×

Hoşgeldiniz.

Kullanıcı

Şifre




Şifremi UnuttumKAYDOL
Ayarlar

 

Ra’d / 7

وَيَقُولُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لَوْلَٓا اُنْزِلَ عَلَيْهِ اٰيَةٌ مِنْ رَبِّه۪ۜ اِنَّـمَٓا اَنْتَ مُنْذِرٌ وَلِكُلِّ قَوْمٍ هَادٍ۟

Türkçe Transcript

Veyekûlu-lleżîne keferû levlâ unzile ‘aleyhi âyetun min rabbih(i)(k) innemâ ente munżir(un)(s) velikulli kavmin hâd(in)

Abdulbaki Gölpınarlı Meali

Kafir olanlar derler ki: Rabbinden ona bir mucize verilseydi ya. Şüphesiz ki sen, ancak korkutucusun ve her topluluğa hidayet verensin.

Abdullah-Ahmet Akgül Meali

Kâfirler derler ki: "Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya." (Oysa) Sen, yalnızca bir uyarıcısın ve bütün toplumlar için bir hidayet önderi makamındasın (veya; her kavmin İslam’ı öğretecek ve yol gösterecek kendi "hâdi"leri ve Mehdileri vardır).

Abdullah Parlıyan Meali

Bütün bunlara rağmen, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, yine de inanmaktan kaçınarak, “Rabbinden Muhammed'e her an mucizeye benzer alametler indirilmeli değil miydi?” diyorlar. Fakat onlar ne derlerse desinler, sen sadece bir uyarıcısın ve bütün toplumlar için senin gibi bir yol gösterici vardır, veya sen bütün toplumlar için bir uyarıcısın veya her toplum için gerçek yol gösterici Allah'tır.  

Ahmet Tekin Meali

Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler: “Ona, hak peygamber olduğuna dair Rabbinden maddî bir mûcize indirilseydi ya!” derler. Halbuki sen sadece sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcısın. Her kavmin de, doğru yolu gösteren bir peygamberi, bir rehberi vardır.

Ahmet Varol Meali

İnkâr edenler: "Ona bir mucize indirilmeli değil miydi?" diyorlar. Sen sadece bir uyarıcısın. Her topluluğun bir yol göstericisi vardır.

Ali Bulaç Meali

İnkâr edenler derler ki: 'Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya.' Sen, yalnızca bir uyarıcısın ve her topluluk için bir hidayet önderisin.

Ali Fikri Yavuz Meali

O kâfir olanlar diyorlar ki, O'na (Peygambere) Rabbinden, (istediğimiz başka) bir mûcize indirilse ya!... (Ey Rasûlüm) sen ancak kâfirleri kötü bir akıbetle korkutucusun. Her kavmin de (Allah'ın emirlerine davet eden bir rehberi), bir Peygamberi var.

Bahaeddin Sağlam Meali

O kâfirler, “Rabbinden ona bir mucize inmeli değil miydi?” derler. Şüphesiz sen bir uyarıcısın. Fakat her topluma yön verecek ayet ve alametler olur.

Bayraktar Bayraklı Meali

Kâfirler diyorlar ki: “Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!” Sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun da bir rehberi vardır.

Besim Atalay Meali (1965)

Kâfirler derler ki: «Ne olaydı Tanrısından ona belge ineydi !», sen bir kocunduransın; her ulusçün bir kılavuz bulunur

Cemal Külünkoğlu Meali

İnkârcılar derler ki: “(Madem ki Muhammed peygamber olduğunu iddia ediyor) ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!” Oysa sen, yalnızca bir uyarıcısın ve her topluluk için bir yol gösterici vardır (sen de onlar gibi bir yol göstericisin).

Peygamberlerin vazifesi mucize göstermek değil, insanların hidayeti için çalışmak, zulümden ve haksızlıklardan uzak durmaları konusunda onları uyarmaktır. “Sen yalnızca bir uyarıcısın” cümlesi de bunu ifade ediyor.
Burada Hz. Peygamber için mucize üretenlere de bir hatırlatma yapmak lazım; Hz. Peygamberin mucize göstermek gibi bir vazifesi yoktu ve o sizin, gösterildiğini iddia ettiğiniz yüzlerce mucize de göstermemiştir. Onun mucizesi Kur’an’dır, o sadece Allah’ın Kitabı olan Kur’an’ı yaşamış ve tebliğ etmiştir.
“(İnkarcılar) dediler ki: ‘Ona Rabbinden mucizeler indirilseydi ya!” De ki: “Mucizeler ancak Allah katındadır ve ben ancak apaçık bir uyarıcıyım! Kendilerine okunan (bu) Kitab’ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu…’” (Ankebût 29/50-51)

Cemil Said (1924)

Küfür idenler dirler ki: " ’Acabâ Allâh mu’cize göstermek içün sana hiç bir iktidâr virmedi mi?" dirler. Sen yalnız nasîhat viricisin? Her kavmin hidâyete sevk idecek bir rehberi vardır.

Diyanet İşleri Meali (Eski)

İnkar edenler: "Rabbinden ona bir mucize indirilmeli değil miydi?" derler. Sen ancak bir uyarıcısın. Her milletin bir yol göstereni vardır.*

Diyanet İşleri Meali (Yeni)

İnkâr edenler, “Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!” diyorlar. Sen ancak bir uyarıcısın. Her kavim için de bir yol gösteren vardır.

Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)

İnkârcılar, “Ona rabbinden bir mûcize indirilse ya!” diyorlar. Sen ancak bir uyarıcısın; her topluluğun da bir kılavuzu vardır.

Diyanet Vakfı Meali

Kâfirler diyorlar ki: Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! (Halbuki) sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun bir rehberi vardır.  

 Müşrikler bilmiyorlardı ki, Allah izin vermedikçe hiçbir peygamber mucize gösteremezdi. Âyette de ifade buyurulduğu üzere, esasen peygamberlerin görevi insanları ikaz etmek, yanlışlardan, sapıklıktan ve haksızlıktan sakındırmaktı.

Edip Yüksel Meali

İnkarcılar, "Ona bir mucize inmeli değil miydi," diyorlar. Sen ancak bir uyarıcısın. Her toplum için bir Yol Gösterici vardır.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

O kâfirler: "Rabbinden ona bir mucize indirilmeli değil miydi?" derler. Sen bir uyarıcıdan başka bir şey değilsin ve her kavim için bir hidayetçi vardır.

Elmalılı Meali (Orijinal)

O küfredenler diyorlar ki ona rabbından bambaşka bir âyet indirilse ya... Sen ancak bir münzirsin, her kavm için yalnız bir hâdî var

Emrah Demiryent Meali

Kâfirler diyorlar ki: “(Madem Muhammed, peygamber olduğunu iddiâ ediyor,) ona Rabbinden (Îsâ’ya ve Mûsâ’ya verilenler gibi, ölülerin diriltilmesi veya asanın büyük bir yılana dönüşmesi gibi) bir mu‘cize verilseydi ya!” (Hâlbuki) sen ancak bir uyarıcısın (Allah’ın izni olmadan hiçbir peygamberin, bir mu‘cize göstermesi mümkün değildir) ve her topluluğun bir yol göstericisi (peygamberi) vardır.

Erhan Aktaş Meali

Gerçeği yalanlayan nankörler, “Ona Rabb'inden bir ayet¹ indirilmeli değil miydi?” diyorlar. Sen, yalnızca bir uyarıcısın. Ve her halk için hidayete iletici vardır.

1- Mucize. Kanıt.

Hasan Basri Çantay Meali

O küfredenler: «Ona Rabbinden bir mu'cize indirilmeli değil miydi?» der (ler). Sen (Habîbim) ancak bir münzirsin (eğri yolun encamını insanlara haber verensin), her kavmin de bir hidâyet rehberisin.

Hayrat Neşriyat Meali

Hem inkâr edenler diyor ki: “Ona Rabbinden (bizim istediğimiz) bir mu'cize indirilmeli değil miydi?” (Ey Resûlüm!) Sen, ancak (Allah'ın azâbı ile) bir korkutucusun ve her kavmin bir yol göstereni vardır.

İlyas Yorulmaz Meali

Doğruları inkâr edenler elçiye (bizi ikna etmesi için) “Rabbinden bir mucize indirilmesi gerekmez miydi?” diyorlar. Sen yalnızca bir uyarıcı ve bir toplum için doğru yolu gösteren birisin.

İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu

Tanımazlar derler: "Ona çalabı yönünden bir belge gönderilmeli değil miydi?" Oysaki sen yalnız bir uyarıcısın. Bütün uluslar için de bir yol göstericisin.

İsmail Hakkı İzmirli

Kâfir olanlar ona Rabbinden bir mucize [²] inzal olunmalıydı derler. Sen ancak Allah azabıyle korkutucusun. Her kavmin bir rehberi [³] vardır.

[2] Asa, yedibeyza gibi.
[3] Onları hakka davet eden peygamberi.

İsmail Yakıt

İnkâr edenler, “Ona Rabbinden bir mucize [âyet] indirilmeli değil miydi?” diyorlar. (Ey Peygamber!) sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun [kavm] bir yol göstericisi vardır.

Kadri Çelik Meali

Küfre sapanlar, “Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya!” derler. Sen yalnızca bir uyarıcısın ve her kavim için bir hidayetçi vardır.

(Sa’lebi’nin rivayetine göre, İbn-i Abbas bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir: “Bu ayet indiği zaman Hz. Resulullah şöyle buyurdu: “Uyarıcı benim, hidayetçi ise Ali’dir. Ey Ali! Benden sonra hidayet ehli seninle hidayeti seçecektir.”)

Mahmut Kısa Meali

İnkârcılar, “Madem ki Muhammed, Peygamber olduğunu iddia ediyor, o hâlde ona Rabb’inden bizim istediğimiz türden bir mûcize indirilseydi ya!” diyerek, senden olağanüstü şeyler yapmanı bekliyorlar. Oysa sen yalnızca bir uyarıcısın; nitekim insanlık tarihi boyunca gelmiş geçmiş her toplumun bir uyarıcı rehberi vardır. Eğer gerçekten mûcize istiyorlarsa, işte onlara mûcize:

Mahmut Özdemir Meali

İnkâr edenler: -“Ona rabbinden bir âyet indirilse ya?” diyorlar. Doğrusu sen, hidayete erecek her bir kavim için, bir uyarıcısın.

Mehmet Çakır Meali

İnkarcılar, Allah tarafından resule bir mucize de indirilmeliydi diyorlar. Resulüm sen, sadece bir uyarıcısın, nitekim her toplumun bir öncüsü vardır...

Mehmet Çoban Meali

İnkâr edenler, "O’na Rabbinden bizim istediğimiz bir ayet gönderilseydi ya!" diyorlar. Sen ancak bir uyarıcısın! Her kavim için bir yol gösteren vardır. Uyarıcı olarak sen herhangi bir ayet göndermeye yetkili değilsin! Rabbin istediği ayeti gönderir. Rabbin ayet gönderirken onlara soracak değildir.

Mehmet Okuyan Meali

Kâfir olanlar diyorlar ki: “Ona Rabbinden bir ayet (mucize) indirilseydi ya!” [*] (Oysa) sen sadece bir uyarıcısın; her toplumun da bir rehberi vardır. [*]

İnkarcıların Hz. Peygamber’den istediği sıra dışı şeylerle ilgili benzer mesajlar: En‘âm 6:7-8; Yûnus 10:15-16, 20; Hûd 11:12; Ra‘d 13:27; Hicr 15:7, 14-15; İsrâ 17:59, 90-93; Enbiyâ 21:5; Furkân 25:4-5, 7, 21; ‘Ankebût 29:50-51; Zuhruf 43:53 Benzer mesajlar: En‘âm 6:42; Yûnus 10:47; Hicr 15:10; Nahl 16:36, 63; Fâtır 35:24; Zuhruf 43:6.

Mehmet Türk Meali

Kâfirler: “Ona Rabbinden bir mûcize indirilseydi olmaz mıydı?” diyorlar. (Ey Muhammed!) sen sadece bir uyarıcısın¹ ve bütün topluluklar için bir yol gösterici (hâdî) vardır...

1 Yani; sen ancak bir uyarıcısın, onları hidâyetle yola getirecek değilsin.

Muhammed Esed Meali

Bütün bunlara rağmen, hakkı inkara şartlanmış olanlar yine de [inanmaktan kaçınıyor ve] “Niçin o’na Rabbinden mucizevî bir alamet indirilmiyor?” ¹⁶ diyorlar. [Fakat, (onlar ne derlerse desinler)] sen sadece bir uyarıcısın ve bütün toplumlar için (asıl) yol gösterici [Allah’tır]. ¹⁷

16 Yani, o’nun (Muhammed (s)’in), gerçekten, kendisine Allah tarafından vahyedilen bir peygamber olduğunu kanıtlayan bir işaret, bir delil. Ne var ki, Kur’an pek çok yerde (örn. 6:7, 111, 10:96-97 ya da 13:31) istedikleri türden herhangi bir mucizenin bile “hakkı inkara eğilimli” olanları ikna etmeyeceğini ifade etmektedir.

17 Klasik müfessirlere göre bu cümleye değişik anlamlar verilebilir: (1) “Sen sadece bir uyarıcısın; ve her toplumun/her kavmin senin gibi bir yol göstericisi (yani, peygamberi) vardır” -Peygamberî rehberliğin devamlılığını vurgulayan Kur’an öğretisiyle uyumlu bir beyan; (2) “Sen sadece bir uyarıcı ve [aynı zamanda] bütün insanlar için bir yol göstericisin”: bu yorum, önceki peygamberlerin hem belli bir zaman dilimiyle, hem de belli etnik bir çevreyle sınırlı misyonlarının tersine, Kur’ânî mesajın evrenselliğini vurgulamaktadır; (3) “Sen, sadece sana emanet edilen mesajı tebliğ etmekle görevli bir uyarıcısın, insanların gönlünü imana ısındıran asıl yol gösterici/hidayet edici ise yalnızca Allah’tır”. Bu üç yorumdan bize en uygun geleni üçüncüsü olduğundan, ve ayrıca Abdullah İbni ‘Abbâs, Sa‘îd b. Cübeyr, Mücâhid ve Dehhâk tarafından da desteklendiğinden tercümemizde onu benimsedik. Zemahşerî’ye göre bu yorum, Allah’ın sınırsız bilgisine temas eden sonraki ayetle de desteklenmektedir.

Mustafa Çavdar Meali

Gerçekleri örtbas eden kâfirler; “Sana Rabbinden bir ayet/mucize indirilmesi gerekmez miydi?” derler.1 Unutma ki sen, sadece bir uyarıcısın.2 Zira her toplumun mutlaka bir yol göstericisi olmuştur.3, 120/133-134, 29/50-51, 27/188, 24/54, 34/28, 316/36, 35/24, 39/71

Mustafa İslamoğlu Meali

Bir de inkârda ısrar edenler, “Ona Rabbinden (mucizevî) bir delil indirilmesi gerekmez miydi?” diyorlar.[¹⁹⁴⁴] Unutma ki sen sadece bir uyarıcısın: ve her kavmin bir hidayetçisi zaten vardır; (o da el-Hâdî olan Allah’tır).[¹⁹⁴⁵]

[1944] Bkz: 29:50 ve 6:109. Bu tür talepler karşısındaki Kur’anî tavır 17:59 ışığında anlaşılmalıdır. İlk muhatapların çarpık mucize anlayışı üzerinden tüm zamanlardaki bu türden yaklaşımlara kinayeli muhteşem bir cevap: “Göklerde ve yerde nice ilâhî kudret delilleri var ki, yanından geçip gidiyorlar da, onlara dönüp bakmıyorlar bile.” (12:105). [1945] Bu ibâre, Allah Rasûlü’ne ve tüm mü’minlere, hidayetin yalnızca Allah’a ait olduğunu ihtar eden bir uyarıdır. Birinci ve ikinci nesilden bazıları ve müfessir Zemahşerî “hidayetçi” ile Allah’ın kastedildiğini söylemişlerdir. Zaten başka türlü de anlaşılamaz. Her toplumun bir hidayetçisi olduğu söylenmeden hemen önce, doğrudan Hz. Nebi’ye yönelik, “Sen sadece bir uyarıcısın!” hatırlatması geliyorsa, bu ne anlama gelir? Elbette bu, “Sen bir hidayet bahşedici değilsin, sen sadece bir uyarıcısın” anlamına gelir. Açıktır ki, âyetin sonundaki “Her kavmin bir hidayetçisi zaten vardır” ifadesindeki “bir hidayetçi”den kasıt, el-Hâdî olan Allah’tır. Kur’an’da Hâdî veya Hâd isminin geldiği tüm âyetlerde, Allah’tan başkasından hidayetçi olma vasfı nefyedilir. Bunların tümünde, hidayetin veya dalaletin gerekçesi olarak insanın tercihi gösterilir. Bazı müfessirler bu ibare ile Allah’tan başkalarının kastedildiği sonucuna varmıştır. Hâddaki yol göstermeyi olumlu anlamda alanlara göre mâna şöyle olur: “Her toplumun doğru yolu gösteren bir rehberi bulunur”. Fakat bu kelimeyi mücerret mânada alanlar da olmuştur. Buna göre hâd’in anlamı, “ardına düşen toplumları doğru ya da yanlış yola sürükleyen önder” olur (Bkz: Taberî). Bu durumda âyet şu mânaya gelir: “Her topluluğun, peşi sıra gittiği bir kılavuz vardır”.

Orhan Kuntman Meali

(Ey Muhammed) Kafirler (senin hak peygamber olduğunu inkar ederler de, evvelki peygamberler gibi) "Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi?” derler. (*) Sen ancak bir uyarıcısın ve her kavmin bir hidayet rehberi (peygamberi) vardır. (Senin görevin. Kur'an mucizesiyle insanları doğru yola davet etmektir.

(Oysa onların bu mucize taleblerinin yerine getirilmemesi onların lehinedir, çünkü o mucizeye inanmadıkları takdirde ceza olarak onların helake uğratılmaları gerekecektir.. nitekim İsra suresinin 59. ayetinde: "Bizi mucize göndermekten alıkoyan şey ancak öncekilerin onları yalanlamış olmalarıdır. Semud'a da, gözleri göre göre bir dişi deve vermiştik de ona zulmetmişlerdi..!" buyurulmuştur)

Osman Fırat Meali

İnkâr edenler diyorlar ki: "Ona Rabbinden bir âyet/mucize indirmeli değil miydi?" Sen, ancak bir uyarıcısın, her toplumun bir yol göstericisi vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen Meali

Ve o kâfir olanlar der ki: Onun üzerine Rabbinden alâmet indirilmiş olmalı değil mi? Sen ancak bir korkutucusun ve her kavim için bir rehber-i hidâyet vardır.

Suat Yıldırım Meali

Kâfirler diyorlar ki: “Ona Rabbinden bir mûcize indirilmeli değil miydi? ” Sen, ey Resulüm, sadece bir uyarıcısın. Her millete bir yol gösteren vardır. [17, 59; 2, 272; 35, 24]

Her topluluğa peygamberlerden yol gösteren bir zat gönderilir. O da onlara dini tanıtır, kendilerine tahsis edilen mûcize ile halkını Allah’ın yoluna çağırır. Yoksa kâfirlerin tahakkümleriyle, keyiflerine göre istedikleri mûcizeyi göstermeleri söz konusu değildir. Âyetteki yol gösteren “hâdi” den maksat, Allah Teâlâ da olabilir. Yani: “Senin görevin sadece uyarmaktır. İndirilen âyetlerini yalan sayanların, inkârlarına kulak asma. Zira Allah, doğru yolu göstermek için lâzım gelen her şeyi ortaya koymuştur. Ama ancak Kendisinin bileceği bir hikmetten ötürü, bir kimseyi hidâyet etmesi, meşîet-i ilahiyyenin buna taalluk etmesine bağlıdır ve onun meşîeti de, Kendisine mahsus olan hikmetine bağlıdır. ve likülli kavmin hâd cümlesinin başındaki vav’ı atıf sayarak, “Sen sadece bir uyarıcı ve her millet için yol göstericisin.” mânası da mümkündür.

Süleyman Ateş Meali

İnkar edenler diyorlar ki: "Ona Rabbinden bir ayet indirmeli değil miydi?" Sen, ancak bir uyarıcısın, her toplumun bir yol göstericisi vardır.

Süleyman Tevfik (1927)

Kâfirler: "Rabbi tarafından Muhammed'e ne içün bizim istediğimiz mu'cize gelmedi?" dirler. Sen ancak inzâr idicisin ve her kavim içün bir rehber vardır.

Süleymaniye Vakfı Meali

Ayetleri görmezlikten gelenler (kafirler) derler ki “Ona Rabbinden bir mucize (ayet) indirilseydi ya!” Sen sadece uyarıcısın. Her topluluğun bir yol göstericisi vardır.

Şaban Piriş Meali

İnkar edenler: -Rabbinden ona bir mucize indirilmeli değil miydi? derler. Oysa sen ,sadece bir uyarıcısın. Her topluma doğru yolu gösteren biri vardır.

Ümit Şimşek Meali

İnkâr edenler, “Rabbinden ona bir âyet indirilse ya” dediler. Sen ancak bir uyarıcı ve bütün toplumlar için bir yol göstericisin.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Küfre sapmış olanlar şöyle derler: "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" Sen sadece bir uyarıcısın ve her topluluk için doğruyu ve iyiyi gösteren bir önder vardır.

Eski Anadolu Türkçesi

daħı eydür anlar kim kāfir oldılar “nişe indürinilmedi anuñ üzere nişān çalabı’sından?” bayıķ sen ķorķudıcıśın daħı her bir ķavmuñ yol gösterici var.

Satır Altı Meal (1534)

Daḫı eydür anlar kim kāfir oldılar nişe indürinilmedi anuñ üzere nişānRabbinden? Bayıḳ sen ḳorḳudıcısın. Daḫı her ḳavmüñ yol göstericisi var.

Bunyadov-Memmedeliyev

Kafir olanlar: “Məgər ona Rəbbindən bir mö’cüzə endirilməli deyildimi?” – deyirlər. Sən ancaq (insanları Allahın əzabı ilə) qorxudansan. Hər tayfanın (doğru yol göstərən) bir rəhbəri (peyğəmbəri) vardır!

M. Pickthall (English)

Those who disbelieve say: If only some portent were sent down upon him from his Lord! Thou art a warner only, and for every folk a guide.

Yusuf Ali (English)

And the Unbelievers say: "Why is not a sign sent down to him from his Lord?"(1811) But thou art truly a warner, and to every people a guide.(1812)

1811 After all the Signs that have just been mentioned it is mere fractiousness to say, "Bring down a Sign." Al Mustafa brought Signs and credentials as other Prophets did, and like them, refused to satisfy mere idle curiosity.

1812 The last sentence of this verse has usually been interpreted to mean that the Prophet's function was merely to warn, and that guidance was sent by Allah to every nation through its Prophets. I think the following interpretation is equally possible: 'it is itself a Sign that Al Mustafa should warn and preach and produce the Qur'an, and the guidance which he brings is universal guidance, as from Allah.'


Designed by ÖFK