Eni-ġdû ‘alâ harśikum in kuntum sârimîn(e)
Mahsulünüzü kesip devşirecekseniz erkence koşun, gidin.
"Haydin, ekin(leri)nizi ve ürünlerinizi kesecek (devşirecek)seniz (bahçenizin) üzerine erkence ve acelece koşup yetişin" demişlerdi. (Onu ekin biçer gibi kesip bitirmek niyetiyle ve tüm yoksul kesimlerden ve muhtaç kimselerden kaçırmak gayretiyle bahçelerine gittiler, çünkü ondan kimseye bir şey bırakmak istemediklerinden son derece hırslı hareket ettiler.)
Mahsüllerinizi toplayacaksanız erkence koşup gidin.
“Kesecekseniz, toplayacaksanız eğer, tarlanıza, mahsulünüzün başına erken gidin.” dediler.
"Eğer devşirecekseniz erkenden ürününüze gidin" diye.
'Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkıp-çıkın.'
“Haydin devşirecekseniz, ürününüzü toplamaya erken çıkın!”
Eğer meyve toplayacaksanız, sabah erkenden tarlanıza varın.
21,22. Sabahleyin birbirlerine şöyle seslendiler: “Eğer ürünlerinizi devşirecekseniz erkenden bostanlarınıza gidiniz!”
21,22. Sabahleyin: «Toplamak isterseniz, erkence gidin!» diyerek çağrıştılar
“Haydi! Hasat yapmak istiyorsanız, ürününüzü toplamaya erken çıkın!” diye sesleniyorlardı.
21,22,23,24. İrtesi sabah biri birilerinin kulağına: "Eğer hurmalarınızı toplamak istiyor iseniz sabah şafak söker iken bağçenize gidiniz" diyerek gidiyorlar idi. "Hiç olmaz ise bu gün bir tek fakir bağçemize girmesün" diyorlar idi.
21,22. Sabah erken: "Ürünlerinizi devşirecekseniz erken çıkın" diye birbirlerine seslendiler.
21,22. Derken, sabahleyin birbirlerine, “Haydi, eğer ürününüzü devşirecekseniz erkenden gidin” diye seslendiler.
“Eğer devşirecekseniz erkenden tarlanızın başına gidin!”
21, 22. (Beri tarafta ise) onlar, sabah olurken: Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsülünüzün başına gidin! diye birbirlerine seslendiler.
"Devşirecekseniz, haydi ekinlerinize erken varın."
"Haydi, devşirecekseniz erkenden ekininize gidin" diye.
Haydin kesecekseniz harsinize (kültürünüze) irkence koşun dediler
21-22. (O bahçe sahipleri, bahçelerinin ne hâle geldiğinden habersiz bir şekilde) sabah olunca birbirlerine, “Haydi, eğer mahsullerinizi toplayacaksanız erkenden gidin” diye seslendiler.
Eğer, ürününüzü toplayacaksanız, tarlanıza sabah erkenden gidin!
«Devşirecekseniz erkence mahsulünüzü (devşirmiye) çıkın» diye.
21,22. Nihâyet sabaha ulaşan kimseler iken: “Eğer (bahçenizi) devşirecek olanlarsanız, erkenden mahsûlünüzün başına gidin!” diye birbirlerine seslendiler.
Eğer ürünlerinizi toplayacaksanız erkence tarlalarınıza gidin.
"Eğer devşirecekseniz, erkenden ürünlerinizin yanına varın."
“Haydi! Eğer ürünleri devşirecekseniz, ekinlerinize erkenden gidiniz.”
“Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkın çıkın.”
“Ürünlerinizi devşirecekseniz, haydi erkenden tarlanızın başına gidin!”
-“Devşirecekseniz, tarlanıza / ekininize yarın erken gidin!”.
" ürün toplayacaksanız, hadi elinizi çabuk tutup bağa gelin " diyorlardı.
Haydi! Bahçemize erkenden giderek meyvelerimizi toplayalım dediler.
“Hasat etmek istiyorsanız, erkenden arazinize (bahçenize) gidin!”
21,22. Sabahleyin de birbirlerine: “Eğer ürününüzü devşirecekseniz erken davranın.” diye seslendiler
“Meyve toplamak istiyorsanız erkenden tarlanıza gidin!”
– Ürününüzü vakitlice toplamak istiyorsanız haydi bahçeye! 2/267
21,22. Onlarsa sabaha karşı uyandılar ve birbirine "devrişecekseniz - bahçeye- erkenden gidelim" diye seslendiler.
Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkenden gidin diye.
«Eğer kesip devşirecek iseniz (bostanınıza) sabahleyin erken varınız.»
21, 22. Onlar ise olup bitenden habersiz, neşeli neşeli birbirlerine seslendiler: “Haydi, mâdem devşireceksiniz, çabuk ekininizin başına! ”
Haydi devşirecekseniz erkenden ekininize gidin diye.
"Artık sabâh oldı, eğer meyve düşirecek iseniz irkenden gidelim" didiler.
Eğer devşirecekseniz ürünlerinizin başına erkenden varın!” dediler.
22,23. --Mahsulü toplayacaksanız, erkenden yola çıkın! diye gizlice konuşarak yola düştüler.
“Devşirecekseniz, erkenden ürününüzün başına geçin.”
"Hadi, eğer biçecekseniz ekininize erken gidin."
añlamazlar üzere eger olasız girçekler.”
ki: Gidüñüz ekinlerüñüze, eger siz keserseñüz.
Əgər (məhsul) yığacaqsınızsa, bağınıza tez gedin!”
Saying: Run unto your field if ye would pluck (the fruit).
"Go ye to your tilth (betimes) in the morning,(5609) if ye would gather the fruits."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |