Feeḣażet-humu-ssayhatu musbihîn(e)
Sabah çağına erdikleri gibi bir bağırış yüzünden helak olup gittiler.
Derken (intikam gününün) sabah vaktine girdiklerinde, onları o dayanılmaz çığlık (korkunç gök gürültüsü ve şimşek çakması) yakalayıvermişti.
Ama sonunda, bir sabah erkenden onları da, hakettikleri azabın gürültüsü apansız yakalayıverdi.
Sabah olmak üzereyken, şiddetli bir gürleme halinde âni bir darbe onların işini bitirdi.
Derken onları da sabaha vardıkları sırada o çığlık alıverdi.
Derken, sabah vaktine girdiklerinde, onları o dayanılmaz-çığlık yakalayıverdi.
Bunları da o (korkunç) sayha (ses ve gürültü) sabahleyin yakalayıverdi. (gürültü ve zelzele neticesi helâk oldular.)
Birden sabahleyin bir ses ve patlama, onları yakalayıverdi.
Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı.
Onlara tan vakti, bir gürültü gelip çattı
Onları da sabaha girerlerken, (yaptıkları yüzünden) korkunç bir gürültü yakalayıverdi.
Sabah oldığı vakit bir furtınaya tutuldılar.
Sabaha karşı çığlık onları yakalayıverdi.
Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç uğultulu ses yakalayıverdi.
Ama sonunda sabaha girerlerken korkunç ses onları da yakaladı!
Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı.
Sabahleyin onları da o korkunç gürültü yakaladı.
Onları da sabahleyin korkunç bir çığlık yakaladı.
Bunları da sabahleyin sayha tutuverdi
Onları da sabaha girerlerken, (küfürde ısrar etmelerinden ötürü müstahak oldukları üzere) korkunç bir sayhâ yakaladı.
Derken, sabaha karşı korkunç bir ses onları yakaladı.
Derken onları dahi sabaha girdikleri sırada o (korkunç) ses yakalayıverdi.
Onları da sabaha çıkmakta olan kimseler iken, o (korkunç) ses yakaladı.
Sabah olunca onları şiddetli bir ses yakaladı.
Derken, onları gün doğarken bir haykırmadır çarptı.
Sabaha karşı onlar korkunç bir sese giriftar oldular.
Derken, onları sabah vaktine girdiklerinde, o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi.
Ama bir sabah vakti, kulakları sağır eden korkunçbir gürültü yakalayıverdi onları.
Sabahladıklarında onları Sayha / Yüksek Ses yakaladı.
Sabaha karşı kopan, müthiş patlama onları da vurdu.
Kendilerini güvenlik içinde zannederlerken korkunç bir ses yakaladı. Başlarına gelen felaketle yokluğa karıştılar.
Onları sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakalamıştı.
Derken, onları sabahleyin dayanılmaz bir çığlık yakalayıverdi.
ama sonunda, (bir) sabah erkenden onları da [hak ettikleri azabın] gürültüsü apansız yakalayıverdi;
Fakat sabahın ilk ışıklarıyla birlikte korkunç bir çığlık onları yakalayıverdi. 11/67
fakat sabahın ilk ışıklarıyla (dehşetli) sayha onları kıskıvrak yakalayıverdi;
Derken onları da, sabaha girdikleri sırada o korkunç ses yakalayıverdi.
Onlar sabaha çıkarlarken, o korkunç ses, onları yakalayıverdi.
Sonra onları, sabahladıkları an o sayha yakalamış oldu.
Bir sabah o korkunç ses bastırıverdi onları!
Sabaha girerlerken onları da (o) korkunç ses yakaladı.
Sabaha karşı onları sayha aldı ve helâk itdi.
Onlar da sabaha girerken dehşet bir sesle sarsılmışlardı.
Sabahladıklarında onları da bir çığlık yakalayıverdi.
Onları da bir sabah vakti o korkunç ses yakaladı.
Korkunç titreşimli ses onları da sabaha girecekleri sırada yakaladı.
pes duttı anları ün irte vaķtına giricilerken.
Pes anları helāk itdi Cebrā’īl āvāzı ṣabāḥ vaḳtında.
Səhər çağı dəhşətli (tükürpədici) səs onları bürüdü.
But the (Awful) Cry overtook them at the morning hour,
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |