Velâ entum ‘âbidûne mâ a’bud(u)
Ve ne siz taparsınız benim taptığıma.
"(Hem) Siz de Benim kulluk ettiğime (Rabbime iman ve) ibadet etmeyeceksiniz."
Sizler de benim ibadet ettiğim Allah'a kulluk yapanlardan değilsiniz. Benim gibi ibadet etmediniz ve etmezsiniz de.
“Siz de benim, kesin bilgi ve inanca dayalı kulluğuma ve ibadetime benzer kulluk ve ibadet etmiyor, benim bağlandığım şeriata bağlanmıyorsunuz.”
Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.
'Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.'
Siz de (hiç bir zaman), benim ibadet etmekte olduğuma ibadet ediciler değilsiniz.
Siz de, benim ibadet ettiğim (Allah’a) kulluk etmiyorsunuz.
1,2,3,4,5. De ki: Ey kâfirler! Sizin taptıklarınıza ben tapmam. Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz. Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz. [816] [817]
Ne de siz benimkine!
Siz de (zaten) benim kulluk ettiğime kulluk edenlerden değilsiniz.
Siz de benim ’ibâdet itdiğime ’ibâdet itmezsiniz.
"Benim taptığıma da sizler tapmıyorsunuz."
“Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”
Siz de benim taptığıma tapıyor değilsiniz.
Evet, siz de benim taptığıma tapıyor değilsiniz.
"Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz."
Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.
Hem de siz tapıcılardan değilsiniz benim ma'buduma
(Hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf etmeyip, ısrarla hakkı inkâr ettiğiniz için) siz de benim taptığım (yüce Allah’) a tapacak değilsiniz.
Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.
«Siz de benim kulluk etmekde olduğuma (hiçbir vakit) kulluk ediciler değilsiniz».
“Siz de (benim) ibâdet etmekte olduğuma ibâdet ediciler değilsiniz!”
“Sizde benim kulluk ettiğime kulluk ediciler değilsiniz.”
Siz de tapmazsınız benim taptığıma.
“Siz de benim taptığıma tapıcı değilsiniz.”
“Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.”
“Zaten bu inkârcı tavrınızdan vazgeçmediğiniz sürece, siz de asla kulluk etmeyeceksiniz, benim kul olduğum yüce Allah’a! Size göre bireysel, toplumsal, ekonomik, siyasal alanlarda Allah’tan başka sözü dinlenecek, kulluk yapılacak nice varlıklar var; benim ise hayat programımı belirleyen Kur’an’ım, izinden yürüyeceğim Peygamber’im var!”
Siz benim kulluk ettiğime kulluk etmekte değilsiniz.
siz de, benim taptığıma tapacak değilsiniz.
“Görünen o ki siz de benim gittiğim yoldan gitmeyeceksiniz. Allah’ın vahiyle bildirdiği ilkelere yasalara uymayarak kendi çıkarlarınıza göre hayat yaşayacaksınız.”
Siz de benim taptığıma tapmıyordunuz.
“Zâten siz de (Allah’a), benim taptığım gibi tapmıyorsunuz.”¹
Siz de benim kul olduğuma hiç kulluk etmemiştiniz. 2/133, 16/36
siz de benim kul olduğuma kulluk edecek değilsiniz.[⁵⁹¹⁸]
Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.
«Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz.»
Siz de benim ibadet ettiğime ibadet etmezsiniz.
Siz de benim yapmakta olduğum ibadeti yapıcı değilsiniz.
"Ve siz de benim 'ibâdet iylediğime 'ibâdet idici değilsiniz."
Siz zaten kul olmazsınız benim kul olduğuma!
Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.
Siz de benim taptığıma tapmazsınız.
Ve ibadet edenler değilsiniz benim ibadet ettiğime.
“daħı degülsiz ŧapıcılar aña kim ŧaparın.”
Siz daḫı ṭapmazsız ben ṭapduġuma.
Siz də mənim ibadət etdiyimə ibadət edən deyilsiniz!
Nor will ye worship that which I worship.
Nor will ye worship that which I worship.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |