14 Ekim 2024 - 11 Rebiü'l-Ahir 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yûnus Suresi 52. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Śumme kîle lilleżîne zalemû żûkû ‘ażâbe-lḣuldi hel tuczevne illâ bimâ kuntum teksibûn(e)

Sonra da zulmedenlere, tadın ebedi azabı denecek, kazandığınızın karşılığı neyse ondan başka bir şeyle mi cezaya uğrayacaktınız?

(Bu dünya zilletinden) Sonra (ahirette de) o zulmetmekte olanlara: (Artık) "Sürekli azabı tadın" denilecektir. (Küfür, zulüm ve kötülük olarak) Kazandıklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacağınızı (zannetmiştiniz?)

O gün ki, dünya hayatında, yaratılış gayesine aykırı davrananlara “Tadın bitmeyen azabı” denecek. “Yaptığınız işlerin karşılığından başkasıyla mı cezalandırılıyorsunuz sanki.”

Sonra yalanlamaları sebebiyle kendilerine zulüm ve haksızlık yapanlara, müşriklere:
“Tadın bakalım şu ebedî cezayı” denilecek. Vaktiyle işlediğiniz ameller, yüklendiğiniz günahların karşılığından başka bir ceza ile mi cezalandırılacaksınız?

bk. Kur’an-ı Kerim, 32/14.

Sonra zulmedenlere: "Sonsuz azabı tadın. Kazandıklarınızdan başka bir şeyle mi cezalandırılıyorsunuz?" denilir.

Sonra o zulmetmekte olanlara: 'Sürekli azabı tadın' denilecek. Kazandıklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacaktınız?'

Sonra o zulmedenlere: “- Ebedî azabı tadın” denilecek. Vaktiyle kazandığınızdan başka bir sebeple cezalandırılacak değilsiniz.

Sonra o zalimlere: “Ebedî bir azabı tadın! Siz kazandığınızdan başka bir şey ile cezalandırılmıyorsunuz” denilir.

Sonra zulmedenlere, “Süreli azabı tadınız” denilecek. Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız?

Sonra da, zulüm edenlere: «Sonsuz azabı tadın, size ancak yaptığınızla ceza olunursuz» denilecektir

Sonra da zulmedenlere: “Ebedî azabı tadın! Siz ancak vaktiyle kazanmakta olduğunuzun cezasına çarptırılıyorsunuz” denilecek.

O vakit zâlimlere dinilecek ki: " ’Azâb-ı ebedîyi tadınız müstehak oldığınızdan başka dürlü mu’âmele görmiyeceksiniz."

Haksızlık edenlere de: "Sürekli azabı tadın, ancak yaptığınıza karşılık ceza çekiyorsunuz" denir.

Sonra da zulmedenlere, “Ebedî azabı tadın! Siz ancak vaktiyle kazanmakta olduğunuzun cezasına çarptırılıyorsunuz” denilecektir.

Sonra o kötülük edenlere şöyle denilir: “Tadın bitmeyen azabı! Vaktiyle yaptıklarınızdan başka şeyler sebebiyle mi cezalandırılıyorsunuz?”

Sonra o (kendilerine) zulmedenlere, «Ebedî azabı tadın!» denilecek. Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız?

Sonra zulmedenlere: "Ebedi azabı tadın," denir, "Kazandığınızdan başka bir karşılık mı bekliyordunuz?"

Sonra o zulüm yapanlara "Tadın bakalım şu ebedi azabı!" denilecek. Vaktiyle kazandığınızdan başkası ile mi cezalandırılacaksınız?"

Sonra denilecek o zulm edenlere ki tadın bakalım huld azâbını, vaktile kazandığınızdan başka bir sebeble cezalandırılacak değilsiniz?

Sonra o (kendilerine) zulmeden (küfür üzere ölen) lere şöyle buyurulur: “(Haydi,) tadın sonsuz azabı! Siz ancak vaktiyle kazanmakta olduğunuzun cezasına çarptırılıyorsunuz!”

Sonra zulmedenlere, “Süresiz azabı tadın.” denir. Kazandığınızdan başka bir karşılık mı bekliyordunuz?

Sonra, o zulmedenlere «Ebedî azabı tadın, denilecek, (vaktiyle) ne kazanıyor idiyseniz ondan başkasıyle mi cezâlandırılacakdınız ya»?.

Sonra o zulmedenlere: “Ebedî azâbı tadın! Vaktiyle kazanmakta olduğunuz(günahlar)dan başkası ile cezâlandırılacak değilsiniz!” denilecek.

Sonra (dünya hayatında) o zulmetmiş olanlara (âhirette) «tadın (Allah’ın dilediği vakte kadar) kalıcı olan azabı, siz ancak elde ettiğinize karşılık ceza görüyorsunuz» denilecek.

Sonra dirilmeyi yalanlayıp kendilerine haksızlık yapanlara “Sürekli olan azabı tadın. Yalnızca sizin kendi başınıza kazandıklarınız la cezalandırılırsınız” denir.

Sonra kıyıcılara denilecek : "Şimdi sonu olmıyan azabı tadın bakalım. Kazandığınız günahlardan dolayı başka türlü bir karşılık mı görecektiniz?"

Sonra zalim olanlara denir: Azab-ı daimiyi [¹⁰] tatın. Siz, ancak kazancınızdan dolayı ceza görürsünüz.

[10] Acısı devam eden azap.

Sonra zulmedenlere denecek ki: “Sürekli olan bu azabı tadınız! Siz ancak vaktiyle kazanmış olduğunuz şeylerle cezalandırılıyorsunuz!”

Sonra o zulmetmiş olanlara, “Temelli azabı tadın; kazanmakta olduklarınızdan başka bir şeyle mi cezalandırılacaksınız?” denilecek.

Sonra zâlimlere, “Tadın bakalım sonsuz azâbı!” denilecek, “Yaptığınız fenâlıklardan başka bir şeyin cezasını mı çekiyorsunuz sanki?” İşte âhirette durum bundan ibaret. Fakat zâlimlerin dünyadaki şu tavırlarına bir bakar mısınız:

Sonra zulmetmiş olanlara denildi ki:
“Sürekli Azab’ı tadın! Kazanıyor olduğunuz şeyden başkasıyla mı cezalandırılırsınız?”.

O gün haksızlık yapanlara şöyle denecek: " sonu gelmez acıları çekin artık. Artık sadece yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz. "

İnkâr ederek kendilerine zulmedenlere; "Sürekli azabı tadın!" denilecek. Onlar o gün görecekler ki; "Yalnız kendi yaptıklarına karşılık azap ediliyor." Rabbin hiç kimsenin üzerine suç atmamış. Suçsuz hiç kimseyi cezalandırmıyor. Bizim sözümüz sözdür. Yapmadıklarıyla hiç kimseye azap etmeyiz. Rabbin zulmedici değildir. İnsanlara yapmadıklarından dolayı azap edecek değildir. Rabbin suçluyu suçsuzu birbirinden ayırır.

Sonra (kendilerine) haksızlık edenlere “[Ebedî] azabı tadın!” denmiş (olacak)tır. Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı bulacaksınız?

Sonra o zâlimlere (âhirette): “Şimdi sonsuz azabı tadın bakalım. (Nasıl?) yaptıklarınızın karşılığını tam görüyorsunuz değil mi?” denilecek.

O Gün ki, [dünya hayatında] haksızlık yapmaya eğilim gösterenlere, ‘Tadın bitmeyen azabı’ denecek, yapageldiğiniz işlerin karşılığından başkasıyla mı cezalandırılıyorsunuz sanki?” ⁷³

73 Lafzen, “Kazanıp durduğunuz şeyden başkasıyla mı cezalandırılıyorsunuz?”

Sonra o kendilerine yazık edenlere: – Tadın bakalım kalıcı azabı, kazandıklarınızın dışında bir karşılık mı bekliyordunuz? 6/70, 27/90, 68/35…37

Sonunda, zulmeden o kişilere[¹⁶²⁸] denilecek ki: “Tadın bitimsiz azabı! Kazanıp durduğunuz şeyler dışında bir karşılık mı bekliyordunuz?”[¹⁶²⁹]

[1628] Zımnen: “bilinci ters dönmüş kişiler”. Zira zulüm, bir şeyi yerinden etmektir (bkz: 7:148, not 109). Burada, “başkasına haksızlık yapmak” anlam... Devamı..

Sonra da (kıyamet gününde, sizin gibi şirk ve küfürde direnen) zalimlere: "Sonsuza dek sürecek cehennem azabını tadın, yoksa siz dünyada işlediğiniz kötü amellerinizin cezasız kalacağım mı sanıyordunuz?” diye nida olunacaktır.

Sonra da zulmedenlere, " Tadın bakalım devamlı olan azabı! Siz başka cezayla değil, ancak kazanmış olduğunuz cezayla cezalandırılıyorsunuz. " Denilecektir.

Sonra zulmetmiş olanlara denilecektir ki, «Şimdi ebedî azabı tadınız. Siz başkasıyla değil, ancak kazanmış olduğunuz şey sebebiyle cezalandırılırsınız.»

Sonra o zalimlere: “Ebedî azabı tadın bakalım! Siz dünya hayatında neyi hak ettiyseniz, sadece onun karşılığını göreceksiniz. ” denir. [32, 14]

Sonra zulmedenlere: "Sürekli azabı tadın!" denilecek, "Yalnız kazandığınız şeylerle cezalandırılmıyor musunuz?"

Sonra küfür ve şirk ile nefislerine zulüm idenlere: "Ebedî ve dâimî 'azâbı tadınız, size bu, dünyâda iken kazandığınız günâhların cezâsıdır." dinilir.

İlerisinde yanlışlar içindeki o kimselere şöyle denecektir: “Kalıcı azabı tadın bakalım. Kazandığınızın karşılığından başka ne görecektiniz!”

Sonra zalimlere şöyle denir:-Sonsuz azabı tadın, Kazandıklarınızdan başkasıyla mı cezalandırılacaksınız? denir.

Sonra da o zulmedenlere denir ki: Sürekli azabı tadın bakalım! Siz ancak kendi işlediklerinizin cezasını görüyorsunuz.

Sonra, zulmedenlere şöyle denecek: " O uzun süreli azabı tadın! Kazandığınız şeyler dışında bir şeyle cezalandırılmayacaksınız!"

andan eyidildi anlara kim žulm eylediler “ŧaduñ ebed ķalmaķ 'aźābını cezā virinilmezsiz illā anı kim olduñuz ķazanursız.”

Andan eyidile ẓālimler[e] ki: Daduñuz dāyim olıcı ‘aẕābuñ dadını. Cezāgörmezsiz illā ḳazanduġuñuz günāhlar cezāsını.

Sonra zülm edənlərə: “Dadın əbədi əzabı. Siz ancaq qazandığınız günahlara görə cəzalandırılırsınız!” – deyiləcək.

Then will it be said unto those who dealt unjustly: Taste the torment of eternity. Are ye requited aught save what ye used to earn?

"At length will be said to the wrong-doers: ´Taste ye the enduring punishment!(1443) ye get but the recompense of what ye earned!´"

1443 This will be the final doom, and they will themselves have brought it on themselves! The psychology of the Unbelievers is here analysed and expos... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.