Fehel yentezirûne illâ miśle eyyâmi-lleżîne ḣalev min kablihim(c) kul fentezirû innî me’akum mine-lmuntezirîn(e)
Onlar, kendilerinden önce gelip geçenlerin uğradıkları felaket günlerine benzer günlerden başka bir şey mi bekliyorlar? De ki: Bekleyin bakalım, şüphe yok ki ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
(Onlar) Kendilerinden önce gelip geçmişlerin (başlarına çöküveren azap) günlerinin bir benzerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki: "(Akıbetinizi ve felaketinizi) Bekleyedurun. Şüphesiz Ben de sizlerle beraber bekleyenlerdenim."
O halde, kendilerinden önce gelip geçen inkârcıların yaşadığı felaket günlerinden başka günler mi bekliyorlar? De ki: Öyleyse olacak olanı bekleyin bakalım; doğrusu ben de sizinle beraber bekleyeceğim.
Onlar kendilerinden önce geçip giden milletlerin uğradıkları felâket günlerinin benzerlerinin dışında güzel günler mi bekliyorlar?
“Siz Rabbinizin tehdidini bekleyin, ben de sizinle birlikte ilâhî va'din tecellisini bekleyenlerdenim” de.
Onlar kendilerinden önce geçmiş olanların başlarına gelen günlerin benzerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki: "Bekleyin bakalım! Ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim."
Kendilerinden önce gelip geçmişlerin (başlarından geçen) günlerin bir benzerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki: 'Bekleyedurun. Şüphesiz ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim.'
Müşrikler, ancak kendilerinden önce gelip geçmiş olanların günleri gibi, (acıklı) bir gün bekliyorlar. De ki: “- Bekleyin, ben de sizinle beraber bekliyenlerdenim.”
Onlar, kendilerinden önce gelip geçenlerin başlarına gelen musibet günlerinden başka bir şey beklemiyorlar. De ki: “Bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.”
“Onlar, sadece kendilerinden önce gelip geçenlerin başlarına gelen günler gibisini bekliyorlar, öyle mi?” De ki: “O halde bekleyiniz, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.”
Onlar ancak, kendilerinden önce geçenlerin, günlerinin eşini mi beklerler? De ki: «Bekleyiniz, ben de sizinle beklemekteyim»
Onlar sadece, kendilerinden önce gelip geçenlerin başlarına gelen (azap dolu) günlerin benzerini mi bekliyorlar? De ki: “Bekleyin bakalım, ben de sizinle beraber bekleyeceğim.”
Müşrikler kendilerinden evvel gelen nesillerin ’âkıbetinden başka bir ’âkıbete mi muntazırdırlar? Ânlara di ki: "Muntazır olunuz ben de sizinle berâber intizâr ideceğim."
Kendilerinden önce geçenlerin başlarına gelen olaylardan başka bir şey mi bekliyorlar? "Bekleyin, ben de sizinle beraber beklemekteyim" de.
Onlar sadece, kendilerinden önce gelip geçenlerin başlarına gelen (azap dolu) günlerin benzerini mi bekliyorlar? De ki: “Bekleyin bakalım, ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim.”
Aslında onlar kendilerinden önce gelip geçenlerin günlerinin benzerini beklemekteler. De ki: “Bekleyin bakalım, ben de sizinle beraber bekliyorum!”
Onlar, kendilerinden önce gelip geçmiş toplumların (acıklı) günlerinin benzerlerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki: Haydi bekleyin! Şüphesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
Kendilerinden öncekilerin yaşadığı günlerin bir benzerini mi bekliyorlar? De ki, "Bekleyin, ben de sizinle birlikte beklemekteyim."
Onlar, kendilerinden önce gelmiş geçmiş olanların uğradıkları felaket günleri gibisinden başkasını mı bekliyorlar? De ki, "Bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerden olacağım."
Onun için onlar sırf kendilerinden evvel geçenlerin günleri gibi bir gün gözlerler, de ki: gözleyin ben de sizinle beraber gözliyenlerdenim
Onlar kendilerinden önceki (kâfir) lerin başlarına gelen (azap) günlerinin benzerlerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki: “Bekleyin bakalım! Şüphesiz ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim!”
Onlar, kendilerinden evvel (gelib) geçmiş (kavm) lerin (o acıklı) günleri gibi (bir gün) den başkasını mı bekliyorlar?. De ki: «Haydi (o günü) bekleyin. Şübhesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.»
Yoksa (onlar) ille de kendilerinden önce gelip geçen (ümmet)lerin (başlarına gelen) günlerinin benzerini mi bekliyorlar? De ki: “Öyleyse (azâbı) bekleyin, doğrusu ben de sizinle berâber (azâbınızın nasıl olacağını) bekleyenlerdenim.”
Onlar, kendilerinden önce geçmiş olanların başlarına gelen günlerin benzerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki: ’Bekleyin bakalım! Şüphesiz ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim.’
Onlar kendilerinden önceki toplumların geçirdikleri günlerin (yaşantılarının) aynısını mı bekliyorlar? Deki “Bekleyip görün, bende sizinle beraber bekleyenlerdenim.”
Onlar kendilerinden önce gelenlerin başlarından geçenlerden başkasını mı bekliyorlar? De ki: "Bekleyin öyleyse. Bende sizinle birlikte bekliyeceğim."
Onlar ancak kendilerinden evvel gelip geçenlerin musibetleri gibisini bekliyorlar. Onlara de ki: Haydi azabı bekleyin. Ben de sizinle beraber helâkinizi bekleyenlerdenim.
Onlar sadece kendilerinden önce gelip geçenlerin başlarına gelen (felaketli) günlerin benzerini mi bekliyorlar? De ki: “Bekleyin bakalım, ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim.”
Onlar, kendilerinden önce gelip geçmiş toplumların (acıklı) günlerinin benzerlerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki: “O halde bekleyedurun; şüphesiz ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim.”
Yoksa onlar, kendilerinden önceki zâlimlerin yaşadığı azap günleri gibi bir günün gelmesinimi bekliyorlar? Bu gâfillere de ki: “Bekleyin öyleyse, işte ben de sizinle beraber bekliyorum!”
Onlardan önce gelip geçmiş olanların günlerinin benzerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki:
“Bekleyin! Ben de sizinle birlikte Bekleyenler’denim”.
Bu adamlar, eskilerin yaşadığına benzer bir savaş sıkıntısı mı istiyor? " bekleyin o zaman de, çünkü sizin kadar ben de merak ediyorum. "
Onlar kendilerinden önce gelip geçenlerin başlarına gelen günler gibi, acı günler mi bekliyorlar? De ki: "O halde bekleyin! Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!"
Onlar, kendilerinden önce geçmiş toplumların (felaket) günlerinin benzerlerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki: “Bekleyin! Şüphesiz ki ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim.”
Galiba onlar, kendilerinden öncekilerin (başlarına belâlar getiren) günlerinin benzeri dışında, başka bir şey bekliyorlar. Sen de (onlara); “bekleyin bakalım, ben de sizinle beraber (başınıza gelecekleri) bekleyenlerdenim.” de.
O halde, kendilerinden önce gelip geçen [inkarcıların yaşadığı felaket] günlerinden başka günler mi bekliyorlar? De ki: “Öyleyse, [olacak olanı] bekleyin bakalım; doğrusu ben de sizinle beraber bekleyeceğim!”
Şimdi onlar kendilerinden öncekilerin başlarına gelen felaketlerden başka bir şey mi bekliyorlar? – De ki: - Bekleyin bakalım ben de sizinle beraber beklemekteyim! 18/55
Şu durumda, kendilerinden önce gelip geçmiş kimselerin yaşadığı (felaket) günlerinin benzerini mi gözlüyorlar? De ki: “O hâlde gözleyin; şunu iyi bilin ki ben de sizinle birlikte gözleyenlerdenim!”
Onlar, kendilerinden evvel gelip geçmiş kavimlerin başlarına gelen azap günlerinden başkasını mı bekliyorlar? (Azap yerine mükafat mı bekliyorlar) De ki: Haydi o günü bekleyin bakalım. (Başınıza çökünce o tehdidin gerçek olduğunu anlayacaksınız) Kuşkusuz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
Onlar sadece, kendilerinden önce gelip geçenlerin başlarına gelen (azap dolu) günlerin benzerini mi bekliyorlar? De ki: "Bekleyin bakalım, ben de sizinle birlikte bekleyenlerdenim. "
Artık onlar beklemezler, ancak kendilerinden evvel geçmiş olanların günlerin mislini beklerler. De ki: «Bekleyiniz, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.»
Onlar, sadece kendilerinden önce gelip geçmiş milletlerin başlarına gelen felaketli günler gibi bir gün gözlüyorlar değil mi? De ki: “Gözleyin, ben de sizinle beraber bekliyorum. ”
Onlar sadece kendilerinden önce gelip geçenlerin başlarına gelen günler gibisini bekliyorlar öyle mi? De ki: "O halde bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!"
Müşrikleri kendilerinden evvel geçmiş akvâmın dûçâr oldukları 'azâbın kendilerine de mi gelmesine intizâr iderler? Di ki: "Öyle ise siz intizâr idiniz ve ben de sizinle berâber intizâr idenlerdenim.
Kendilerinden önce gelip geçenlerin gördükleri günlerin benzerinden başkasını mı bekliyorlar? De ki “Bekleyin bakalım, bende sizinle birlikte bekliyorum.”
Kendilerinden önce geçenlerin başlarına gelen olaylardan başka bir şey mi bekliyorlar? (Öyle mi)-Bekleyin, ben de sizinle beraber beklemekteyim, de!
Onlar ancak kendilerinden öncekilerin başlarına gelen azap günlerinin benzerini bekliyorlar. De ki: Siz bekleyedurun; ben de sizinle beraber bekliyorum.
Onlar, sırf kendilerinden önce gelip geçenlerin günleri gibisini bekliyorlar. De ki: "Bekleyin! Sizinle beraber ben de bekleyenlerdenim."
güyerler mi illā beñdeşine [111a] anlaruñ günlerinüñ kim geçdiler anlardan ilerü? eyit “güyüñ bayıķ ben sizüñ-ile güyicilerdenven.”
Anlar ṣaḳlaşmazlar illā geçen ümmetlerüñ ‘aẕābı günler gibi güne ki geç‐mişlerdür özlerinden burun. Eyit: Siz ṣaḳlaşuñuz, ben daḫı sizüñle ṣaḳla‐şanlardan‐men, di yā Muḥammed.
Onlar ancaq özlərindən əvvəl gəlib-gedənlərin günləri (başlarına gələn müsibətlər) kimi bir gün gözləyirlər!” De: “Gözləyin, doğrusu, mən də sizinlə birlikdə gözləyənlərdənəm!”
What expect they save the like of the days of those who passed away before them? Say: Expect then! I am with you among the expectant.
Do they then expect (any thing) but (what happened in) the days of the men who passed away before them? Say: "Wait ye then: for I, too, will wait with you."(1484)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |