25 Nisan 2024 - 16 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Zuhruf Suresi 40. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Efe-ente tusmi’u-ssumme ev tehdî-l’umye vemen kâne fî dalâlin mubîn(in)

Sen mi sağıra duyuracaksın, yahut köre ve apaçık bir sapıklık içinde bulunana yol göstereceksin?

(Ey Nebim!) Öyleyse sağır olanlara Sen mi dinletip (gerçeği duyuracaksın), veya (kalp gözü) kör olan ve açıkça bir sapkınlık (ve Hakk’tan uzaklık) içinde bulunanı Sen mi hidayete kavuşturacaksın?

Ey Muhammed! Sen mi sağıra işittireceksin, yahut körü ve apaçık sapıklıkta olanı sen mi doğru yola ileteceksin?

Tamamen başına buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet, ahmaklık ve bozuk düzen içinde, sağır kesilenlere mi Kur'ân'ı, tebliğini işittireceksin, kör kesilenlere mi doğru, hak yolu göstereceksin?

Artık sen mi sağırlara duyuracaksın yahut körleri ve apaçık sapıklık içinde olanı doğru yola ileteceksin?

Öyleyse sağır olanlara sen mi dinleteceksin veya kör olan ve açıkça bir sapıklık içinde bulunanı hidayete erdireceksin?

O halde (Ey Rasûlüm), sen mi sağırlara işittireceksin, yahud körlere ve açık bir sapıklıkta olanlara hidayet vereceksin?

Acaba, sağıra sen mi işittireceksin veya kör olup da apaçık bir sapıklık içinde olana sen mi yol göstereceksin.

Manen sağır olanlara sen mi işittireceksin; yahut manevi körleri ve apaçık sapıklıkta olanları doğru yola sen mi ileteceksin?

Sağırlara sen mi işittirirsin? Kör olanlarla, açık sapıklıkta bulunanları, sen mi doğru yola iletirsin?

Sağırlara sen mi duyuracaksın yahut körleri ve apaçık bir sapıklık içinde olanları sen mi doğru yola ileteceksin?

Yâ Muhammed! Sen sağıra işitdirebilür misin? A’mâya ve âşikâr bir dalâlete düşmüş bir âdeme tarîk-i hidâyeti gösterebilür misin?

Sağırlara sen mi duyuracaksın? Yoksa körleri ve apaçık sapıklıkta olanları doğru yola sen mi eriştireceksin?

Sağırlara sen mi duyuracaksın; yahut körleri ve apaçık bir sapıklık içinde olanları sen mi doğru yola ileteceksin?

Sen sağıra duyurmak veya köre yahut apaçık sapkınlık içinde bulunan kimseye yol göstermek mi istiyorsun?

(Resûlüm!) Sağırlara sen mi işittireceksin; yahut körleri ve apaçık sapıklıkta olanları doğru yola sen mi ileteceksin?

Sen mi sağıra işittireceksin, yahut körü ve apaçık bir sapıklıkta olanı yola getireceksin?

Ey Muhammed! O halde sağırlara sen mi işittireceksin? Yahut körlere ve apaçık bir sapıklık içinde bulunanlara sen mi doğru yolu göstereceksin?

O halde sen mi işittireceksin o sağırlara? Yâhud hidâyet edeceksin, o körlere ve açık bir dalâl içinde bulunanlara

(Habibim! İnatla hakkı inkâr eden manen) sağırlara, (hakkı) sen mi duyuracaksın yahut (manen) körleri ve apaçık bir sapkınlık içinde olanları, sen mi doğru yola ileteceksin? (Îmân etmiyorlar diye üzülme, onlar nasihat dinlemeyen kâfirlerdir)

O halde sağıra sen mi işittireceksin? Veya köre ve apaçık sapkınlıkta olana doğru yolu gösterebilir misin?

Artık (Habîbim) o sağırlara sen mi duyuracaksın? yahud o körlere, o apaçık bir sapıklık içinde bulunan kimselere (sen mi) hidâyet edeceksin?

(Habîbim, yâ Muhammed!) O halde (îman hakikatlerini duymak istemeyen) osağırlara sen mi işittireceksin, yâhut (görmek istemeyen) o körleri ve apaçık bir dalâlet içinde bulunanları (sen mi) hidâyete erdireceksin?

Şimdi sen sağır olana işittirebilir yahut kör ve açık bir sapıklık içinde olana doğru yolu gösterebilir misin?

Sen sağırlara söz işittirebilir misin, ya da körlere, o açıktan açığa sapmış olanlara doğru yolu gösterebilir misin?

Sen sağırlara söz işittirebilir misin? Veya körleri, apaçık sapıklıkta bulunanları doğru yola götürebilir misin?

(Ey Peygamber!) Şimdi sen sağırlara işittirebilir misin yahut köre ve apaçık bir sapıklık içinde olan kimseye doğru yolu gösterebilir misin?

Öyleyse sağır olanlara sen mi dinleteceksin veya kör olan ve açıkça bir sapıklık içinde bulunanı hidayete mi erdireceksin?

Ey Peygamber! Bütün uyarılara rağmen haktan yüz çeviriyorlar diye kendini üzme! Rabb’inin mesajına kulak tıkayan sağırlara sen mi hakkı duyuracaksın? Yâhut gözleri görmeyen, apaçık bir sapıklık içinde bocalayan kimseleri sen mi doğru yola ileteceksin?

Artık, Sağırlar’a sen mi işittireceksin?
Körler’e ve açık bir şaşkınlıkta olan kimselere sen mi yol göstereceksin?

Resulüm! Sen sağırlara sesini duyuramazsın. Bakarkörleri ve yalnızlığa terkedilmiş olanları da yola getiremezsin.

Sen; şeytana dost olup, şeytanların gözlerini kör, kulaklarını sağır ettiği insanlara bir şey yapamazsın. Onlara gerçeklerimizi gösteremez, ayetlerimizi onlara işittiremezsin. Yoksa “Ayetlerimize karşı kör, sağır, dilsiz kesilenleri sapıklıktan çıkarıp doğru yola sen mi ulaştıracaksın?” Hayır! Sen şeytanı arkadaş edinenlere hiçbir şey yapamazsın!

Sağırlara sen mi duyuracaksın veya körleri ve apaçık sapkınlıkta olanları sen mi doğru yola ulaştıracaksın! [*]

Benzer mesajlar: Yûnus 10:43; Neml 27:80-81; Rûm 30:52-53.

(Ey Muhammed!) Sen sağırlara işittiremediğin gibi kör olanı ve apaçık bir sapkınlık içerisinde bulunanı da hak yola ulaştıramazsın.¹

1 Bu âyetteki sorular, inkari olduğu için tercüme yukarıdaki şekilde yapılmıştır. Bu dikkate alınmazsa âyetin tercümesi; “(Ey Muhammed!) Sağırlara sen... Devamı..

SEN [ey Muhammed,] sağıra işittirebilir misin, yahut köre doğru yolu gösterebilir misin, ya da sapkınlığa gömülmüş olana? ³⁵

35 Bu belâgat gereği soru olumsuz bir cevaba telmihte bulunur: karş. 35:22 -“Sen, mezarlardaki [ölüler gibi kalben ölmüş]lere işittiremezsin”.... Devamı..

Şimdi sen, sağıra işittirebilir misin? Veya köre, yani büsbütün yoldan sapmış bir kimseye doğru yolu gösterebilir misin? 13/19, 46/26

ŞİMDİ sen (ey Nebi), sağıra işittirebilir ya da köre(lmiş bir kalbe) doğru yolu gösterebilir misin; yani, açıkça derin bir sapıklığa gömülüp orada karar kılan birine?

(Ey Muhammed, manevi işitme yeteneğini yitirmiş olan) O sağırlara -hak daveti, Sen mi duyuracaksın? (Kalp aynaları günahtan pas tutmuş, kapkara kesilmiş) O körleri ve (şirk ile küfürde direnen) apaçık sapıklık içinde olan o müşrikleri, doğru yola sen mi ileteceksin?

(Elbette bu mümkün değildir. Senin görevin insanlara hidâyet yolunu göstermek, o yola teşvik etmektir, hidâyete erdirmek ise ancak Bize aittir. Onlar ... Devamı..

(Ey Muhammed), sen mi (delalette olan) sağıra veya köre hidayet edeceksin. Ve apaçık sapıklıkta olanı...

Artık sen mi o sağırlara işittireceksin? Veya o körleri ve apaçık bir sapıklık içinde bulunanı hidâyete erdireceksin?

Sen sağırlara söz işittirebilir, körleri doğru yolda yürütebilir, besbelli sapıklıkta olanları hidâyete erdirebilir misin?

(Ey Muhammed), sen mi sağıra işittireceksin, yahut körü ve apaçık sapıklıkta olanı yola ileteceksin?

Yâ Muhammed! Sen sağıra işitdirmeğe, köre yol göstermeğe ve âşikâr dalâletde olanı irşâda kâdir misin?

Sağıra işittirebilir; kör olana yol gösterebilir misin? Açık bir sapıklık içinde olan da bunlar gibidir.

-Şimdi, sağıra sen mi işittireceksin? veya kör olan ve apaçık sapıklıkta bulunan kimseye sen mi yol mu göstereceksin?

Sen sağıra işittirebilir misin? Köre veya apaçık sapıklıkta olana yol gösterebilir misin?

Sen şimdi sağırlara söz mü duyuracaksın; yoksa körlere, apaçık sapıklığa dalmışlara kılavuzluk mu edeceksin?!

iy sen mi işiddüresin śaġulara? yā yol gösteresin gözsüzlere daħı aña kim azġunlıķdadur bellü?

Sen yā Muḥammed ṣaġırlara işitdürebilür misin, yā gözsüzlere yol gösteribilürmisin? Ol kimselere daḫı ki bellü azġunluḳ içindedürler.

(Ya Peyğəmbər!) Məgər sən karlara (sözmü) eşitdirə bilərsən?! Yaxud korları, haqq yoldan açıq-aşkar azanları doğru yolamı yönəldə bilərsən?!

Canst thou (Muhammad) make the deaf to hear, or canst thou guide the blind or him who is in error manifest?

Canst thou then make(4643) the deaf to hear, or give direction to the blind or to such as (wander) in manifest error?(4644)

4643 Cf. 30:52-53. The evil go headlong into sin, and sink deeper and deeper until their spiritual faculties are deadened, and no outside help can bri... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.