18 Nisan 2024 - 9 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kasas Suresi 57. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve kâlû in nettebi’i-lhudâ me’ake nuteḣattaf min ardinâ(c) eve lem numekkin lehum haramen âminen yucbâ ileyhi śemerâtu kulli şey-in rizkan min ledunnâ velâkinne ekśerahum lâ ya’lemûn(e)

Ve dediler ki: Seninle beraber doğru yola uyarsak yerimizden, yurdumuzdan oluruz, bizi çıkarıverirler buradan. Biz onları, her çeşit yiyeceklerin, meyvelerin getirilip toplandığı emin bir haremde yerleştirmedik mi, onlara katımızdan rızık olarak vermedik mi bunları ve fakat çoğu bilmez.

(İslami hüküm ve hakikatler işlerine gelmeyen inkârcılar ve münafıklar) Dediler ki: (Evet Sen haklısın ve doğru yoldasın, ama) "Eğer Seninle birlikte (aynen ve alenen) hidayete uyacak olursak; yerimizden ve yurdumuzdan (bâtıl ve zalim düzen içindeki saygın konumumuzdan) çekilip kopartılıveririz (makam ve menfaatimizden mahrum ediliriz)!" Oysa Biz onları, Kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürününün aktarılıp toplandığı, güvenli bir Harem’de (Mekke ve Medine’de) yerleşik kılmış değil miydik? Fakat onların çoğu (yaratılış gayelerini) bilmeyen (cahil ve gafil kimselerdir).

“Seninle beraber doğru yolu tutacak olsak, bizi ülkemizden koparıp atarlar” diyorlar. Oysa biz onları, katımızdan rızık olarak, her türlü ürünün getirilip toplandığı mukaddes Harem'de yerleştirmedik mi? Ne var ki, çokları bunun farkında değil.

Onlar:
“Biz, seninle beraber, doğru, hak yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız.” dediler. Biz onları, dokunulmazlığı olan kutsal, güvenli bir yere, Mekke-i Mükerreme'ye yerleştirmedik mi? Onları itibarlı hale, iktidara getirmedik mi? Kendi katımızdan rızık olarak, her ülkenin ürünleri toplanıp oraya getirilmiyor mu? Fakat onların çoğu bunu bilmezler.

Dediler ki: "Seninle birlikte doğru yola girersek yurdumuzdan atılırız." Onları, tarafımızdan bir rızık olarak her şeyin ürünlerinin toplandığı güvenli bir Harem'e [5] yerleştirmedik mi? Ancak onların çoğu bilmiyorlar.

57.İbnu Cerir`in Abdullah bin Abbas (r.a.)`tan rivayet ettiklerine göre Kureyş`ten bazı kimseler Resulullah (a.s.)`a gelerek: "Eğer biz sana uyarsak i... Devamı..

Dediler ki: 'Eğer seninle birlikte hidayete uyacak olursak, yerimizden (yurdumuzdan ve konumumuzdan) çekilip-kopartılırız.' Oysa biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürününün aktarılıp toplandığı, güvenli bir harem'de yerleşik kılmadık mı? Fakat onların çoğu bilmiyorlar.

(Kureyş'liler) dediler ki: “- (Doğrusun amma), eğer biz doğru yola (dinine) uyar, seninle beraber olursak yerimizden (Mekke'den) kovuluruz.” Tarafımızdan bir rızık olarak, onları, çeşitli bir çok mahsüllerin gelib toplanacağı emin bir Harem'de (içinde Beytullah olan hürmete değer bir yerde) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu (bunların Allah katından bir rızık olduğunu) bilmezler.

Ve: “Eğer seninle beraber gösterdiğin yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız.” dediler. Hâlbuki Biz onlara güvenli, saygın bir bölgeyi (Mekke’de Kâbe çevresini) sağlamadık mı? Kendi katımızdan bir rızık olarak, bütün meyvelerden oraya celbedilmiyor mu? [Evet, böyledir.] Fakat çokları bilmez, cahil kişilerdir.

“Biz seninle beraber doğru yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız” dediler. “Biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler.”

«Seninle birlikte, doğru yola uyarsak, yerimizden kovuluruz!» diyorlar; biz onları, katımızdan azık olmak üzere, her çeşit yemişin getirildiği kutsal yerde, emniyetle oturtmadık mı? Pek çoğuysa bilmiyorlar onların

(Onlar:) “Biz seninle beraber hidayete uyacak olursak, yurdumuzdan atılırız” dediler. Biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her türlü ürünün toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke'ye) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu (verilen bu nimetin kıymetini) bilmezler.

Bkz. 2/272, 12/103

Kâfirler: "Eğer seni ta’kîb ider isek memleketden ihrâc olunuruz" Biz ânlar içün emîn bir mahal olan Harem-i Şerîf’i mekân itmedik mi? Orada kendilerine mebzûl meyve ve erzâk ihsân iylemedik mi? Fakat ekserîsi bilmezler.

"Seninle beraber doğru yolda gidersek, yurdumuzdan ediliriz" dediler. Onları katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürününün toplandığı güvenli ve kutlu bir yere yerleştirmedik mi? Ama çoğu bilmezler.

Onlar, “Sizinle beraber doğru yolu tutarsak, kendi yurdumuzdan koparılıp çıkarılırız” dediler. Biz onları tarafımızdan bir rızık olarak, her türlü meyve ve mahsullerin kendisinde toplandığı, saygın ve güvenlikli bir yere yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler.

“Seninle beraber doğru yolu izlersek yurdumuzdan sökülüp atılırız” diyorlar. Peki biz onları dokunulmaz, güvenli, katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürünlerinin içinde toplandığı bir yere yerleştirmedik mi? Fakat çoğu bunun şuurunda değildir.

«Biz seninle beraber doğru yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız» dediler. Biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke-i Mükerreme'ye) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler.

Dediler ki, "Senin hidayetine uysak yurdumuzdan ediliriz. Onları, katımızdan her çeşit ürünün rızık olarak toplanıp götürüldüğü güvenli ve kutsal bir bölgeye yerleştirmedik mi? Ne var ki çokları bilmez.

"Biz seninle beraber doğru yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız" dediler. Biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekkei Mükerreme'ye) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler.

Bir de, doğrusun amma biz o doğru yolu tutar seninle beraber olursak derhal yerimizden yurdumuzdan olur çarpılırız dediler, ya biz onlara darül'emân bir haremi mekân kılmadık da mı? Ona ledünnümüzden rızkolarak her şeyin semaralı toplanacak ve lâkin ekserîsi bilmezler

(Bazı Kureyşliler: “Ey Muhammed! Aslında güzel şeyler söylüyorsun, fakat) eğer seninle birlikte bu yola (İslâm’a) girecek olursak, yerimizden yurdumuzdan sürülüp atılırız!” dediler. (Oysa) biz onları, kendi tarafımızdan bir rızık olarak, her türlü ürünün toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke’ye) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler.

“Eğer seninle beraber doğru yoldan gidersek, yerimizden kovuluruz.” dediler. Katımızdan bir rızık olarak her türlü ürünün kendilerine getirildiği, saygı duyulan kutlu yere¹ güven içinde yerleştirmedik mi? Ne var ki onların çoğu bilmiyorlar.²

1- Mekke. 2- Gerçeği kavramıyorlar.

Dediler ki: «Biz, eğer senin maiyyetinde doğru yolu (tutub) uyarsak derhal yerimizden (yurdumuzdan olub) kapılırız». Biz onları tarafımızdan bir rızık olarak her şey'in mahsullerinin gelib toplanacağı korkusuz bir haremde yerleşdirmedik mi? Fakat onların çoğu (bu hakıykatı) bilmezler.

Bir de; “(biz) seninle berâber hidâyete tâbi' olursak, yurdumuzdan hemen çıkarılırız” dediler. Hâlbuki onları, katımızdan bir rızık olarak herşeyin mahsûllerinin(toplanıp) ona getirildiği, emîn bir hareme (Mekke'ye) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu(üzerlerindeki ni'metimizi) bilmezler.

Onlar “Seninle birlikte doğru yola girersek topraklarımızdan atılırız” dediler. Peki, bir takım uyulması gerekli yasakların olduğu güvenli bu topraklara sizi biz yerleştirmedik mi? Katımızdan rızık olarak her türlü meyveler oraya toplanılmadı mı? Fakat onların çoğu bunları bilmiyorlar.

Dediler: "Eğer biz seninle birlikte doğru yolu tutacak olursak, yerimizden, yurdumuzdan oluruz." Biz onları kendi katımızdan azıklansınlar diye, her türlü ürünlerin her yandan gelip yığılacağı korkusuz, kutlu bir çevrede yerleştirmedik mi? Ancak, onların pek çoğu bunu bilmezler.

Onlar «— Senin hidayetine tâbi olsak yerimizden tedirgin oluruz», dediler. Biz, onları emniyetli, tarafımızdan rızk olmak üzere kendisine her çeşit meyve taşınır haremde yerleştirmedik mi? [⁷] Fakat onların pek çoğu bunların Allah/tan geldiğini bilmezler.

[7] İman etmedikleri halde rızk veriyoruz, iman ederlerse evleviyyetle vereceğiz.

(Bazıları) dediler ki: “Eğer biz seninle birlikte doğru yola tabi olursak yurdumuzdan kovuluruz.”¹⁴ Hâlbuki Biz onları tarafımızdan bir rızık olarak, her türlü ürünün toplandığı güvenli ve mukaddes bir yere yerleştirmedik mi? Fakat onların pek çoğu bilmezler.

14 Tefsirlere göre bu sözü söyleyenler Hâris bin Âmir bin Nevfel bin Abdimenâf gibi bazı müşriklerdir.

Dediler ki: “Eğer seninle birlikte hidayete uyacak olursak, yerimizden çekilip kopartılırız.” Oysa biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürününün aktarılıp toplandığı güvenli bir Harem'de (Mekke-i Mükerreme'de) yerleşik kılmadık mı? Fakat onların çoğu bilmiyorlar.

(Kureyş’in ilâhî mesaja karşı çıkmasının en büyük nedeni yalnızca atalar dinine körü körüne bağlılık değildi. Onlar bu ilahi mesajı kendi çıkarları iç... Devamı..

Ey şanlı Elçi! Hak dini reddeden bazı soydaşların ve hemşerilerin, buna gerekçe olarak diyorlar ki: “Ey Muhammed! Aslında güzel şeyler söylüyorsun, fakat eğer seninle birlikte bu yola girecek olursak, İslâm’a sıcak bakmayan dost ve müttefiklerimizin desteğini kaybeder, bunun sonucunda dayerimizden yurdumuzdan sürülüp atılırız!”
Oysa Biz onları, katımızdan rızk olarak her çeşit ürünün getirilip toplandığı güvenli ve kutsal bir yer olan Mekke’ye yerleştirmedik mi? Ne var ki, onların çoğu, bütün nîmetlerin Allah’ın elinde olduğunu ve dolayısıyla, üstünlük ve başarıya ancak O’na kulluk etmekle ulaşılabileceğini bilmezler.Peki, bilmezlerse ne olur:

-“Seninle birlikte Hidayet’e uyarsak, yerimizden-yurdumuzdan sürülürüz” dediler.
Oysa onları ledünnümüzden / tarafımızdan bir rızık olarak verdiğimiz ürünlerin gelip toplandığı güvenli ve saygın bir yere yerleştirmedik mi?
Ama onların çoğu bilmez.

" Eğer senin Tanrı'nın yolundan gidersek, yerimizden yurdumuzdan oluruz " diyorlar. Her türlü ürünün akışını sağlayarak kendilerini güvenli / Harem ortamında itibar sahibi yapan biz değil miyiz sanki. çoğu insan, bunun bilincinde değil.

Sevdiklerinden bazıları sana dediler ki; "Biz seninle beraber doğru yola gelirsek yurdumuzdan atılırız!" Görüyorsun! Onların bu sözleri bile ayetlerimizle açıkladığımız gerçekleri görmediklerini, ayetlerimizle akıl etmediklerini, hala cehaletin peşinden gittiklerini gösteriyor. Onlar hiç düşünmüyorlar mı? Biz inanan topluluklara yaşadıkları ülkeyi mekân olarak verdik. Orada türlü nimetlerden yararlanıyorlar. Yaşadıkları ülkeyi onlar için emin bir belde kıldık. Bu gerçekleri görmeyenler kendi yalanlarıyla oyalanan cahillerdir.

(İnkârcılar) “Biz seninle birlikte o doğru yola uyarsak, yerimizden (yurdumuzdan) atılırız!” demişlerdi. Onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke’ye) yerleştiren de biz değil miydik! [*] Fakat onların çoğu (bu gerçeği) bilmezler.

Bu ayet ‘Ankebût 29:67. ayetle birlikte okunmalıdır.

(Onlar): “Biz seninle beraber hak yola uyarsak, (o zaman) yurdumuzdan kovuluruz.” dediler. Onları, kendi katımızdan bir rızık olarak, her şeyin kazancının toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke’ye) Biz yerleştirmedik mi? Fakat onların pek çoğu bunu bilmiyorlar.¹

1 Bir taraftan: “doğrusun amma, biz o doğruya uyar, seninle beraber olursak derhal çarpılır, yerimizden yurdumuzdan ve menfaatlerimizden oluruz” dedil... Devamı..

“Seninle aynı yolu izleyecek olursak kendi toprağımızdan koparıp atarlar bizi” diyorlar. ⁵⁷ Oysa, Katımızdan rızık olarak her türlü ürünün getirilip toplandığı, koruyucu örf altında güvenli bir yere yerleştirmedik mi onları? ⁵⁸ Ne var ki, çokları [bunun] farkında değil.

57 Lafzen, “Seninle beraber doğru yolu tutacak olsak, bizi ülkeden koparıp atarlar”. Bu pasajın içiçe iki anlamı vardır. Tarihî planda, yukarıdaki ifa... Devamı..

Bir de; “Eğer biz seninle birlikte doğru yolu tutarsak, yerimizden yurdumuzdan oluruz” diyorlar. Peki, biz onları, her türlü ürünün tarafımızdan rızık olarak toplandığı güvenli ve dokunulmaz bir memlekete yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bu nimeti bilmiyorlar. 19/75

Bir de, “Eğer seninle birlikte doğru yola girersek, yurdumuzdan yuvamızdan koparılırız” dediler.[³⁴³⁴] Onları, sayemizde her türlü ürünün gelip rızık olarak kendisinde toplandığı kutsal bir dokunulmazlığa sahip güvenli bir yere Biz yerleştirmedik mi? Ne ki onların çoğu bunun bilincinde bile değil.

[3434] Mekkelilerin tarihî korkusu, diğer kabileler tarafından Mekke’den çıkarılmaktı. Zira Mekke tarihinde bu çok yaşanmış ve kendileri de Mekke’deki... Devamı..

Onlar "Seninle beraber İslam'a tabi olursak, yurdumuzdan oluruz" dediler. Oysa biz onları (katımızdan bir ihsan olarak) her şeyin mahsulünün toplandığı, mukaddes bir beldede yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu (şükretmeleri gerektiğini) bilmezler (de servetleri ve refahları ile böbürlenirler)

Dediler ki: "Biz seninle beraber doğru yola gelirsek yurdumuzdan atılırız. " Biz onlara kendi katımızdan bir rızık olarak, her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir mekân vermedik mi? Fakat çokları bilmezler

Ve dediler ki: «Eğer seninle beraber hüdaya (İslâm'a) tâbi olursak yerimizden hemen çıkarılırız. Biz onlar için bir emniyetli Harem'i metin bir mekân kılmadık mı ki, her şeyin semereleri Bizim tarafızdan bir rızk olmak üzere onun için toplanır. Fakatonların ekserisi bilmezler.»

“Doğru söylüyorsun, ama biz sana tâbi olup o doğru yolu tutarsak, yerimizden yurdumuzdan olur, burada barınamayız” dediler. Oysa tarafımızdan bir rahmet olarak Biz, onları her türlü ürünün getirilip toplandığı, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke-i Mükerreme'ye) yerleştirmedik mi? Ne var ki onların çoğu bu nimetin kadrini bilmezler.

Kureyşliler, İslâm’a girmeleri halinde diğer kabileler tarafından dinlerinden dönmekle suçlanarak ülkelerinden çıkarılacaklarını zannediyorlardı. Onla... Devamı..

Dediler ki: "Biz seninle beraber doğru yola gelirsek yurdumuzdan atılırız." Biz onlara kendi katımızdan bir rızık olarak, her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir mekan vermedikmi? Fakat çokları bilmezler.

(Korkarak îmâna gelmeyenler) "Eğer biz seninle doğrı yola tâbi' olur isek 'arablar bizi yerimizden çıkarırlar" didiler. Dünyânın her tarafından her dürlü mahsûlün oraya getirildiği emîn Harem'i onlara mekân kılmadık mı? Onlara tarafımızdan rızık ihsân itmedik mi? Ve lâkin ekserîsi bunı bilmez ve anlamazlar.

Size diyorlar ki; “Eğer doğru yola, seninle birlikte biz de girsek, yerimizden, yurdumuzdan ediliriz.” Dokunulmaz ve güvenli olan bir bölgeye (Mekke’ye) onları biz yerleştirmedik mi? Oraya her yerden her türlü ürün; ayrıca katımızdan da bir rızık getirilir. Ancak, onların pek çoğu bunu bilmez.

-Eğer, seninle birlikte doğru yolu tutacak olursak, ülkemizden sürülürüz, dediler. Oysa biz, onları katımızdan rızık olarak verdiğimiz ürünlerin gelip toplandığı emin ve saygın bir yere yerleştirmedik mi? Fakat, onların çoğu bilmezler.

“Seninle birlikte doğru yolu tutacak olursak yerimizden, yurdumuzdan oluruz” dediler. Her çeşit ürünün tarafımızdan bir rızık olarak gelip toplandığı güvenli ve hürmetli bir beldeye(7) onları yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu, bunların Allah'tan geldiğini bilmiyor.

(7) Mekke’ye.

Dediler ki: "Eğer seninle birlikte yol alırsak, yerimizden, yurdumuzdan oluruz." Biz onları, katımızdan rızık olarak gelen tüm ürünlerin derlenip toplandığı güvenli, saygıdeğer bir mekâna yerleştirmedik mi? Ama onların çokları bilmiyorlar.

daħı eyittiler “eger uyarsavuz ŧoġru yola senüñ-ile ķapınılavuz yirümüzden.” iy daħı yirlendürmedük mi anlara ḥarem yirin imin dirinilür andın yaña her nesene yimişleri rūzį virmek içün ķatumuzdan? velįkin eyregi anlaruñ bilmezler.

Daḫı eyitdiler: Eger hidāyete uysavuz senüñle, ḳorḳaruz ki bizi çıḳaralarillerümüzden. Biz anları yirlendürmedük mi imin ḥaremde ki getürülüp gelüraña her nesnenüñ yemişleri? Rızḳ yitişür bizüm ḳatumuzdan, lākin anlaruñçoġı bilmezler.

(Qüreyşlilər) dedilər: “Əgər biz səninlə bilikdə haqq yolu (islam dinini) tutub getsək, (əksəriyyəti təşkil edən müşriklərin əli ilə) yurdumuzdan tezliklə didərgin salınarıq”. Məgər Biz onları Özümüzdən bir ruzi olaraq hər yerin meyvəsinin (hər cür meyvənin) daşınıb gətirildiyi, (daxilində Kə’bə yerləşən) qorxusuz-xətərsiz (müqəddəs) bir yerdə (Məkkədə) sakin etmədikmi? Lakin onların əksəriyyəti (Allahın onlara bəxş etdiyi bu ne’mətin qədrini) bilməz!

And they say: If we were to follow the Guidance with thee we should be torn out of our land. Have We not established for them a sure sanctuary, whereunto the produce of all things is brought (in trade), a provision from Our presence? But most of them know not.

They say: "If we were to follow the guidance with thee, we should be snatched away(3389) from our land." Have We not established for them a secure sanctuary, to which are brought as tribute fruits of all kinds,- a provision from Ourselves? but most of them understand not.

3389 This text is missing. This text is missing. This text is missing. This text is missing. This text is missing. This text is missing. This text is ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.