Elleżîne âmenû vekânû yettekûn(e)
Onlar öyle kişilerdir ki inanmışlardır ve çekinir onlar.
(Evliya-Allah’ın has kulları) Onlar, (hakkıyla) iman edenler ve (Allah’tan) korkup (kötülükten sakınan, takva sahibi) olan kimselerdir.
Onlar iman edip, sonra yollarını Allah ve kitabıyla bulmaya çalışanlardır.
Onlar iman edip Allah'a sığınıp, emirlerine yapışmaya, günahlardan arınıp, azaptan korunmaya, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranmaya, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olmaya devam edenlerdir.
Onlar iman edip de Allah'a karşı gelmekten sakınanlardır.
Onlar iman edenler ve (Allah'tan) sakınanlardır.
Veliler, o kimselerdir ki, Allah'a iman edip emirlerine aykırı hareket etmekten sakınırlar.
62, 63. İşte Allah’ın dostlarına ne (gelecek) korkusu, ne de (geçmişin) üzüntüsü vardır. Onlar ki (Allah’a ve ahirete) inanırlar ve sakınarak kendilerini korurlar.
Onlar iman edip takvâya erişmişlerdir.
Onlar inananlardır, sakınçlı da olanlardır
Onlar Allah'a iman eden ve O'na karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlardır.
63, 64. Îmân idüb korkanlara dünyâda ve âhiretde güzel tebşîrât vardır. Allâh’ın kelimâtı tebeddül itmez. Ânlara ’azîm bir sa’âdet müyesser olacakdır.
Onlar Allah'a inanmış ve O'na karşı gelmekten sakınmışlardır.
Onlar iman etmiş ve Allah’a karşı gelmekten sakınmış olanlardır.
63-64. Onlar ki, iman etmişler ve takvâya ermişlerdir, işte onlara hem bu dünya hayatında hem de âhirette müjdeler olsun! Allah’ın sözlerinde değişme olmaz; (öyleyse) en büyük kazanç budur.
Onlar, iman edip de takvâya ermiş olanlardır.
Onlar ki, inandılar ve erdemli davrandılar.
Onlar ki, iman etmişler ve Allah'a karşı gelmekten sakınmışlardır.
Onlar ki Allaha iyman etmişlerdir ve hep takvâ ile korunur dururlar
Onlar îmân eden ve takva sahibi olan kimselerdir.
Onlar, iman eden ve takva sahibi olan kimselerdir.
Onlar îman edib takvaaya ermiş olanlardır.
Onlar, îmân edip (günahlardan) sakınmakta olan kimselerdir.
Onlar (veliler) o kimselerdir ki, gerçekten iman edip (Allah’ın emirlerine aykırı hareket etmekten ve kötü işleri yapmaktan) sakınırlar. *
(Çünkü onlar) İman etmişler ve gereği gibi Rablerinin azabından korunmuşlardır.
Onlar ki inanan sakınan kimselerdir,
Onlar, iman getirip sakınmış kimselerdir.
Onlar inanmış ve sorumluluk bilincine sahip olmuşlardır.
Onlar, iman etmiş ve takvaya ermiş kimselerdir.
Onlar, Allah’ın ayetlerine yürekten iman eden ve bu imanın gereğini yerine getiren, yani dürüst ve erdemlice bir hayatı tercih ederek kötülüğün her çeşidinden titizlikle sakınan kimselerdir. İşte bunun içindir ki:
Onlar ki iman ettiler. Sakınıp korunuyorlardı.
İmanıyla kendisini sağlama alan herkese
Çünkü onlar inandılar. Yasalarımıza uyarak cezamızdan korundular. Şımarık kibirliler gibi Rabbimiz bize her şeyi versin ama dünya yaşantımıza karışmasın demediler. Dünyalarını yalan yanlış yasa çıkaranların yasalarına göre yaşamadılar.
Onlar, iman edip [takvâ]lı olanlardır.
Onlar, (Allah’a gerçekten) inanan ve Ondan (hakkıyla) sakınan kimselerdir.
Onlar, imana erişip Allah’a karşı hep bilinçli ve duyarlı kalmaya çalışan kimselerdir.
Onlar Allah’a inanıp güvenen ve sorumluluğunu yerine getirenlerdir. 6/15, 29/7 39/10
Onlar ki, iman etmişlerdir ve takvaya da ermişlerdir.
Onlar (O dostlar ki) iman etmiş ve Allah’a karşı gelmekten sakınmış olanlardır.
Onlar ki, imân etmişlerdir ve ittika eder olmuşlardır.
Velîler o kimselerdir ki O'na iman edip, emirlerine aykırı hareketlerden sakınırlar.
Onlar ki, inandılar ve korunurlardı.
Ve o evliyâullah ki îmân ider ve Allâh'dan korkub me'âsîden sakınırlar.
Onlar inanıp güvenen ve çekinerek korunan kimselerdir.
Onlar Allah'a inanmış ve O'na karşı gelmekten sakınmışlardır.
Onlar inanmış, takvaya sarılmışlardır.
anlar kim įmān getürdiler daħı oldılar śaķınurlar.
Ol kişiler ki īmān getürdiler, daḫı taḳvā üstine oldılar.
O kəslər ki, iman gətirmiş və pis əməllərdən çəkinmişlər -
Those who believe and keep their duty (to Allah),
Those who believe and (constantly) guard against evil;-
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |