Fe-vesatne bihi cem’â(n)
Derken düşman topluluğunun ta ortasına dalanlara.
Ve (böylece zalim) topluluğun tam ortasına (ekonomik ve askeri karargâhlarına) dalanlara! (Yemin olsun.)
derken düşman topluluğunun taa ortasına dalanlara andolsun ki;
Andolsun, toz duman arasında düşman birliklerinin merkezine dalanlara, düşman hatlarını yaranlara!
Derken onunla bir topluluğun tam ortasına dalanlara ki,
Bununla bir (düşman) topluluğun orta yerine kadar dalanlara.
Böylece, o dem, düşman topluluğu ortasına girenlere ki,
Toplumun ortasına konanlara, (andoslun ki:)
Toplumu derinden yaralarlar.
Ortalığı toza boğan, düşman ordusunun içine dalan atlara ant olsun ki
Bir bütün olarak toplumun içine dalanlara ki;
1-5. Soluk soluğa koşan ve ayaklarını yere urdığı vakit kığılcım çıkaran atlar ve sabahleyin düşmana hücûm idüb atlarının ayakları altında tozları savuran ve düşman kıta’âtını yararak yol açan gâzîler hakkıçün yemîn iderim.
Düşman topluluğunun içine dalanlara ki:
1,2,3,4,5,6. Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.
Peşinden orada bir topluluğun ta ortasına dalanlara ki!
1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8. Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara, (ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karşı pek nankördür. Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o, mal sevgisine de aşırı derecede düşkündür.
Ve topluluğun içine dalanlara ki;
Derken bir topluluğun ortasına dalanlara yemin ederim ki,
Bir derneği o demde ortalayan: kuvvetlere kasem eylerim ki
4-5. Ve tozu dumana katarak, düşman topluluğunun içine dalanlara kasem olsun ki,
Sonra onunla bir topluluğa dalanlara ki,
Bununla bir topluluğun tâ ortasına girenlere (ya'nî atlara) ki,
Derken onunla, bir topluluğun ortasına dalanlara!
Ve o maksatla topluluğa dalanlara (kasem ederim ki),
Böylece (korkusuzca düşmanlarının) ortasına dalanlara yemin olsun ki.
Böylelikle düşman topluluğunu yaranlar hakkı için ki,
4, 5. Ayakları altından toz kopararak onunla düşman ordusunun arasına giren atlar hakkı için,
Topluluğun ortasına dalanlara!¹
Bununla bir (düşman) topluluğun orta yerine kadar dalanlara.
Sağa sola kaçışan asker, kadın ve çocuklardan oluşan topluluğun tam ortasına dalan binek atlarına yemin olsun ki,
Topluca ortasına daldılar.
Kalabalığı yarıp geçenlere yemin ederim ki
Toplulukların içine dalanlar şahittir ki;
Topluluğun ortasına dalmışlardı. [*]
1,2,3,4,5. O harıl harıl ses çıkararak, kıvılcımlar saçarak koşan,¹ sabahleyin erkenden akın edip, tozu dumana katarak toplulukların ortasına dalan (at)lara yemin olsun ki;²
[körcesine] bir ordunun içine dalan! ²
Sonunda bu kin ve nefretle topluluğun ortasına dalanlara andolsun ki. 3/186, 6/33-34
nihayet bu düşmanlıkla toplumun ortasına dalanlara…
3,4,5. Sabahleyin (erkenden) akın edip tozu dumana katan ve derhal o (düşman) topluluğunun ortasına dalanlara (mücâhidlere) Andolsun ki
Böylece topluluğun ortasına dalanlar.
Sonra onunla bir topluluğun ortasına girenlere (andolsun ki),
Derken düşman kuvvetinin ortasına dalan atların hakkı için ki:
Derken bir topluluğun ortasına dalanlara.
O halde düşmanın ortasına saldıran gâzîler hakkıyçün kasem iderim ki
Bu maksatla topluluğa dalanlara yemin olsun ki,
Topluluğun ortasına dalanlara ..
Düşmanın ortasına dalanlara:(1)
Derken, onunla bir topluluğun ortasına dalanlara ki,
pes girdiler ol vaķt [318b] bir bölüġe.
Girerler anlar‐ıla düşman cemā‘ati ortasına.
Sonra da onunla (tozanaqla) dəstəyə (düşmən dəstəsinə) təpinən atlara ki,
Cleaving, as one, the centre (of the foe),
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |