Felemmâ encâhum iżâ hum yebġûne fî-l-ardi biġayri-lhakk(i)(k) yâ eyyuhâ-nnâsu innemâ baġyukum ‘alâ enfusikum(s) metâ’a-lhayâti-ddunyâ(s) śümme ileynâ merci’ukum fenunebbi-ukum bimâ kuntum ta’melûn(e)
Onları kurtarınca da görürsün ki gene yeryüzünde haksız yere azgınlığa girişmişler. Ey insanlar, azgınlığınız, ancak kendinize, dünya menfaatlerinin sonucudur bu, sonra dönüp geleceğiniz yer, bizim tapımızdır ve biz, neler yaptıysanız hepsini haber vereceğiz size.
Ama vaktâki (Allah) onları kurtarınca, o zaman yine haksız yere yeryüzünde taşkınlığa koyulurlar. Ey insanlar! Sizin azgınlık ve taşkınlığınız, ancak kendi aleyhinizedir; (çünkü) dünya hayatının metaı-zevkleri (cüz’i ve geçicidir). Sonra dönüşünüz Bizedir, Biz de yaptıklarınızı size haber vereceğiz (ve hesap soracağız.)
Ne var ki Allah, onları bu felaketten kurtarır kurtarmaz, hemen yeryüzünde haksızlık ederek azgınlık yapmaya koyulurlar. Ey insanlar! Yaptığınız bütün taşkınlıklar, döne dolaşa yine kendinizi bulacaktır. Yalnızca bu dünya hayatının geçici doyumlarını gözetiyorsunuz; fakat hatırlayın ki, sonunda bize döneceksiniz ve o zaman hayatta yapıp ettiğiniz herşeyi, size eksiksizce haber vereceğiz.
Allah onları kurtardığı zaman, yeryüzünde, ülkede haksız yere, tecavüze, saldırıya, azgınlığa, baskıya, zulme devam ederler.
Ey insanlar, kural tanımamanız, hakka riayet etmemeniz, tecavüzünüz, isyanınız ve zulmünüz kendinizin, birbirinizin aleyhinedir. Bunlar dünya hayatının geçici zevkleridir. Sonra hesap vermek üzere bizim huzurumuza getirileceksiniz. İşlemekte olduğunuz amelleri birer birer ortaya koyarak sizi hesaba çekeceğiz.
O durumdan kurtardığında ise hemen yeryüzünde haksız yere taşkınlık etmeye başlarlar. Ey insanlar! Gerçekte sizin kendi aleyhinize olan taşkınlığınız dünyanın geçici zevkleridir. Sonra dönüşünüz bizedir ve ne yaptığınızı size bildiririz.
Ama (Allah) onları kurtarınca, hemen haksız yere, yeryüzünde taşkınlığa koyulurlar. Ey insanlar, sizin taşkınlığınız, ancak kendi aleyhinizedir; (bu) dünya hayatının geçici metaıdır. Sonra dönüşünüz bizedir, biz de yaptıklarınızı size haber vereceğiz.
Fakat, Allah, onları selâmete çıkarınca, bakarsın ki, yeryüzünde yine haksız yere azgınlıklarda bulunuyorlar. Ey insanlar! sizin azgınlığınız ancak kendi aleyhinizedir. O kıymetsiz dünya hayatının biraz zevkini sürersiniz, sonra döner bize gelirsiniz. Biz de bütün yaptıklarınızı size haber veririz.
Allah onları kurtarınca, yine yeryüzünde haksız yere azgınlık yaparlar. Ey insanlar! Azgınlığınız kendi aleyhinizedir. Bu dünya hayatını yaşayın. Fakat sonra dönüşünüz Bize olacaktır. Yapmakta olduğunuz şeylerin (içyüzünü ve cezasını) size haber vereceğiz.
Allah onları kurtarınca, hemen yeryüzünde haksız yere taşkınlıklara başlarlar. “Ey insanlar! Dünya hayatında yaptığınız taşkınlık aleyhinizedir. Bununla sadece dünya menfaatini elde edersiniz. Sonunda dönüşünüz bizedir, o zaman yapmış olduklarınızı size bildiririz.”[192]
Onlar kurtulunca, haksızlıkla yeryüzünde azarlar, ey insanlar! Sizin azgınlığınız ancak kendinizedir, dünya hayatının bir metaı bu, sonra sizin döneyiniz bizedir, imdi size bildirilir, yaptığınız nesne nedir?
Fakat Allah onları bu (felaketten) kurtarınca, hemen yeryüzünde haksızca taşkınlık yapmaya koyulurlar. Ey insanlar! Dünya hayatının geçici menfaati için yaptığınız bütün taşkınlıklar ancak kendi aleyhinizedir! Sonra dönüşünüz ancak bize olacaktır. Biz de yaptığınız her şeyi size (eksiksiz olarak) haber vereceğiz.
Fakat Allâh ânları kurtardığı vakit yeryüzünde haksızlıklar idiyorlar. Ey insânlar! Kendinize karşu yapdığınız haksızlıklar bu dünyâ içündir. Halbuki sonra Allâh’a rücû’ ideceksiniz. Orada yapdıklarınızı biz size söyleyeceğiz.
Allah onları kurtarınca, hemen yeryüzünde haksız yere taşkınlıklara başlarlar. Ey insanlar! Geçici dünya hayatında yaptığınız taşkınlık aleyhinizedir. Sonra dönüşünüz Bizedir. Yaptıklarınızı size bildiririz.
Fakat onları kurtarınca, bir de bakarsın ki yeryüzünde haksız yere taşkınlık yapıyorlar. Ey İnsanlar! Sizin taşkınlığınız, sırf kendi aleyhinizedir. (Bununla) sadece dünya hayatının yararını elde edersiniz. Sonunda dönüşünüz bizedir. (Biz de) bütün yaptıklarınızı size haber vereceğiz.
(Allah) onları kurtardığında bir de görürsün ki bulundukları yerde hak hukuk tanımazlar! Ey İnsanlar! Taşkınlığınız ancak sizin zararınızadır. Dünya hayatının geçici menfaati ...Sonra gelişiniz bizedir, geldiğinizde size yaptıklarınızın ne olduğunu bildireceğiz.
Fakat Allah onları kurtarınca bir de bakarsın ki onlar, yine haksız yere taşkınlık ediyorlar. Ey insanlar! Sizin taşkınlığınız ancak kendi aleyhinizedir; (bununla) sadece fâni dünya hayatının menfaatini elde edersiniz; sonunda dönüşünüz yine bizedir. O zaman yapmakta olduklarınızı size haber vereceğiz.
Onları kurtarınca da yeryüzünde haksız yere taşkınlık yapmaya başlarlar. Ey insanlar, taşkınlığınız kendinize karşıdır. Dünya hayatının geçici zevkine düşkünsünüz; halbuki dönüşünüz bizedir ve yapmış olduğunuz her şeyi size haber veririz.
Sonra Allah onları oradan kurtarır, kurtulur kurtulmaz yeryüzünde çeşitli taşkınlıklara başlarlar. Ey insanlar taşkınlığınız sırf kendi zararınızadır. Şu değersiz dünya hayatının bir süre tadını çıkarınız, sonra nasıl olsa dönüp bize geleceksiniz. Biz de bütün yaptıklarınızı tek tek size haber vereceğiz.
Derken vaktâki onları halâs eder, çıkar çıkmaz Yer yüzünde haksızlıkla bagye başlarlar, ey insanlar, bagyiniz sırf kendi aleyhinizedir, o alçak hayatın biraz zevkını sürersiniz, sonra döner bize gelirsiniz, biz de bütün yaptıklarınızı size haber veririz
Fakat (Allah) onları kurtarı (p da sağ sâlim karaya çıkarı) nca, hemen yeryüzünde haksız yere taşkınlık/azgınlık etmeye başlarlar. Ey insanlar! Dünya hayatının geçici/değersiz menfaati için yaptığınız bütün taşkınlıklar/azgınlıklar ancak kendi aleyhinizedir! Sonunda dönüşünüz (yaptıklarınızın hesabını vermek üzere) bizim (manevi) huzurumuzadır. Biz de yapmış olduklarınızı size haber vereceğiz.
Ama onları kurtarınca, yeryüzünde haksız yere taşkınlık yaparlar. Ey insanlar! Sizin azgınlığınız ancak kendiniz içindir. Dünya hayatı bir geçimliktir. Sonunda bize döneceksiniz. Yaptıklarınızı size haber veririz.
Fakat (Allah) onları selâmete erdirince bakarsın ki yer (yüzün) de yine haksız yere taşkınlıklarda bulunuyorlar! Ey insanlar, sizin taşkınlığınız ancak kendinize karşıdır. (Kendi aleyhinizedir. Bu da) dünyâ hayaatının (o fânî) menfaati gibi (süreksiz) dir. Nihayet dönüşünüz ancak bizedir. O vakit neler yapıyor olduğunuzu size biz haber vereceğiz!
