Kâlû eci/tenâ litelfitenâ ‘ammâ vecednâ ‘aleyhi âbâenâ vetekûne lekumâ-lkibriyâu fî-l-ardi vemâ nahnu lekumâ bimu/minîn(e)
Bizi atalarımızdan bulup gördüğümüz şeylerden çevirip yeryüzünde bize hakim olmak için mi geldiniz ve biz, ikinize de inanmıyoruz dediler.
(Onlar ise Hz. Musa ve Harun’a:) "Siz bizi, babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden (sistemden) çeviresiniz de, bu memlekette (kuracağınız yeni düzenle) büyüklük (ve üstünlük) siz ikinize kalsın diye mi bize geldiniz? Biz sizin ikinize de inanacak (getirdiğiniz dine ve düzene uyacak) değiliz" demiş (zulüm ve zillet üzerinde inat etmiş)lerdi.
Firavun ve çevresindeki seçkinler: “Bizi, atalarımızı inanç ve uygulama olarak izler bulduğumuz yoldan çevirmeye ve böylece ikinizin bu ülkede söz sahibi kimseler olmanızı sağlamaya mı geldiniz? Her ne hal ise, ikinize de inanmıyoruz” dediler.
Onlar da: "Sen bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan çevirmek ve yeryüzünde büyüklüğün (hakimiyetin) ikinizin olması için mi geldin? Biz size iman edecek değiliz" dediler.
Onlar: 'Siz ikiniz, bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)dan çevirmek ve yeryüzünde büyüklük sizin olsun diye mi bize geldiniz? Biz, sizin ikinize inanacak değiliz' dediler.
Onlar, Mûsa ile Harûn'a! “Sen, bizi babalarımızdan bulduğumuz yol üzerinden çevirmek için mi geldin? Yeryüzünde saltanat ikinize ait mi olacak? Biz, ikinize de iman etmeyiz” dediler.
Onlar: “Sen bizi, babalarımızı üzerinde bulduğumuz düzenden çevirip yeryüzünde büyüklüğün ikinize geçmesi için mi geldin? Biz size asla inanacak değiliz.” dediler.
Bunun üzerine onlar şöyle dediler: “Babalarımızı üzerinde bulduğumuzdan bizi döndüresin ve yeryüzünde ululuk sizin ikinizin olsun diye mi bize geldin? Biz size inanacak değiliz.”
Dediler ki: «Siz ikiniz, atalardan bulduğumuz şeylerden bizi döndürmek, yeryüzünde büyük olmak üzere mi geldiniz? Bizler size inanıcı değiliz»
Onlar dediler ki: “Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (dinden ve yoldan) çevirmek ve ikiniz için yeryüzünde büyüklük (liderlik ve önderlik) sağlamak için mi bize geldin? Biz ikinize de asla inanacak değiliz.”
Didiler ki: "Sen ecdâdımızın ta’kîb itdiği yoldan bizi ayırmak ve arz üzerinde yalnız hâkim olmak içün mi geldin? Sana inanmayız."
"Siz ikiniz, bizi babalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan çevirmek ve yeryüzünün büyükleri olasınız diye mi geldiniz? Biz size inanmıyoruz" dediler.
Dediler ki: “Bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan döndüresin de yeryüzünde hâkimiyet (devlet) ikinizin eline geçsin diye mi bize geldin? Biz ikinize de inanmıyoruz.”
“Sen” dediler, “Bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan çeviresin de bu yerde nüfuz ve egemenlik ikinizin olsun diye mi aramıza geldin? Biz ikinize de inanacak değiliz!”
Onlar dediler ki: Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (dinden) bizi döndüresin ve yeryüzünde ululuk sizin ikinizin olsun diye mi bize geldin? Halbuki biz size inanacak değiliz.
Dediler: "Sen, yeryüzünde büyüklük ikinize kalsın diye, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi çevirmek için mi bize geldin? Biz size asla inanmayız."
Dediler ki: "Sen bizi, atalarımızdan kalan yoldan çeviresin de yeryüzünde saltanat ikinizin olsun diye mi geldin? Biz ikinize de inanmayız".
Sen, dediler: bizi, atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan çeviresin de bu yerde Devlet ikinizin olsun diye mi geldin? Biz ikinize de inanamayız
Onlar da, “(Siz ikiniz,) bizi, atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan (inançtan) çevirmek ve yeryüzünde büyüklüğün (hâkimiyetin) ikinizin olması (nı sağlamak) için mi bize geldiniz? Biz size inanacak değiliz!” dediler.
Dediler: «Sen atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yoldan) bizi döndüresin de bu yerde devlet ikinizin (elinde) olsun diye mi bize geldiniz? Biz ikinize de inanıcılar değiliz».
(Onlar) dediler ki: “(Sen) bize, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi döndüresin de yeryüzünde saltanat sâdece ikinizin (kardeşin Hârûn ile senin) olsun diye mi geldin? Biz, ikinize de inanacak kimseler değiliz.”
Onlar (Musa’ya) dediler ki: “Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (hayat tarzın)dan çevirmek ve ikiniz için yeryüzünde büyüklük (liderlik ve önderlik) sağlamak için mi bize geldin? Biz ikinize de asla inanacak değiliz. *
Firavun ve çevresindekiler “Siz ikiniz bizi, atalarımızı üzerinde bulduğumuz yolundan ayırmak için mi geldiniz? Siz de yeryüzünün büyükleri olun, Öyle mi? Hayır hayır biz sizin ikinize de inananlardan değiliz” dediler.
Dediler: "Sen bizi atalarımızın tuttukları yoldan ayırmak, ikiniz bu ülkenin başına geçmek için mi bize geldiniz? Biz ikinize de inanmıyoruz."
Onlar dediler ki: “Sen bizi babalarımızın/atalarımızın üzerinde bulunduğu şeyden/yoldan döndüresin de ikiniz yeryüzünün büyükleri/liderleri olasınız diye mi geldin? Biz ikinize de inanacak değiliz!”
Onlar, “Siz ikiniz, bizi babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeylerden çevirmek ve yeryüzünde büyüklük sizin olsun diye mi bize geldiniz? Biz, sizin ikinize iman edecekler değiliz” dediler.
Firavun ve kurmayları, Mûsâ’ya dediler ki: “Şimdi anlaşıldı! Demek sen ve kardeşin Hârûn, atalarımızdan bize miras kalan töre, gelenek, inanç ve ideolojilerin şekillendirdiği din ve hayat anlayışından bizi vazgeçirmek ve böylelikle, vicdanlarda kalması gereken kutsal din duygularını siyasete alet ederek bu ülkede egemenliği ele geçirmek ve bizi sıradan insanlar gibi yaşamaya mahkûm etmek için buralara geldiniz, öyle mi? Yoo, elimizdeki saltanatı kimseye kaptırmaya niyetimiz yok! Dolayısıyla, size asla inanmayacağız!”
-“Bize, Yeryüzü’nde Büyüklükler sadece ikinizin olması ve babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden alıkoyman için mi geldin? Biz de ikinize inanacak (mümin) değiliz” dediler.
Musa’ya çıkıştılar: " Siz bizi geleneklerimizden koparmaya mı geldiniz ? Yoksa ülke yöneticilerini yanınıza almak mı istiyorsunuz? Açıkçası size güvenemeyiz. "
Firavun ve adamları dediler ki: "Sen bizi babalarımızın eskiden beri uydukları düzenden döndürmek, düzenimizi başımıza yıkmak, sonra kendi düzeninizi kurup yeryüzüne hâkim kılmak, böylece ikiniz yeryüzünün hâkimi olmak için mi geldiniz? Bizler size inanacak değiliz."
Onlar “Babalarımızı üzerinde bulduğumuz (dinden) bizi döndüresin [*] ve yeryüzünde yücelik sizin ikinizin olsun diye mi bize geldin? Biz size asla inanacak değiliz.” demişlerdi.
Onlar (Mûsa’ya): “Sen babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden, (atalarımızın inanç ve geleneklerinden) bizi uzaklaştırmak ve ikiniz birden (Mûsa ve Hârûn olarak) yeryüzünün uluları olmak için mi bize geldin?¹ Biz, sizin ikinize de kesinlikle inanmayacağız.” dediler.
Onlar ise: – Sen bize, atalarımızdan görüp öğrendiğimiz dinden bizi döndürmek, kardeşinle beraber bu ülkede iktidarı ele geçirip bize üstünlük sağlamak için mi geldin? Biz ikinize de asla inanacak değiliz. 23/24- 47, 40/26
(Yönetici seçkinler) dediler ki: “Sen, bizi atalarımızı üzerinde bulup izlerini takip ettiğimiz yoldan çevirmeye ve bu şekilde kendinize ülkede iktidar yolunu açmaya mı geldin?[¹⁶⁵⁹] Fakat biz, her ikinize de asla inanacak değiliz.”
Onlar ise (Musa'nın hak peygamber olduğuna inanmadılar ve) "Ey Musa sen babalarımızı üzerinde bulduğumuz dinden bizi döndürmeğe ve bu ülkede mülk ve saltanatın ikinizin (seninle kardeşinin) olmasını temin etmeğe mi geldin? Biz elbette size inanacak değiliz” dediler.
Dediler ki: "Sen bizi, babalarımızı üzerinde bulduğumuzdan çeviresin de yeryüzünde büyüklük ikinize olsun diye mi geldin? Biz ikinize de iman edecek değiliz!"
Dediler ki: «Babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi çeviresin de yerde ululuk ikinize olsun diye mi bize geldin? Biz ikinize de inanıcılar değiliz.»
“Sen”, dediler, “bizi atalarımızı üzerinde bulduğumuz dinden döndüresin de ülkede önderlik ikinize kalsın diye mi geldin? Biz, mümkün değil, size inanmayız. ” [7, 70]
Dediler ki: "Sen bizi, babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden çeviresin de yeryüzünde büyüklük yalnız ikinize kalsın diye mi geldin? Biz size inanacak değiliz!"
Onlar Mûsâ ve Hârûn'a: "Yeryüzünde kendinize büyüklük hâsıl olması içün siz, bizi, babalarımızı üzerinde buldığımız yoldan ve dînden döndürmeğe mi geldiniz? Ve biz size îmân idicilerden değiliz" didiler.
Dediler ki “Atalarımızdan görüp bildiğimiz yoldan bizi çevirmek için mi geldin? Bu yerin büyüğü ikiniz olacaksınız öyle mi? Biz ikinize de inanmıyoruz.”
Onlar ise:-Sen bize, babalarımızı bulduğumuz yoldan bizi ayırmak ve yeryüzünde büyüklük sadece ikinizin olsun diye mi geldin? Biz ikinize de inanmıyoruz.
Onlar dediler ki: “Atalarımızdan gördüğümüz şeyden bizi çeviresin de ülkede iktidar ikinizin elinde kalsın diye bize geldin, değil mi? Biz ikinize de inanmıyoruz.”
Dediler ki: "Sen bize, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeyden bizi çeviresin de bu toprakta devlet ve ululuk ikinizin olsun diye mi geldin? Biz, ikinize de inanmıyoruz."
eyittiler: “geldüñüz mi bize tā döndüresiz bizi andan kim bulduķ anuñ üzere atalarumuzı daħı ola siz ikinüñ ululıķ yirde ya'nį mıśr yirinde? daħı degülüz biz siz ikiye inanıcılar.”
Eyitdiler: Sen geldi mi‐sen bize bizi ḳaytarmaġ‐ıçun andan kim ṭapduḳ bizatalarumuzı anuñ üstine, daḫı olmaġ‐ıçun sizüñ ikiñüze yirde ululuḳ? Daḫıbiz size inanmazuz, didiler.
Onlar (Musaya və Haruna): “Bizi atalarımızın tapındığı dindən döndərmək, özünüz də yer üzündə böyüklük etmək üçünmü gəldiniz? Biz sizə iman gətirən deyilik!” – dedilər.
They said: Hast thou come unto us to pervert us from that (faith) in which we found our fathers, and that you two may own the place of greatness in the land? We will not believe you two.
They said: "Hast thou come to us to turn us away from the ways we found our fathers following,- in order that thou and thy brother may have greatness in the land?(1463) But not we shall believe in you!"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |