12 Eylül 2024 - 8 Rebiü'l-Evvel 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yûnus Suresi 93. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velekad bevve/nâ benî isrâ-île mubevvee sidkin verazeknâhum mine-ttayyibâti femâ-ḣtelefû hattâ câehumu-l’ilm(u)(c) inne rabbeke yakdî beynehum yevme-lkiyâmeti fîmâ kânû fîhi yaḣtelifûn(e)

Andolsun ki biz İsrailoğullarını güzel bir yere yerleştirdik ve onları, tertemiz şeylerle rızıklandırdık. Kendilerine bilgi gelinceye dek de ayrılığa düşmediler. Şüphe yok ki Rabbin, ayrılığa düştükleri şeyler hakkında kıyamet günü, aralarında hükmedecek.

Andolsun Biz İsrailoğullarını, hoşlarına gidecek güzel bir yerde yerleştirdik ve temiz şeylerden kendilerine rızık(lar) verdik. Kendilerine ilim gelinceye (kitap ve peygamber gönderilinceye) kadar ihtilafa-anlaşmazlığa düşmemişler, (bâtıl ve bozuk hayat sistemi üzerinde uyuşagelmişlerdi.) Şüphesiz Rabbin, aralarında anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda kıyamet günü hükmünü verecektir.

Derken İsrailoğullarını, güzel ve emin bir yere yerleştirdik ve kendilerini temiz ve hoş rızıklarla rızıklandırdık. Ama ne zaman ki, vahiy yoluyla kendilerine hakikat bilgisi geldi, ancak o zaman aralarında çekişmeye ve farklı görüşler benimsemeye başladılar. Allah çekişmeye düştükleri her konuda, kıyamet günü aralarında elbette hüküm verecektir.

Andolsun, biz İsrailoğulları'nı samimi dindarlara layık bir yurda yerleştirmiş, onlara helâl, temiz ve sağlıklı rızıklar vermiştik. Kendilerine doğru bilgiler gelinceye kadar ayrı baş çekip kasıtlı ihtilâfa çıkarmadılar. Rabbin kasıtlı ihtilâf çıkardıkları, çarpıttıkları konularda, kıyamet günü, aralarında hükmünü icra edecektir.

bk. Kur’an-ı Kerim, 7/137; 26/59-60.

Andolsun biz İsrailoğullarını iyi bir yere yerleştirdik ve onları temiz şeylerle rızıklandırdık. Kendilerine ilim gelinceye kadar ayrılığa düşmediler. Şüphesiz Rabbin kıyamet günü, ayrılığa düştükleri hususlarda aralarında hükmünü verir.

Andolsun, biz İsrailoğullarını, hoşlarına gidecek güzel bir yerde yerleştirdik ve temiz şeylerden kendilerine rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar anlaşmazlığa düşmediler. Şüphesiz Rabbin, aralarında anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda kıyamet günü hüküm verecektir.

Gerçekten İsrâiloğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik ve kendilerini hoş nimetlerle rızıklandırdık. Nihayet ayrılığa düşmeleri de kendilerine ilim (Tevrat'daki ahir zaman peygamberine ait vasıflar) geldikten sonra oldu. Şüphe yok ki o ayrılığa düştükleri şeylerde (dinî emirler hakkında), Rabbin, kıyamet günü hükmünü verecektir.

Andolsun! Biz İsrailoğulları için güzel bir yer hazırladık. Hoş ve güzel şeylerden onları rızıklandırdık. İlim onlara gelmeden ihtilafa düşmediler. Şüphesiz senin Rabbin kıyamet günü, ihtilaf ettikleri konularda, aralarında hükmünü verecektir.

Andolsun biz, İsrâiloğulları'nı iyi bir yere yerleştirdik ve onlara güzel rızıklar verdik. Kendilerine bilgi gelinceye kadar ayrılığa düşmediler de, bilgi geldikten sonra ayrılığa düştüler. Şüphesiz Rabbin, kıyamet günü, anlaşmazlığa düştükleri şey hakkında aralarında hüküm verecektir.

İsrail oğullarını, iyi bir yerde yerleştirmişiz, temiz azık vermişiz, imdi kendilerine bilgi gelene değin, ayrışmamış idiler, Tanrın kıyamet günü, ayrıştıkları şeyde araların yargılar

Andolsun ki, biz, İsrailoğullarını çok güzel (ve güvenli) bir yurda yerleştirdik ve onlara temiz rızıklar sunduk. Kendilerine hakikatin bilgisi (vahiy yoluyla) gelinceye kadar anlaşmazlığa düşmemişlerdi. Şüphe yok ki, Rabbin kıyamet günü anlaşmazlığa düştükleri konularda haklarında hüküm verecektir.

Bkz. 7/137, 26/59-60Kendilerine hakikatin bilgisi gelmeden anlaşmazlığa düşmüyorlardı, çünkü onlar daha önce cahillikte ve nankörlükte birlikte hareke... Devamı..

Benî İsrâîl’e emin mesâkin ve mükemmel erzâk virdik senin rabbinden kendilerine ’ilim irişdiği vakit münâza’a itdiler. Lâkin kıyâmet güninde ihtilâflarını hall ideceğiz.

And olsun ki, İsrailoğullarını iyi bir yere yerleştirdik, onlara temiz rızıklar verdik, kendilerine bir bilgi gelene kadar ayrılığa düşmediler. Rabbin, ayrılığa düştükleri şeylerde şüphesiz kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.

Andolsun, biz İsrailoğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara temiz rızıklar verdik. Kendilerine bilgi gelinceye kadar ayrılığa düşmediler. Şüphesiz ki, ayrılığa düşmüş oldukları şeyler hakkında Rabbin kıyamet günü aralarında hükmünü verecektir.

Andolsun biz İsrâiloğulları’nı seçkin bir yere yerleştirdik ve onları güzel nimetlerle rızıklandırdık. Kendilerine ilim gelinceye kadar da ayrılığa düşmediler. Ayrılığa düştükleri konularda rabbin kıyamet günü aralarında hükmünü elbette verecektir.

Andolsun biz İsrailoğullarını güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara temiz nimetlerden rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar ayrılığa düşmediler. Şüphesiz ki Rabbin, kıyamet günü onların, aralarında ihtilaf etmekte oldukları şeyler hakkında hükmedecektir.

İsrail oğullarına onurlu bir yer bağışladık ve onlara güzel rızıklar verdik. Fakat, kendilerine ilim geldikten sonra ayrılığa düştüler. Rabbin, diriliş günü, ayrılığa düştükleri konuda aralarında hüküm verecektir

Gerçekten İsrailoğulları'nı çok güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara hoş nimetlerden rızıklar verdik. Anlaşmazlığa düşmeleri de kendilerine ilim geldikten sonra oldu. Şüphe yok ki, Rabbin, o anlaşmazlığa düştükleri konularda kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.

Filhakıka Benî İsraili cidden güzel bir yurda yerleştirdik ve hoş ni'metlerden merzuk kıldık, nihayet ihtilâf etmeleri de kendilerine ilim geldikten sonra oldu, şüphe yok ki o ıhtilâf edib durdukları şeylerde rabbın kıyâmet günü aralarında hukmünü verecek

Kasem olsun ki, biz İsrâiloğullarını güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara temiz rızıklar verdik. Onlar kendilerine ilim (resûlümüz ve Kur’ân) gelinceye kadar ayrılığa düşmediler. (Allah onlara, Tevrât’ın aslını tasdikleyen yeni bir kitap ve yeni bir peygamber gönderince, kimisi ona inandı, kimisi inkâr etti.) Şüphesiz ki, ayrılığa düşmüş oldukları şeyler hakkında Rabbin hesap günü hükmünü verecektir.

Gerçekten Biz, İsrâîloğulları'nı güvenli bir yere yerleştirdik. Onları temiz ve hoş nimetlerle rızıklandırdık. Kendilerine ilim¹ gelinceye dek ihtilafa düşmediler. Rabb'in, aralarında ihtilaf ettikleri şeyler hakkında Kıyamet Günü hükmünü verecektir.

1- Vahyin ortaya koyduğu gerçekler. Vahiy. Vahiy, onların isteklerine uymayan birtakım kurallar koyunca.

Andolsun ki biz, İsrâîl oğullarını çok güzel bir yurda yerleşdirmişizdir. Onlara en temiz (ni'met) lerimizden rızıklar vermişizdir. Fakat kendilerine ilim gelinceye kadar ihtilâfa düşmediler (de ondan sonra ihtilâfa başladılar). Şüphesiz Rabbin, aralarında ihtilâf etmekde oldukları şeyler hakkında kıyaamet günü hükmünü verecekdir.

