Velenuskinennekumu-l-arda min ba’dihim(c) żâlike limen ḣâfe mekâmî veḣâfe va’îd(i)
Sonra da onlardan sonra sizi, yerlerine yerleştireceğiz. İşte bu, benim huzuruma gelmekten korkanlara ve azabımdan korkanlara ait bir şey.
“Ve onlardan sonra sizi o ülkeye ve yeryüzüne mutlaka yerleştireceğiz (size imkân ve iktidar vereceğiz). İşte bu, makamıma saygı duyana ve tehdidimden korkana ait (bir ayrıcalık ve müjdedir).”
Ve onlar yok olup gittikten sonra, yeryüzüne elbette sizi yerleştireceğiz. Bu mükafatım, huzurumda durmakta saygı ve sakınma gösteren ve tehdidime uğramaktan korkanlar içindir.
Ve onlardan sonra, sizi, mü'minleri mutlaka o yerde, o ülkede yerleştireceğiz. İşte bu, işlediği ameller, hak ettiği mükâfatlar, cezalar üzerindeki hükümranlığımın, her şeyi tek tek ortaya koyarak hükmümü icra edeceğimin endişesini duyan, azamet ve celâlimden, tehdidimden korkan, günahı, isyanı terkeden kimselere mahsustur.
Onlardan sonra sizi o yere yerleştireceğiz. Bu, makamımdan korkan ve tehdidimden korkan içindir."
'Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir ayrıcalıktır).'
Ve onlardan sonra, mutlaka sizi, o yurda yerleştireceğiz. İşte bu iş , makamımdan ve azabımdan korkana vaadimdir.”
Onlardan sonra sizi yeryüzünde iskân edeceğiz. Bu, Benim makamımdan korkan, azabımdan sakınan için, (verdiğim bir sözdür)” diye vahyetti.
“Ey inananlar! Onlardan sonra sizi mutlaka o yerde yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkan ve tehdidimden sakınan kimselere aittir.”
Onlardan sonra, biz o yerlere sizi oturtacağız, işte bu, katında durmaktan kocunan, azabımdan korkan kişiler için» diye Allah vahiy eyledi onlara
13-14. İnkârcılar, resullerine; “Andolsun ki ya sizi yurdumuzdan çıkaracağız ya da bizim dinimize (yaşam biçimimize) döneceksiniz” dediler. Rableri de resullere şöyle vahyetti: “Biz zalimleri mutlaka yok edeceğiz. Ve onlardan sonra o yere sizi yerleştireceğiz. Bu (söz, hesap vermek üzere) benim huzuruma (günahkâr olarak) çıkmaktan çekinen ve benim azabımdan sakınan kimseler içindir.”
13, 14. Kâfirler "Yâ bizim dinimize ’avdet idiniz ve yâhud sizi memleketimizden çıkarırız." didiler. O vakit Allâh rasûllerine "Zâlimleri mahv ideceğim ânların memleketinde ânlardan sonra siz iskân ideceksiniz benden ve benim tehdîdlerimden havf idenlerin mükâfâtı budur." buyurdı.
13,14. İnkar edenler, peygamberlerine: "Ya bizim dinimize dönersiniz ya da sizi memleketimizden çıkarırız" dediler. Rableri peygamberlere: "Biz, haksızlık edenleri yok edeceğiz, onlardan sonra yeryüzüne sizi yerleştireceğiz. Bu, makamımdan ve tehdidimden korkanlar içindir." diye vahyetti.
“Onlardan sonra sizi elbette o yere yerleştireceğiz. Bu, makamımdan korkan ve tehdidimden sakınan kimseler içindir.”
13-14. İnkârcılar peygamberlerine, “Andolsun ya dinimize dönersiniz ya da sizi kesinlikle yurdumuzdan çıkarırız!” dediler. Bunun üzerine rableri onlara, “O zalimleri elbette helâk edeceğiz ve onlardan sonra sizi mutlaka o yurda yerleştireceğiz! Bu lutuf, huzuruma çıkmanın kaygısını taşıyan ve tehdidimden çekinenler içindir” diye vahyetti.
"Onlardan sonra o yurda sizi yerleştireceğiz. Bu, otoriteme saygı duyan ve tehditlerimden korkanlar içindir."
Ve Onlardan sonra sizi mutlaka o yerde yerleştireceğiz. Bu, makamımdan ve tehdidimden korkan içindir.
Ve arkalarından sizi o Arza iskân eyliyeceğiz, bu işte makamımdan korkana, vaıydimden korkana va'dim
Ve (ey inananlar!) Onlardan sonra sizi, o yere (o helâk edilmiş olanların yurduna) yerleştireceğiz. Bu (vaadim,) makamımdan (hesap vermek üzere, manevi huzuruma günahkâr olarak çıkmaktan) korkan ve (azap) tehdidimden sakınan kimseler içindir.
“Ve onlardan sonra sizi mutlaka yeryüzünde yerleştireceğiz. Bu, makamımdan ve uyarımdan korkan kimseler içindir.”
«Ve onlardan sonra sizi behemehal, o yurda yerleşdireceğiz. İşte bu (mükâfatım), benim makaamımdan korkanlara, benim tehdidimden korkanlara haasdır».
“Ve onlardan sonra sizi mutlaka o yere yerleştireceğiz.” İşte bu (va'dimiz), makamımdan (huzûrumda dikilerek hesab vermekten) korkanlar ve tehdîdimden endişe edenler içindir.
Onlardan sonra sizi bu topraklara elbette yerleştireceğiz. Bu uyarım, benim otoritemi ve vaatlerimi mutlak yerine getirdiğimi bilip korkanlar içindir” diye vahyettik.
Onlardan sonra da sizi ne olursa olsun o yurda yerleştireceğiz. Bu da Benim karşıma çıkmaktan korkanlar, bir de Benim söz verilen azabımdan korkanlar için yapılacaktır.»
“Onların ardından da sizi o yere yerleştiririz. Bu, Benim makamımdan korkan ve vaadimden korkan içindir” diye vahyetti.
“Ve onlardan sonra sizi o yere mutlaka yerleştireceğiz. İşte bu (makam, benim adalet) makamımdan korkana ve tehdidimden çekinene aittir.”
“Ve onların ardından, bu ülkede sizleri egemen kılacağız! İşte bu lütuf ve nîmetler, huzuruma çıkacakları endişesini yüreklerinde duyan ve uyarılarımdan korkan kimseler içindir.”
“Onlardan sonra Yeryüzü’ne sizi yerleştiririz.
İşte bu, benim vaadimden korkan, makamımdan korkan kimseler içindir”.
onlardan sonra da yeryüzüne sizi yerleştireceğiz. Bu, benden ve benim tehdidimden korkanlara bir Tanrı vadidir..."
Müminler için de; “Onlardan sonra sizi mutlaka o yere yerleştireceğiz. İşte bu makamımdan korkan ve tehdidimden sakınan kimselere mahsustur.“ diye hükmünü bildirdi.
13,14. Kâfir olanlar elçilerine şöyle demişlerdi: “Elbette sizi ya yurdumuzdan çıkaracağız ya da mutlaka dinimize döneceksiniz!” [*] Rableri de “Zalimleri mutlaka helak edeceğiz! Onlardan sonra sizi mutlaka o yerde yerleştireceğiz” [*] diye onlara vahyetmişti. İşte bu (durum) makamımdan korkan ve tehdidimden sakınanlar içindir.
“…Ve onlardan sonra sizi o memlekete, mutlaka yerleştireceğiz. İşte bu azabımdan korkana ve tehdidimden çekinene (verdiğim söz)dür.” diye vahyetti.¹
“Ve onlar yok olup gittikten sonra ¹⁸ yeryüzüne elbette sizi yerleştireceğiz: bu [vaad] Benim makamıma karşı saygı ve sakınma gösteren ve tehdidimden korkan kimseler içindir!” ¹⁹
“Ve onların ardından o memleketlere sizi yerleştireceğiz. İşte bu vaat, benim makamımdan korkan ve tehdidimden korkanlar içindir.” 10/14, 24/55
onların ardından (boşalan) yere sizi yerleştireceğiz.” İşte bu (mutlu son), Benim mutlak otoritemden ve tehdidimden korkan kimselere mahsustur.
Sonra da o beldeye sizi yerleştireceğiz. İşte bu (mükafatım) makamımdan sakınanlara ve tehdidimden korkanlara mahsustur” buyurarak onları teselli etti.
Onlardan (helak edilmelerinden) sonra sizi elbette o yere yerleştireceğiz ki bu, makamımdan korkan ve tehdidimden sakınan kimseler içindir. "
«Ve elbette onlardan sonra o yurda sizi yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve vaadimden korkana mahsustur.
13, 14. Kâfirler resullerine dediler ki: “Ya sizi yurdumuzdan kovarız, yahut bizim dinimize dönersiniz. ”Rab'leri de onlara vahyetti ki: “Elbette Biz o zalimleri imha edeceğiz ve onlardan sonra o ülkeye sizi yerleştireceğiz. İşte bu, huzuruma çıkmaktan ve uyardığım azaptan çekinenler içindir. ” [7, 88; 27, 56; 17, 76; 8, 30]
Ve onların ardından sizi o yere yerleştireceğiz. Bu, makamımdan korkan ve tehdidimden korkan için(verdiğim söz)dür.
"Ve sizi onlardan sonra arzda iskân iyleyeceğiz. Bu lütuf, benim makâmımdan ve va'îd-i 'azâbımdan korkanlar içündir" diye vahiy buyurdı.
Onların arkasından bu topraklara kesinlikle sizi yerleştireceğiz. Bu söz, karşıma çıkmaktan ve tehdidimden korkanla sınırlıdır.”
Onlardan sonra yeryüzüne sizi yerleştireceğiz. Bu, makamımdan korkanlar ve azabımdan korkanlar içindir.
Onların ardından yeryüzüne sizi yerleştireceğiz. Bu, Benim huzurumda hesap vermekten ve tehdidimden korkan kimse içindir.
"Ve onların ardından o toprağa mutlaka sizi yerleştireceğiz. Bu, makamımdan korkan, tehdidimden korkan için böyledir."
“daħı dölendürevüz sizi yirde anlardan śoñra. şol anuñdur kim ķorķdı ŧurmaķdan ķatumda daħı ķorķdı ķor ķıtmaġumdan.”
Daḫı dölendürevüz yirde anlardan ṣoñra. Şol anuñdur kim ḳorḳdı ṭur‐maḳdan ḳatumda. Daḫı ḳorḳdı ḳorḳutmaġumdan.
Onlardan sonra da yurdlarında sizi yerləşdirəcəyik. Bu (varislik), məqamımdan (qiyamət günü haqq-hesab üçün hüzurumuza durmaqdan) və əzabımdan qorxanlara aiddir!”
And verily We shall make you to dwell in the land after them. This is for him who fearth My Majesty and feareth My threats.
"And verily We shall cause you to abide in the land, and succeed them. This for such as fear(1888) the Time when they shall stand before My tribunal,- such as fear the punishment denounced."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |