19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL


<< GERİ       الْعَالَمِينَ

1-Fâtiha / 2
   
(Mekkî 5)
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ

Hamd (övme ve övülme), âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.

2-Bakara / 122
   
(Medenî 87)
2-Bakara / 131
   
(Medenî 87)
اِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُٓ اَسْلِمْۙ قَالَ اَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ

Çünkü Rabbi ona: Müslüman ol, demiş, o da: Âlemlerin Rabbine boyun eğdim, demişti.

2-Bakara / 251
   
(Medenî 87)
فَهَزَمُوهُمْ بِاِذْنِ اللّٰهِۙ وَقَتَلَ دَاوُ۫دُ جَالُوتَ وَاٰتٰيهُ اللّٰهُ الْمُلْكَ وَالْحِكْمَةَ وَعَلَّمَهُ مِمَّا يَشَٓاءُۜ وَلَوْلَا دَفْعُ اللّٰهِ النَّاسَ بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لَفَسَدَتِ الْاَرْضُ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ ذُو فَضْلٍ عَلَى الْعَالَم۪ينَ

Sonunda Allah'ın izniyle onları yendiler. Davud da Câlût'u öldürdü. Allah ona (Davud'a) hükümdarlık ve hikmet verdi, dilediği ilimlerden ona öğretti. Eğer Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerleriyle savması olmasaydı elbette yeryüzü altüst olurdu. Lâkin Allah bütün insanlığa karşı lütuf ve kerem sahibidir.

3-Âl-i İmrân / 33
   
(Medenî 89)
اِنَّ اللّٰهَ اصْطَفٰٓى اٰدَمَ وَنُوحاً وَاٰلَ اِبْرٰه۪يمَ وَاٰلَ عِمْرٰنَ عَلَى الْعَالَم۪ينَۙ

33, 34. Allah birbirinden gelme bir nesil olarak Âdem'i, Nuh'u, İbrahim ailesi ile İmrân ailesini seçip âlemlere üstün kıldı. Allah işiten ve bilendir.  

3-Âl-i İmrân / 42
   
(Medenî 89)
3-Âl-i İmrân / 96
   
(Medenî 89)
اِنَّ اَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذ۪ي بِبَكَّةَ مُبَارَكاً وَهُدًى لِلْعَالَم۪ينَۚ

Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbet), Mekke'deki (Kâbe)dir.

3-Âl-i İmrân / 97
   
(Medenî 89)
3-Âl-i İmrân / 108
   
(Medenî 89)
5-Mâide / 20
   
(Medenî 112)
5-Mâide / 28
   
(Medenî 112)
5-Mâide / 115
   
(Medenî 112)
6-En’âm / 45
   
(Mekkî 55)
6-En’âm / 71
   
(Mekkî 55)
قُلْ اَنَدْعُوا مِنْ دُونِ اللّٰهِ مَا لَا يَنْفَعُنَا وَلَا يَضُرُّنَا وَنُرَدُّ عَلٰٓى اَعْقَابِنَا بَعْدَ اِذْ هَدٰينَا اللّٰهُ كَالَّذِي اسْتَهْوَتْهُ الشَّيَاط۪ينُ فِي الْاَرْضِ حَيْرَانَۖ لَهُٓ اَصْحَابٌ يَدْعُونَهُٓ اِلَى الْهُدَى ائْتِنَاۜ قُلْ اِنَّ هُدَى اللّٰهِ هُوَ الْهُدٰىۜ وَاُمِرْنَا لِنُسْلِمَ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ

De ki: Allah'ı bırakıp da bize fayda veya zarar veremeyecek olan şeylere mi tapalım? Allah bizi doğru yola ilettikten sonra şeytanların saptırıp şaşkın olarak çöle düşürmek istedikleri, arkadaşlarının ise: «Bize gel!» diye doğru yola çağırdıkları şaşkın kimse gibi gerisin geri (inkârcılığa) mı döndürüleceğiz? De ki: Allah'ın hidayeti doğru yolun ta kendisidir. Bize âlemlerin Rabbine teslim olmamız emredilmiştir.  

6-En’âm / 86
   
(Mekkî 55)
6-En’âm / 90
   
(Mekkî 55)
اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ هَدَى اللّٰهُ فَبِهُدٰيهُمُ اقْتَدِهْۜ قُلْ لَٓا اَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ اَجْراًۜ اِنْ هُوَ اِلَّا ذِكْرٰى لِلْعَالَم۪ينَ۟

İşte o peygamberler Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy. De ki: Ben buna (peygamberlik görevime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Bu (Kur'an) âlemler için ancak bir öğüttür.  

6-En’âm / 162
   
(Mekkî 55)
قُلْ اِنَّ صَلَات۪ي وَنُسُك۪ي وَمَحْيَايَ وَمَمَات۪ي لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ

De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.

7-A’râf / 54
   
(Mekkî 39)
اِنَّ رَبَّكُمُ اللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِ يُغْشِي الَّيْلَ النَّهَارَ يَطْلُبُهُ حَث۪يثاًۙ وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ وَالنُّجُومَ مُسَخَّرَاتٍ بِاَمْرِه۪ۜ اَلَا لَهُ الْخَلْقُ وَالْاَمْرُۜ تَبَارَكَ اللّٰهُ رَبُّ الْعَالَم۪ينَ

Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allah'tır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir!  

7-A’râf / 61
   
(Mekkî 39)
قَالَ يَا قَوْمِ لَيْسَ ب۪ي ضَلَالَةٌ وَلٰكِنّ۪ي رَسُولٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ

Dedi ki: «Ey kavmim! Bende herhangi bir sapıklık yoktur; fakat ben, âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir elçiyim.

7-A’râf / 67
   
(Mekkî 39)
7-A’râf / 80
   
(Mekkî 39)
7-A’râf / 104
   
(Mekkî 39)
وَقَالَ مُوسٰى يَا فِرْعَوْنُ اِنّ۪ي رَسُولٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۚ

Musa dedi ki: «Ey Firavun! Ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberim.

7-A’râf / 121
   
(Mekkî 39)
قَالُٓوا اٰمَنَّا بِرَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ

121, 122. «Musa ve Harun'un Rabbi olan âlemlerin Rabbine inandık» dediler.

7-A’râf / 140
   
(Mekkî 39)
قَالَ اَغَيْرَ اللّٰهِ اَبْغ۪يكُمْ اِلٰهاً وَهُوَ فَضَّلَكُمْ عَلَى الْعَالَم۪ينَ

Musa dedi ki: Allah sizi âlemlere üstün kılmışken ben size Allah'tan başka bir tanrı mı arayayım?  

10-Yûnus / 10
   
(Mekkî 51)
دَعْوٰيهُمْ ف۪يهَا سُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ وَتَحِيَّتُهُمْ ف۪يهَا سَلَامٌۚ وَاٰخِرُ دَعْوٰيهُمْ اَنِ الْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ۟

Onların oradaki duası: «Allah’ım! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz!» (sözleridir). Orada birbirleriyle karşılaştıkça söyledikleri ise «selâm» dır. Onların dualarının sonu da şudur: Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.

10-Yûnus / 37
   
(Mekkî 51)
12-Yûsuf / 104
   
(Mekkî 53)
وَمَا تَسْـَٔلُهُمْ عَلَيْهِ مِنْ اَجْرٍۜ اِنْ هُوَ اِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَم۪ينَ۟

Halbuki sen bunun için (peygamberlik görevini îfa için)  onlardan bir ücret istemiyorsun. Kur'an, âlemler için ancak bir öğüttür.

15-Hicr / 70
   
(Mekkî 54)
قَالُٓوا اَوَلَمْ نَنْهَكَ عَنِ الْعَالَم۪ينَ

«Biz seni, elâlemin işine karışmaktan men etmemiş miydik?» dediler.

21-Enbiyâ / 71
   
(Mekkî 73)
وَنَجَّيْنَاهُ وَلُوطاً اِلَى الْاَرْضِ الَّت۪ي بَارَكْنَا ف۪يهَا لِلْعَالَم۪ينَ

Biz, onu ve Lût'u kurtararak, içinde cümle âleme bereketler verdiğimiz ülkeye ulaştırdık.  

21-Enbiyâ / 91
   
(Mekkî 73)
21-Enbiyâ / 107
   
(Mekkî 73)
25-Furkân / 1
   
(Mekkî 42)
تَبَارَكَ الَّذ۪ي نَزَّلَ الْفُرْقَانَ عَلٰى عَبْدِه۪ لِيَكُونَ لِلْعَالَم۪ينَ نَذ۪يراًۙ

1, 2. Âlemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed'e Furkan'ı indiren, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan, hiç çocuk edinmeyen, mülkünde ortağı bulunmayan, her şeyi yaratıp ona bir nizam veren ve mukadderatını tayin eden Allah, yüceler yücesidir.

26-Şu’arâ / 16
   
(Mekkî 47)
26-Şu’arâ / 23
   
(Mekkî 47)
قَالَ فِرْعَوْنُ وَمَا رَبُّ الْعَالَم۪ينَ

Firavun şöyle dedi: Âlemlerin Rabbi dediğin de nedir?

26-Şu’arâ / 47
   
(Mekkî 47)
قَالُٓوا اٰمَنَّا بِرَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ

47, 48. «Âlemlerin Rabbine, Musa ve Harun'un Rabbine iman ettik» dediler.

