×

Hoşgeldiniz.

Kullanıcı

Şifre




Şifremi UnuttumKAYDOL
Ayarlar

 

Âl-i İmrân / 35

اِذْ قَالَتِ امْرَاَتُ عِمْرٰنَ رَبِّ اِنّ۪ي نَذَرْتُ لَكَ مَا ف۪ي بَطْن۪ي مُحَرَّراً فَتَقَبَّلْ مِنّ۪يۚ اِنَّكَ اَنْتَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ

Türkçe Transcript

İż kâleti-mraetu ‘imrâne rabbi innî neżertu leke mâ fî batnî muharraran fetekabbel minnî(s) inneke ente-ssemî’u-l’alîm(u)

Abdulbaki Gölpınarlı Meali

An o zamanı ki İmran'ın zevcesi, ya Rabbi demişti, karnımdakini, azatlı bir kul olmak üzere sana adadım, kabul et. Şüphe yok ki sen duyarsın, bilirsin.

Bu âyetlerin meâli, aşağı yukarı Luka İncili'nin I. bölümünde mevcuttur.

Abdullah-Ahmet Akgül Meali

Hani İmran’ın karısı: "Rabbim, karnımda olan (bebeğimi), her türlü nefsi bağımlılıktan, (imani ve ahlâki) hürriyete kavuşturulması amacıyla (ve sadece Senin rızanı umarak) onu Sana nezr ettim. (Tamamen Senin hizmetine adadım.) Bunu benden kabul et. Şüphesiz İşiten, Bilen, Sensin Sen!" demişti.

Abdullah Parlıyan Meali

Bir zamanlar İmrân'ın karısı demişti ki: “Ey Rabbim! Karnımdakini her türlü bağımlılıklardan uzak, hür olarak sadece sana kul olması için adadım. Benden bunu kabul buyur. Doğrusu yalnız sen, herşeyi bilen ve duyansın.”

Ahmet Tekin Meali

İmran'ın karısı: “Rabbim, karnımdakini hür, baskılara boyun eğmeyen, samimi bir kul olarak Sana, Senin mabedine adadım. Adağımı kabul buyur. Sen, sadece Sen niyazımı işitiyor, niyetimi biliyorsun.” dedi.

Ahmet Varol Meali

Hani İmran'ın hanımı: "Ey Rabbim! Karnımda olanı dünya meşguliyetlerinden uzak olarak sana adadım. Onu benden kabul eyle. Şüphesiz sen duyansın, bilensin" demişti. [4]

4.Burada İmran ile kastedilen Hz. Meryem`in babasıdır. Ayeti kerimede kendisinden "İmran`ın hanımı" diye söz edilen kadın Hz. Meryem`e hamile kaldığında erkek çocuk olacağı ümidiyle onu Beyti Mukaddes`in hizmetine adamıştı. O zamanda bu şekilde adakta bulunmak adetti. Ayeti kerimenin metninde geçen "maharraran" kelimesi ile "bütün dünya işlerinden uzak şekilde kendisini sırf Beyti Mukaddes`in hizmetine vermesi üzere" anlamı kastedilmektedir.

Ali Bulaç Meali

Hani İmran'ın karısı: 'Rabbim, karnımda olanı, 'her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak' Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten bilen Sensin Sen' demişti.

Ali Fikri Yavuz Meali

(Îsa'nın büyükannesi olan) İmran'ın zevcesi şöyle demişti: “- Ey Rabbim, karnımdakini dünya meşguliyetlerinden beri olarak sana adadım. Böylece adağımı kabul buyur. Muhakkak ki sen, benim adadığımı hakkıyla işitici ve niyyetimin ne olduğunu kemâliyle bilicisin.”

Bahaeddin Sağlam Meali

Hatırla o zamanı ki, İmran’ın hanımı: “Ya Rabbi! Ben karnımdaki bu bebeği hür olarak sana adadım. Sen onu benden kabul et! Sen her şeyi işiten ve bilensin!” dedi.

Bayraktar Bayraklı Meali

İmrân'ın eşi şöyle demişti: “Ey Rabbim! Karnımdaki çocuğu hür/erkek bir insan olarak sırf sana adıyorum. Adağımı kabul buyur. Şüphesiz hakkıyla işiten ve bilen sensin.”

Besim Atalay Meali (1965)

İmran'ın karısı demişti ki: «Ya Rab! Şu karnımda olanı, âzadolunmuş bir köle gibi, ben sana adamışım, onu benden onayla, sen işitir, sen bilirsin!»

Cemal Külünkoğlu Meali

Hani İmran'ın karısı (Hz. İsa'nın anneannesi) şöyle demişti: “Ey Rabbim! Karnımdaki (çocuğu) senin hizmetine adayacağıma söz veriyorum. Benden bunu kabul buyur. Şüphesiz Sen, her şeyi işiten ve her şeyi bilensin!”

Cemil Said (1924)

İmran’ın zevcesi Allâh’a şöyle bir niyâzda bulunmuşdur: "Yâ rabbi ben batnımdaki mahlûkı sana vakf itdim, kâmilen senindir, kabûl it, çünki sen her şeyi işidir ve bilürsin."

Diyanet İşleri Meali (Eski)

İmran'ın karısı: "Ya Rabbi! Karnımda olanı, sadece sana hizmet etmek üzere adadım, benden kabul buyur, doğrusu işiten ve bilen ancak Sensin" demişti.

Diyanet İşleri Meali (Yeni)

Hani, İmran’ın karısı, “Rabbim! Karnımdaki çocuğu sırf sana hizmet etmek üzere adadım. Benden kabul et. Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin” demişti.

Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)

Bir zamanlar İmrân’ın karısı şöyle demişti: “Rabbim! Karnımdakini kayıtsız şartsız sana adadım, benden kabul buyur; kuşkusuz sensin her şeyi işiten, her şeyi bilen.”

Diyanet Vakfı Meali

İmrân'ın karısı şöyle demişti: «Rabbim! Karnımdakini azatlı bir kul olarak sırf sana adadım. Adağımı kabul buyur. Şüphesiz (niyazımı) hakkıyla işiten ve (niyetimi) bilen sensin.»

Edip Yüksel Meali

İmran'ın karısı demişti ki: "Rabbim, karnımdaki (bebeği) tamamiyle sana adadım, adağımı kabul buyur. Sen İşitensin, Bilensin."

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İmran'ın karısı: "Rabbim, karnımdakini tam hür olarak sana adadım, benden kabul buyur, şüphesiz sen işitensin, bilensin." demişti.

Elmalılı Meali (Orijinal)

Imranın haremi dediği vakit: «Ya rabbi! ben karnımdakini her kayıddan azade olarak sana adadım, hemen kabul buyur benden, çünkü bir sensin işiden bilen sen»

Emrah Demiryent Meali

Hani İmrân’ın karısı (Hanne) demişti ki: “Rabbim, şüphesiz ben karnımdakini (Beyt-i Makdis’e hizmet etmek üzere) hür (sırf Allah için adanan, dünya işlerinden hiçbir şeye karışmayan biri) olarak sana adadım, benden kabul buyur. Şüphesiz (niyazımı) hakkıyla işiten, (niyetimi de hakkıyla) bilen ancak sensin.”

Erhan Aktaş Meali

Hani, bir zaman İmran'ın hanımı: “Rabbim! Karnımdakini tam hür olarak sana adadım

1- Kendi isteğimle, her şeyi ile senin yoluna adadım.

Hasan Basri Çantay Meali

Hani İmrân'ın karısı: «Rabbim, karnımdakini azadlı bir kul olarak sana adadım. Benden olan bu (adağ) ı kabul et. Şübhesiz (niyazımı) hakkıyle işiden, (niyyetimi) kemâliyle bilen Sensin Sen» demişdi.

Hayrat Neşriyat Meali

Bir zaman İmrân'ın hanımı (Hanne) şöyle demişti: “Rabbim! Gerçekten ben karnımdakini (ibâdet için) âzâd edilmiş (bir köle) olarak sana adadım, artık benden kabûl buyur! Şübhesiz ki Semî' (her niyâzı işiten), Alîm (herşeyi bilen) ancak sensin!”

İlyas Yorulmaz Meali

İmranın karısı “Rabbim karnımdaki (çocuğu)mu hiçbir kimsenin baskısı olmadan sana adıyorum. Benden kabul et. Sen her şeyi işiten ve bilensin” demişti.

İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu

O gün İmran’ın karısı şöyle demişti: « Ey çalabım! Gerçekten ben karnımdakini Sana azatlık kul olarak adadım. Sen benim bu adağımı ona. Çünkü işitici olan, bilici olan yalnız Sensin.»

İsmail Hakkı İzmirli

Hani Umran/ın karısı demişti: Yâ Rab! karnımdakini azatlı kul olarak [²] sana adadım. Bu adağımı kabul et. Semi/ sensin hakkiyle âlim sensin [³]».

[2] İbadetgâha hâdim, itaat-i hüdaya has olarak.
[3] Adağımı işitirsin, niyetimi de bilirsin.

İsmail Yakıt

Hani İmran’ın karısı: “Rabbim karnımdakini sadece Sana hizmet etmesi için hür olarak adadım. Adağımı benden kabul buyur. Sen muhakkak ki Semî’sin, Alîm’sin” demişti.

Kadri Çelik Meali

Hani İmran'ın karısı, “Ya Rabbi! Karnımda olanı, her şeyden bağımsız sadece sana ibadet etmek üzere adadım, benden kabul buyur. Doğrusu işiten ve bilen ancak sensin” demişti.

Mahmut Kısa Meali

Hani bir zamanlar İmrân’ın hanımı Allah’a el açıp yalvararak, “Ey Rabb’im!” demişti, “Karnımda taşıdığımyavrumu, tüm varlığıyla senin hizmetine adadım, bu adağımı benden kabul eyle! Doğrusu sen, her şeyi işiten, her şeyi bilensin!”

Mahmut Özdemir Meali

Hani, İmrân’ın karısı: -“Rabbim! Ben, (etki ve baskı altında kalmadan) özgür irademle karnımda olanı senin için adadım. Benden kabul et! Gerçekten sen, Bilen İşiten’sin” dedi.

Mehmet Çakır Meali

Resulüm! Hatırlarsın, hani İmran'ın hamile hanımı bir gün şöyle dua etmişti: " Ya Rab! Ben, karnımdakini sana adadım. Ne olur kabul et. Çünkü her şeyi duyan bilen sensin " demiş,

Mehmet Çoban Meali

Hani İmran’ın karısı; "Rabbim! Karnımdaki çocuğu sırf sana hizmet etmek üzere adadım! Benden kabul et! Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin!" demişti.

Mehmet Okuyan Meali

İmran’ın hanımı [*] şöyle demişti: “Rabbim! Karnımdakini özgür olarak sana adadım. (Bunu) benden kabul et! Şüphesiz ki yalnızca sen duyansın; bilensin.”

Burada sözü edilen İmran’ın eşi, Hz. Meryem’in annesi, Hz. İsa’nın ise anneannesi olan Hz. Hanne’dir.

Mehmet Türk Meali

İmran’ın karısı: “Ey Rabbim! Karnımdaki (çocuğu) sadece Sana hizmet etmek üzere, Senin yoluna adadım. Onu benden kabul buyur. Şüphesiz en iyi işiten ve eksiksiz bilen Sensin.” dedi.¹

1 Bu âyet ve devamındaki Meryem kıssasında da diğer kıssalarda olduğu gibi bazıları akıllarınca gördükleri boşlukları, Yahûdî ve Hıristiyan kaynaklarından doldurmuşlardır. Biz, burada sadece Allah’ın ve varsa Rasûlü’nün söylediklerini ifâde etmekle yetineceğiz. Zîrâ bu kaynaklardan gelen bilgilerin doğruluğunu, Kur’an reddetmektedir.

Muhammed Esed Meali

Bir vakit İmran ailesinden bir kadın, “Ey Rabbim! Rahmimdeki [çocuğumu] Senin hizmetine adayacağıma söz veriyorum. Benden bunu kabul et: Doğrusu, yalnız Sen, her şeyi duyan, her şeyi bilensin!” diye (Rabbine) seslenmişti.

Mustafa Çavdar Meali

Hani İmran’ın hanımı demişti ki, “Rabbim karnımdakini özgür olarak sana adadım, benden kabul buyur. Şüphesiz sen, hakkıyla işiten ve hakkıyla bilensin. 6/162, 19/16-34

Mustafa İslamoğlu Meali

Hani İmran’ın karısı demişti ki: “Rabbim! Karnımdaki çocuğu, (her tür iç ve dış ayartmalardan) özgür olarak sana adadım: Benden kabul buyur! Çünkü sen her şeyi işitensin, her şeyi bilensin.”[⁵⁷⁰]

[570] Bu pasaj, Tahrim 12 ışığında “modelleme” sorununun çözümüne dair bir çıkış yoludur.

Orhan Kuntman Meali

İmran'ın karısı, bir vakit: "Ey Rabbim; karnımdakini azatlı bir kul olarak sana adadım, adağımı kabul buyur; şüphe yok ki (niyazımı) işiten ve (niyetimin halis olduğunu) bilen Sensin" diye dua ve niyazda bulundu.

Osman Fırat Meali

İmrân’ın karısı demişti ki: ’’Rabbim, karnımda olanı sana adadım, benden kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin. "

Ömer Nasuhi Bilmen Meali

Yâd et ki, İmrân'ın refika- sı: «Yarabbi! Ben karnımda olanı azadlı bir köle olarak Sana nezrettim. İmdi bunu benden kabul buyur. Şüphe yok ki hakkıyla işitici Sen'sin, kemaliyle bilici Sen'sin» demişti.

Suat Yıldırım Meali

Hani bir vakit İmran'ın hanımı şöyle demişti: “Ya Rabbî, karnımda taşıdığım çocuğumu sana adadım, her türlü bağdan âzade olarak senin yoluna hizmet edecektir. Adağımı lütfen kabul buyur. Şüphesiz (duaları işiten, niyetleri bilen) semî ve alîm yalnız Sen'sin! ”

Süleyman Ateş Meali

İmran'ın karısı demişti ki: "Rabbim, karnımda olanı tam hür olarak sana adadım, benden kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin."

Süleyman Tevfik (1927)

Şunı da yâd iyle ki 'İmran'ın zevcesi: Yâ Rabbî karnımda bulunanı (evlâdı) senin hidmetine köle olarak nezr itdim. Benden bu nezri kabûl buyur, çünki sen (nezrimi ve sözimi) işidir ve (kalbimde olan biteni) bilirsin, didi.

Süleymaniye Vakfı Meali

Bir gün İmrân'ın karısı şöyle dedi: "Sahibim! Karnımda olanı, bağımsız olarak[*] sana adadım; benden kabul et! Dinleyen de bilen de Sen'sin!"

[*] Ayetteki muharrar =مُحَرَّر hür olarak, yani ailesinden bağımsız olarak hareket etmesi anlamındadır.

Şaban Piriş Meali

Hani İmran'ın karısı:-Rabbim karnımda olanı sadece sana hizmet etmek üzere adadım, benden kabul buyur. Şüphesiz sen, hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin demişti.

Ümit Şimşek Meali

Hani, İmrân'ın hanımı, “Yâ Rabbi,” demişti, “karnımdakini Senin hizmetine adadım; kabul et. Sen herşeyi işiten, herşeyi bilensin.”

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Hani, İmran'ın karısı şöyle demişti: "Rabbim, karnımdakini özgür bir biçimde sana adadım; onu benden kabul et! Kuşkusuz, sen, evet sen, her şeyi duyan, her şeyi bilensin!"

Eski Anadolu Türkçesi

ol vaķt kim eyitti īmrān 'avratı: “iy çalabum! bayıķ ben nezr eyledüm saña, anı kim ķarnumdadur, āźād olınmış; pes ķabūl eyle benden; bayıķ sen işidiciseñ, bilici.”

Satır Altı Meal (1534)

Ẕikr eyle yā Muḥammed ol vaḳtı ki ‘İmrān ‘avratı eyitdi: İy beni yaradanḫocam, ben saña neẕr eyledüm ḳarnumdaġını ḳulluḳ eylemeg‐içün. Pesneẕrümi ḳabūl eyle benden. Taḥḳīḳ sensin du‘āları işidici, bilici.

Bunyadov-Memmedeliyev

(Ya Rəsulum!) İmranın zövcəsinin (Hənnənin): “Ey Rəbbim, bətnimdəkini Sənə xidmətkar (qul) olmaq üçün nəzir edirəm. (Bu nəziri) məndən qəbul et! Əlbəttə, Sən eşidənsən, bilənsən!” – dediyini xatırla!

M. Pickthall (English)

(Remember) when the wife of Imran said: My Lord I have vowed unto Thee that which is in my belly as a consecrated (offering). Accept it from me. Lo! Thou, only Thou, art the Hearer, the Knower!

Yusuf Ali (English)

Behold! a woman of ´Imran(375) said: "O my Lord! I do dedicate unto Thee what is in my womb for Thy special service(376): So accept this of me: For Thou hearest and knowest all things."

375 Now we begin the story of Jesus. As a prelude we have the birth of Mary and the parallel story of John the Baptist, Yahya the son of Zakariya. Yahya's mother Elizabeth was a cousin of Mary the mother of Jesus (Luke 1:36 ), and therefore John and Jesus were cousins by blood, and there was a spiritual cousinhood in their birth and career. Elizabeth was of the daughters of Aaron (Luke 1:5), of a priestly family which went back to Aaron the brother of Moses and son of 'Imran.

Her husband Zakariya was actually a priest, and her cousin Mary was presumably also of a priestly family. By tradition Mary's mother was called Hannah (in Latin, Anna, and in English, Anne), and her father was called 'Imran. Hannah is therefore both a descendant of the priestly house of 'Imran and the wife of 'Imran,-"a woman of 'Imran" in a double sense.

376 Muharram=freed from all worldly affairs and specially dedicated to Allah's service. She expected a son, who was to be a special devotee, a miraculous son of the old age of his parents, but Allah gave her instead a daughter. But that daughter was Mary the mother of Jesus, the chosen one among the women; 3:42 .


Designed by ÖFK