And olsun ki İsrâiloğullarını güzel bir yurda (Mısır'a ve Şam'a) yerleştirdik ve onları temiz şeylerden rızıklandırdık. Kendilerine ilim (Tevrât) gelinceye kadar da ihtilâfta bulunmadılar. Muhakkak ki Rabbin, üzerinde ihtilâfa düşmekte oldukları şeyler hakkında kıyâmet günü aralarında hüküm verecektir.

İsrailoğullarını da güvenli bir yurda yerleştirdik ve onlara temiz (helal, sağlıklı) rızıklar verdik. Kendilerine bilgi gelinceye kadar anlaşmazlığa düşmemişlerdi. (Ama sonra ihtilafa düştüler) Şüphe yok ki, Rabbin kıyamet günü anlaşmazlığa düştükleri konularda haklarında (doğru) hüküm verecektir.

Bizde İsrailoğullarını, onlar için en doğru bir mekâna yerleştirdik. Onlara tertemiz rızıklardan verdik. İlim (Allah’ın mesajları) onlara geldikten sonra, aralarında ayrılıklara düştüler. Senin Rabbin, ayrılığa düştükleri konularda, onların hakkında ki hükmünü kıyamet gününde elbette verecektir.

Ant olsun ki Biz İsrailoğullarını güzel bir yurda yerleştirdik. Onları en arı nesnelerle azıklandırdık. Ancak kendilerine bilim geldikten sonradır ki aralarında anlaşmazlık oldu. Gerçekten senin çalabın onların aralarındaki anlaşmazlıkları kıyamet günü yargılayacaktır.

* Biz İsrail oğullarını Şam gibi âlâ bir yere yerleştirdik. Onlara pâk şeylerden rızk verdik, kendilerine ilim gelinceye kadar onlar ihtilâfa düşmediler [⁵]. Şüphesiz, Rabbin kıyamet günü hak ile bâtılı ayırarak aralarındaki ihtilâflarını bitirecektir.

[5] Yani Kur'an-ı Kerîm gelmeden evvel ihtilâf etmiyorlardı. Fakat geldikten sonra ihtilâfa düştüler. Bir kısmı inandı, bir kısmı inkâr etti.... Devamı..

Andolsun Biz İsrailoğullarını doğru bir yere yerleştirdik ve onlara güzel rızıklar verdik. Kendilerine bilgi [ilm] gelinceye kadar anlaşmazlığa düşmediler. Muhakkak ki Rabbin, kıyamet günü anlaşmazlığa düştükleri şeyler hakkında aralarında hükmünü verecektir.

Hiç şüphesiz İsrail oğullarını doğruluk yurduna yerleştirdik ve onlara temiz rızıklar verdik. (Ama onlar ihtilafa düştüler.) Kendilerine ilim gelinceye kadar da anlaşmazlığa düşmediler. Şüphesiz Rabbin, aralarında, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda kıyamet günü hüküm verecektir.

Gerçekten biz, İsrail Oğulları’nı çok güzel ve güvenli bir yurda yerleştirdik ve onlara tertemiz nîmetler bağışladık. Fakat onlar, kendilerine Allah’ın vahyi olan ilim geldikten sonra, sırf azgınlıklarından dolayı hakkı inkâr edip ayrılığa düştüler. Allah onlara, ellerindeki Tevrat’ı onaylayan yeni bir kitap ve yeni bir Peygamber gönderince, kimisi ona inandı, kimisi inkâr etti. Elbette Rabb’in, ayrılığa düştükleri konularda, mahşer gününde aralarında hükmünü verecektir.

And olsun İsrail’in oğullarını doğruluk makamlarına yeniden getirdik! Onları Temizler’den rızıklandırdık. Onlara İlim gelinceye kadar ihtilaf etmediler. Senin rabbin, ihtilaf ediyor oldukları şeylerde Kıyâmet günü aralarında hüküm verir.

İsrailoğullarını güzel bir yere konuşlandırdık. Kendilerine sağlıklı ürünler verdik. Ancak, halkın bilgi düzeyi arttıkça, her kafadan bir ses çıkmaya başladı. Artık senin Rabb'in, onların uzlaşmadığı konularla ilgili kararını ta kıyamet gününde verecektir

Andolsun! İsrail oğullarını iyi bir yere yerleştirdik. Onlara güzel temiz rızıklar verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar ayrılığa düşmediler. Ancak kendilerine katımızdan ayetlerimiz gelince, içlerinde bulunan nifak sahipleri, ayetlerimiz üzerinde tartışmalar çıkararak ayrılık çıkardılar. Onlar gerçekten inanmış olsalardı, muhakkak kendilerine gelen ayetlere inanıp teslim olurlardı. Şüphesiz Rabbin onların anlaşmazlığa düştükleri konularda kıyamet günü hükmünü verecektir. Onlar verdiğimiz hükümlerle tartıştıkları konuların gerçeğini öğreneceklerdir.

Yemin olsun ki biz İsrailoğullarını güzel bir yurda yerleştirmiştik ve onlara temiz nimetlerden rızık vermiştik. Kendilerine ilim gelinceye kadar ayrılığa düşmemişlerdi. [*] Şüphesiz ki Rabbin, anlaşmazlığa düştüğü şeyler hakkında kıyamet günü aralarında hükmedecektir. [*]

Benzer mesajlar: Bakara 2:213; Âl-i İmrân 3:19; Şûrâ 42:14; Câsiye 45:17; Beyyine 98:4 Benzer mesajlar: Bakara 2:113; Nahl 16:124; Secde 32:25; Câsiy... Devamı..

Ve (arkasından) İsrâil oğullarını son derece güzel bir yere yerleştirdik ve onlara tertemiz şeylerden rızklar verdik de onlar kendilerine (vahiy yoluyla) ilim gelince hemen aralarında ayrılığa düştüler. ¹Şüphesiz Rabbin onların aralarında anlaşmazlığa düştükleri şeyler hakkında ki hükmünü, kıyamet günü verecektir.

1 Çünkü onlar daha önce cahillikte ve küfürde ittifak halinde idiler. Zîrâ bu ittifak dünyalık menfaatleri için gerekliydi. Ayrıca âyetin bu bölümü “V... Devamı..

Derken, İsrailoğulları’na son derece güzel, emin bir yurt tayin ettik ¹¹³ ve kendilerini temiz ve hoş rızıklarla rızıklandırdık. Ama, ne zaman ki [vahiy yoluyla] kendilerine (hakikat) bilgi(si) geldi, ancak o zaman aralarında çekişmeye, farklı görüşler benimsemeye başladılar: Allah, çekişmeye düştükleri her konuda Kıyamet Günü aralarında elbette hüküm verecektir. ¹¹⁴

113 Lafzen, “İsrailoğulları’nı güzel ve emin bir yere yerleştirdik” -sıdk terimi, hemen bütün müfessirlere göre, bu anlam örgüsü içinde “güzel ve emin... Devamı..

Andolsun ki biz İsrailoğullarını güzel ve güvenilir yerlere yerleştirmiş ve onları tertemiz ve güzel yiyeceklerle rızıklandırmıştık. Kendilerine ilahi mesaj gelinceye kadar aralarında görüş ayrılığı yoktu. Şüphesiz Rabbin, kıyamet gününde ayrılığa düştükleri konularda onların arasında hüküm verecektir.42/10, 98/1

Sonunda, İsrâiloğullarını verimli ve güvenli bir yere yerleştirmiş olduk;[¹⁶⁷⁰] ve onlara temiz ve helâl rızıklar ihsan ettik; durdular durdular da, kendilerine hakikatin bilgisi geldikten sonra ihtilaf ettiler: Elbette senin Rabbin, Kıyamet Günü hakkında anlaşmazlığa düştükleri konularda aralarında hüküm verecektir.

[1670] Çevirinin iç bütünlüğünü sağlamak amacıyla, tüm çevirimiz boyunca le-kad pekiştirme edatını “doğrusu …mıştı” kalıbıyla çevirmeye özen gösterdik... Devamı..

Andolsun ki biz, İsrailoğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik, onlara en temiz nimetlerimizden rızıklar verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar aralarında ayrılığa düşmediler. (Fakat ne zaman ki Tevrat'taki hükümler kendilerine tebliğ edildi, okudular öğrendiler, dinlerinde ayrılığa düştüler. Çeşitli mezheplere ayrıldılar) Şüphe yok ki Rabbin kıyamet günü, ayrılığa düştükleri konularda aralarında hükmünü verecektir.

Ve biz, İsrâiloğullarını iyi bir yere yerleştirdik ve onlara güzel rızıklar verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar ayrılığa düşmediler (İlim geldikten sonra ayrılığa düştüler). Şüphesiz Rabbin, kıyâmet günü, anlaşmazlığa düştükleri şey hakkında aralarında hükmünü verecektir.

Ve andolsun ki, İsrailoğullarını sâlih (doğru) bir yurda yerleştirdik. Ve onları tertemiz şeylerden merzûk ettik. Sonra kendilerine ilim gelinceye kadar ihtilâfta bulunmadılar. Şüphe yok ki, Rabbin onların arasında ihtilâfa düştükleri şeyler hakkında Kıyamet günü hükmedecektir.

Biz İsrailoğullarını güzel bir yerde yerleştirdik, onlara helâl hoş rızıklar verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar ihtilafa düşmediler, fakat ondan sonra ihtilafa başladılar. Elbette Rabbin, aralarında ihtilaf ettikleri hususlarda kıyamet günü hükmünü verecektir. [7, 137; 26, 59-60]

Andolsun biz, İsrail oğullarını iyi bir yere yerleştirdik ve onlara güzel rızıklar verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar ayrılığa düşmediler (de bilgi geldikten sonra ayrılığa düştüler). Şüphesiz Rabbin, kıyamet günü, anlaşmazlığa düştükleri şey hakkında aralarında hüküm verecektir.

Benî İsrâîl'i güzel ve hoş bir yerde iskân itdik ve onları helâl ve eyi şeylerle rızıklandırdık. Onlara 'ilim gelinceye değin ihtilâf itmediler. (Sonra ihtilâf itdiler) Rabbin kıyâmet güni ihtilâf iyledikleri şeyde aralarını hükm ve fasl ider.

İsrailoğullarını doğru bir yurda yerleştirmiş, kendilerine temiz rızıklar vermiştik. Onlara bu bilgi (Kur’an) gelinceye kadar ayrılığa düşmemişlerdi. Senin Rabbin, anlaşamadıkları konularda (mezardan) kalkış günü aralarında hüküm verecektir.

İsrailoğullarını hoşlanacakları evlere yerleştirmiş, temiz yiyeceklerle onları rızıklandırmıştık. Kendilerine ilim gelene kadar da anlaşmazlığa düşmemişlerdi. Şüphesiz Rabbin, anlaşamadıkları konu hakkında kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.

Biz İsrailoğullarını güzel bir yurda yerleştirdik, temiz ve hoş yiyeceklerle rızıklandırdık. Onlar da ancak kendilerine ilim geldikten sonra anlaşmazlığa düştüler. Fakat Rabbin onların anlaşmazlığa düştüğü şey hakkında kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.

Yemin olsun, biz, İsrailoğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik ve kendilerine temiz yiyeceklerden rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar ihtilafa düşmediler. Hiç kuşkusuz, Rabbin, tartışmakta oldukları şey hakkında kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.

daħı bayıķ yir virdük benį isrāyįl'e girçeklik yiri daħı rūzį virdük anları arulardan. pes ŧartışmadılar tā geldi anlara bilmek bayıķ çalabuñ hükm eyler aralarında [110b] ķıyāmet güni anuñ içinde kim oldılar anuñ içinde dartışurlar.

Daḫı biz yirlendürdük Benī İsrā’īli yaḫşı menzillerde ki Mıṣr ve Şāmiḳlīmidür. Daḫı rızḳ virdük anlara yaḫşı ni‘metlerden. Pes bölük bölük ol‐madılar ḥattā özlerine ‘ilm gelgenden ṣoñra. Taḥḳīḳ Tañrı Ta‘ālā ḥükm eyleranlar ortasında ḳıyāmet güninde ol nesnede ki çekişürlerdi.

İsrail oğullarına (Misirdə və Şamda) çox gözəl bir yerdə təmiz (halal) ruzi verdik. Onlar özlərinə bir elm (Qur’an) gələnə qədər ixtilafda olmadılar. (Yəhudilər Tövratda Muhəmməd peyğəmbər haqqında oxumuşdular, onun əlamətlərini bilir və gələcəyinə inanırdılar. Lakin Qur’an nazil olduqda həsədləri üzündən əksəriyyəti onun peyğəmbərliyini inkar etdi). Qiyamət günü (Ya Rəsulum!) Rəbbin ixtilafda olduqları məsələlər barəsində aralarında hökm verəcəkdir!

And We verify did allot unto the Children of Israel a fixed abode, and did provide them with good things; and they differed not until knowledge came unto them. Lo! thy Lord will judge between them on the Day of Resurrection concerning that wherein they used to differ.

We settled the Children of Israel in a beautiful(1474) dwelling-place, and provided for them sustenance of the best: it was after knowledge had been granted to them, that they fell into schisms. Verily Allah will judge between them as to the schisms amongst them, on the Day of Judgment.

1474 After many wanderings the Israelites were settled in the land of Canaan , described as "a land flowing with milk and honey" (Exod. 3:8). They had... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.