Vemâ ente bihâdi-l’umyi ‘an dalâletihim(s) in tusmi’u illâ men yu/minu bi-âyâtinâ fehum muslimûn(e)
Ve sen, körleri sapıklıklarından döndürüp doğru yola sevkedemezsin. Sen, ancak delillerimize inananlara duyurursun; gerçekten de onlardır Müslüman olanlar.
Ve Sen kendi sapkınlıkları içinde (gönül gözleri) kör olanları (ama kendilerini en haklı ve hayırlı konumda sananları) da doğru yola (hidayete) ulaştıramazsın. Sen sadece, Bizim ayetlerimize (kudret eserlerimize ve Kur’ani hükümlerimize) iman edenlere (çağrını) duyurabilirsin ki onlar (Kur’an’ın tüm hüküm ve haberlerine, Resulüllah’ın öğütlerine inanıp gönülden teslim olan ve Hakk hâkim olsun diye çırpınan) Müslümanlardır.
Ve yine kalpleri kör olanları, sapıklıklarından döndürüp, doğru yola iletemezsin. Sen davetini ancak, mesajlarımıza inananlara ve böylece kendilerini bize teslim edenlere yani müslüman olanlara duyurabilirsin.
Kör kesilenleri, başlarına buyruk bir hayattan, dalâlet, bozuk düzen, ahmaklık ve cehaletten kurtaramazsın, doğru yolu gösteremezsin. Tebliğini ancak, âyetlerimize, iman edenlere duyurabilirsin. İşte onlar İslâm'ı yaşayan müslümanlardır.
Sen körleri sapıklıklarından çıkarıp doğru yola iletemezsin. Sen ancak ayetlerimize inananlara duyurabilirsin. İşte Müslüman olanlar onlardır.
Ve sen kendi sapıklıkları içinde kör olanları da doğruya iletici değilsin. Sen yalnızca, bizim ayetlerimize iman edenlere duyurabilirsin ki onlar müslümanlardır.
Körleri, (kalbleri kör olanları) da, sen, sapıklıklarından ayırıb doğru yola iletici değilsin. Sen ancak ayetlerimize iman edeceklere (davetini) duyurursun da, onlar İslâma gelir, selâmeti bulurlar.
Ve sen, körleri sapıklıktan alıp onlara doğru yolu gösteremezsin. Sen ancak ayetlerimize inanan, Bize teslim olmuş olanlara söz işittirebilirsin.
Manen körleri de sapıklıklarından doğru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek âyetlerimize iman edebileceklere duyurabilirsin.
Sen körleri, sapkınlıktan doğru yola yedemen, ancak âyetlerimize inanmış olanlara, işittirebilirsin, onlar Müslümandırlar
Ve sen, (kalp gözleri kapalı) körleri de sapıklıklarından çıkarıp yola getiremezsin. Sen ancak ayetlerimize (içtenlikle) iman edenlere dinletebilirsin. İşte Müslüman olanlar onlardır.
Sen dalâlete sapmakdan men’ itmek içün kalbi kör olanların mürşîdi değilsin, sen ancak âyâtımıza îmân idenlere ve bize kâmilen teslîm olanlara ismâ-’ı kelâm idebilürsin.
Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin; ancak ayetlerimize inananlara duyurabilirsin; işte onlar Müslümanlardır.*
Sen, körleri sapkınlıklarından çıkarıp doğru yola iletemezsin. Sen, çağrını ancak âyetlerimize inanıp müslüman olan kimselere işittirebilirsin.
Sen körleri yanlış gittikleri yoldan çevirip doğru yola sokamazsın. Sen (çağrını) ancak âyetlerimize inanıp teslim olanlara duyurabilirsin.
Körleri de sapıklıklarından (vazgeçirip) doğru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.
Körü de sapıklığından kurtarıp yola getiremezsin. Sen ancak ayetlerimize inananlara işittirebilirsin ki onlar hemen teslim olurlar.
Körleri de sapıklıklarından hidayete getiremezsin. Sen ancak âyetlerimizi iman edeceklere duyurursun da onlar müslüman olur, selâmeti bulurlar.
Körlerin de şaşkınlıklarından yol göstericisi değilsin, ancak âyetlerimize iyman edeceklere işittirirsin de onlar islâma gelir, selâmeti bulurlar
Ve sen (küfürlerindeki inat sebebiyle hakikati idrak etmeyen manevi) körleri, sapkınlıklarından vazgeçirip doğru yola iletemezsin. Ancak âyetlerimize (kalben, tam bir teslimiyet ile) inanıp da müslüman olmuş olanlara (hakikatleri) duyurabilirsin.
Sen körleri dahi sapıklıklarından ayırıb doğru yola iletici değilsin. Sen (başkalarına değil) ancak âyetlerimize îman edib de müslüman olanlara, (yalınız) onlara dinletebilirsin.
Ve sen, körlerin sapıklıklarından (kendilerini çıkaran) hidâyet vericisi değilsin! Çünki sen (da'vetini), ancak âyetlerimize îmân edip de kendileri Müslüman olan kişilere işittirebilirsin.
Yolunu şaşırdıktan sonra kör olanı doğru yola götürmek senin işin değil. Sen, ancak ayetlerimize inananlara duyurabilirsin sonra onlar işittiklerine teslim olanlardır.
Sen körleri de sapkınlıktan ayırıp doğru yola getiremezsin. İşte sen yalnız belgelerimize inanlara sözünü dinletebilirsin. Bunlar kendini Bize verenlerdir.
Sen körleri sapıklıklarından yola getiremezsin, sen ancak âyetlerimize inananlara söz işittirebilirsin, onlarsa bize münkattırlar.
Körleri¹⁷ de sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola getirecek de değilsin. Sen çağrını ancak ayetlerimize inananlara işittirebilirsin. Zaten onlar da Allah’a teslim/Müslüman olanlardır.
Ve sen kendi sapıklıkları içinde kör olanları da doğruya iletici değilsin. Sen yalnızca bizim ayetlerimize iman edenlere ve böylece de Müslüman olan kimselere duyurabilirsin.
Ve vicdanları kirlenmiş, gönül gözleri körelmiş olan zâlimleri saptıkları yanlış yoldan çevirip doğru yola iletemezsin! Sen bu çağrıyı, ancak ayetlerimize inanmaya gönlü olan iyi niyetli, temiz yürekli insanlara işittirebilirsin ve zaten onlar, hakîkatin sesini işitir işitmez derhal Rabb’lerine boyun eğerler.
Sen, şaşkınlıklarından dolayı Körler’in yol göstericisi de değilsin.
Sen, ancak teslim olup âyetlerimize inanacak kimselere işittirebilirsin.
Sen, daha kendini tanıyamamış körleri de yedemezsin. Sen sadece bizim ayetlerimize inanıp İslâm'a gönül verenlere söz geçirebilirsin...
Sen bakıyor görürsün! Ama onlar ön yargılarıyla gerçeklere karşı kördür. Gerçeklere karşı kör olanları nasıl doğru yola iletebilirsin? Sen çağrını ancak ayetlerimize inanan, yasalarımıza uymaya söz veren Müslümanlara işittirebilirsin!
Bir de sen hakikate karşı körleşmiş olanları sapıklıktan kurtarıp doğru yola yöneltemezsin. Sen ancak bizim ayetlerimize inanıp güvenen müminlere davetini duyurabilirsin işte Müslüman olanlar bunlardır. 27/80-81, 35/22, 36/70, 33/36
Körleri de (basiretten yoksun kalanları da) sapıklıklarından vazgeçirip, doğru yola çeviremezsin, sen ayetlerimizi ancak iman edip de müslüman olanlara işittirebilirsin!
Sen, O körleri sapkınlıklarından çıkarıp doğru yola iletemezsin. Sen, çağrını ancak âyetlerimize iman eden müslüman olan kimselere işittirebilirsin.
Ve sen körleri de sapıklıklarından (kurtarıp) doğru yola iletici değilsin. Sen ancak âyetlerimize imân edenlere dinletebilirsin. İşte müsIüman olanlar onlardır.
Sen, körleri de şaşkınlıktan, yanlış yola girmekten kurtaramazsın. Sen ancak, âyetlerimize iman etmeye yatkın kimselere çağrını duyurabilirsin. Çünkü onlar hakka teslim olurlar.
Ve sen, körleri de sapıklıklarından çıkarıp yola getiremezsin. Sen ancak, ayetlerimize inananlara işittirirsin de onlar müslüman olurlar.
"Ve sen körleri (kalbi) dalâletlerinden hidâyete sevk ider değilsin. Sen ancak âyetlerimize îmân iden ve müslümân olanlara da'vetini işitdirirsin.
Körleri de sapıklıklarından doğru yola iletemezsin. Sen, ancak ayetlerimize inananlara sesini duyurabilirsin. Çünkü onlar teslim olmuşlardır.
Körleri de şaşkınlıklarından kurtarıp yola getiremezsin. Sen ancak âyetlerimize iman edip teslim olmuş kimselere söz dinletebilirsin.
Ve sen körleri de sapıklıklarından aydınlığa çıkaramazsın. Sen ancak, ayetlerimize iman edenlere dinletirsin de onlar müslümanlar/Allah'a teslim olanlar haline geliverirler.
daħı degülsiz ŧoġru yol gösterici gözsüzlere azġunlıķlarından işiddürmezsin illā aña kim inanur āyetlerümüze anlar müsülmānlardür.
Daḫı sen yā Muḥammed yol gösteremezsin gözsüzlere azġun olsalar. Senişitdüremezsin, illā īmān getürenlere bizüm āyetlerümüze. Anlar Mü‐selmānlardur.
Sən korları da düşdükləri əyri yoldan qurtarıb düz yola gətirə bilməzsən. Sən (haqqı) yalnız ayələrimizə inananlara eşitdirə bilərsən. Məhz onlar müsəlmandırlar! (Allaha ürəkdən inanıb Ona can-başla itaət edərlər!)
Nor canst thou guide the blind out of their error. Thou canst make none to hear save those who believe in Our revelations so that they surrender (unto Him).
Nor canst thou lead back the blind from their straying:(3571) only those wilt thou make to hear, who believe in Our signs and submit (their wills in Islam).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |