14 Mayıs 2025 - 16 Zi'l-ka'de 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yûnus Suresi 108. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kul yâ eyyuhâ-nnâsu kad câekumu-lhakku min rabbikum(s) femeni-htedâ fe-innemâ yehtedî linefsih(i)(s) vemen dalle fe-innemâ yadillu ‘aleyhâ(s) vemâ enâ ‘aleykum bivekîl(in)

De ki: Ey insanlar, gerçekten de Rabbinizden hak ve hakikat gelmiştir size. Artık kim doğru yola giderse faydası kendisinedir ve kim saparsa zararı kendine ve ben, sizi koruyucu değilim.

De ki: "Ey insanlar! Şüphesiz size Rabbinizden Hakk (Kur’an ve Peygamber) gelmiştir. Kim (Kur’an’a ve Resulüllah’a uyarak) hidayet bulursa, o ancak kendi nefsi için hidayet bulmuştur. Kim saparsa, o da kendi aleyhine sapmıştır. (İnkâr, itiraz ve isyanınızdan dolayı) Ben sizin üzerinizde bir vekil değilim. (Görevim gerçeği duyurmaktır.)"

Ey peygamber! De ki: “Ey insanlar! Şimdi size, Rabbinizden gerçekleri içeren bilgi gelmiş bulunuyor. Bundan böyle her kim, doğru yolu izlemeyi seçerse, bunu kendi lehine seçmiş olacaktır. Ve kim de sapıklığı seçerse, yine bunu kendi aleyhine seçmiş olacaktır. Ben sizin üzerinize, bir koruyucu ve işinizi yüklenici de değilim.”

“- Ey insanlar! Toplumda hakça bir düzen gerçekleştirmeniz için Hak kitap Kur'an Rabbinizden size geldi. Kimler hidayet rehberi Kur'ân'ı, hak yolu, İslâm'ı hür iradeleriyle tercih ederek kabullenir, hak yolda sebat ederlerse, ancak kendi iyilikleri, kurtuluşları için hak yola girmiş, İslâmî hayatı yaşamış olurlar. Kimler başına buyruk davranarak hak yoldan uzaklaşır, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih ederlerse, yalnızca kendi felâketlerini hazırlamış, kendileri zarara ziyana uğramış olur. Ben sizin adınıza Allah'a karşı savunma yapa-mam. Allah adına da sizin üzerinizde zor kullanamam” diye ilan et.

bk. Hak Dini Kur’an Dili, 3/442.

De ki: "Ey insanlar! Size Rabbinizden hak gelmiştir. Kim hidayeti kabul ederse kendi yararına kabul etmiş olur; kim de sapıtırsa kendi aleyhine sapıtmış olur. Ben sizin üzerinize bir vekil değilim."

De ki: 'Ey insanlar, şüphesiz size Rabbinizden hak gelmiştir. Kim hidayet bulursa, o ancak kendi nefsi için hidayet bulmuştur. Kim saparsa, o da, kendi aleyhine sapmıştır. Ben sizin üzerinizde bir vekil değilim.'

Rasûlüm, şöyle de: “- Ey insanlar! Size Rabbinizden hak (Kur'an ve Peygamber) geldi. Artık hidayeti kabul eden, kendi nefsi için kabul etmiş olur; ve sapıklığa düşen ve kendi aleyhine (zararına) sapmış olur. Ben de sizin üzerinize vekil değilim.”

De ki: “Ey insanlar! Şüphesiz Rabbinizden size bir hakk (ve hakikat) gelmiştir. Kim doğru yolu bulursa, o kendisi için doğru yolu bulur. Kim de sapıtırsa, o kendi aleyhine sapıtır. Ve ben sizin üzerinize koruyucu değilim.

De ki: “Ey İnsanlar! Size Rabbinizden hak olan Kur'ân gelmiştir. Artık kim doğru yola gelirse, ancak kendisi için gelecektir. Kim de saparsa, o da ancak kendi aleyhine sapacaktır. Ben sizin üzerinize vekil değilim.”

Diyesin ki: «Ey insanlar! Tanrınız katından size hak geldi, doğru yolu tutan kendisine tutar, sapıtan kimse de kendine yapar, ben de size vekil değilim»

De ki: “Ey insanlar! Size Rabbinizden hak (resul ve Kur'an) gelmiştir. Artık kim doğru yola girerse, ancak kendisi için girer. Kim de (Haktan) saparsa ancak kendi aleyhine sapar. Ben sizin üzerinizde (davranışlarınızdan sorumlu) bir vekil değilim.”

Di ki: "Ey insânlar hak size rabbinizden geldi kim hak yoluna gider ise kendi hayrı içün gider kim dalâlete sapar ise kendi ’aleyhine hareket itmiş olur. Ben sizin vekîliniz değilim."

De ki: "Ey insanlar! Rabbinizden size gerçek gelmiştir. Doğru yola giren ancak kendisi için girmiş ve sapıtan da kendi zararına olarak sapıtmıştır. Ben sizin üzerinize vekil değilim."

De ki: “Ey insanlar, size Rabbinizden gerçek (Kur’an) gelmiştir. Artık kim doğru yola girerse, ancak kendisi için girer. Kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapar. Ben sizden sorumlu değilim.”

De ki: “Ey insanlar! İşte size rabbinizden gerçek gelmiştir. Artık kim doğru yolu tutarsa kendi lehine bu yolu seçmiş, kim de saparsa kendi aleyhine sapmış olur. Ben sizin adınıza hareket edecek değilim.”

De ki: Ey insanlar! Size Rabbinizden Hak (Kur’an) gelmiştir. Artık kim doğru yola gelirse, ancak kendisi için gelecektir. Kim de saparsa, o da ancak kendi aleyhine sapacaktır. Ben sizin üzerinize vekil değilim. (Sadece tebliğ etmekle memurum).

De ki, "Ey halk, Rabbinizden size gerçek gelmiş bulunuyor. Kim yola gelirse kendisi için yola gelmiş olur, kim de saparsa kendi zararına sapar. Ben, sizden sorumlu değilim."

De ki: "Ey insanlar! İşte size Rabbinizden hak geldi. Artık kim hidayeti kabul ederse kendi canı için kabul etmiş olur. Kim sapıklık ederse kendi zararına sapıklık etmiş olur. Ve ben sizin üzerinize vekil değilim."

Ey insanlar! işte rabbınızdan size hak geldi, artık hidayeti kabul eden kendi nefsi için kabul etmiş olur, sapkınlık eden de kendi aleyhine sapmış olur: ve ben sizin üzerinize vekil değilim, de

De ki: “Ey insanlar! Size Rabbinizden hak (Kur’ân) gelmiştir. Kim hidâyeti kabul ederse kendi yararına kabul etmiş olur, kim de sapıtırsa kendi aleyhine sapıtmış olur. Ben sizin üzerinize bir vekil değilim (benim vazifem sadece tebliğdir)!

De ki: “Ey insanlar, işte Rabb'inizden size Hakk¹ geldi. Hidayeti kabul eden, kendisi için kabul etmiş olur. Sapkınlık eden de kendi aleyhine sapmış olur. Ve ben sizin vekiliniz² değilim.

1- Doğru yolu gösteren kılavuz. 2- Sizi zorla hidayete erdirecek. Koruyucunuz, dayanağınız ve kefiliniz.

De ki: «Ey insanlar, size Rabbinizden hak gelmişdir. Artık kim hidâyeti kabul ederse o, ancak kendi fâidesi için hidâyete ermiş, kim de saparsa o da yalınız kendi zararına sapmış olur. Ben sizin başınızda bir bekçi de değilim a»!

De ki: “Ey insanlar! Gerçekten size Rabbi niz den hak gelmiştir. Artık kim hidâyete ererse, o takdirde ancak kendisi için hidâyete ermiş olur.
Kim de dalâlete düşerse, artık ancak kendi aleyhine dalâlete düşmüş olur. Ben sizin üzerinize (ille de îmân etmeniz için) vekil değilim!”

De ki: “Ey insanlar, size Rabbinizden gerçekleri içeren (Kur’an) gelmiştir. Artık kim (inanarak) doğru yola girmişse, ancak kendisi için girmiş olur. Kim de (doğru yoldan) sapmışsa ancak kendi aleyhine sapmış olur. Ve ben sizin üzerinizde bir vekil (sizden sorumlu) değilim.

Deki “Ey İnsanlar! Rabbinizden size gerçek doğrular gelmiştir. Sizden kim Allah’ın gösterdiği yola girmiş olursa, kendisi için doğru yola girmiştir. Kimde doğru yoldan saparsa, kendi aleyhine sapmıştır. Ben sizin sorumluluğunuzu yüklenecek değilim.”

De ki : "Ey insanlar! İşte size çalabınızdan doğru söz geldi. Artık doğru yolu tutan kendi yararına tutmuş olur. Doğru yoldan sapan da kendi zararına sapmış olur. Doğru yoldan sapan da kendi zararına sapmış olur. Ben sizin gözcünüz değilim."

De ki Ey nâs! Size Rabbiniz tarafından hak peygamber ve Kur/an gelmiştir. Artık kim hidayet bulursa yalnız kendisi için hidayet bulmuş olur. Kim saparsa yine yalnız kendisi için sapmış olur [¹]. Ben sizin işinize vekil değilim [²],

[1] Yani vebali kendisine ait olur.[2] İşiniz bana ısmarlanmamıştır ki sizi zorlayayım.

(Ey Peygamber!) De ki: “Ey insanlar! Andolsun size Rabbinizden gerçek/Kur’an gelmiştir. Kim doğru yola girerse ancak kendisi için girer. Kim de saparsa kendi aleyhine sapar. Ben sizin vekiliniz/sorumlunuz değilim.”

De ki: “Ey insanlar! Rabbinizden size gerçek gelmiştir. Kim hidayete ulaşırsa, o, ancak kendi nefsi için hidayete ulaşmıştır. Kim de saparsa, o da kendi aleyhine sapmıştır. Ben sizin üzerinizde bir vekil değilim.”

Ey Müslüman! Şimdi, her isteyen için açık ve anlaşılır bir çağrıda bulunarakde ki: “Ey insanlar! İşte size Rabb’inizden, hakîkatin ta kendisi olan Kur’an gelmiş bulunuyor! Artık her kim doğru yolu seçerse, ancak kendi iyiliği için doğru yolu seçmiş olur; kim de Kur’an dışı yollara saparsa, o da ancak kendi kötülüğü için sapmış olur. Zira Allah, hepinize hakîkati görme yeteneği bahşetmiştir; tercih ve eylemlerinizden yalnızca kendiniz sorumlusunuz. Benim görevimse, yalnızca hakîkati güzelce duyurmaktan ibarettir. Çünkü ben sizin davranışlarınızdan sorumlu değilim. Şu hâlde:

De ki:
“Ey İnsanlar! Gerçekten size Hakk rabbinizden geldi. Kim hidayete erdiyse, kendi lehine ermiştir. Kim de saptıysa, doğrusu kendi aleyhine sapmıştır. Ben sizin üzerinize vekîl değilim”.

Resulüm! de ki: " ey insanlar! Rabb'iniz size gerçek dini takdim ediyor. Artık yola gelen, kendi iyiliği için gelir. Yoldan çıkan da kendine eder. Ben sizin savunma vekiliniz değilim. "

De ki: "Ey insanlar! İşte size Rabbinizden gerçek geldi. Artık yola gelen kendisi için gelir. Yoldan sapan kendi zararına sapar. Ben sizin üzerinize vekil değilim!"

De ki: “Ey insanlar! Rabbinizden size elbette gerçek gelmiştir. Kim doğru yola gelirse yalnızca kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa sadece kendi aleyhine sapmış olur. [*] Ben sizin üzerinize asla [vekil] (güven kaynağı) değilim.”

Benzer mesajlar: İsrâ 17:15, 97; Kehf 18:17; Zümer 39:41.

(Ey Muhammed!) “Ey insanlar! Muhakkak ki, Rabbiniz tarafından size (değişmeyen gerçek doğrular olan) hak gelmiştir. Artık bundan sonra her kim bu doğru yolu kabul ederse kendisini doğrultmuş, her kim de sapkınlığa düşerse kendi kendine sapkınlığa düşmüş olur. Ve ben de artık sizin üzerinize bir vekil değilim.”de.

[EY PEYGAMBER,] de ki: “Ey insanlar, şimdi size Rabbinizden hakikat (bilgisi) gelmiş bulunuyor artık. Bundan böyle her kim ki doğru yolu izlemeyi seçerse, bunu kendi lehine seçmiş olacaktır; ve her kim ki sapıklığı seçerse, yine bunu kendi aleyhine seçmiş olacaktır. Sizin davranışınızdan sorumlu değilim ben”.

De ki: – Ey İnsanlar! Rabbinizden size hakikatin kaynağı olan Kuran gelmiştir. Artık kim bu Kuran ile doğru yola girerse sadece kendisi için girmiş ve kim de bundan yüz çevirip saparsa da kendi zararına sapmıştır. Zira ben, sizin vekiliniz değilim. 6/104- 105, 17/107, 18/29, 39/41

(EY NEBÎ)! De ki: “Ey insanlık ailesi! İşte size Rabbinizden hakikatin ta kendisi gelmiştir! Artık kim doğru yolu tercih ederse, hiç şüphesiz o bu tercihi kendisi için yapmış olacaktır; kim de (yoldan) saparsa, hiç şüphesiz onun sapma tercihi kendi aleyhine olacaktır: ama ben, tercihinize karşı sizi savunan biri değilim!”

De ki: Ey insanlar, size Rabbinizden hak (Kur'an) gelmiştir, Artık kim hidayeti kabul ederse, kendi yararına kabul etmiş olur. Kim de yoldan saparsa, kendi zararına sapmış olur, ben sizin üzerinize bir bekçi değilim!

De ki: "Ey insanlar, size Rabbinizden gerçek (Kur’an) gelmiştir. Artık kim doğru yola girerse, ancak kendisi için girer. Kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapar. Ve ben sizin üzerinize de vekil değilim. "

De ki: «Ey insanlar! Muhakkak ki, Rabbiniz tarafından size hak gelmiştir. Artık her kim hidâyeti kabul ederse kendi nefsi için hidâyete ermiş olur. Ve her kim dalâlete düşerse şüphe yok ki, kendi nefsi aleyhine dalâlete düşmüş olur. Ve ben sizin üzerinize bir vekil değilim.»

De ki: “Ey insanlar! İşte Rabbiniz tarafından, hakikat size gelmiş bulunuyor. Artık kim bu gerçeği kabul eder de doğru yolu tutarsa, bunun faydası sadece kendisinedir. Her kim de bu yoldan saparsa, o da kendi aleyhine olarak sapar. Bilin ki, ben işlerinizi yönetmeyi üstüne almış biri değilim.

De ki: "Ey insanlar, işte size Rabbinizden gerçek geldi. Artık yola gelen, kendisi için gelir; sapan da kendi zararına sapar. Ben sizin üzerinize vekil değilim!"

Di ki: "Ey Nâs! Size rabbiniz tarafından hak yol, (dîn) geldi, Onunla ihtidâ iden kendi nefsini hidâyete götürir ve ondan i'râz idüb dalâlete düşen de kendi nefsine dalâleti revâ görir ve ben sizin üzerinize vekîl değilim.

De ki “Ey insanlar! Bu gerçek size Rabbinizden gelmiştir. Artık kim yola gelirse kendi için gelir. Kim de yoldan çıkarsa kendi aleyhine çıkar. Ben sizin üzerinizde bir vekil[*] değilim.”

[*] Vekil: Nebiler dahil hiç kimse ve hiç birşey Allah ile kulu arasına giremez.

De ki:-Ey İnsanlar! Rabbinizden size hak gelmiştir. Doğru yola giren sadece kendisi için girmiş ve sapıtan da kendi zararına sapıtmıştır. Ben, sizin bekçiniz değilim.

De ki: Ey insanlar! İşte size Rabbinizden hak gelmiştir. Doğru yolu tutan kendisi için tutar; sapan da kendi aleyhine sapar. Ben ise sizden sorumlu bir vekil değilim.

De ki: "Ey insanlar! Şu bir gerçek ki hak size Rabbinizden gelmiştir. Artık doğruya yönelen kendi benliği için yönelir; sapan da kendi benliği aleyhine sapar. Ben sizin üzerinize vekil değilim."

eyit: “iy ādemįler! bayıķ geldi size ḥaķ, çalabuñuzdan. pes her kim ŧoġru yol duta, bayıķ ŧoġru yol dutar gendüzi içün; daħı her kim azdı bayıķ azar gendüsi üzere ya'nį anuñ ziyānı gendüsi üzeredür. daħı degülven ben üzerüñüze śaķlayıcı.”

Eyit yā Muḥammed ḫalḳa: Ḥaḳ kitāb geldi size sizi yaradan Tañrıdan. Peskim hidāyet üstine olsa hidāyeti nefsi‐çündür. Daḫı kim azsa azmaz illānefsi‐çün. Daḫı men sizi ṣaḳlayıcı degül‐men, di.

(Ya Rəsulum!) De: “Ey insanlar! Artıq Rəbbinizdən sizə haqq (Qur’an və Peyğəmbər) gəlmişdir. Doğru yolu tutan özünə savab, doğru yoldan azan isə özünə günah qazanar. Mən sizə zamin deyiləm!”

Say: O mankind! Now hath the Truth from your Lord come unto you. So whosoever is guided, is guided only for (the food of) his soul, and whosoever erreth erreth only against it. And I am not a warder over you.

Say: "O ye men! Now Truth hath reached you from your Lord! those who receive guidance, do so for the good of their own souls; those who stray, do so to their own loss: and I am not (set) over you to arrange your affairs."(1490)

1490 The Furqan, the Criterion between right and wrong, has been sent to us from Allah. If we accept guidance, it is not as if we confer favours on th... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.