Ama (Allah) onları kurtarınca hemen haksız yere yeryüzünde azgınlığa koyulurlar. Ey insanlar! Sizin azgınlığınız ancak kendi aleyhinizedir. Dünya hayatının zevkleri geçicidir. Sonra dönüşünüz bizedir, biz de yaptıklarınızı size haber vereceğiz.
Fakat (Allah) onları kurtarınca, haksız yere yeryüzünde fesad çıkarırlar. Eyinsanlar! Fesad çıkarmanız ancak kendi aleyhinizedir; dünya hayâtının (az bir) menfaati(nielde edersiniz ama), sonra dönüşünüz bizedir; artık (biz de) yapmakta olduklarınızı (hesâb sormak üzere) size haber veririz.
Ama (Allah) onları (o nankör olanları) bu (felaketten) ne zaman kurtarınca, hemen yeryüzünde haksızca taşkınlık yapmaya koyulurlar. Ey insanlar! Dünya hayatının geçici menfaati için yaptığınız bütün taşkınlıklar ancak kendi aleyhinizedir! (Öldükten) sonra dönüşünüz ancak bize olacaktır. Biz de (dünyada) yaptığınız her şeyi (ahirette) size (eksiksiz olarak) haber vereceğiz.
Onları kurtardığımız zaman, birden bire yeryüzünde hakları olmayan şeyleri istemeye başladılar. Ey insanlar! Kendiniz için arzu ettiğiniz şeyler, dünya hayatını devam ettirecek (ve dünya hayatında kalacak) olan şeylerdir. Dönüşünüz bize olacak ve bizde yaptıklarınızı size haber vereceğiz.
Ancak, biz onları kurtarır kurtarmaz onlar yine ülkede haksız yere ayaklanırlar. Ey insanlar! Bütün bu ayaklanmalarınızın zararı ancak kendinizedir. Dünya yaşayışının gönenmesidir bu! Eninde sonunda hepiniz bize döneceksiniz. Biz de bütün işlediklerinizden sizi bilgilendireceğiz.
Fakat Allah onları kurtarınca onlar hemen yeryüzünde haksız yere yolsuzluklarda bulunurlar. Ey nâs! Yolsuzluğunuz ancak kendinizedir. Dünya diriliğinde geçiniyorsunuz. Dönüşünüz yine tazedir. Biz de size işlediklerinizi haber vereceğiz.
Her ne zaman ki Allah onları kurtarsa, bir de bakmışsın ki onlar haksız yere yeryüzünde taşkınlık etmeye başlamışlardır. Ey insanlar! Geçici dünya hayatının nimetleri için yaptığınız taşkınlıklar sizin aleyhinizedir. Sonunda dönüşünüz Biz’edir. Biz de bütün yaptığınız şeylerin (sonuçlarını) size bildiririz.
Allah onları kurtarınca, hemen yeryüzünde haksız yere taşkınlıklara başlarlar. Ey insanlar! Yaptığınız taşkınlık aleyhinizedir. Dünya hayatından (kısa bir müddet) faydalanırsınız, (ama) sonra dönüşünüz bizedir ve işte o zaman size yaptıklarınızı bildiririz.
Fakat Allah onları kurtarıp sağ salim karaya çıkarınca, hemen sözlerinden cayarak tekrar eski inkârcılıklarına dönerler; hak, hukuk, adâlet ve insaf ilkelerini hiçe sayarak yeryüzünde yeniden terör estirmeye, zayıf ve mazlum halklara saldırarak haksız yere azgınlık yapmaya devam ederler. Ey haddini aşan küstah insanlar! Bu azgınlığınız, sonuç itibariyle ancak kendi aleyhinize olacaktır! Böyle zulüm ve haksızlık peşinde koşmakla ne elde edebilirsiniz? Olsa olsa, bu dünya hayatının bazı gelip geçici nîmetlerini! Fakat ya sonra? Ne kadar güçlü ve kudretli olursanız olun, gün gelecek sizler de ölümü tadacak veeninde sonunda bize döneceksiniz; işte o zaman, hayatta iken yapıp ettiğiniz her şeyi size haber vereceğiz ve her zulmün hesabını bir bir soracağız.
Şimdi, sonsuz cennet nîmetlerini kaybetme pahasına peşine takıldığınız şu dünya zevklerinin, âhiret nîmetlerine oranla ne kadar değersiz olduğunu canlı bir örnekle görmek ister misiniz?
Allah onları kurtardığında, o zaman Yeryüzü’nde Hakk’sız yere taşkınlık ederler. Ey İnsanlar! Doğrusu Dünya Hayatı’nın geçimliği olarak, sizin taşkınlığınız kendi aleyhinizedir. Sonra dönüşünüz bizedir. Size işliyor olduğunuz şeyleri bildiririz.
Oysa daha kurtulur kurtulmaz, başlamıştır haksız talepler ve taşkınlıklar... Ey insanlar! Kısa süreli şu dünya hayatında iki kırık mal için yaptığınız taşkınlıklar, aleyhinize olur. Nasıl olsa bize döneceksiniz, biz de size yapıp ettiklerinizi bir bir göstereceğiz.
Ne zamanki onları kurtarırız, bir de bakarsın ki; yeryüzünde hemen haksız yere taşkınlık etmeye başlarlar. Ey insanlar! Sizin taşkınlığınız ancak kendi aleyhinizedir. Taşkınlığınız geçici dünya hayatının zevkleridir. Bilin ki; dönüşünüz bizedir. O zaman yapmakta olduğunuz şeyleri size haber vereceğiz.
(Allah) kendilerini kurtarınca bir de bakarsın ki onlar yeryüzünde haksız yere taşkınlık ediyorlar. Ey insanlar! Sizin taşkınlığınız dünya hayatının menfaatini elde etmek üzere ancak kendi aleyhinizedir. Sonunda dönüşünüz sadece bizedir. Yaptıklarınızı size bildireceğiz.
Fakat Allah onları kurtarınca bir de bakarsınız ki; onlar hemen yeryüzünde hiç hakları olmadığı halde azgınlıkta bulunmaya başlarlar.¹ Ey insanlar! Şüphesiz; sizin (yaptığınız) taşkınlıklar, sizin aleyhinizedir -ve o taşkınlıklar dünya hayatının ge-lip geçici bir kazancıdır.- Sonra dönüşünüz Bize olacaktır. Biz de yaptıklarınızı size (âhirette) elbette tek tek haber vereceğiz.
Ne var ki, Allah onları bu [felaketten] kurtarır kurtarmaz, hemen yeryüzünde haksız yere azgınlık yapmaya koyulurlar! ³⁵ Ey insanlar! Yaptığınız bütün taşkınlıklar döne dolaşa yine kendinizi bulacaktır! ³⁶ [Yalnızca] bu dünya hayatının (geçici) doyumları[nı] gözetiyorsunuz: fakat [hatırlayın ki,] sonunda Bize döneceksiniz ve o zaman [hayatta] yapıp-ettiğiniz her şeyi size (eksiksiz) haber vereceğiz.
Allah da onları kurtarınca, hemen yeryüzünde hak hukuk dinlemeden başlıyorlar azgınlık ve taşkınlık yapmaya. Ey insanlar, geçici dünya hayatının hazzı ve menfaati için yaptığınız azgınlık ve taşkınlığınız kendinize dönecektir. Sonunda dönüşünüz bize olacak biz de yaptıklarınızı size bir bir haber vereceğiz. 18/49, 58/6, 54/52-53
Sonunda (ne oluyor, biliyor musunuz): kurtarmasının hemen ardından bu kimseler, yeryüzünde hak hukuk dinlemeden azgınlık yapmaya başlıyorlar.[¹⁶⁰⁰] Ey insanlık! Yaptığınız azgınlıkların neticesi gelip yine sizi bulur. Evet, bu dünya hayatının geçici hazzını sürersiniz; ama sonunda dönüşünüz Bize olur; Biz de yaptıklarınızı bir bir size haber veririz.[¹⁶⁰¹]
Fakat Allah, onları kurtarınca (selâmet sahiline eriştirince) onlar derhal yeryüzünde haksız yere taşkınlıklarda bulunurlar. (*) Ey (böyle gaflet içinde yüzen) insanlar (haberiniz olsun ki) Sizin yaptığınız (nankörlük ve) taşkınlık -başkasının değil- kendi aleyhinizedir, çünkü böyle kötü davranışlarda bulunmakla şu fâni dünyanın geçici bir menfaatini elde edersiniz ama, sonunda dönüşünüz ancak bizedir. O zaman yaptığınız herşeyi (her kötü davranışınızı) size haber vereceğiz. (Onlar -dünya nimetlerine gark oldukları anda- ecellerinin gelip dünyadaki zevk ve sefalarının ellerinden atanacağından habersiz yaşayan gafillerdir, nitekim)
Ne zaman ki onları kurtarınca, bir de bakarsın ki yeryüzünde haksız yere taşkınlık yapıyorlar. Ey İnsanlar! Sizin taşkınlığınız, sırf kendi aleyhinizedir. Bu dünya hayatından bir yararlanmadır. Sonunda dönüşünüz bizedir. O zaman da biz neler işlediğinizi size haber vereceğiz (hesabını soracağız).
Fakat onları kurtarınca onlar derhal yeryüzünde haksız yere taşkınlıklarda bulunurlar. Ey insanlar! Şüphe yok ki, sizin taşkınlığınız kendi şahıslarınızın aleyhinedir. Dünya hayatı bir meta'dır. Sonra dönüşünüz Bizedir. Artık Biz de size neler yapmış olduklarınızı elbette haber vereceğizdir.
Fakat Allah onları kurtarınca bir de bakarsın ki yine yeryüzünde haksız taşkınlıklar ve türlü yolsuzluklar yapıyorlar. Ey insanlar! İyi biliniz ki taşkınlığınız sadece kendi aleyhinizedir. Elde edeceğiniz en fazla şey, bu fani hayatın geçici menfaatidir. Sonunda dönüp Bizim huzurumuza geleceksiniz ve Biz de yaptıklarınızı size bir bir göstereceğiz. [17, 67; 29, 65; 31, 32]
Ama (Allah) onları kurtarınca hemen yeryüzünde haksız yere taşkınlık yaparlar. Ey insanlar, taşkınlığınız kendi aleyhinizedir. Sadece şu yakın (geçici) hayatın zevkinden ibarettir. Sonra dönüşünüz bizedir; size bütün yaptıklarınızı haber veririz.
Allâh onları o belâdan kurtarınca yeryüzünde bigayr-ı hakkın 'isyân ve azgınlığa başlarlar. Ey insânlar sizin azgınlığınız ve 'isyânınız ancak nefsinizedir. Dünyânın metâ'ı fânîdir. Sonra merci'iniz biziz. O vakit işlediğiniz işlerden size haber viririz.
Onları kurtarınca da bakarsınız ki o yerde yine yanlış işlere dalmışlar. Ey insanlar! Bu gibi davranışlarınızın zararı kendinizedir. Bu hayatta biraz menfaat sağlarsınız ama sonunda dönüşünüz bize olur. Yapmış olduğunuz şeyleri, size bir bir haber veririz.
Allah onları kurtarınca, hemen yeryüzünde haksız yere taşkınlık ederler. Ey insanlar, sizin taşkınlığınız dünya hayatı boyunca kendi aleyhinizedir. Sonra da dönüşünüz bizedir. O zaman size yapmakta olduğunuz şeyleri haber veririz.
Allah onları kurtardığında ise, yine yeryüzünde haksız yere taşkınlıklara girişiverirler. Ey insanlar! Taşkınlığınız kendi aleyhinizedir. Bir süre dünya hayatından yararlanırsınız, ama sonunda dönüşünüz Bizedir; yapmakta olduklarınızı o zaman Biz size haber veririz.
Ama Allah onları kurtarınca, hiç vakit geçirmeden yeryüzünde haksızlığa sapıp azgınlaşırlar. Ey insanlar! Şu iğreti hayatın menfaati için yaptığınız azgınlık ve taşkınlık yalnız sizin aleyhinizedir. Bir süre sonra bize döndürüleceksiniz ve yapmakta olduklarınızı size haber vereceğiz.
pes ol vaķt kim ķurtardı anları ol vaķt anlar žulm eylerler yirde ḥaķsuz. iy ādemįler! bayıķ žulm uñuz nefslerüñüz üzeridür [106a] yaķın dirlik gönenmegidür andan bizden yañadur dönecek yirüñüz pes ħaber virevüz anı kim olduñuz işlersiz.
Pes ḳaçan ki ḳurtardı anları ol vaḳtda, anlar fesād eylemege başladılar yiryüzinde nā‐ḥaḳ yire. İy ādemīler degüldür sizüñ fesāduñuz illā nefsüñüzüstine. Gönenmegi dünyā dirligünüñ. Andan ṣoñra dönmeñüz bizümḥażretümüzedür. Ḫaber virür size siz işlegen işleri.
Onları xilas edincə yer üzündə haqsız yerə zülm etməyə, azğınlığa başlayarlar. Ey insanlar! Etdiyiniz zülm, haqsızlıq fani dünya malı kimi öz əleyhinizədir. Sonra hüzurumuza qayıdacaqsınız, Biz də nə etdiklərinizi sizə xəbər verəcəyik.
Yet when He hath delivered them, behold! they rebel in the earth wrongfully. O mankind! Your rebellion is only against yourselves. (Ye have) enjoyment of the life of the world; then unto Us is your return and We shall proclaim unto you what ye used to do.
But when he delivereth them, behold! they transgress insolently through the earth in defiance of right! O mankind! your insolence(1411) is against your own souls,- an enjoyment of the life of the present: in the end, to Us is your return, and We shall show you the truth of all that ye did.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |