17 Mart 2025 - 17 Ramazan 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yûnus Suresi 27. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velleżîne kesebû-sseyyi-âti cezâu seyyi-etin bimiślihâ veterhekuhum żille(tun)(s) mâ lehum mina(A)llâhi min ‘âsim(in)(s) keennemâ uġşiyet vucûhuhum kita’an mine-lleyli muzlimâ(en)(c) ulâ-ike as-hâbu-nnâr(i)(s) hum fîhâ ḣâlidûn(e)

Kötülük kazananların cezasıysa yapılan kötülüğe karşılık onun kadar bir suçtur ve kötülükte bulunanlar zillete düşerler; onları Allah'tan kurtaracak hiç kimse yoktur; yüzleri, kapkaranlık gecenin bir parçasına bürünmüştür sanki. Onlardır cehennem ehli, orada ebedi kalırlar.

(Dünyada sürekli günah ve) Kötülükler kazanmış olanlara gelince; her bir kötülüğün karşılığı, kendi misliyle (ve kendi cinsinden olacaktır). Bunları (küfür ve kötülük yapanları) bir zillet (aşağılık ve bayağılık) sarıp kaplayacaktır. Onları Allah’tan (kurtaracak) hiçbir koruyucu da bulunmayacaktır. Onların yüzleri, sanki bir karanlık gecenin parçalarına bürünmüş gibi olacaktır. İşte bunlar da ateşin halkıdırlar; onlar orada süresiz kalacaklardır.

Ama kötü iş yapmış olanlara gelince, kötülüğün karşılığı kendisi kadar olacaktır. Ve onları bir utanç ve aşağılanma bürüyecektir. Allah'a karşı onları koruyacak ta yoktur. Sanki yüzler gecenin karartıcı parçalarıyla kaplanmış gibidir. İşte bunlardır cehennemde ebedî olarak kalacak olanlar.

Kusur işleyenlere, günah yüklenenlere, kusurlarının, günahlarının karşılığı kadar ceza verilir. Onları aşağılık, eziklik ve zillet duygusu kaplar. Onların Allah'tan başka kurtarıcıları da yoktur. Yüzleri, sanki, karanlık gecenin bir parçasına bürünmüştür. İşte bunlar da cehennem ehlidir. Onlar orada ebedî kalırlar.

bk. Kur’an-ı Kerim, 3/106-107; 14/42-44; 42/45; 75/10-12.

Kötülükler kazanmış olanlara gelince, bir kötülüğe aynıyla ceza verilir ve onların yüzlerini aşağılık bürür. Onları Allah'tan kurtaracak yoktur. Yüzleri adeta kapkaranlık bir gecenin parçalarıyla kaplanmış gibidir. Bunlar cehennemliktirler. Orada sürekli kalıcıdırlar.

Kötülükler kazanmış olanlar ise; her bir kötülüğün karşılığı, kendi misliyledir. Bunları bir zillet sarıp kaplar. Onları Allah'tan (kurtaracak) hiç bir koruyucu yok. Onların yüzleri, sanki bir karanlık gecenin parçalarına bürünmüş gibidir. İşte bunlar ateşin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.

Kötülükleri kazananlara gelince: Bir kötülüğün cezası, misliyledir. (Bir kötülüğe, karşılığı olan bir ceza var. Halbuki bir iyiliğe, on katından yedi yüze ve daha ziyadeye kadar mükâfat vardır.) Onları bir zillet kaplar. Allah'dan kendilerini kurtaracak yoktur. Sanki yüzleri, gece parçalarından kaplanmış kapkaranlık... İşte bunlar da ateşliktirler, o cehennem ateşinde ebedî olarak kalıcıdırlar.

Kötülükleri işleyenler ise birebir olarak cezalandırılacaklardır. Ve onların yüzlerini zillet ve alçaklık bürüyecektir. Allah’a karşı onları kimse koruyamaz. Sanki karanlık geceden parçalar yüzlerini örtmüştür. Onlar ateşe layıktırlar. Ve onlar orada ebedî olarak kalacaklardır.

Kötülük kazananlara ise kötülüklerine denk ceza vardır. Fakat yüzlerini bir zillet de kaplar. Onları Allah'ın azabından kurtaracak kimse yoktur. Onların yüzleri sanki karanlık geceden bir parçaya bürümüştür. İşte onlar da cehennem ehlidir. Onlar orada süreli kalacaklardır.

Kötülük yapanların benzeriyle, cezaları kötülük, horluk sarar onları, Allaha karşı onları bir koruyan bulunmaz, karanlık gecenin bir parçasiyle sanki yüzleri kaplı, işte bunlar cehennemlik, orda sonsuz kalırlar

Kötülük yapmış olanların cezası ise, yaptıkları kötülük kadar olacak ve kendilerini bir zillet kaplayacaktır. Onları Allah'ın azabından koruyacak kimse de yoktur. Onların yüzleri sanki gecenin karanlık bir parçasıyla kaplanmıştır. İşte onlar cehennemin sakinleridir. Onlar da orada kalacaklardır.

Onları zilletin kaplaması, yüzlerinin gecenin karanlığı gibi olması yaptıkları kötülüğün cezası olarak karşılarına çıkacaktır. Yoksa hak etmedikleri a... Devamı..

Seyyiâtda bulunanların cezâları seyyiâtı nisbetinde olur. Zillet ânları istilâ ider. Ve Allâh nezdinde kimse ânları müdâfa’a itmez Ve yüzleri karanlık bir gice gibi siyâh ve mekânları ateş olur ve orada ilelebed kalırlar.

Kötülük işleyenlere kötülükleri kadar ceza verilir; onların yüzlerini zillet bürür; Allah'a karşı onları savunacak yoktur; yüzleri, geceden kara bir parçayla örtülmüş gibidir. Bunlar cehennemliklerdir, orada temelli kalırlar.

Kötü işler yapmış olanlara gelince, bir kötülüğün cezası misliyledir ve onları bir zillet kaplayacaktır. Onları Allah’(ın azabın)dan koruyacak hiçbir kimse de yoktur. Sanki yüzleri, karanlık geceden parçalarla örtülmüştür. İşte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.

Bilerek ve isteyerek kötülük yapanlara gelince, kötülüğün karşılığı, dengi olan cezadır; bunlar aşağılanmışlık içinde yaşarlar, kendilerini Allah’ın cezasından kurtaracak biri de yoktur. Yüzleri sanki kapkaranlık gecenin bir parçasıyla kaplanmıştır. İşte bunlar da cehennemliklerdir, kendileri orada devamlı kalıcıdırlar.

Kötülük yapanlara gelince, kötülüğün cezası misli iledir. Onları zillet kaplayacaktır. Onları Allah’a karşı koruyacak hiç kimse yoktur. Onların yüzleri sanki karanlık geceden bir parçaya bürünmüştür. İşte onlar da cehennem ehlidir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.

 İyi işlerin sevabı bire on, bire yedi yüz ve daha fazla olarak verilir ki bu, Allah’ın lütfunun neticesidir; kötü işlerin cezası ise yalnız bire karş... Devamı..

Kötülük ve günah kazananlara ise kötülüğünün aynısıyla karşılık verilir. Yüzlerini bir aşağılanma duygusu kaplar. ALLAH'tan başka bir koruyucuları yoktur. Yüzleri sanki karanlık geceden bir parçayla bürünmüştür. Onlar ateş halkıdır; onlar orada ebedi kalacaklardır.

Kötülük kazanmış olanlara gelince, kötülüğün cezası, misli kadardır. Ve onları bir aşağılık ve eziklik kaplar. Onlar için Allah'dan başka hiçbir kurtarıcı yoktur. Yüzleri karanlık gecelerden bir parçaya bürünmüş gibidir. İşte onlar cehennem ehlidir.Orada ebedî kalacaklardır.

Seyyiat kazananlara gelince kötülüğün cezası misliledir, ve onları bir zillet kaplar, Allahdan kendilerini kurtaracak yoktur, sanki yüzleri gece parçalarından kaplanmış kapkaranlık, onlar, eshabı nar, hep orada muhalleddirler

(Dünyada) kötülükleri işleyip (Allah’a isyan edip, hakkı inkâr edenler) var ya, (âhirette,) yaptıkları kötülüğün misliyle cezalandırılacaklar ve kendilerini bir zillet kaplayacaktır. Onları Allah’ın azabından koruyacak kimse de yoktur. Onların yüzleri sanki gecenin karanlık bir parçasıyla kaplanmıştır. İşte onlar cehennemliklerdir. Onlar da orada ebedî kalacaklardır.

Kötülük yapanların cezaları, yaptıkları kötülük kadardır. Onları her yönden zillet kaplayacaktır. Onları Allah'ın cezasından kurtaracak hiç kimse yoktur. Yüzleri geceden daha kara bir parçayla örtülmüş gibidir. İşte onlar ateş halkıdır. Orada sürekli kalacaklardır.

Kötülükler kazanmış olanlar (a gelince: Onların) bir kötülüğünü) n cezası bir misliyledir. Kendilerini bir horlukdur kaplayacak. Onları Allahdan hiç bir kurtarıcı da yokdur. Sanki yüzleri karanlık geceden bir parçaya bürünmüşdür onların. İşte bunlar da ateşin yaranıdırlar ki kendileri onun için ebedî kalıcıdırlar.

Kötülükleri kazananlara gelince, bir kötülüğün cezâsı onun misli iledir ve onları bir zillet kaplar. Onları Allah'(dan gelecek azâb)a karşı kurtarıcı hiçbir kimse yoktur. Sanki yüzleri, geceden karanlık parçalarla kaplanmıştır. İşte onlar ateş ehlidirler! Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar!

Kötü işler yapmış olanlar ise, kötülüğün karşılığı (cezası) kendisi kadar olacaktır ve Allah’a karşı kendilerini savunacak kimseleri olmayacağına göre (utanç) ve aşağılanma onları, sanki yüzlerini kopkoyu bir gecenin karanlığı bürümüş gibi, gölgeleyecek: İşte onlar cehennem ehlidirler; onlar orada (Allah’ın dilediği vakte kadar) kalacaklardır. *

(*) Onları zilletin kaplaması, yüzlerinin gecenin karanlığı gibi olması yaptıkları kötülüğün cezası olarak karşılarına çıkacaktır. Yoksa hak etmedikle... Devamı..

Kötülükleri yapanlara da, yaptıkları kötülüklerin misli ile karşılık verilir. O gün aşağılanmak (zillet) onları ahmaklaştıracak ve Allah’dan başka sığınacakları hiçbir kimse ve yer olamayacak. Sanki zifiri gece karanlığının bir parçası onların yüzlerini kaplamış gibi, yüzleri simsiyah kesilecek. İşte cehennemin ashabı ve orada sürekli olarak kalacak olanlar bunlardır.

O kimseler ki kötülük işlerler, her kötülüklerinin karşılığı yalnız bir kattır. Onları alçaklık kaplar. Onları Allah’tan kurtaracak hiç kimse yoktur. Yüzleri gecenin karanlığı ile örtülmüş gibi kapkaranlıktır. İşte bunlar ateşlik olanlardır. Onlar hep orada kalacaklardır.

Kötülük kazananların kötülüklerine ceza da kötülükleri kadardır. Onları horluk kaplar. Onları Allah/a karşı koruyacak hiçbir fert yoktur. Sanki yüzleri gecenin kapkaranlık parçalarıyle örtülmüştür [³]. İşte onlar ateşliktir. Orada daim kalacaklardır.

[3] Simsiyahtır.

Kötülük kazananlara gelince, bir kötülüğün cezası misli kadardır¹¹. Onların yüzlerini bir zillet bürür. Onları Allah’tan kurtaracak kimse de yoktur. Yüzleri sanki karanlık geceden bir parça ile örtülmüş gibidir. İşte onlar ateş ehli olup orada sürekli kalırlar.

11 Krş. En’âm, 6/160

Kötülükler kazanmış olanlara ise o kötülük kadar kötü bir ceza verilir ve onların yüzlerini zillet bürür. Onları Allah'tan (kurtaracak) hiç bir koruyucu da yok. Onların yüzleri, karanlık bir gecenin parçalarıyla bürünmüş gibidir. İşte bunlar ateşin yarenleridir, onlar onda temelli kalıcılardır.

Kötülük yapanlara gelince; iyi davranışlar için vaad edilen kat kat mükâfâtın tersine, kötülüğün cezası, yalnızca işlenen kötülük oranındaolacaktır ve onları, tepeden tırnağa bir aşağılık ve zillet kaplayacaktır. Vehiç kimse onları Allah’a karşı koruyamayacaktır. Bu bedbahtlar, öylesine iç karartıcı bir durumda olacaklar ki, yüzlerini âdetâ gecenin zifiri karanlıkları bürümüş gibi utanç ve zillet altında ezilecekler. İşte onlar da cehennem halkıdır ve sonsuza dek orada kalacaklardır.

Kötülük kazanmış kimseler için bir kötülüğün karşılığı onun misliyledir. Onları zillet bürümüştür. Onları Allah’tan hiçbir saklayıp koruyacak yoktur. Yüzleri sanki karanlık geceden bir parçayla karartılmıştır. İşte onlar, Ateş arkadaşlarıdır; içinde sürekli kalacaklardır.

Davranışları bozuk olanlara ise, cezaları bire bir verilecektir. Allah'tan yüz bulamadıkları için bunların yüzü son derece sıkıntılıdır, sanki yüzlerine, gece karanlığından bir parça yapıştırılmış gibidir. Bunlar da cehennemlik olup sonsuza kadar orada kalacaklardır.

Kötü işler yapanlara yaptıkları kötülüğün cezası mutlaka verilir. Onların yüzlerini zillet kaplar. Onları Allah’ın azabından kurtaracak hiç kimse yoktur. Sanki yüzleri karanlık geceden parçalara bürünmüştür. İşte onlar da ateş halkıdır, hep orada kalacaklardır.

Kötülük yapanlara gelince, herhangi bir kötülüğün karşılığı misli iledir. [*] Onları aşağılanma kaplayacaktır. Kendilerini Allah’tan (gelecek herhangi bir cezaya karşı) koruyacak kimse de yoktur. Onların yüzleri sanki karanlık geceden bir parçaya bürünmüştür. İşte onlar da ateş halkıdır; orada [ebedî] kalacaklardır.

Benzer mesajlar: Bakara 2:261, 272, 273; En‘âm 6:160; Enfâl 8:60; Nahl 16:126; Hacc 22:60; Neml 27:89-90; Yâsîn 36:54; Zümer 39:10; Şûrâ 42:40; Müzzem... Devamı..

Kötülükleri yüklenenlere ise kötülükleri kadar cezâ verilir¹ ve onları bir de zillet kaplar. Onları Allah’ın azabından kurtaracak bir şey de yoktur. Onların yüzlerini sanki karanlık geceden bir parça bürümüştür. İşte cehennemlikler (de) bunlardır ve onlar orada sonsuz kalacaklardır.

1 Bk. (En’am: 160)

Ama kötü işler yapmış olanlara gelince; kötülüğün karşılığı kendisi kadar olacaktır; ⁴² ve Allah’a karşı kendilerini savunacak kimseleri olmayacağına göre- (utanç) ve aşağılanma onları, sanki yüzlerini kopkoyu bir gecenin karanlığı bürümüş gibi, gölgeleyecek: ⁴³ İşte bunlardır cehennemlikler; orada yerleşip kalacak olanlar...

42 İyi davranışlar için vaad edilen kat kat “mükafat”ın tersine, kötülüğün karşılığı eylemin kendisi kadardır, onunla orantılıdır. (Keza bkz. 41:50’ni... Devamı..

Kötülük işleyenlere gelince onlara işledikleri kötülükleri kadar ceza vardır. Hesap gününde onları her yönden zillet ve mahcubiyet kaplayacaktır ve onları Allah’ın azabından kurtaracak kimse de olmayacaktır. Korku ve dehşetten yüzleri sanki gecenin zifiri karanlığı gibi kapkara kesilecektir. İşte onlar ateş halkıdır ve onlar orada kalıcıdırlar. 3/105- 106, 6/160, 40/40

Kötülük yapmakta ısrar edenler ise, sadece yaptıkları kötülüğün misliyle cezalandırılacaklar. Ve onlar (o gün) öyle bir aşağılanmaya mahkûm olurlar ki -Allah’ın gazabından kaçıp sığınacakları biri de olmadığı (için)- sanki zifiri bir gecenin karanlığı sıvanmış gibi suratları (utanç ve zilletten) kapkara kesilir: işte bunlar (da) ateşin sakinleridirler; onlar (da) orada yerleşip kalmak üzre girerler.

Kötülük yapanlara gelince; bir kötülüğün cezası yapılan kötülüğe denk olarak verilir. (İyiliğin karşılığı gibi kat kat artırılmaz, ahirette) Onları bir zillet kaplar. Onları Allah’ın azabından koruyacak hiç kimse yoktur, onların yüzleri sanki karanlık geceden bir parçaya bürünmüştür, işte onlar cehennemliktirler ki orada sonsuza dek kalacaklardır. (Müşrikler bu uyarılarımızı da hiçe sayarlar ve Rablerine ortak koşmakta direnirler, oysa)

Kötü işler yapmış olanlara gelince, bir kötülüğün cezası misliyledir ve onları bir zillet kaplayacaktır. Onları Allah’(ın azabın) dan koruyacak hiçbir kimse de yoktur. Sanki yüzleri, karanlık geceden parçalarla örtülmüştür. İşte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalacaklardır.

Ve o kimseler ki, kötülükleri kazandılar. Kötülüğün cezası da kendi misli iledir. Ve onları bir alçaklık kaplar. Onlar için Allah'tan koruyacak bir şey yoktur. Onların yüzleri sanki geceden karanlık bir parçaya bürünmüştür. İşte onlar ateşin yârânıdır. Onlar onun içinde ebedî sûrette kalacak kimselerdir.

Kötülük işleyenler ise, yaptıkları kötülük kadar ceza görürler. Kendilerini bir zillettir kaplayacak. . . Onları Allah'ın bu cezasından kurtaracak bir kimse yoktur. Yüzleri sanki kapkaranlık gece parçalarıyla kaplanmıştır. İşte onlar cehennemliktir. Hem de orada ebedî kalacaklardır. [42, 45; 14, 42-44; 75, 10-12; 3, 106-107]

Kötü işler yapanlara da (yaptıkları) kötülüğün aynen cezası verilir. Ve onların yüzlerini bir horluk kaplar. Onları Allah'tan kurtaracak hiç kimse yoktur. Sanki yüzleri, karanlık geceden parçalara bürünmüştür. İşte onlar da ateş halkıdır, hep orada kalacaklardır.

Fenâlık idenlere cezâ olarak bir seyyie vardır. Yüzlerini zillet ve meskenet tozı kaplar. Onları Allâh'dan saklayacak yokdur. Güyâ yüzleri karanlık giceden bir parça gibi karârır: İşte onlar cehennem ehli olub orada dâimî kalırlar.

Kötü işlerle uğraşanların cezası o kötülüğün dengidir (bir katıdır[*]). Alçaklık onların her yanını sarar. Onları Allah’tan koruyacak kimseleri de olmaz. Yüzleri sanki gecenin karanlık parçaları ile örtülmüş gibidir. İşte bunlar cehennem ahalisidir; onlar da orada ölümsüzdürler.

[*] Furkan 25/69, Araf 7/38.

Kötülük işleyenlere, kötülükleri kadar ceza vardır. Onların yüzünü zillet bürümüştür. Onları Allah'a karşı savunacak kimse yoktur. Sanki onların yüzleri gece gibi karanlık bir parçayla örtülmüştür. İşte onlar ateşin dostlarıdır. Onlar, orada ebedidirler.

Günah işleyenlerin cezası ise, günahlarına denk bir kötülüktür. Onları bir zillet kaplar. Kendilerini Allah'ın elinden kurtarabilecek hiç kimse yoktur. Sanki yüzleri koyu karanlık geceden bir parçaya bürünmüştür. Onlar ateş ehlidir ve orada sürekli kalacaklardır.

Kötülük kazananlara ise kötülüğün miktarınca karşılık vardır. Ama yüzlerini bir zillet de kaplar. Onları Allah'tan kurtaracak kimse yoktur. Yüzleri gece parçalarından karanlıklarla kaplanmış gibidir. Ateşin dostlarıdır bunlar. Sürekli kalıcıdırlar içinde.

daħı anlar kim ķazandılar yavuz işleri yavuzlıķ cezāsı beñdeşi-y-iledür. daħı örte anları ħorlıķ. yoķdur anlaruñ Tañrı’dan śaķlayıcı. taman örtünildi gibi yüzleri pāreler giceden ķarañu. şunlar od isleridür anlar anuñ içinde ebed ķalıcılardur.

Daḫı ol kişiler ki ḳazandılar yazuḳları, yamanlıḳları cezāsı birazı gibidür.Daḫı yitişür anlara ẕelīllıḳ. Yoḳdur anlara Tañrı ‘aẕābından ḳurtarıcı. Ṣana‐sın ki ḳaplamışdur yüzlerini pāreler giçenüñ ḳarañuluġından. Anlar ṭamuehlidür, anuñ içinde ebedī ḳalurlar.

Günah qazananlara günahları qədər cəza verilər. Onları zillət basar (bürüyər). Onları Allahdan (Allahın əzabından) heç kəs qurtara bilməz. Onların üzü, sanki gecənin zülmət parçaları ilə örtülmüşdür. Onlar cəhənnəmlikdirlər, özləri də orada əbədi qalacaqlar!

And those who earn ill deeds, (for them) requital of each ill deed by the like thereof; and ignominy overtaketh them. They have no protector from Allah. As if their faces had been covered with a cloak of darkest night. Such are rightful owners of the Fire; they will abide therein

But those who have earned evil will have a reward of like evil:(1416) ignominy will cover their (faces): No defender will they have from (the wrath of) Allah. Their faces will be covered, as it were, with pieces from the depth of the darkness(1417) of night: they are companions of the Fire: they will abide therein (for aye)!

1416 Note that the evil reward is for those who have "earned" evil, i.e., brought it on themselves by the deliberate choice of evil. Further, in the j... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.