9 Ekim 2024 - 6 Rebiü'l-Ahir 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hûd Suresi 101. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vemâ zalemnâhum velâkin zalemû enfusehum(s) femâ aġnet ‘anhum âlihetuhumu-lletî yed’ûne min dûni(A)llâhi min şey-in lemmâ câe emru rabbik(e)(s) vemâ zâdûhum ġayra tetbîb(in)

Biz zulmetmedik onlara, fakat onlar, kendi kendilerine zulmettiler; Rabbinin emri gelince, Allah'ı bırakıp da kulluk ettikleri tanrıları, onlara hiçbir fayda veremedi ve ziyanlarını arttırmaktan başka bir şey yapamadı.

Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi nefislerine zulmettiler. Böylece Rabbinin (ceza ve intikam) emri geldiği zaman, Allah’ı bırakıp da taptıkları ilahları, onlara hiçbir şey sağlayamadı, (putları ve tağutları) ’helak ve kayıplarını’ artırmaktan başka bir işe yaramadı (ve asla yarayacak değildir).

Biz onlara haksızlık etmedik, fakat onlar kendilerine yazık ettiler, yaratılış gayeleri dışına çıktılar. Rabbinin buyruğu gelince; Allah'ı bırakıpta taptıkları tanrılar onlara silinip yok olma ve zararlarını artırmaktan başka bir yarar sağlamadı.

Biz onlara zulmetmedik. Onlar kendilerine yazık ettiler, birbirlerine zulmettiler. Rabbinin planı icra edilirken Allah'ı bırakıp, kulu durumundakilerden, taptıkları, yalvardıkları tanrıları hiçbir şekilde kendilerine fayda sağlamadı. Onların helâk ve hüsranlarını artırmaktan başka bir şeye yaramadı.

Biz onlara zulmetmedik ama onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin emri gelince onların Allah'tan başka tapmakta oldukları ilahları kendilerine bir şey sağlayamadı; kayıplarını artırmaktan başka bir yararları olmadı.

Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi nefislerine zulmettiler. Böylece Rabbinin emri geldiği zaman, Allah'ı bırakıp da taptıkları ilahları, onlara hiç bir şey sağlayamadı, 'helak ve kayıplarını' arttırmaktan başka bir işe yaramadı.

Biz,onlara zulüm yapmadık, fakat onlar (küfre varmakla) kendilerine zulmettiler. Allah'dan başka taptıkları tanrıları, (Ey Rasûlüm) Rabbinin emri geldiği zaman, kendilerine hiç bir fayda vermedi ve zararlarını artırmaktan başka bir şey yapmadı.

Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendi kendilerine zulmettiler. Rabbinin emri geldiği zaman, Allah’ın dışında çağırdıkları o putları, onlara hiçbir fayda vermedi. Helak ve yıkımdan başka hiçbir katkıları olmadı.

Onlara biz zulmetmedik. Fakat onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin emri geldiğinde, Allah'ı bırakıp taptıkları tanrıları onlara hiçbir şey sağlamadı, ziyanlarını arttırmaktan başka bir şeye de yaramadı.

Biz onlara zulmetmedik, onlarsa zulmetti kendilerine, Allahı bırakarak taptıkları Tanrıları, en uzak bir fayda veremediler, Tanrının buyrumu geldi, onlar yok olmaktan başka bir şeye uğramadılar

Onlara biz zulmetmedik; fakat onlar (inatla kötülüğü tercih ederek) kendilerine zulmettiler. Rabbinin (azap) emri geldiğinde, Allah'tan başka taptıkları (sahte) ilahları onlara hiçbir şey sağlamadı ve onların zararlarını artırmaktan başka bir şeye yaramadı.

Biz ânlara zulüm itmedik, kendileri nefislerine zulm itdiler. Allâh’ın emri yerine geldiği vakit Allâh’a şerîk koşdıkları ma’bûdlar bir işlerine yaramazlar. Ancak felâketlerini tezyîd iderler.

Onlara Biz zulmetmedik, fakat onlar kendilerine yazık ettiler. Rabbinin buyruğu gelince, Allah'ı bırakıp taptıkları tanrılar kendilerine bir fayda vermedi, kayıplarını artırmaktan başka bir şeye yaramadı.

Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin azap emri gelince, Allah’ı bırakıp da taptıkları ilâhları kendilerine hiçbir fayda sağlamadı. İlâhları onların sadece ziyanlarını artırdı.

Onlara biz zulmetmedik; onlar kendi kendilerine zulmettiler. Rabbinin hükmü geldiğinde Allah’ı bırakıp da taptıkları tanrıları onlara hiçbir şey sağlamadı; ziyanlarını artırmaktan başka bir işe yaramadı.

Onlara biz zulmetmedik; fakat, onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin (azap)  emri geldiğinde, Allah'ı bırakıp da taptıkları tanrıları, onlara hiçbir şey sağlamadı, ziyanlarını artırmaktan başka bir şeye yaramadı.

Biz onlara zulmetmedik, onlar kendi kendilerine zulmettiler. Rabbin emri geldiği zaman, ALLAH'tan başka yalvardıkları tanrıları onları hiç bir şeyden kurtaramadı. Aslında, onların yalnızca ziyanlarını arttırdı.

Biz onlara zulmetmedik, onlar kendi kendilerine zulmettiler. Allah'ı bırakıp da taptıkları tanrılar, Rabbinin emri gelince kendilerine hiçbir fayda sağlayamadılar. Hasarlarını arttırmaktan başka bir şeye yaramadılar.

Biz onlara zulmetmedik ve lâkin kendilerine zulmettiler de Allahın berisinden taptıkları ma'budları, rabbımın emri geldiği vakıt kendilerine hiç bir faide vermedi ve hasarlarını artırmaktan başka hiç bir şey'e yaramadı

Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar (hakkı inkâr etmek sûretiyle) kendilerine zulmettiler. Rabbinin (azap) emri vukû bulduğunda, Allah’tan başka yalvar (ıp tapın) dıkları (sahte) ilâhları, onlara hiçbir hususta fayda sağlamadı ve onların ziyanlarını artırmaktan başka bir şeye yaramadı.

Biz onlara haksızlık yapmadık; onlar kendi kendilerine haksızlık yaptılar. Rabb'inin buyruğu gerçekleşince, Allah'ı bırakıp da kulluk ettikleri ilahları kendilerine hiçbir yarar sağlamadı. Yalnızca kayıplarını artırdılar.

Onlara biz zulmetmedik, fakat onlar kendi nefislerine zulmetdiler. Binâen'aleyh Allâhı bırakıb tapdıkları (yalancı) Tanrılar, Rabbinin (azâb) emri geldiği zaman, onlara hiç bir fâide vermedi, ziyanlarını artırmakdan başka bir şey'e yaramadı.

Hâlbuki (biz) onlara (hak ettiklerinin dışında cezâ vererek) zulmetmedik, velâkin(onlar küfür ve isyanlarıyla) kendilerine zulmettiler; artık Rabbinin emri gelince, Allah'dan başka (kendisine) yalvarmakta oldukları ilâhları kendilerine hiçbir fayda vermedi. Onlara zarar vermekten başka bir şey de artırmadılar.

Hâlbuki (biz) onlara (hak ettiklerinin dışında ceza vererek) zulmetmedik ve lâkin (onlar inkâr, isyan ve azgınlıklarıyla) kendi nefislerine zulmettiler (yazık ettiler); artık Rabbinin emri gelince, Allah’ın yanı sıra (kendisine) yalvarmakta oldukları ilâhları kendilerine hiçbir fayda vermedi. Onlara zarar vermekten başka bir şey de artırmadılar. *

(*) İşte bütün insanlara İbret olsun diye kıssaları anlatılan önceki peygamberlerin kavimlerini Cenâb-ı Hak, isyan, zulüm ve azgınlıkta ileri gitmeler... Devamı..

Biz onlara haksızlık yapmadık, ama onlar zulmederek kendilerine haksızlık yaptılar. Rabbinin emri başlarına geldiğinde, Allah’dan başka dua ettikleri ilahlarının hiç birisi, onları kurtarmaya güçleri yetmediği gibi, yalnızca yok olmalarını artırdı.

Biz onlara kıymadık. Belki onlar kendi kendilerine kıydılar. Onun için Allah’ın buyruğu erişince onların Allah’ı bırakıp da taptıkları hiç bir işlerine yaramadı, yalnız onların kıyımını sağladı o kadar.

Biz onlara helâkle zulmetmedik, fakat onlar masiyetle kendilerine zulmettiler. Rabbinin fermanı gelince Allah/ı bırakarak taptıkları mâbutlar asla işlerine yaramadı, helaklerini [²] artırmadan başka bir şey yapmadı.

[2] Veya ziyanlarını.

Biz onlara zulmetmedik fakat onlar kendi kendilerine zulmettiler. Rabbinin emri/buyruğu geldiği zaman, Allah’tan başka çağırdıkları tanrıları, kendilerinden hiçbir şeyi savamadı ve onların zararlarını artırmaktan başka hiçbir işe yaramadı!

Onlara biz zulmetmedik, fakat onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin buyruğu gelince, Allah'ı bırakıp taptıkları ilahlar kendilerini müstağni kılmadı, yıkımlarını artırmaktan başka bir şeye yaramadı.

Biz onlara zulmetmiş değiliz, fakat bile bile kötülüğü tercih ederek, onlar kendi kendilerine zulmettiler. Ve Rabb’inin azap emri geldiğinde, Allah’ı bırakıp da yalvardıkları o hayal ürünü sahte tanrıları, onları Allah’ın gazâbından kurtaramadı, aksine, uğradıkları felâketi artırmaktan başka bir işe yaramadılar.

Onlara zulmetmedik; ama kendilerine zulmettiler. Senin rabbinin emri geldiğinde Allah’tan başka yalvardıkları / taptıkları ilahları onlara hiçbir şey kazandırmadı. Kayıplarını artırmaktan başka onlara hiçbir şey artırmadı.

Ama biz onlara haksızlık etmedik, bilakis onlar kendilerine kıydılar. Rabb'inin fermanı geldiğinde, kul oldukları Tanrı ötesi tanrılar, onlara zerre kadar yâr olmadı, onlara hayal kırıklığından öte bir şey vermedi.

Hiç bir zaman onlara zulmetmedik. Fakat onlar ayetlerimizi inkâr ederek kendilerine zulmediyorlardı. Rabbinin cezası geldiği zaman dünyada yaşarken Allah’tan başka çağırdıkları, onları cezamızdan kurtaramadı. Tam tersine uydurdukları ilahlar, uydurdukları inançları cezamızı artırmaktan başka bir işe de yaramadı!

Onlara biz haksızlık etmemiştik; fakat, onlar kendilerine haksızlık etmişlerdi. [*] Rabbinin (azap) emri geldiğinde, Allah’ın peşi sıra yalvardıkları ilahları onlardan hiçbir (sıkıntı) giderememişti. (Putlar onların) kayıplarından başka bir şey artırmamıştı.

Benzer mesajlar: Bakara 2:57; Âl-i İmrân 3:117; A‘râf 7:160, 177; Tevbe 9:70; Yûnus 10:44; Hûd 11:101; Nahl 16:33, 118; Kehf 18:49; ‘Ankebût 29:40; Rû... Devamı..

Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi kendilerine zulmettiler. Rabbinin (helâk) emri gelince; Allah’ı bırakıp da taptıkları ilâhları onlara hiç bir fayda sağlayamadı, hatta belâya uğramalarını arttırmaktan başka bir işe de yaramadı.

Pek tabii, onlara Biz zulmetmedik; tersine onlar kendi kendilerine zulmettiler. Ve Rablerinin hükmü vaki olduğunda, Allah’ı bırakıp yalvarıp yakardıkları o (düzmece) tanrıları hiçbir işe yaramadı, yok olup gitmelerini hızlandırmaktan başka!

Biz onlara haksızlık etmedik fakat onlar kendi kendilerine zulmedip yazık ettiler. Rabbinin azap hükmü gelince de Allah ile aralarına koyup dua ile yalvarıp yakardıkları ilahlarının onların hüsranlarını artırmaktan başka onlara hiçbir faydası olmadı. 3/117, 10/44, 18/49

Ama Biz onlara zulmetmedik, lâkin onlar kendi kendilerine zulmettiler. Dahası Rablerinin (helâk) emri geldiğinde, Allah dışında yalvarıp yakardıkları ilâhları onların başından hiçbir şeyi savamadı; üstelik bunlar, kendi çöküşlerini hızlandırmaktan başka bir işe de yaramadı.

Onlara biz zulmetmedik. (O beldelerin halkını haksız yere helak etmedik) Fakat onlar kendilerine yazık ettiler. (Rablerine ortak koştular, ayetlerini inkar ettiler) Rabbinin azap emri geldiğinde ise, Allah’ı bırakıp ta taptıkları ilahları onlara hiçbir yarar sağlamadı, aksine ancak ziyanlarını artırdı.

Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin azap emri gelince, Allah’ı bırakıp da taptıkları ilâhları kendilerine hiçbir fayda sağlamadı. (İlâhları) onların sadece ziyanlarını artırdı.

Ve Biz onlara zulmetmedik, velâkin onlar kendi nefislerine zulmettiler. Allah Te-âlâ'dan gayrı taptıkları tanrıları, Rabbin emri geldiği vakit onları hiçbir şeyden müstefid etmiş olmadı ve onlara hüsrândan başka bir şey arttırmış da olmadılar.

Biz onlara zulmetmedik, asıl onlar kendi kendilerine zulmettiler. Rabbinin azap emri gelince Allah'tan başka taptıkları tanrılar kendilerine hiçbir fayda vermedi. Hatta onların ziyanlarını artırmaktan başka bir şeye yaramadı.

Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar, kendi kendilerine zulmediyorlardı. Rabbinin emri geldiği zaman, Allah'tan başka yalvardıkları tanrıları, kendileriden hiçbir şeyi savamadı ve onların ziyanlarını artırmaktan başka bir işe yaramadı!

Biz onlara zulüm itmedik, lâkin kendi nefislerine zulüm iylediler. Onlara, helâkleri hüküm ve emri gelince Allâh'dan gayrı 'ibâdet iyledikleri putları hiç bir fâide idemediler, belki onlara ziyân ve helâkden başka bir şey artırmadılar.

Onlara biz yanlış yapmadık ama onlar yanlışı kendilerine yaptılar. Rabbinin emri gelince, Allah ile kendi aralarına koyarak yardım istedikleri ilahları hiçbir işe yaramadı. Onların katkıları, sadece çaresizliklerini artırmak oldu.

Onlara biz zulmetmedik, fakat onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin emri geldiği zaman Allah'ı bırakıp yalvardıkları ilahları onlara hiç bir fayda sağlamadı. Kayıplarını artırmaktan başka bir işe yaramadı.

Biz onlara zulmetmedik; onlar kendilerine yazık ettiler. Rabbinin emri geldiğinde, Allah'ın yanı sıra yalvardıkları tanrılarından hiçbir fayda görmediler; tersine, onlar ancak hüsranlarını arttırdı.

Onlara biz zulmetmedik. Ama onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin emri geldiğinde, Allah'ı bırakıp da yakardıkları ilahları kendilerine hiçbir yarar sağlamadı. İlahları onların sadece hasar ve hüsranlarını artırdı.

daħı žulm eylemedük anlara velįkin žulm eylediler gendüzilerine. pes aśśı eylemedi anlara Tañrıları ol kim [118a] oķırlar Tañrı’dan ayruķ hįç nesene ol vaķt kim geldi çalabuñ buyruġı. daħı arturmadılar anlara helāk eylemekden eylemekden ayruķ.

Biz ẓulm eylemedük anlara, lākin anlar özlerin[e] ẓulm eylediler. Pesaṣṣı eylemedi anlara ol ma‘būdları ki ṭaparlardı Tañrı Ta‘ālādan özgeye hīçnesne bile ki ‘aẕābı ḳaytaralardı anlardan. Tañrınuñ ‘aẕābı geldi gicede.Daḫı arturmadılar anları ziyāndan özge.

Biz onlara zülm etmədik. Onlar özləri özlərinə zülm etdilər. Allahdan qeyri ibadət etdikləri tanrılar Rəbbinin əmri gəldikdə onlara heç bir fayda vermədi (əsla əzabdan xilas edə bilmədi), əksinə, yalnız ziyanlarını artırdı.

We wronged them not, but they did wrong themselves; and their gods on whom they call beside Allah availed them naught then came thy Lords command; they added to them naught save ruin.

It was not We that wronged them: They wronged their own souls: the deities, other than Allah, whom they invoked, profited them no whit when there issued the decree of thy Lord:(1603) Nor did they add aught (to their lot) but perdition!

1603 All false and fleeting shadows must vanish before the reality and permanence of the decree of Allah. If we worshipped the false, we earned nothin... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.