22 Nisan 2025 - 24 Şevval 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yûnus Suresi 71. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vetlu ‘aleyhim nebee nûhin iż kâle likavmihi yâ kavmi in kâne kebura ‘aleykum mekâmî veteżkîrî bi-âyâti(A)llâhi fe’ala(A)llâhi tevekkeltu feecmi’û emrakum veşurakâekum śümme lâ yekun emrukum ‘aleykum ġummeten śümme-kdû ileyye velâ tunzirûn(i)

Oku onlara Nuh kıssasını. Hani kavmine, ey kavmim demişti, aranızda bulunmam ve Allah'ın ayetleriyle öğüt vermem ağır geliyorsa size, ben Allah'a dayanmışım, siz de, ortaklarınız da toplanın, ne yapacağınızı kararlaştırın, sonradan da yaptığınız şey, sizi kederlendirmesin, sonra kararınızı bildirin bana ve hiç mühlet de vermeyin.

(Şimdi) Onlara Nuh’un haberini de oku! Hani o zaman kavmine demişti ki: "Ey kavmim! Eğer benim makamım (Hakkı tebliğ konusundaki sorumluluk ve çabalarım) ve Allah’ın ayetleriyle (işinize gelmeyen gerçekleri) hatırlatıp uyarmalarım, şayet size ağır geliyor ve kibirlendiriyorsa; ben şüphesiz Allah’a tevekkül etmişim (bu yoldan ve davamdan dönecek değilim). Artık siz de, (bana karşı) tasarladığınız işleri (ve engelleme girişimlerini) karara bağlamak üzere, şerik koştuklarınız (ve himayesine sığındığınız dış güçler ve yandaş işbirlikçilerle) toplanıp (elinizden geleni yapın) ve hiçbir işiniz (kötü niyet ve gayretiniz) size örtülü kalmasın ve tasa olmasın (gücünüzün yettiğini geri koymayın). Sonra hakkımdaki hükmünüzü hemen verip uygulayın ve bana mühlet tanımayın, göz açtırmayın."

Şimdi artık, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlere, Nuh'un başından geçenleri anlat. Hani o kavmine: “Ey kavmim! Eğer benim aranızdaki konumum ve Allah'ın ayetlerini size bildirmem zorunuza gidiyorsa bilin ki, ben Allah'a güvenip dayanıyorum. Öyleyse artık, bana yapacağınızı yapmak için, hem kendi gücünüzü, hem de Allah'tan başka ilahlık yakıştırdığınız yardımcılarınızı bir araya toplayın; bir kere ne yapacağınıza karar verdikten sonra, artık girişeceğiniz eylem sizi tasalandırmasın. Neye karar verdiyseniz, bana karşı artık elinizden geleni ardınıza koymayın hem de bana hiç soluk aldırmadan.

Onlara Nûh'un kıssasını oku. Hani kavmine:
“- Ey kavmim! Eğer benim makamım, liderliğim, aranızda uzun bir süre kalmam, Allah'ın indirdiği âyetlerle, kâinattaki varlığını, birliğini, kudretini gösteren delillerle öğüt vermem size ağır geliyorsa, şunu bilin ki, ben yalnız Allah'a dayanıp güvendim. Siz de ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah'a ortak saydığınız varlıklarla beraber toplanıp planınızı kararlaştırın. Bakın, planınız başınıza dert açmasın. Sonra da bana yapacaklarınızla ilgili bir karar verin. Bana mühlet de tanımayın” demişti.

bk. Kur’an-ı Kerim, 3/128; 11/55-57.

Onlara Nuh'un kıssasını oku. O kavmine şöyle söylemişti: "Ey kavmim! Aranızda durmam ve size Allah'ın ayetlerini hatırlatmam, size ağır geliyorsa, bilin ki ben Allah'a güvendim; siz de ortaklarınızla biraraya gelip ne yapacağınızı kararlaştırın. Sonra yapacağınız iş kendi aranızda örtülü kalmasın [3]. Sonra vereceğiniz kararı bana karşı uygulayın ve bana hiç mühlet tanımayın.

3.Ayeti kerimenin metnindeki "ğumme" kelimesi tefsirlerde iki ayrı şekilde açıklanmaktadır. Birinci açıklamaya göre bu kelime "örtülü, kapalı" anlamın... Devamı..

Onlara Nuh'un haberini oku. Hani kavmine demişti ki: 'Ey kavmim, benim makamım ve Allah'ın ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah'a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla toplanıp yapacağınız işi karara bağlayında işiniz size örtülü kalmasın (veya tasa konusu olmasın), sonra hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızınverin.

Ey Rasûlüm, Mekke kâfirlerine Nûh'un haberini oku. Bir vakit kavmine şöyle demişti: “- Ey kavmim, eğer benim aranızda duruşum, Allah'ın âyetleriyle ihtar edip öğüd verişim, size ağır geliyorsa, bilin ki sizin hilenizden Allah'a tevekkül etmişim. Artık siz ve ortaklarınız toplanıp ne yapacağınızı kararlaştırın. Sonra yapacağınız iş, size bir musibet olmasın (vaya bana yapacağınızı aşıkâre yapın). Sonra mühlet vermiyerek, istediğiniz şeyi bana yapın.

Onlara Nuh’un haberini oku! Hani kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Eğer makamım ve Allah’ın ayetlerini hatırlatmam size zor geliyorsa, ben Allah’a tevekkül ettim. Siz ve putlarınız toplanın, karar verin. Kararınız gizli ve karışık kalmasın (veya sizi üzmesin.) Sonra o kararı bana bildirin ve bana mühlet tanımayın!

Onlara Nûh'un haberini oku: Hani o kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Eğer benim aranızda durmam ve Allah'ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa, ben sadece Allah'a güvenip dayanırım. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp, yapacağınızı kararlaştırınız. Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Ondan sonra aldığınız kararı bana uygulayınız ve bana mühlet de vermeyiniz.”[199]

[199] Hz. Nûh’un kıssası hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, IX, 32-40.

Oku sen onlara Nuh'un haberin, hani o kendi ulusuna demişti ki: «Ey ulusum! Benim aranızda bulunmaklığım, Allahın âyetleriyle size öğüt verdiğim, size ağır geliyorsa, ben Allaha dayanırım; toparlayın işinizi, toparlayın sizin ortakları da, işiniz sizlere yük de olmasın, bekletmeyin, hemen beni bitirin

Onlara Nuh'un kıssasını anlat. Hani Nuh, kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Eğer benim konumum ve Allah'ın ayetleriyle öğüt vermem size ağır geliyorsa, (biliniz ki) ben sadece Allah'a dayanıp güvenmişim. Artık siz de (bana) ne yapacağınızı ortaklarınızla beraber kararlaştırın ki, işiniz size dert olmasın! Bundan sonra bana (hükmünüzü) uygulayın ve bana mühlet de vermeyin!”

Hz. Nuh, M.Ö 2700’lü yıllarda Mezopotamya'da doğmuştur. Tevrat'ta Hz. Nuh'un 950 yıl yaşadığı söylenir. Kuran'da ise Nuh peygamberin 950 yıl kavmi içi... Devamı..

Nûh’ın menkıbesini ânlara oku: Nûh kavmine dimiş idi ki: "Ey ümmetim benim nezdinizde ikāmetime ve Allâh’ın âyâtını zikr itdiğime, tahammülünüz yok ise ben yalnız Allâh’a tevekkül iderim tekmîl kuvvetlerinizi ve şerîk ’add itdiğiniz ma’bûdları cem’ idiniz. Maksadlarınızı gizlemeyiniz benim hakkımda karârınızı viriniz intizârda bırakmayınız."

Onlara Nuh'un başından geçenleri anlat: Milletine, "Ey milletim! Eğer durumum, Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa ki ben Allah'a güvenmişimdir siz ve koştuğunuz ortaklar elbirliği edin; yapacağınız iş sonra size bir tasa vermesin. Sonra onu bana uygulayın ve beni ertelemeyin" demişti.

Nûh’un haberini onlara oku. Hani o, bir vakit kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Eğer benim konumum ve Allah’ın âyetleriyle öğüt vermem size ağır geliyorsa, (biliniz ki) ben sadece Allah’a dayanıp güvenmişim. Artık siz de (bana) ne yapacağınızı ortaklarınızla beraber kararlaştırın ki, işiniz size dert olmasın! Bundan sonra bana hükmünüzü uygulayın; bana mühlet de vermeyin!

Onlara Nûh’un kıssasını da oku! O, kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Eğer benim aranızda bulunmam ve Allah’ın âyetlerini bildirmem zorunuza gidiyorsa, bilin ki ben yalnız Allah’a dayanıp güveniyorum; siz de ortaklarınızı toplayıp ne yapacağınızı kararlaştırın, yapacağınız iş içinizde niyet olarak kalmasın ve bana mühlet de vermeden yapacağınızı yapın.

Onlara Nuh’un haberini oku: Hani o kavmine demişti ki: «Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) durmam ve Allah’ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise, ben yalnız Allah’a dayanıp güvenirim. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın. Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü, bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin.»

 Hz. Nuh, Allah Teâlâ’nın himayesinde olduğunu bildiği için düşmanlarına önem vermediğini, onların güç ve kuvvetine aldırış etmediğini göstermek ve on... Devamı..

Onlara Nuh'un tarihini anlat. Halkına şunları demişti: "Ey halkım, durumum ve ALLAH'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geldiyse, ben ALLAH'a güveniyorum. Ortaklarınız ve liderlerinizle birlikte toplanın, pişman olmayacağınız son kararınızı alın ve bekletmeden bana karşı uygulayın."

Bir de onlara Nuh'un kıssasını oku: Hani o bir zamanlar kavmine demişti ki: "Ey kavmim, eğer benim aranızda duruşum ve Allah'ın âyetleriyle öğüt verişim size ağır geliyorsa, şunu bilin ki, ben yalnızca Allah'a dayanmışımdır, artık siz ve ortaklarınız her ne yapacaksanız toplanıp bütün gücünüzle karar veriniz. Sonra bu işiniz size dert olmasın. Sonra bana ne yapacaksanız yapın, bana mühlet de vermeyin".

Hem onlara Nuhun kıssasını oku, bir vakıt kavmine demişti ki: ey kavmim: eğer benim duruşum ve Allahın âyetlerini ıhtar edişim size ağır geliyorsa, bilin ki ben, Allaha dayanmışım, artık siz ve şerikleriniz her ne yapacaksanız toplanıb bütün azminizle karar verin, sonra yapacağınız, size hiç bir gam da teşkil etmesin, sonra hukmünüzü bana icra edin ve elinizden gelirse bana bir lâhza göz de açtırmayın

(Resûlüm!) Onlara Nûh’un kıssasını anlat. O kavmine şöyle söylemişti: “Ey kavmim! Aranızda durmam ve Allah’ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa, bilin ki ben Allah’a güvendim, siz de ortaklarınızla bir araya gelip (bana) ne yapacağınızı kararlaştırın. Sonra yapacağınız iş kendi aranızda gizli kalmasın (ne yapacaksanız açıktan yapın). Bundan sonra bana (hükmünüzü) uygulayın ve bana mühlet de vermeyin.

Onlara, Nuh'un haberini anlat. Hani o halkına: “Ey halkım! Eğer aranızda durmam ve Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa, bilin ki ben yalnızca Allah'a güveniyorum. Öyleyse yapacağınızı yapmak için şirk koştuklarınızla toplanıp karar verin. Sonra ne yapacaksanız yapın. Sonra bana fırsat vermeden aldığınız kararı hemen uygulayın!” demişti.

Onlara Nuhun kıssasını oku. Hani o, kavmine: «Ey kavmim, demişdi, eğer benim (aranızda) duruşum, Allahın âyetleriyle öğüd verişim size ağır geliyorsa (ne diyeyim), ben ancak Allaha dayanıb güvenmişimdİr. Siz ve ortaklarınız da artık toplanıb ne yapacağınızı kararlaşdırın. (O suretde ki) bil'âhare bu işiniz (yapacağınız) size hiç bir tasa (ve peşimanlık vermiş) olmasın. Sonra hükmünüzü bana icra edin. (Hattâ) bana mühlet de vermeyin»!

(Habîbim, yâ Muhammed!) Onlara Nûh'un haberini oku! Hani, kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) ikametim ve Allah'ın âyetlerini hatırlatmam size (gözünüze) büyüyorsa, o hâlde (bilin ki ben) Allah'a tevekkül etmişim. Artık (siz Allah'a şirk koştuğunuz) ortaklarınızla berâber işinizi toplayın (da ne yapacağınıza karar verin); sonra bu işiniz üzerinize dert olmasın; sonra bana yapacağınızı yapın ve bana hiç mühlet vermeyin!”

Ve onlara Nuh’un kıssasını (özetle) oku: O, halkına şöyle demişti: “Ey halkım! Eğer mevcut konumumla aranızda bulunmam ve Allah’ın âyetlerini okuyup onlarla öğüt vermem size ağır geliyorsa, şunu bilin ki ben, yalnızca Allah’a güvenip dayandım. Siz de bir araya gelip, bana karşı nasıl bir yol izleyeceğiniz konusunda anlaşın ve Allah’a ortak tanıdıklarınızı da yardımınıza çağırın. Sonra (beni öldürme) işiniz, içinizde gizli (bir hüzün olarak) kalmasın (da açık yürekli olun). Ardından (hakkımda) hükmünüzü uygulayınız ve bana mühlet de vermeyiniz. *

(*) Hz. Nuh, M.Ö 2700’lü yıllarda Mezopotamya’da doğmuştur ve kendi halkına (Sümerler’e) peygamber olarak gönderilmiştir… ) Hz. Nuh, Allah Teâlâ’nın h... Devamı..

Onlara Nuh’un haberini oku. Kavmine “Ey Kavmim! Benim sizin aranızdaki konumum elçilik görevim) ve Allah’ın ayetleri ile öğüt vermem sizi kibirlendiriyorsa (bundan dolayı inkâr ediyorsanız), artık ben Allah’a güvenip sonucu O’na bırakıyorum. Bundan sonra bütün gücünüzü ve sizin gibi düşünenleri bir araya getirin. Benim için yapmayı tasarladığınız işler, sonradan sizi üzüntüye sokmasın. Benim hakkımda ne karar verecekseniz verin ve sonrada bana kararınızı uygulamakta göz açtırmayın.”

Onlara Nuh’un başından geçeni oku. Bir gün Nuh ulusuna şöyle demişti: "Ey ulusum! Aranızda bulunmam, Allah’ın belgeleriyle öğüt vermem sizlere ağır geliyorsa artık benim için Allah’a dayanmak kalıyor. Siz de Allah’a eş koştuklarınızla toplanın. Ne yapacaksanız yapın. Bana göz de açtırmayın.

Onlara Nuh kıssasını oku. Hani o, kavmine demişti ki «— Ey kavmim! Benim aranızda kalmaklığım [¹], Allah/ın âyetleri ile nasihat vermekliğim size ağır geliyorsa ben hilenizden Allah/a mütevekkil olurum. Hakkımda yapacağınız işi sağlam yapın [²] şeriklerinizi de çağırın [³], işinizde size gizli kalmasın [⁴], sonra ne isterseniz bana yapın, bana mühlet de vermeyin».

[1] Veya davete kıyam etmekliğim.[2] Tereddütte bulunmayın.[3] Veya rüesay-i kavminizi, putlarınızla beraber toplayın.[4] Mafizzamiriniz ne ise onu me... Devamı..

(Ey peygamber!) Onlara Nûh’un haberini oku/anlat. Hani o kavmine, “Ey kavmim! Gerek konumum [makâmî] ve gerekse Allah’ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa/zorunuza gidiyorsa, (biliniz ki), ben sadece Allah’a güvenip dayanırım. Artık siz ve ortak koştuklarınız bir araya gelip (bana) ne yapacağınızı kararlaştırınız. Sonra işiniz başınıza dert olmasın! Sonra da hakkımdaki hükmünüzü/kararınızı bana göz açtırmadan uygulayınız!” demişti.

Onlara Nuh'un haberini oku! Kavmine, “Ey kavmim! Eğer durumum ve Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa (bilin ki), ben Allah'a güvenmişim. Artık işinizi (düşüncelerinizi) ve ortaklarınızı bir araya getirin. Sonra (beni öldürme) işiniz, içinizde gizli (bir hüzün olarak) kalmasın (da açık yürekli olun). Ardından hakkımda hükmünüzü uygulayınız ve bana mühlet de vermeyiniz.

Onlara, Nûh’un hayatından ibret verici haberlerini anlat: Hani o, inkâr bataklığında kıvranan halkına seslenerek, “Ey halkım!” demişti, “Sizin aranızda bulunmam ve Allah’ın ayetleriyle sizi sürekli uyarmam şâyet canınızı sıkmaya başladıysa şunu iyi bilin ki, ben tüm kalbimle Allah’a güveniyorum, haydi öyleyse, bu dâvâyı susturmak için, emir ve otoritesine kayıtsız şartsız boyun eğerek Allah’a ortak koştuğunuz bütün putlarınızı, liderlerinizi ve sahte ilâhlarınızı toplayıphakkımda kararınızı verin; son sözünüzü söyledikten sonra da, kararınız içinize dert olmasın ve elinizden geliyorsa, göz açmama bile fırsat vermeden üzerimde hükmünüzü uygulayın! Fakat ne yaparsanız yapın, hak yoldan bir adım geri atmayacağım!

Onlara Nûh’un uyarıcı haberini de oku! Hani, kavmine dedi ki:
“Ey kavmim! Eğer benim konumum ve Allah’ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geldiyse, Allah’a tevekkül ettim. Artık işinizi-gücünüzü ve koştuğunuz ortakları toplayın; sonra size işiniz dert olmasın! Sonra bana uygulayın; göz açtırmayın!”.

Resulüm! insanlara, Nuh'un öyküsünü anlat. Nuh halkına şöyle diyordu: " Sevgili milletim! görevim sebebiyle ikide bir size Allah kelâmını anımsatıyor olmam, zorunuza gidiyorsa, bakın benim Allah'tan başka güvencem yok. Siz ve ortaklarınız bana karşı işbirliği edin. yapacağınız iş, içinize dert olmasın. Bitirin benim işimi, bekletmeyin beni.

Onlara Nuh’un hayatından oku! Hani o, kavmine demişti ki: "Ey kavmim! Eğer aranızda bulunmam ve size Allah’ın ayetlerini hatırlatmam ağır geldiyse; iyi bilin ki ben Allah’a güvenirim! Siz de işiniz hakkında ortaklarınızla beraber toplanıp işinizi yapın ki işiniz kendi aranızda bir dert olmasın! Bana da bir mühlet vermeyin!"

Onlara Nuh’un haberini [tilavet] et (okuyup aktar)! Hani o, kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Benim konumum ve Allah’ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise –ki ben yalnızca Allah’a güvenirim–; siz de ortaklarınızla birlikte işinizle ilgili olarak toplanın! Sonra işiniz başınıza dert olmasın! Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü bana uygulayın ve bana zaman da tanımayın!

Ve onlara Nûh’un şu olayını da anlat; hani Nûh kavmine: “Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) duruşum ve Allah’ın âyetleriyle size öğüt verişim zorunuza gidiyorsa (şunu iyi bilin ki); ben (üzerime düşeni yaptıktan sonra) işimi Allah’a havâle ettim. Artık siz de Allah’a ortak koştuklarınızla beraber toplanıp (bana) yapacağınız şeyleri kararlaştırın da (sonra) işiniz başınıza dert açmasın. Daha sonra da elinizden geleni ardınıza koymayın, hatta gücünüz yeterse bana göz bile açtırmayın.” demişti…

(ŞİMDİ artık) onlara Nûh’un başından geçenleri anlat; hani o, kavmine: “Soydaşlarım!” demişti, “eğer benim [aranızdaki] konumum ve Allah’ın ayetlerini size bildirmem zorunuza gidiyorsa, ⁹⁰ bilin ki, ben Allah’a güveniyorum. Öyleyse, artık [bana] yapacağınızı yapmak için ⁹¹ hem kendi gücünüzü hem de Allah’tan başka tanrılık yakıştırdığınız yardımcılarınızı ⁹² bir araya toplayın; bir kere ne yapacağınıza karar verdikten sonra da artık girişeceğiniz eylem sizi tasalandırmasın; ⁹³ [neye ki karar verdiyseniz] bana karşı artık elinizden geleni ardınıza komayın; hem de bana hiç soluk aldırmadan!

90 Zımnen, “bu ayetler atalarınızdan devraldığınız müşrikçe inançlara ters ya da aykırı düşüyor diye”. Bu surenin 71-73. ayetlerinde kısaca temas edil... Devamı..

Onlara Nuh’un kıssasını anlat! Hani o kavmine demişti ki: – Ey Kavmim! İçinizde bir elçi olarak bulunmam ve Allah’ın ayetlerini size hatırlatmam eğer sizin zorunuza gidiyorsa bilin ki ben sadece Allah’a güveniyor ve dayanıyorum. Haydi, siz ve ortak koştuklarınızla gücünüzü birleştirin ve kararınızı verin. Sonra da yapacağınız işi açıktan yapın ve kararınızı hemen uygulayın ve bana da göz açtırmayın. 7/59...69, 71/sure

ONLARA Nûh’un kıssasını aktar: Hani o bir zamanlar kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Eğer benim duruşum/kıyamım ve Allah’ın âyetlerini size hatırlatmam zorunuza gidiyorsa, şunu iyi bilin ki ben yalnızca Allah’a güvendim. Haydi siz de yapacağınız eylemi kararlaştırmak için kendilerine ilâhlık yakıştırdıklarınız da dahil, bir araya toplanın ki, kararlaştırdığınız eylem sizi riske sokmasın![¹⁶⁵¹] En sonunda bana karşı aldığınız kararı infaz edin; derhal yapın, hiç bekletmeyin!

[1651] Bu bağlamda, summeye verilebilecek en uygun karşılık “ki” bağlacıdır. Bu cümle, Hz. Nûh’un dilinden aktarılan bir önceki cümlenin ironik çağrış... Devamı..

Onlara Nuh'un kıssasını oku! Ki o bir vakit kavmine: "Ey kavmim, eğer benim aranızda (yüzlerce yıl) durmam (sizi hakka davet etmem) ve Allah’ın ayetleriyle öğüt vermem size ağır geliyorsa (benden kurtulmak için beni öldürmeyi veya yurdunuzdan kovmayı düşünüyorsanız) biliniz ki ben yalnız Allah'a güvenip dayanırım. Siz ve ortaklarınız da toplanıp ne yapacağınızı kararlaştırın; içinizde tasarladığınız kötülükleri ortaya dökün, sonra da hakkımda vereceğiniz hükmü bana uygulayın ve bana hiç mühlet de vermeyin!" diyerek onlara meydan okudu, (ve uyarılarına şöyle devam etti.)

Nûh’un haberini onlara anlat. Hani o, bir vakit kavmine şöyle demişti: "Ey kavmim! Eğer benim konumum ve Allah’ın âyetleriyle öğüt vermem size ağır geliyorsa, (biliniz ki) ben sadece Allah’a tevekkül ile ona dayandım. Artık siz de bana ne yapacaksanız hep beraber ortaklarınızla yapın ki, yapacağınız içinize dert olmasın! Ve bana yapacağınızı yapın ve bana mühlet de vermeyin!’’

Ve onlara Nûh'un kıssasını oku. Vaktâ ki kavmine demişti: «Ey kavmim! Eğer sizin üzerinize benim (aranızda) duruşum ve Allah'-ın âyetleriyle size öğüt verişim ağır geliyorsa imdi ben Allah Teâlâ'ya tevekkül ettim, artık işinizi ve ortaklarınızı toplayınız. Sonra sizin üzerinize işiniz gizli kalmasın. Sonra hakkımda hükmünüzü veriniz ve bana göz açtırmayınız.»

Onlara Nuh hakkındaki haberi oku: O halkına: “Ey benim halkım, dedi, eğer benim aranızda bulunmam ve Allah'ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa, şunu bilin ki ben yalnız Allah'a dayanıp güvendim. Siz de şerik koştuklarınızla beraber toplanıp işinizi kararlaştırın ki tasasını çektiğiniz bir dert olup kalmasın. Sonra da bana hiç mühlet vermeden hakkımdaki hükmünüzü uygulayın. [3, 128; 11, 55-57]

Onlara Nuh'un haberini oku. Kavmine: "Ey kavmim demişti, eğer benim kalkıp size Allah'ın ayetlerini hatırlatmam, size ağır geldiyse, o halde ben Allah'a dayandım, siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınız işi kararlaştırın da işiniz başınıza dert olmasın. Sonra hükmünüzü bana uygulayın, bana hiç fırsat da vermeyin!"

Onlara Nûh'un haberlerini oku. Nûh kavmine: "Ey Kavmim! Eğer benim aranızda ikāmetim ve size Allâh'ın âyetlerini beyânım size büyük ve ağır geliyorsa ben Allâh'a tevekkül itdim. Söz birliği idin, putlarınızı da toplayın, maksadınızı gizlemeyin ve sonra hiç durmayub benim 'aleyhimde icrâ idin." didi.

Onlara Nuh’un haberini oku. Bir gün halkına şöyle demişti: “Ey Halkım! Benim duruşum ve Allah’ın âyetleriyle bilgilendirmem size ağır geliyorsa bakın ben Allah’a güvenip dayandım. Siz ve ortaklarınız bana ne yapacağınıza karar verin ki işiniz üzüntüye dönüşmesin. Bana yapacağınızı yapın, hiç göz açtırmayın.

-Onlara Nuh'un haberini oku! Hani kavmine demişti ki:-Ey Kavmim! İçinizde bulunmam ve Allah'ın ayetlerini hatırlatmam eğer sizin zorunuza gidiyorsa -Ben zaten Allah'a bağlanmışımdır- Haydi, ortak koştuklarınızla gücünüzü birleştirin, sonra da yapacağınız size dert olmasın. Hiç beklemeden vereceğiniz kararı bana uygulayın.

Onlara Nuh'un haberini oku. Hani o kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Eğer aranızda bulunmam ve Allah'ın âyetlerini hatırlatmam sizin gücünüze gidiyorsa, ben Allah'a tevekkül ettim. Siz de Allah'a ortak koştuklarınızı toplayın ve ne yapacağınızı, içinizde hiçbir ukde kalmayacak şekilde, hep birlikte kararlaştırın. Sonra da, mühlet tanımaksızın, bana yapacağınızı yapın.

Onlara Nûh'un haberini de oku! Hani, toplumuna şöyle demişti: "Eğer benim konumum ve Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa artık ben, Allah'a dayandım. Siz de ortaklarınızla bir araya gelip işinize bakın. Yapacağınız şey size bir kaygı da vermesin, hükmünüzü bana uygulayın. Ve bana fırsat da vermeyin."

daħı oķı anlaruñ üzere nūḥ ħaberini ol vaķt kim ķavmın “iy ķavmum! eger aġır ola üzerüñüze ŧurmaġum. daħı ögūtlemegüm Tañrı āyetleri-y-ile pes Tañrı üzere tevekkül eyledüm. pes göñül baġladum işüñüze ortaķlaruñuz ile andan olmasuñ işüñüz üzerüñüze ķayġu yā gizlü andan irürüñ baña daħı mühlet virmeñ baña.”

Daḫı oḳı anlar üstine Nūḥ ḫaberini ḳavmi‐y‐ile. Ol vaḳt ki eyitdi ḳavmine:İy ḳavmüm, eger ulu meşaḳḳat olsa üstüñüze benüm durmaġum, sizüñiçüñüzde ögüt virmegüm daḫı Tañrı āyetleri biledür. Pes ben Allāh[a] ṣıġın‐dum. Dişürüñüz emrüñüzi, daḫı ḳıġıruñuz şerīklerüñüzi, andan sizüñişüñüz sırı ḳaṣden eylemekde mestūr olmasun. Andan baña yitişdürüñüz sizdilegeni, daḫı baña hīç virmeñüz mühlet.

(Ya Rəsulum!) Müşriklərə Nuhun xəbərini söylə. Bir zaman o öz ümmətinə belə demişdi: “Ey ümmətim! Əgər aranızda qalmağım və Allahın ayələri ilə öyüd-nəsihət verməyim sizə ağır gəlirsə, mən (sizin mənə qarşı bütün pis niyyətlərinizdən) Allaha təvəkkül edirəm. Şəriklərinizlə birlikdə (mənim barəmdə) nə edəcəyinizi qərarlaşdırın. Görəcəyiniz iş gizli qalmasın (onu mənə də bildirir), sonra mənə heç möhlət də verməyib haqqımda istədiyinizi edin (istədiyiniz hökmü çıxarın!).

Recite unto them the story of Noah, when he told his people: O my people! If my sojourn (here) and my reminding you by Allah's revelations are an offence unto you, in Allah have I put my trust, so decide upon your course of action, you and your partners. Let not your course of action be in doubt, for you. Then have at me, give me no respite.

Relate to them the story(1456) of Noah. Behold! he said to his people: "O my people, if it be hard on your (mind) that I should stay (with you) and commemorate the signs of Allah,- yet I put my trust in Allah. Get ye then an agreement about your plan and among your partners, so your plan(1457) be on to you dark and dubious. Then pass your sentence on me, and give me no respite.

1456 The reference to Noah's story here is only incidental, to illustrate a special point. The fuller story will be found in 11:25 -49, and in many ot... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.