13 Ekim 2024 - 10 Rebiü'l-Ahir 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yûnus Suresi 53. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Veyestenbi-ûneke ehakkun hu(ve)(s) kul î verabbî innehu lehakk(un)(s) vemâ entum bimu’cizîn(e)

O gerçek mi diye soruyorlar senden; de ki: Evet, andolsun Rabbime ki gerçektir ve siz de ondan kurtulmayacaksınız.

(Ey Resulüm!) "Bu (söylediklerin) bir gerçek mi (hakikaten meydana gelecek mi)?" diye Senden haber soracaklar. De ki: "Evet, Rabbime andolsun ki, şüphesiz o (ahiret hesabı ve cezası) kesin bir gerçektir ve sizler (Rabbimi) aciz bırakacak değilsiniz."

O azap gerçekleşecek midir? diye senden haber soruyorlar. De ki: “Evet Rabbim hakkı için o azap, gerçekten meydana çıkacaktır ve siz ondan yakayı kurtaramayacaksınız.”

“- Bu cezanın aslı var mı?” diye senden haber soruyorlar.
“- Evet, Rabbime andolsun ki, cezanın gerçekleşmesi kesin hak bir olgudur. Siz, Allah'ın koyduğu kanunların dışına çıkamayacak, bundan yakayı kurtaramayacaksınız” de.

bk. Kur’an-ı Kerim, 6/134; 34/3; 36/82; 64/7.

"O gerçek mi?" diye senden soruyorlar. De ki: "Evet. Rabbime yemin ederim ki o gerçektir ve siz onun önüne geçemezsiniz."

'Bu bir gerçek mi?' diye senden haber soracaklar. De ki: 'Evet, Rabbime andolsun ki, şüphesiz gerçektir ve sizler aciz bırakacak değilsiniz.'

“O azab, bir gerçek mi?” diye senden sorarlar. De ki: “- Evet, Rabbime yemin ederim ki, O, muhakkak bir gerçektir. Siz bundan yakayı kurtaramazsınız.”

“Bu Kur’an, gerçek midir?” diye senden bilgi almaya çalışıyorlar. De ki: “Evet, Rabbime andolsun! O, hak ve hakikattir. Ve siz, Bizi aciz bırakarak kurtulacak değilsiniz.”

“O bir gerçek midir?” diye senden haber istiyorlar. De ki: “Evet, Rabbime yemin ederim ki, o şüphesiz gerçektir ve siz âciz bırakacak değilsiniz.”

«O gerçek mi?» diye senden sorarlar, diyesin ki : «Evet, Tanrım hakkıyçin o gerçektir, siz de onu âciz kılamazsınız»

“O (kıyamet ve azap) gerçek mi?” diye sana soruyorlar. De ki: “Evet. Rabbim hakkı için o kesin bir gerçektir. Ve siz (bu konuda Allah'ı) âciz bırakacak değilsiniz.”

Filhakika böyle mi olacak diyu senden öğrenmek isteyecekler ânlara di ki: "Rabbime yemîn iderim bu hakîkatdir siz Allâh’ın kudretinden kurtulamazsınız."

"O gerçek midir?" diye senden sorarlar. De ki: "Evet, Rabbim hakkı için o gerçektir, siz aciz kılamazsınız (önleyemezsiniz)."

“O (azap) gerçek midir?” diye senden haber soruyorlar. De ki: “Evet, Rabbime andolsun ki o elbette gerçektir. Siz (bu konuda Allah’ı) âciz kılacak değilsiniz.”

“Sahi bu doğru mu?” diye sana soruyorlar. De ki: “Elbette! Rabbime yemin ederim ki bu söylenenler kuşku götürmez bir gerçektir. Siz de bunları önleyemeyeceksiniz!”

«O (azap) bir gerçek midir?» diye senden haber istiyorlar. De ki: Evet, Rabbime andolsun ki o şüphesiz gerçektir ve siz âciz bırakacak değilsiniz.

"Bu sahiden doğru mudur," diye senden haber bekliyorlar. De ki: "Elbette, Rabbime andolsun o gerçektir ve siz onu engelleyemezsiniz!"

"O azap gerçek mi?" diye sana soruyorlar. De ki; "Evet. Rabbim hakkı için o kesin bir gerçektir. Ve siz bundan yakayı kurtaramazsınız."

Sahih doğru mu bu? Diye senden istifsar ediyorlar, de ki: evet, rabbıma kasem ederim ki o, dosdoğru, ve siz bundan yakayı kurtaramazsınız

(Kendilerine bildirilen bunca hakikate rağmen müşrikler, “Bize söylediğin) o (azap) gerçek (ten meydana gelecek) mi?” diye (rek,) sana (alay yollu) soru soruyorlar. De ki: “Evet, Rabbime yemin olsun ki o elbette gerçektir. Ve siz (bu konuda Allah’ı) âciz bırakacak değilsiniz!”

Sana “Bu gerçek midir?” diye soruyorlar. De ki: “Rabb'ime yemin ederim ki o gerçektir. Ve siz onu engelleyemezsiniz.”

«O (azâb) bir gerçek mi?» diye senden haber isterler. De ki «Evet, Rabbime andederim ki, o elbet ve elbet bir hakıykatdır. Siz (bundan Allâhı) âciz bırakıcılar değilsiniz».

“Sâhiden o (azab) gerçek midir?” diye de senden haber isterler. De ki: “Evet, Rabbime yemîn olsun ki şübhesiz o, elbette gerçektir ve siz ona mâni' olacak kimseler değilsiniz!”(2)

(2)“İnsan, Cenâb-ı Hakk’ın rubûbiyetine (umum kâinâtı terbiye edişine) âid şuûnât (işler) ve ahvâline (hâllerine) şâhiddir. Ve mahlûkātın (yaratılmışl... Devamı..

Ve “O (kıyamet ve azap) gerçek midir?” diye senden sorarlar. De ki: “Evet, Rabbim hakkı için o gerçektir, siz (Allah’ı) aciz bırakacak kimseler de değilsiniz.”

Onlar, senden haber vermeni istiyorlar. Deki “Evet, Rabbime and olsun ki o vaat edilenler elbette ki gerçektir ve sizin bunu engellemeye asla gücünüz yetmeyecek.”

Onlar: "Gerçekten olacak mı bu azap?" diye senden bilgi edinmek istiyeceklerdir. Şöyle de: "Evet, çalabıma and olsun ki gerçektir. Siz Allah’ı bundan alıkoyamazsınız."

Senden «— O [¹¹], doğru mudur» diye haber isteyeceklerdir. Onlara de ki: Evet Rabbim hakkı için o, doğrudur, siz onu âciz kılacak değilsiniz.

[11] Azap veya kıyamet.

“O azap gerçek mi?” diye senden soruyorlar. De ki: “Evet. Rabbim hakkı için o elbette gerçektir. Siz O’nu âciz kılamazsınız!”

“O (ilahi azap) gerçek midir?” diye senden sorarlar. De ki: “Evet, Rabbim hakkı için o gerçektir, siz (Allah'ı) aciz bırakacak kimseler de değilsiniz.”

Hâlâ sana,“Sahi bütünbunlar gerçekten meydana gelecek mi?” diye soruyorlar. De ki: “Rabb’ime yemin olsun ki, evet; bu kitapta bildirilenler, gerçeğin ta kendisidir! Ve siz, ey zâlimler, ne yaparsanız yapın, bu korkunç âkıbetten kurtulamayacak, ilâhî adâletin gerçekleşmesine asla engel olamayacaksınız!”

-“O gerçek mi?” diye senden bildirmeni istiyorlar. De ki: -“Evet, rabbime and olsun o, bir gerçektir! Siz de aciz bırakacak (kaçıp kurtulacak) değilsiniz”.

Sana: " doğru mu bu ? " diye soruyorlar. De ki: " He vallahi… Doğru. Artık çaresizsiniz.

Anlatılan gerçeklere rağmen hala soruyorlar. "Sahiden bize söylediğin gerçek midir?" De ki: "Rabbim hakkı için söylediklerim gerçektir. Siz başınıza gelince azabı önleyemezsiniz?"

(Bazı inkârcılar) “O (azap) gerçek midir?” diye senden haber bekliyorlar. [*] De ki: “Evet, Rabbime yemin olsun: Şüphesiz ki o gerçektir ve siz asla (O’nu) aciz bırakıcılar değilsiniz.” [*]

Kur’an’da sadece burada geçen [yestenbiûne] fiili “haber sormak”, “bilgi teyit etmek”, “soru sormak” demektir.,Benzer mesajlar: En‘âm 6:134; Enfâl 8:... Devamı..

Ve senden bu azabın gerçekten olup-olmayacağı hakkında haber almak istiyorlar. Sen onlara: “Evet, Rabbime yemin ederim ki o azap, sizin önlemeye gücünüzün yetmeyeceği bir gerçektir.” de.

Bazıları ⁷⁴ da sana, “Bütün bunlar gerçek mi?” diye soruyorlar. De ki: “Elbette! Rabbim hakkı için, katıksız gerçek bu; ve sizler de [büyük sorgulamadan] asla kaçamayacaksınız!”

74 Lafzen, “onlar” -yani, vahye karşı ilgisizlikleri, bilmezlikten gelici tutumlarıyla kararsızlık içinde seyreden ve yukarıda 36. ayette belirtildiği... Devamı..

Bir de kalkıp “Senin söylediğin bu azap gerçek mi?” diye sana soruyorlar. De ki: – Evet, Rabbime yemin ederim ki o gerçeğin ta kendisidir. Ve siz ondan asla kurtulamayacaksınız. 23/107, 32/12, 40/49-50, 43/74…79

Tutup bir de seni “Şimdi bu gerçek mi yani?” diye sorguluyorlar.[¹⁶³⁰] De ki: “Kesinlikle! Rabbim hakkı için bu gerçeğin ta kendisidir; üstelik sizler (büyük sorgulamayı) asla atlatamayacaksınız!”

[1630] Öğrenmek için sorma değil de inkâr amacıyla sorgulama olduğuna ilişkin çevirimiz, A’meş’in okuyuşuna dayanmaktadır (Keşşaf). Âyetin sonu bu çev... Devamı..

(Ey Muhammed, bu uyarılara rağmen onlar ahirete inanmazlar ve) O, (Kıyamet, azap) gerçek mi?” diye senden haber isterler. De ki: Rabbime andolsun ki, o elbet bir gerçektir. (Sonunda onun gerçek olduğunu siz de anlayacaksınız ve) Siz onu (kıyametin kopmasını) önleyemezsiniz. (Haberiniz olsun ki, sizin gibi şirk ve küfürde direnen zalimlerin ahiret azabından kaçıp kurtulmaları asla mümkün değildir ki)

O (azap) gerçek midir? diye senden haber soruyorlar. De ki: "Evet, Rabbime andolsun ki o elbette gerçektir. Siz (Allah’ı) âciz bırakamazsınız. "

Ve senden haber almak istiyorlar ki, o doğru mudur? De ki: «Evet. Ve Rabbime andolsun ki doğru bir hakikattır ve siz onu bertaraf edecek kimseler değilsinizdir.»

“Sahi doğru mu bu? ” diye senden haber sorarlar. De ki: “Evet! Rabbime yemin ederim ki o elbette gerçektir ve siz bundan yakayı kurtaramazsınız. ” [6, 134; 36, 82; 34, 3; 64, 7]

Sahiden o gerçek midir? diye senden soruyorlar. De ki: "Evet, Rabbim hakkı için o gerçektir. Siz (onu) önleyemezsiniz!"

"O 'azâb yâhud kıyâmet doğrı mıdır?" diye senden sorarlar. Di ki: "Evet, rabbim hakkı içün doğrıdır. Siz o 'azâbdan kurtulamazsınız.

Senden haber almaya çalışıyorlar, “O gerçek mi?” diye. De ki “Evet! Rabbime yemin ederim ki gerçektir. Ondan yakanızı kurtaramayacaksınız.”

-Gerçek mi bu? diye sana soruyorlar. De ki:-Evet, Rabbim hakkı için o gerçektir. Siz ondan kaçamayacaksınız.

Bir de senden haber soruyorlar, “O gerçek mi?” diye. De ki: Evet. Rabbime and olsun, o gerçektir. Ve siz bundan yakayı asla kurtaramayacaksınız.

Soruyorlar sana: "Doğru mu bu?" De ki: "Evet! Rabbime yemin ederim, o doğrunun ta kendisidir! Ve siz ondan yakayı kurtaramayacaksınız."

daħı śorarlar saña “ḥaķ mıdur ol?” eyit “iy vallāhi daħı çalabum [108a] bayıķ ol ḥaķdur daħı degülsiz āciz eyleyiciler.”

Daḫı senden ḫaber ṣorarlar, ol va‘de eyledügüñ girçek midür? dirler. Eyit:Evet, beni yaradan Tañrı ḥaḳḳı‐çun ol girçekdür, di yā Muḥammed. Daḫısiz Tañrı Ta‘ālā[yı] ‘āciz eylemezsiz.

(Ya Peyğəmbərim!) Səndən: “O (bizi qorxutduğun əzab və ya qiyamət günü) doğrudurmu?” – deyə xəbər alacaqlar. Onlara belə cavab ver: “Rəbbimə and olsun ki, o doğrudur. Siz ondan canınızı qurtara bilməzsiniz!”

And they ask thee to inform them (saying): Is it true? Say: Yea, by my Lord, verity it is true, and ye cannot escape.

They seek to be informed by thee: "Is that true?" Say: "Aye! by my Lord! it is the very truth! and ye cannot frustrate it!"


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.