8 Aralık 2023 - 25 Cemaziye'l-Evvel 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yûnus Suresi 98. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Seç/Sil


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Felevlâ kânet karyetun âmenet fenefe’ahâ îmânuhâ illâ kavme yûnuse lemmâ âmenû keşefnâ ‘anhum ‘ażâbe-lḣizyi fî-lhayâti-ddunyâ vemetta’nâhum ilâ hîn(in)

İnanıp da inançlarından fayda gören şehir halkı, ancak Yunus'un kavmidir. İnandıkları zaman, dünya yaşayışında onlardan zillet azabını giderdik ve bir zamanadek faydalandırdık onları.

Hz. Yunus'un kıssası Ahd-i Atıyk'te ayrı bir bölüm olarak dört babda anlatılır.

 Ama keşke (azap geldiği sırada) iman edip imanı kendisine yarar sağlamış -Yunus kavminin dışında- bir ülke (daha) olsaydı ya! (Fakat yoktur. Sadece Ninova halkı) Onlar (isyan ve tuğyanlarının ardından) iman ettikleri zaman, dünya hayatında onlardan aşağılatıcı azabı kaldırdık ve onları belli bir zamana kadar yararlandırdık.

Azap geleceği vakit iman edip de, imanı kendilerine yarar sağlayan bir memleket varsa, her halde Yûnus'un kavmidir. İman ettiklerinde, dünya hayatında sürüklenebilecekleri alçalmanın ve bayağılaşmanın yol açacağı acıyı ve sıkıntıyı onlardan uzaklaştırdık ve belli bir süre daha varlıklarını sürdürmeleri için bu dünyada kendilerine fırsat tanıdık.

Helâk ettiğimiz memleketlerin halkları, keşke helâke maruz kalmadan iman etselerdi de, imanları kendilerine fayda sağlasaydı. Sadece Yûnus'un kavmi helâk olmak üzereyken iman edince, kendilerinden dünya hayatındaki rezillik rüsvaylık cezasını kaldırdık. Bir vakte kadar onları rahata kavuşturduk.

bk. Kur’an-ı Kerim, 21/87-88; 36/30; 37/139-148; 51/52.

Yunus kavminin dışında (azabın geldiği sırada) iman edip de imanı kendine yarar sağlamış bir kasaba bulunsaydı ya! Onlar (Yunus kavmi) iman edince üzerlerinden dünya hayatında azabı kaldırdık ve kendilerini belli bir süreye kadar (dünya nimetlerinden) yararlandırdık.

Ama (azab geldiği sırada) iman edip imanı kendisine yarar sağlamış -Yunus kavminin dışındabir ülke olsaydı ya! Onlar iman ettikleri zaman dünya hayatında onlardan aşağılatıcı azabı kaldırdık ve onları belli bir zamana kadar yararlandırdık.

Azab inmeden önce, iman edip de bu imanları kendilerine fayda vermiş bir memleket halkı bulunsaydı ya! Ancak Yûnus'un kavmi iman edince, dünya hayatındaki o perişanlık azabını kendilerinden kaldırdık ve onları bir müddete kadar faydalandırdık.

Keşke (azaptan evvel) halkı inanıp da imanları kendilerine fayda veren bir şehir olsaydı! Yunus’un kavmi hariç.. Onlar inanınca, dünya hayatında başlarına gelen azabı onlardan giderdik, belli bir zamana kadar onları yaşattık.

Yûnus'un toplumundan başka, herhangi bir ülke halkının da inanıp, inançlarının kendilerine fayda vermesi gerekmez miydi? Yûnus'un toplumu inanınca dünya hayatındaki azabı onlardan kaldırdık ve bir süreye kadar onları refah içinde yaşattık.

Yunus'un ulusundan başka, hiçbir ulus yoktur ki, horlatıcı azabı görünce, inan getirip, inanları fayda vere, bunlar inan ettiğinde, dünya dirliğinde üzerlerinden horluk azabını kaldırmış idik, bir zaman onları da dünya dirliğinde faydalandırdık

Keşke azap gelmeden önce, iman edip de bu imanları kendilerine fayda vermiş bir memleket halkı bulunsaydı ya! Bunun tek istisnası Yunus'un halkıdır. (Onlar) iman edince, dünya hayatındaki o perişanlık azabını kendilerinden kaldırdık ve onlara bir zamana kadar refah verdik.

Bkz. 21/87-88, 36/30, 37/139-148, 51/52Hz. Yunus’un kavmi ona karşı çıkınca (Saffat 37/139-148), o da öfkeyle onlardan uzaklaştı (Enbiya 21/87-88) ve ... Devamı..

Eğer öyle olmıya idi bir kaç karye îmân ider idi halbuki yalnız Yûnus ’aleyhisselâmın kavmi îmân itdi biz de ânın üzerine ânları dünyâ ’azâbından kurtardık ve bir müddet hayâtlarını idâme itdik.

Bir kent halkı inanmalı değil miydi ki, imanları kendilerine fayda versin! İşte Yunus'un milleti, inandığı zaman, dünya hayatında rezilliği gerektiren azabı onlardan kaldırdık ve onları bir süre daha bu dünyada geçindirdik.

Yûnus’un kavminden başka, keşke (azabı görmeden) iman edip, imanı kendisine fayda veren bir tek memleket halkı olsaydı! (Yûnus’un kavmi) iman edince, dünya hayatında (sürüklenebilecekleri) rezillik azabını onlardan uzaklaştırmış ve onları belli bir zamana kadar yararlandırmıştık.

Keşke (o helâk edilen beldelerden) bir belde halkı iman edip de imanı kendisine yarar sağlasaydı! Ama Yûnus’un kavmi hariç. Nitekim onlar iman edince dünya hayatındaki zillet azabını üstlerinden kaldırmış ve kendilerine belirli bir süreye kadar yaşama imkânı vermiştik.

Yunus’un kavmi müstesna, (halkını yok ettiğimiz ülkelerden) herhangi bir ülke halkı, keşke (kendilerine azap gelmeden) iman etse de bu imanları kendilerine fayda verseydi! Yunus’un kavmi iman edince, kendilerinden dünya hayatındaki rüsvaylık azabını kaldırdık ve onları bir süre (dünya nimetlerinden) faydalandırdık.

 Yunus Peygamber’in kavmi onu inkâr edince, kızarak aralarından ayrıldı. Kavmi onun haber verdiği azabın geleceğini hissetti, hemen yaptıklarına pişma... Devamı..

Hangi toplum inanırsa, inancı ona yarar sağlar. Örneğin; Yunus'un halkı: İnandıkları zaman, bu dünya hayatındaki aşağılayıcı azabı kendilerinden kaldırdık. Bir süreye kadar onları nimetlerle yaşattık.

Fakat o vakit iman edip de imanları kendilerine fayda vermiş bir kasaba olsaydı? Ancak Yunus'un kavmi iman ettikleri vakit, dünya hayatında o rezillik azabını üzerlerinden kaldırmış ve bir süre onları rahata kavuşturmuştuk.

Fakat o vakit iyman edip de iymanları kendilerine fâide vermiş bir memleket olsa idi? Ancak Yunüsün kavmi iyman ettikleri vakıt Dünya hayatta o rüsvalık azâbını kendilerinden açmış ve bir zamana kadar onları müstefid etmiş idik

(Kendilerine azap gelmeden önce) îmâna gelip de bu îmânı kendilerine fayda vermiş olan bir tek memleket halkı bulunsaydı ya! (Ancak) Yunus’un kavmi müstesnadır ki onlar (azabımızın alâmetlerini görüp de yaptıklarına tövbe edip) îmân edince, kendilerinden dünya hayatındaki rüsvaylık azabını kaldırdık ve onları bir süre daha (dünya nimetlerinden) faydalandırdık.

Keşke azap gelmeden önce iman edip de imanları kendilerine fayda vermiş; bir kent olsaydı. Yalnız Yunus'un halkı iman edince, dünya hayatında onlardan rezillik azabını kaldırdık. Ve onları belli bir süre daha yararlandırdık.

(Azabımız gelib çatdığı zaman) îman edib de bu îmanı kendisine fâide vermiş bir memleket (halkı) bulunsaydı ya! (Bu, asla vaaki' olmamışdır). Ancak Yunus'un kavmi müstesnadır ki bunlar îman edince kendilerinden dünyâ hayaatındaki rüsvaylık azabını uzaklaşdırıb giderdik ve onları daha bir zamama kadar (yaşatıb) fâidelendirdik.

Buna rağmen (helâk ettiklerimizden, azâbımız kendine gelmeden önce) îmân edip de îmânı kendine fayda veren bir şehir (halkı daha) olsaydı ya! Ancak Yûnus'un kavmi müstesnâ.(1) (Onlar) îmân edince, kendilerinden dünya hayâtındaki rezillik azâbını açıverdik (onlardan kaldırdık) ve kendilerini bir zamâna kadar (dünya ni'metlerinden)faydalandırdık.

(1)Yûnus (as), kavmi olan Ninova halkının îmân etmemesi üzerine kendilerine üç gün sonra İlâhî azâbın geleceğini söyleyerek aralarından ayrıldı. Nihây... Devamı..

Herhangi bir kasaba halkı iman etmiş olsalardı, kasaba halkının imanları o kasabaya fayda verirdi. Ancak Yunus’un kavmi iman ettikleri zaman, kasaba halkından dünya hayatındaki alçaltıcı azabı kaldırmış ve belli bir zamana kadar onların yaşamalarını sağlamıştık.

Azap kendilerine eriştikten sonra inanıp da bu inancı kendisi için yaralı olmuş bir ülke var mıdır? Yalnız bir Yunus ulusu vardır ki inanınca dünya yaşayışının alçaltıcı azabını onların üzerinden kaldırmışızdır. Hem de onları bir süre için gönendirmişizdir.

Azap gelince iman edip imam kendilerine fayda veren bir kasaba ahalisi var mıdır? Yalnız Yunus/un kavmi vardır ki onlar azap gelince iman getirdikleri zaman biz kendilerinden dünya diriliğinde rüsvaylık azabını def etmiş, bir zamana kadar [¹] onları dünya varlıklarından müstefit kılmıştık.

[1] Ecellerine kadar.

Keşke bir belde halkı olsaydı da inansaydı ve inancından da fayda görseydi! Ancak Yûnus’un kavmi⁴⁰ müstesna. Tam olarak inandıkları zaman Biz de onları, dünya hayatında rezil edecek azabı onlardan kaldırdık ve onları belli bir süreye kadar nimetlendirdik.

40 Krş. Sâffât, 37/139-148. Yûnus’un kavminin Asurlular olduğu rivayeti vardır. Tevrat’ta Ninova/Nineve halkı diye geçer. Bkz. K. Mukaddes, Yûnus, Bab... Devamı..

Neden (azab geldiği sırada) Yunus kavminin dışında iman edip de imanı kendisine yarar sağlamış olan bir ülke yoktur? İşte Yunus'un kavmi iman ettiği zaman, dünya hayatında rezilliği gerektiren azabı onlardan kaldırdık ve onları bir süre daha bu dünyada geçindirdik.

(Hz. Yunus (M.Ö. 860–784) her ne kadar İsrail oğullarından bir peygamber ise de, Asurlular’a yol göstermek üzere Irak’a gönderilmişti. Bu yüzden “Yunu... Devamı..

Zaten insanlık tarihinde, son nefeslerine kadar inkârda direten, ancak azâbı gördükten sonra iman eden ve bu imanı kendisine yarar sağlayan bir toplumvar mı ki? Bir tek Yûnus’un kavmi hariç! Çünkü Yunus, halkını yeteri kadar uyarmadan, ümitsizliğe düşüp görev yerini terk etmişti. Oysa Biz, hakîkati tüm açıklığıyla ortaya koyan bir elçi göndermedikçe, hiç kimseye azap etmeyiz (17. İsra: 15). Bu yüzden, onlar bir bulut gibi tepelerine çöken azâbı görüp de iman edince, tövbelerini kabul ettik, dünya hayatındaki o alçaltıcı azâbı üzerlerinden kaldırdık ve ecellerinin geleceği belli bir süreye kadar refah, mutluluk ve huzur içerisinde yaşamalarına izin verdik. Şu hâlde, ey Müslüman! Sakın sen de Yûnus gibi aceleci davranıp da, bütün insanların öyle çabucak inanmalarını bekleme! İnanmıyorlar diye ümitsizliğe kapılma, onları inandırmak için bir şeyler peşinde koşma! Zira inkâra şartlanmış olanlar, sen onlara en büyük mûcizeleri göstermiş olsan bile, inkârcılıktan vazgeçmeyeceklerdir. Unutma ki:

YÛNUS’un kavminden başka, iman etmiş, imanları yarar sağlamış bir şehir bulunsaydı ya!
İman ettiklerinde onlardan Dünya Hayatı’ndaki Hızy / Utanç azabını kaldırdık; onları bir süreye kadar geçindirdik.

Acaba Yunus kavmi gibi, inanıp da imanının faydasını gören başka bir millet varmola! Keşke olsaydı. Sırf inandıkları için, Yunus halkının bu dünyadaki aşağılanma cezalarını kaldırıp bir süre daha refah sürmelerini sağladık.

Keşke azabı gördükten sonra inansalardı. İnanmaları kendilerine fayda veren bir memleket olsaydı. Azabı gördükten sonra inanmak, hiç bir memleket halkına yarar sağlamamıştır. Yalnız Yunus’un kavmi kendilerine henüz azap gelmeden önce inanınca, dünya hayatında onlardan rezillik azabını kaldırmış, onları bir süre daha yaşatmıştık.

Yunus’un [*] kavmi hariç, herhangi bir şehir (halkı), keşke iman etmiş olsaydı da bu imanları kendilerine yarar sağlasaydı! (Yunus’un kavmi) iman edince, kendilerinden dünya hayatındaki rezillik azabını kaldırmış ve onları bir süre (daha) yararlandırmıştık.

Kitâb-ı Mukaddes (Yunus, Bap 1)’deki bilgilere göre, Hz. Yunus, Asur Devleti’nin başkenti olan Nineve/Ninova’ya gönderilmiş bir peygamberdi. Hz. Yunus... Devamı..

Keşke Bize îman edince Bizim, onlardan dünya hayatında rezillik azabını kaldırdığımız ve kendilerini belirli bir süreye kadar (dünyadan) faydalandırdığımız Yûnus kavmi¹ dışında, îman edip de îmanlarının kendilerine fayda verdiği başka şehirler de olsaydı.²

1 Yûnus Kavmi hakkında bilgi için Bk. (Enbiyâ: 87-88, Saffat: 139-148, Kalem: 48-50). Hz. Yûnus’un tebliğdeki hatası kavmi için mazeret olmuştur ve Hz... Devamı..

Çünkü, ne yazık ki, ¹¹⁹ Yunus toplumundan başka, [bütün bireyleriyle topyekun] imana erişen ve böylece imanının (vereceği huzur ve güvenliği) tadan herhangi bir cemaat çıkmadı henüz. ¹²⁰ (Yunus’un soydaşları) inandıkları zaman, dünya hayatında [sürüklenebilecekleri] alçalmanın, bayağılaşmanın yol açacağı acıyı ve sıkıntıyı onlardan uzaklaştırdık ve belli bir süre varlıklarını sürdürmeleri için kendilerine fırsat verdik. ¹²¹

119 Lev-lâ (“olmasaydı” ya da “... için değilse”) edatı bazen hel-lâ edatıyla eş anlamlı olarak kullanılır ve bu durumlarda “niçin değil?” (“niçin öyl... Devamı..

Keşke olsaydı, ne yazık ki Yunus’un toplumu dışında belde halklarından (azabımız gelmeden önce) iman edip imanının faydasını gören bir toplum olmadı. Fakat Yunus’un toplumu (azap onlara gelmeden) iman ettiler, biz de onlardan dünyadaki rezillik azabını kaldırdık ve onları bir süre daha dünyadaki nimetlerden yararlandırdık. 21/87, 37/139...148

Şu da var: keşke olsaydı, fakat ne yazık ki Yûnus’un toplumu dışında (azabı hak ettikten sonra) iman edip de imanından istifade eden başka hiçbir ülke olmadı.[¹⁶⁷¹] Onlar iman edince, Biz de dünya hayatında onursuzluk cezasını onların üzerinden kaldırdık ve bir süre daha onları nimetlerimizden yararlandırdık.[¹⁶⁷²]

[1671] Felev lâ kânet: Bizim “Keşke olsaydı, fakat ne yazık ki …olmadı” şeklinde çevirdiğimiz bu ibaredeki lev edatı, tek başına temenni ve teşvik ifa... Devamı..

Hiçbir belde halkı yoktur ki, azabımız çattığı zaman imana gelsin de o imanları kendilerine bir yarar sağlamış olsun, ancak Yunus'un kavmi bu hükümden hariçtir.. Çünkü onlar (azap alametlerini gördüklerinde Rablerine samimi olarak yalvardılar) iman ettiler, biz de kendilerinden dünya hayatındaki rüsvaylık azabını kaldırdık ve onları bir süre dünya nimetlerinden faydalandırdık

Yûnus’un kavminden başka, (azabı görmeden) iman edip, imanı kendisine fayda veren bir tek memleket olsaydı! (Yûnus’un kavmi) iman edince, dünya hayatında onların üzerinden rezillik azabını kaldırdık ve onları belli bir zamana kadar yararlandırdık.

Hiçbir şehir ahalisi yoktur ki, (yeis halinde) imân etmiş olsun da bu imânı ona faide versin. Yûnus kavmi ise müstesna. Vaktâ ki imân ettiler, onlardan dünya hayatında rüsvaylık azabını açıverdik ve kendilerini bir müddete kadar müstefit kıldık.

Azap gelip çattığı zaman imana gelip de bu imanı kendilerine fayda vermiş olan bir tek memleket halkı olsun, bulunsaydı ya! Asla böyle bir şey vaki olmamıştır. Ancak Yunus'un halkı müstesnadır ki bunlar iman edince, kendilerinden dünya hayatındaki rüsvaylık azabını uzaklaştırıp giderdik ve onları bir süre daha yaşattık. [21, 87-88; 36, 30; 37, 139-148; 51, 52]

Keşke bir kasaba olsaydı da inansaydı ve inanması kendisine fayda verseydi! Yalnız Yunus'un kavmi, inanınca, dünya hayatnda onlardan rezillik azabını kaldırmış ve onları bir süre daha yaşatmıştık.

Helâk olan kurâdan (son dakikada) îmân iden ve îmânları kendilerine fâide viren hiç bir karye yokdur, ancak kavm-i Yûnus vardır. Onlar vaktâ ki îmân iylediler, onlardan hayât-ı dünyâda zillet ve rüsvâylık 'azâbını açdık ve vakt-i merhûnuna kadar onları geçindirdik. [³]

[3] Yûnus 'aleyhisselâmın irsâl olundığı kavim Musul civârında Ninova'da sâkin idiler. Müşârunileyhin da'vetine icâbet idüb îmân itmediklerinden Cenâb... Devamı..

Keşke bir kent çıksaydı da azap gelip çatmadan önce inanıp güvenseydi ve böylece imanları kendilerine fayda verseydi[*]. Bunun tek istisnası Yunus’un halkıdır. İnanıp güvendikleri zaman dünya hayatında onlardan rezillik azabını kaldırdık ve belli bir süre refah verdik.

[*] Elçi göndermeden hiçbir kavme azap etmeyiz. (İsra 17/15)

Bir şehir (halkı) inanmalı değil miydi ki imanları kendilerine fayda versin?! Ancak Yunus'un Kavmi.. Onlar iman edince, dünya hayatında onlardan zillet azabını gidermiş ve belirli bir süre daha geçindirmiştik.

Azabı gördükten sonra iman etmeleri, hiçbir belde halkına fayda vermiş değildir—Yunus kavmi müstesna. Onlar iman ettiğinde, Biz de onlardan dünya hayatındaki hor ve hakir edici azabı kaldırdık ve belirli bir zamana kadar onları nasiplendirdik.(16)

(16) 21:87-88 ve 37:139-148’de ayrıntılı olarak anlatılacağı gibi, Hz. Yunus, kavminin inkârı karşısında, Allah’ın emrini beklemeden onları terk etmiş... Devamı..

Bir kent inansa da imanı kendisine yarar sağlasa ya! Yûnus'un kavmi müstesna. Onlar inanınca, dünya hayatında rezillik azabını üstlerinden kaldırmış ve kendilerini belirli bir süreye kadar nimetlendirmiştik.

pes nişe olmadı bir köy kim įmān getürdi pes aśśı eyledi aña įmānı illā yūnus ķavmı ol vaķt kim įmān getürdiler giderdük bunlardan ħorlıķ 'aźābını yaķın dirlik içinde daħı gönendürdük anları bir zamāna degin.

Niçün her bir şehr ki biz helāk eyledük anı īmān getürmediler ‘aẕābı gör‐mezden burun, ḥattā ki īmānları aṣṣı ide‐y‐di özlerine? Līkin Yūnus ḳavmi | ol ‘aẕābı gördükde īmān getürdiler. Biz götürdük anlaruñ üstinden rüsvāylıḳ‘aẕābını dünyā dirliginde, daḫı gönendürdük anları ecelleri yitişince.

Əzab gəlməkdə ikən Yunisin ümmətindən başqa iman gətirib imanı özlərinə fayda verə bilən bir məmləkət əhli vardırmı? (Yunisin ümməti) iman gətirən zaman onları dünyadakı rüsvayçılıq əzabından qurtardıq və onlara bir müddət (ömürlərinin axırınadək) gün-güzəran verdik.

If only there had been a community (of all those that were destroyed of old) that believed and profited by its belief as did the folk of Jonah. When they believed We drew off from them the torment of disgrace in the life of the world and gave them comfort for a while.

Why was there not a single township (among those We warned), which believed,- so its faith should have profited it,- except the People(1478) of Jonah? When they believed, We removed from them the penalty of ignominy in the life of the present, and permitted them to enjoy (their life) for a while.(1479)

1478 Allah in His infinite Mercy points out the contumacy or Sin as a warning, and the exceptional case of Nineveh and its Prophet Jonah is alluded to... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.