Fe-iżâ nezele bisâhatihim fesâe sabâhu-lmunżerîn(e)
Fakat azabımız, yurtlarına gelip çökünce korkutulanlar, ne de kötü bir sabaha kavuşacaklar.
Oysa (azap) onların sahasına (iktidar ve saltanatlarına ansızın) indiği zaman, uyarılıp-korkutulanların (ama çağrımıza uymayanların) sabahı ne kötü (ve ne fecidir).
Fakat azabımız onları yurtlarında indiği zaman uyarılmış olanların uyanması ne kötü olacaktır.
Azâbımız, bulundukları topraklara ansızın indiğinde, sorumluluk, hesap ve ceza hatırlatılarak uyarılanların, uyarıya kulak asmayanların hali, sabahı, ne kötü olur.
Fakat (azab) onların sahasına indiği zaman uyarılıp-korkutulanların sabahı ne kötü olur.
Fakat civarlarına (ansızın azab) indiği vakit, ne fenadır o kendilerine acı haber verilenlerin sabahı!...
Fakat o azap onların sahasına indiği zaman, uyarılanların sabahı ne kötü sabah olacaktır!
O azap yurtlarına indiğinde, uyarılmış olup da yola gelmeyenlerin sabahı ne kötü olur!
Azabımız onların yüresine düşünce, ne kötüdür sabahı kocundurulan kimselerin
Fakat o (azap) bir kez başlarına geldiğinde, uyarılmış olanların uyanması kötü olacaktır!
Hânelerinin ortasına ’azâbımız geldiği vakit beyhûde yere kendilerine ihtârâtda bulunulmuş olanların sabahı ne müdhîş olacakdır.
O azap, yurtlarına indiğinde, uyarılan fakat yola gelmeyenlerin sabahı ne kötü olur!
Fakat azabımız onların yurtlarına indiğinde, o uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur!
İstedikleri başlarına geldiğinde (önceden) uyarılmış olanların sabahı çok kötü olacaktır!
Azap yurtlarına indiğinde, uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) sabahı ne kötü olur!
Yurtlarına inince uyarılanların sabahı ne kötü olur!
Fakat (azabımız) onların sahasına indiği zaman, (o acı sonuçla) uyarılanların sabahı ne kötüdür!
Amma onların sahasına indiği vakıt ne fenadır o acı haber verilenlerin sabahı!...
Fakat azabımız, yurtlarına gelip çökünce, uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) sabahı ne kötü olur!
Fakat onların bulundukları yere indiği zaman, uyarılanların sabahı ne kötüdür!
Fakat bu, onların bölgesine çökünce (gelecek tehlikelerle öteden beri) korkutulan onların sabahı ne kötü (olacak) dır!
Ama (o azab) onların sâhasına indiği zaman, artık o korkutulanların sabâhı ne kötüdür!
Onların bekledikleri başlarına gelince, uyarılanların sabahı ne kadar kötüdür.
Azabımız onların kapılarını çalınca uyarılanların sonu ne kötü olacaktır.
(Azabımız) onların yurtlarına çöktüğü/indiği [nezele] zaman o uyarılanların sabahı ne kötü olur!
Fakat (azap) onların sahasına indiği zaman, uyarılıp korkutulanların sabahı pek de kötü olacak!
Şunu iyi bilsinler ki, o azap yurtlarına gelip çökünce, uyarıldıkları hâlde kulak asmayanların sabahı, gerçekten çok acıklı bir sabah olacak!
Onların sahasına indiği zaman ne kötüdür Uyarılanlar’ın sabahı!
Ama o gün gelip de acılar sökün etti mi, onların sabahı hiç de hayır olmayacak.
Cezamız onlara geldiği zaman sabahları nasıl olur düşünmüyorlar mı? Cezamıza meydan okuyorlar öyle mi?
(Acele istedikleri azabımız) yurtlarına indiğinde, uyarılanların (fakat inanmayanların) sabahı ne kötü olur!
Fakat (azap,) onların yurtlarına indiğinde uyarılanların sabahı ne kötü olur.
Eğer öyleyse, o [azap] bir kez başlarına geldiğinde, uyarılmış olanların uyanması kötü olacaktır! ⁷⁶
Şunu iyi bilsinler ki bir sabah azap onların yurtlarına çökünce, uyarıldıkları halde yola gelmeyenlerin sabahları çok korkunç olacak. 10/13, 11/81
Fakat o aniden kendi mekânlarında başlarına indiğinde, uyarılanlar berbat bir sabaha uyanmış olacaklar.
Oysa (o azap) yurtlarına indiğinde; uyarıldıkları halde imana gelmeyenlerin sabahı ne kötü olur.
Fakat o azâb yurtlarına indiği zaman uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur!
Fakat onların sahasına indiği vakit artık korkutulmuş olanların sabahı ne kadar fenadır.
Eğer öyleyse, şunu bilsinler ki, azap onların yurtlarına inerse, o uyarılıp da yola gelmeyenlerin varacakları sabah çok fena bir sabah olacaktır!
Fakat o azab yurtlarına indiği zaman uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur!
'Azâbımız mekânlarına ve civârına inince inzârdan müstefîd olmayanların sabâhı ne fenâ bir sabâh olur.
Azabımız onların sahalarına inince, uyarılmış olan bu kişilerin sabahı ne kötü olur!
Azap, onların alanına inince, uyarılanların sabahı ne acıdır!
Fakat azap onların yurduna bir inecek olursa, o uyarılanların sabahı ne kötü olur!
Azap, yurtlarına indiğinde, uyarılanların sabahı ne kötü olacaktır!
pes ķaçan ine ileylerine yavuz oldı śabāḥı ķorķıdınılmışlaruñ.
Ḳaçan inse evlerine ‘aẕāb, ne yaman olur ṣabāḥı ḳorḳudılan ḫalḳuñ.
(O əzab) onlara yetişdikdə (evlərində ikən başlarının üstünü aldıqda) qorxudulanların (lakin yola gəlməyənlərin) sabahı necə də pis olacaq!
But when it cometh home to them, then it will be a hapless morn for those who have been warned.
But when it descends into the open space(4143) before them, evil will be the morning for those who were warned (and heeded not)!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |