18 Nisan 2024 - 9 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hicr Suresi 14. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velev fetahnâ ‘aleyhim bâben mine-ssemâ-i fezallû fîhi ya’rucûn(e)

Onlara gökten bir kapı açsak da melekler, o kapıdan inip çıksalar.

Şayet onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak, oradan (urûc edip) yukarı yükselseler de; (yine imana gelmeyeceklerdir.)

Hatta onlara gökten bir kapı açsaydık da, onlar oradan göğe yükselip çıksalardı bile.

Onlara gökten bir kapı açsak, orada devamlı yükseliyor olsalardı, diyecek bir şey bulurlardı.

Biz onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarıya çıksalar;

Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak, ordan yukarı yükselseler de,

14,15. O müşriklere, gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar (gözleriyle göreceklerini görseler), şöyle diyeceklerdi: “- Muhakkak ki gözlerimiz döndürüldü; daha doğrusu, biz büyülenmiş bir topluluğuz.”

14, 15. Öyle ki; eğer gökten bir kapı açsaydık, oradan yukarı çıkmaya başlasalardı, yine: “Herhalde gözlerimiz boyandı, bilakis biz büyülenmiş bir toplumuz” derlerdi.

14,15. Onlara gökten bir kapı açsaydık da oraya çıkmaya koyulsalardı; “şüphesiz ki gözlerimiz döndü; hayır, büyüye uğramış bir topluluk olduk” derlerdi.[251]

[251] Sekr/dönmek kelimesi hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, X, 303-306.

Onlara gökten bir kapı açsaydık, onlar da çıksalardı

14-15. Hatta o inkârcılara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar yine: “Gözlerimiz hayal görüyor, herhalde birileri (bize) sihir yaptı” derler.

14, 15. Eğer semânın kapularını açsak oraya çıkar iken dahî: "Gözlerimiz serhoşlukla karârdı sihre tutulmuş bir kavimiz" diyeceklerdi.

14,15. Onlara gökten bir kapı açsak da, oradan çıkmağa koyulsalar: "Gözlerimiz döndü, biz herhalde büyülendik" derler.*

14,15. Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıkmaya koyulsalar, yine “Gözlerimiz döndürüldü, biz herhâlde büyülenmiş bir toplumuz” derlerdi.

14-15. Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar, yine de “Herhalde gözlerimiz perdelendi, hatta bize büyü yapılmış olmalı!” derler.

14, 15. Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar, yine de «Gözlerimiz boyandı, daha doğrusu bize büyü yapılmıştır» derler.

Onlara gökten bir kapı açsak ve onun içinde yükselecek olsalardı,

Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar,

Üzerlerine Semadan bir kapı açsak da orada urûc ediyor olsalar, diyeceklerdi ki her halde gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyüye tutulmuş bir kavmiz

14-15. Şâyet onlara (müşriklere) gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar (ve semâlardaki melekleri görmüş olsalardı,) “herhalde gözlerimiz boyandı, daha doğrusu bize büyü yapılmış olmalı!” derlerdi (de onlar yine de îmân etmezlerdi.)

Gökten bir kapı açsak da oraya çıksalar bile.

14,15. Onlara gökden bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar (o zaman da) muhakkak ki: «Gözlerimiz (bir serhoş gözü gibi) döndürülmüşdür. Belki de biz büyülenmişler zümresiyiz» diyeceklerdir.

14,15. Eğer onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıkacak olsalardı, gerçekten: “Herhâlde gözlerimiz boyandı; daha doğrusu biz (galibâ) sihirlenmiş kimseler topluluğuyuz!” diyeceklerdi.

Onlara göklerden kapılar açsak sonra o kapılardan göğe çıkmış olsalar,

Biz onlara gökten bir kapı açsak, onlar da oradan yukarı çıksalar bile,

14, 15. Biz, onlara gökten bir kapı açsak, onlar da o kapıdan yukarı çıkacak olsalar [⁸] yine inanmazlar. "- Gözlerimiz bağlanmıştır [⁹], hayır, biz büyüye tutulmuş kimseleriz" derler.

[8] Yahut meleklerin inip çıktığını görseler.[9] Veya sarhoş gözü gibi süzülmüştür.

Şayet onlara gökten bir kapı açsak ve oradan yukarıya çıkmaya koyulsalar dahi

Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak da oradan yukarı yükselseler.

Eğer üzerlerine gökten Arş’a uzanan bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalardı,

Eğer onlara Gök’ten bir kapı açsaydık da oradan inip çıkıyor olsalardı:

Hattâ onlar için, gök yüzüne bir kapı açsak da oraya tırmanıp gerçeği görseler,

İnkâr edenler inançlarına bağlıdır. Bağlılıkları yüzünden ayetlerimizi anlamazlar. Onlara gökten bir kapı açıp bütün gerçekleri göstersek yine de inanmazlar. Önyargıları gözlerini gerçeklere karşı kör etmiştir. Önyargılarının kalplerinde yükselttiği duvarlar kalın, sert, aşılmazdır.

Onlara gökten bir kapı açsak ve oradan yukarı çıksalar,

Hatta onların üzerlerine gökten bir kapı açsak ve onlar oradan yukarı yükselseler,

Hatta onlara gökten bir kapı açsaydık ve oraya biteviye yükseliyor olsalardı,

Onlara gökten bir kapı açmış olsaydık da oradan yukarı yükselselerdi. 6/35, 17/93

Ve eğer onların üzerine gökten bir kapı açmış olsaydık ve onlar da oraya yükselebilselerdi,

14.15. (Küfür kalplerine öylesine yerleşmiştir ki) Şayet onlara gökten bir kapı açsak da yukarı çıkacak olsalar (melekler alemini seyretseler, yine de inanmazlar) "Gözlerimiz perdelendi, herhalde bize büyü yapıldı" derler.

14-15. Şayet onlara gökten bir kapı açsak da biteviye oradan çıksalar, mutlaka; ’’Ne gördüğümüzü bilmiyoruz, toplum olarak büyülendik ’’ derlerdi.

Ve eğer onların üzerine gökten bir kapı açsak da oradan yukarıya çıkacak olsalar,

14, 15. Hatta o kâfirlere gökten bir kapı açsak, onlar da yukarı yükselip çıksalar, yine de “Galiba gözlerimiz bağlandı, belki de büyüye tutulduk! ” derler.

Onlara gökten bir kapı açsak da oraya çıkacak olsalardı:

Eğer onlara (müşriklere) gökden bir kapu açsak ve oradan melekler gelüb gitseler,

Üzerlerine gökten bir kapı açsak, onlar da oradan yukarı çıksalar,

Onlara gökten bir kapı açsak da onlar oradan yukarı çıksalar bile,

Biz onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıkacak olsalar,

Üzerlerine gökten bir kapı açsak da oradan yükseliyor olsalardı.

14-15. daħı eger açmışmıssaduķ anlaruñ üzere ķapu gökden pes gündüz geçürelerdi ya'nį firişteler aġarlar eyidelerdi “bayıķ baġlanıldı gözlerümüz; belki biz ķavmuz bugülenmişler.”

Eger açsa‐y‐idük anlaruñ üstine bir ḳapu gökden, pes andan göge çıḳsalar‐dı,

Əgər onlara göydən bir qapı açsaq (nərdivan endirsək) və onunla durmadan yuxarı dırmaşsalar (göydə Allahın qüdrətini və əzamətini görsələr) yenə də (inanmayıb):

And even if We opened unto them a Gate of Heaven and they kept mounting through it.

Even if We opened out to them a gate from heaven,(1948) and they were to continue (all day) ascending therein,

1948 Cf. 6:35. The spiritual kingdom is open to all to enter. But the entrance is not a mere matter of physical movement. It is a question of total ch... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.