Ḣâlidîne fîhâ lâ yuḣaffefu ‘anhumu-l’ażâbu velâ hum yunzarûn(e)
Ve bu lanette ebedi kalırlar, ne azapları hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.
Bunlar onun (bu lanet ve zilletin) içinde temelli kalıcı kimselerdir. Onların azabı hafifletilmeyecek ve onlar (asla korunup) gözetilmeyeceklerdir. (Hakk’tan cayan dönek hainlere asla mühlet verilmeyecek ve merhamet edilmeyeceklerdir.)
Bu lanete ebediyen gömülüp gideceklerdir. Onların ne azapları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır.
O lânet içinde, cehennemde ebedî kalırlar. Onların cezası hafifletilmez, özür dilemelerine, tevbe etmelerine fırsat verilmez, merhamet nazarıyla bakılmaz, onlara göz açtırılmaz.
Onlar orada (lanette) sonsuza kadar kalıcıdırlar. Üzerlerinden azap hafifletilmez ve kendilerine bakılmaz.
İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.
Onlar ebedî olarak bu lânet ve azabın içindedirler. Kendilerinden ne azap hafifletilir, ne de onlara merhamet gözü ile bakılır.
Onlar o mahrumiyet içinde ebedî kalacaklar. Ne azapları hafifler ne de gözetilirler.
Onlar bu halde kalacaklar; ne azapları hafifletilecek ne de onlara bir mühlet tanınacak.
Onlar, cehennemde sonsuz kalırlar, azapları yeğnitilmez, onlara bakılmaz da
Onlar ebedî olarak bu lanet ve azabın içinde kalacaklardır. Kendilerinden ne azap hafifletilecek ne de yüzlerine bakılacaktır.
İlelebed dûçâr-ı la’net olacaklardır, ’azâbları hafiflemiyecek ve Allâh ânlara atf-ı nazar-ı merhamet itmeyecekdir.
Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onların azabı geciktirilmez.
Onun (lânetin) içinde ebedî kalacaklardır. Onların azabı hafifletilmez, onlara göz açtırılmaz.
Ebedî olarak bu lânetin içine gömülüp gideceklerdir. Ne azapları hafifletilecek ne de kendilerine fırsat tanınacaktır.
Bu lânete ebedî gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz.
Orada sürekli kalıcıdırlar; azapları hafifletilmez ve kendilerine bakılmaz.
Onlar bu (lanetin) içinde ebedî kalacaklardır. Kendilerinden ne bu azab hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.
ebediyyen onun içindedirler, azabları hafifletilmez ve kendilerine mühlet verilmez
(Küfür üzere ölenler,) orada (cehennemde) ebedî kalacaklar. (Müstahak oldukları üzere) onların azabı hafifletilmeyecek ve onlara merhamet edilmeyecek.
Onlar, bu halde sürekli kalacaklardır. Onlardan ne azap hafifletilecek ve ne de onların yüzlerine bakılacak.
Onlar bunun (bu lâ'netin ve cehennemin) içinde ebedî kalıcıdırlar. Kendilerinden ne azâb hafifletilir, ne de onlara (yüzlerine, suratlarına) bakılır.
(Onlar,) orada (Cehennemde) ebedî olarak kalıcıdırlar. Onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlar (rahmet nazarıyla) gözetilirler.
(Cehennem azabında) Sürekli kalacaklar, orada onlardan azap asla hafifletilmeyecek ve onlara bakılmayacak da.
Onlar hep Cehennem’de kalacaklardır. Onların azabı ne azaltılacak, ne de geciktirilecektir.
Onlar bu hâlde ebediyen kalırlar, ne azapları hafifletilir ne de (yüzlerine) bakılırlar.
Onlar onda (ilahi lanette) temelli kalıcılardır. Onlardan azap hafifletilmez ve onlara mühlet de verilmez.
Sonsuza dek o lânetin içerisinde kalacaklar; ne azapları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır!
Orada sürekli kalacaklardır.
Azap onlardan hafifletilmez, onlara süre verilmez.
Bunlar, sonsuza kadar ateşte kalacaklardır. Cezaları hafifletilmeyecek, yüzlerine bakan bile olmayacaktır.
Onlar yanlışlarını fark edip Allah’a tövbe etmedikleri sürece lanetin içinde kalacaklardır. Onların azabı hafifletilmez, onlara göz açtırılmaz.
Onlar orada (lanet içinde) [ebedî] kalıcıdır. Azapları hafifletilmez [*] ve onlara bakılmaz. [*]
Onlar bu halde kalacaklar; [ve] ne azapları hafifletilecek, ne de onlara bir mühlet tanınacak.
Onlar, o lanette süreklidirler. Azap, onlardan asla hafifletilmez ve onların yüzüne de bakılmaz. 18/100...106, 40/49
Onlar bu hâlde kalacaklar; ne azapları hafifletilecek ne de onlara süre tanınacaktır.
87-88. Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onların üzerinedir; işte onların hak ettiği ceza budur! Onlar bunun (bu lanetin ve cehennemin) içinde sonsuza dek kalacaklardır; ne azapları hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.
Onun (lânetin) içinde sürekli kalacaklardır. Onların azabı halifletilmez, onlara hiç de bakılmaz.
(Onlar) Bunun içinde ebedîyyen kalıcılardır. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara nazar olunmaz.
Onlar bu lânetin içinde ebedî kalacaklardır. Ne cezaları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır.
O(la'net)in içinde ebedi kalacaklardır. Onlardan azab hafifletilmeyecek ve onlara asla fırsat verilmeyecektir.
O la'netde dâim kalırlar. Onlardan 'azâb tahfîf idilmez ve onlara merhamet nazarıyla bakılmaz.
Sürekli dışlanmış olarak kalırlar. Azapları hafifletilmez, yüzlerine de bakılmaz.
O lanette daimidirler. Azap, onlardan hafifletilmez ve onlara bakılmaz da.
Ebediyen de bu lânet içindedirler; ne azapları hafifler, ne yüzlerine bakan olur.
O lanet içinde sürekli kalacaklardır. Ne azap hafifletilecektir onlardan ne de yüzlerine bakılacaktır onların.
ebed ķalıcılarken anuñ içinde. yiynidilmeye anlardan 'aźāb ne daħı anlar baķınılalar.
Hemīşe ḳalurlar ṭamu içinde, yeynilmez anlaruñ üstinden cehennem‘aẕābı, anlara mühlet daḫı virilmez.
Onlar bu lə’nət içərisində əbədi olaraq qalacaqlar. Əzabları əskilmədiyi kimi, onlara (mərhəmət nəzəri ilə də) baxılmayacaqdır!
They will abide therein. Their doom will not be lightened, neither will they be reprieved;
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |