyledir! Şüphesiz O’nun yakalaması can yakıcı ve şiddetlidir.

Rabbin, zulme sapan toplulukları yakaladığında işte böyle yakalar! Şüphesiz onun cezalandırması pek elem vericidir, pek çetindir!

Rabbin, haksızlık eden memleketleri (onların halkını)  yakaladığında, onun yakalayışı işte böyle (şiddetlidir). Şüphesiz onun yakalaması pek elem vericidir, pek çetindir!

İşte Rabbin, zulmetmekte olan kentleri yakaladığı zaman böyle yakalar. O'nun yakalaması acıdır, çetindir.

İşte Rabbin, zalim memleketleri cezalandırdığı zaman böyle cezalandırır. Çünkü O'nun cezası çok acı, çok çetindir.

Ve işte rabbın medeniyetleri zulmederlerken çarptığı vakıt böyle çarpar, çünkü onun muahazesi çok elîm, çok şiddetlidir

İşte Rabbin, zâlim memleketleri (onların halkını) cezalandırdığı zaman böyle cezalandırır. Şüphesiz onun cezalandırması çok elem vericidir, çok şiddetlidir.

İşte Rabb'in, zulmeden kentleri cezalandırdığı zaman, böyle cezalandırır. O'nun cezası çok acı verici ve çok şiddetlidir.

Rabbinin yakalayışı — (ahâlîsi) zulmeder halde bulunan memleketleri yakaladığı zaman — işte böyle (olur). Şübhesiz ki Onun çarpması (cezası) pek acıklıdır, pek çetindir.

İşte, (halkı) zâlim bir hâlde bulunan şehirleri (azâbıyla) yakaladığı zaman, Rabbinin yakalaması böyledir. Şübhesiz ki O'nun yakalaması, pek elemlidir, pek şiddetlidir!

Rabbin, (halkı) zalim olan şehirleri (yıkıma uğratmak için) yakaladığında işte böyle yakalar. Gerçekten O’nun (zalim, zorba ve despotları) yakalaması pek acı, pek şiddetlidir.

İşte Rabbinin bu yakalayışı, zulüm ederek haksızlık yapan bu kasaba halkını cezalandırışıdır. Allah’ın yakalayıp ceza verişi çok acıklı ve çok şiddetlidir.

Senin çalabın ülkeleri kıyıcılıkları yüzünden çarpmak istedi mi işte böyle çarpar. Gerçekten Onun çarpışı çok acıklı, çok ağır olur.

Rab/bin, kasaba ahalisini, zalim iken yakaladığı zaman, işte böyle yakalar. Çünkü O/nun yakalaması elemlidir, şiddetlidir.

İşte Rabbin zulmeden beldeleri yakaladığı zaman böyle yakalar. O’nun yakalaması can yakıcı ve şiddetlidir.

Allah zalim ülkeleri yakalayınca, işte böyle yakalar. Şüphesiz onun yakalaması elim ve şiddetlidir.

O hâlde, dikkat edin; Rabb’in, zulüm ve haksızlıkta direten bir ülkeyi cezalandırdı mı, işte böyle cezalandırır! Unutmayın, O’nun azâbı gerçekten can yakıcıdır, çok çetindir!

Şehirler’i, zâlim iken yakaladığı zaman, senin rabbinin yakalaması işte böyledir. O’nun yakalaması, şiddetli acı vericidir.

Senin Rabb’inin azgın kentlere düzenlediği suçüstü baskınları hep böyle olmuştur. Evet onun baskınları inletir ve kıvrandırır.

Rabbin zulmeden şehirleri yakaladığı zaman böyle yakalar. Çünkü Rabbinin yakalaması çok acı, çok çetindir.

Haksızlık eden şehirleri(n halkını helak için) yakaladığında, Rabbinin yakalayışı işte böyle (şiddetli)dir. Şüphesiz ki O’nun yakalaması elem vericidir; şiddetlidir!

O zâlim memleketleri, Rabbin yakalarsa, işte böyle yakalar.¹ Gerçekten Onun yakalaması, pek acıklı ve çok şiddetlidir.

1 Burada; “zikr’ül-mahal iradet’ül-hal” yoluyla mecâz vardır. Yani memleketlerin söylenmesine rağmen kastedilen, o ülkelerin halklarıdır. Buna göre ây... Devamı..

İşte senin Rabbin, tepelediği zaman böyle tepeler; halkı zalim olan kasabaları gerçekten de O’nun tepelemesi çok acı verici, çok zorludur!

– Senin Rabbin, halkları zalim olan ülkeleri cezalandırdığı zaman işte böyle cezalandırır. Şüphesiz O’nun cezalandırması çok can yakıcıdır ve pek dehşetlidir. 18/58- 59, 22/48

Ve senin Rabbin, kentleri cezalandırmak istediği zaman işte böyle cezalandırır; ki onlar zulmetmiştiler: hiç şüphesiz O’nun cezalandırması çok can yakıcı, pek dehşet vericidir.

(Ey Muhammed) İşte Rabbinin -ahalisi zalim olan- beldeleri yakalayışı böyledir. Şüphe yok ki, O’nun (şirk ve küfürde direnenleri) yakalaması ve cezalarını vermesi pek çetindir.

Ve işte Rabbinin yakalaması böyledir... Zalim olan şehirleri yakaladığında muhakkak ki yakalaması pek şidetlidir.

Ve işte Rabbin yakalaması böyledir, karyeleri zalim oldukları halde yakaladığı zaman, şüphe yok ki O'nun yakalaması pek acıklıdır, pek şiddetlidir.

Halkı zalim olan ülkeleri cezaya çarptırdığı zaman Rabbinin çarpması işte böyle olur! Şüphesiz ki O'nun çarpması pek acı, pek çetindir!

İşte Rabbin zulmeden kentleri yakaladığı zaman böyle yakalar. Doğrusu O'nun yakalaması, çok acı ve çok çetindir.

İşte rabbinin helâki, zâlim olan kurâyı helâk iylediği gibi böyledir. Onun ahz ve helâki elemli ve şiddetlidir.

Senin Rabbin, yanlışlar içine düşmüş kentleri yakaladığı zaman işte böyle yakalar. O’nun yakalaması can yakıcı ve sert olur.

Rabbin, zalim ülkeleri böyle yakalar. Şüphesiz O'nun yakalaması acı verici, şiddetlidir.

Ahalisi zalim olan beldeyi Rabbin yakaladığı zaman işte böyle yakalar. Onun yakalayışı gerçekten pek acı ve pek şiddetlidir.

Rabbin zulme sapan kentleri/medeniyetleri çarptığı zaman, işte böyle çarpar. O'nun çarpması gerçekten korkunçtur, şiddetlidir.

daħı ancılayın dutmaġı çalabunuñ ol vaķt kim duttı köyleri daħı ol žulm eyleyici-y-iken. bayıķ dutmaġı anuñ aġrıdıcıdur ķatı.

Anuñ gibidür Tañrı Ta‘ālānuñ muḥkem dutup ‘aẕāb etmegi, ḳaçan kimşehrler ḳavmini helāk eylemek dilese anlar ẓālimler‐iken. Taḥḳīḳ TañrıTa‘ālānuñ dutmaġı ḳatı acıdıcıdur yürekleri.

Rəbbin zülmkar məmləkətləri əzabla yaxalayanda belə yaxalayar. Onun cəzası, doğrudan da, ağrılı-acılıdır, şıddətlidir!

Even thus is the grasp of thy Lord when he graspeth the townships while they are doing wrong. Lo! His grasp is painful, very strong.

Such is the chastisement of thy Lord when He chastises communities in the midst of their wrong: grievous, indeed, and severe is His chastisement.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.