26-Şu’arâ / 77
   
(Mekkî 47)
فَاِنَّهُمْ عَدُوٌّ ل۪ٓي اِلَّا رَبَّ الْعَالَم۪ينَۙ

İyi bilin ki onlar benim düşmanımdır; ancak âlemlerin Rabbi (benim dostumdur);

26-Şu’arâ / 98
   
(Mekkî 47)
اِذْ نُسَوّ۪يكُمْ بِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ

Çünkü biz sizi âlemlerin Rabbi ile eşit tutuyorduk.

26-Şu’arâ / 109
   
(Mekkî 47)
26-Şu’arâ / 127
   
(Mekkî 47)
26-Şu’arâ / 145
   
(Mekkî 47)
26-Şu’arâ / 164
   
(Mekkî 47)
26-Şu’arâ / 165
   
(Mekkî 47)
اَتَأْتُونَ الذُّكْرَانَ مِنَ الْعَالَم۪ينَۙ

165, 166. Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz!

26-Şu’arâ / 180
   
(Mekkî 47)
26-Şu’arâ / 192
   
(Mekkî 47)
وَاِنَّهُ لَتَنْز۪يلُ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ

Muhakkak ki o (Kur'an) âlemlerin Rabbinin indirmesidir.

27-Neml / 8
   
(Mekkî 48)
فَلَمَّا جَٓاءَهَا نُودِيَ اَنْ بُورِكَ مَنْ فِي النَّارِ وَمَنْ حَوْلَهَاۜ وَسُبْحَانَ اللّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ

Oraya geldiğinde şöyle seslenildi: Ateşin bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir!

27-Neml / 44
   
(Mekkî 48)
28-Kasas / 30
   
(Mekkî 49)
29-Ankebût / 6
   
(Mekkî 85)
وَمَنْ جَاهَدَ فَاِنَّمَا يُجَاهِدُ لِنَفْسِه۪ۜ اِنَّ اللّٰهَ لَغَنِيٌّ عَنِ الْعَالَم۪ينَ

Cihad eden, ancak kendisi için cihad etmiş olur. Şüphesiz Allah, âlemlerden müstağnîdir. (O'nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur).

29-Ankebût / 10
   
(Mekkî 85)
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَقُولُ اٰمَنَّا بِاللّٰهِ فَاِذَٓا اُو۫ذِيَ فِي اللّٰهِ جَعَلَ فِتْنَةَ النَّاسِ كَعَذَابِ اللّٰهِۜ وَلَئِنْ جَٓاءَ نَصْرٌ مِنْ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ اِنَّا كُنَّا مَعَكُمْۜ اَوَلَيْسَ اللّٰهُ بِاَعْلَمَ بِمَا ف۪ي صُدُورِ الْعَالَم۪ينَ

İnsanlardan kimi vardır ki: «Allah'a inandık» der; fakat Allah uğrunda eziyete uğratıldığı zaman, insanların işkencesini Allah'ın azabı gibi tutar. Halbuki Rabbinden bir nusret gelecek olsa, mutlaka, «Doğrusu biz de sizinle beraberdik» derler. İyi de, Allah, herkesin kalbindekileri en iyi bilen değil midir?  

29-Ankebût / 15
   
(Mekkî 85)
29-Ankebût / 28
   
(Mekkî 85)
32-Secde / 2
   
(Mekkî 75)
تَنْز۪يلُ الْكِتَابِ لَا رَيْبَ ف۪يهِ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ

Bu Kitab'ın, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiş olduğunda asla şüphe yoktur.

37-Sâffât / 79
   
(Mekkî 56)
37-Sâffât / 87
   
(Mekkî 56)
فَمَا ظَنُّكُمْ بِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ

«O halde âlemlerin Rabbi hakkındaki görüşünüz nedir?»  

37-Sâffât / 182
   
(Mekkî 56)
38-Sâd / 87
   
(Mekkî 38)
اِنْ هُوَ اِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَم۪ينَ

Bu Kur'an, ancak âlemler için bir öğüttür.

39-Zümer / 75
   
(Mekkî 59)
40-Mü’min / 64
   
(Mekkî 60)
40-Mü’min / 65
   
(Mekkî 60)
هُوَ الْحَيُّ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ فَادْعُوهُ مُخْلِص۪ينَ لَهُ الدّ۪ينَۜ اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ

O daima diridir; O'ndan başka hiçbir tanrı yoktur. O halde dinde ihlâslı ve samimi kişiler olarak O'na dua edin. Her türlü övgü âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.

40-Mü’min / 66
   
(Mekkî 60)
43-Zuhruf / 46
   
(Mekkî 63)
وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا مُوسٰى بِاٰيَاتِنَٓا اِلٰى فِرْعَوْنَ وَمَلَا۬ئِه۪ فَقَالَ اِنّ۪ي رَسُولُ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ

Andolsun biz Musa'yı âyetlerimizle Firavun'a ve onun ileri gelen adamlarına göndermiştik de Musa: Ben âlemlerin Rabbinin elçisiyim, demişti.

44-Duhân / 32
   
(Mekkî 64)
وَلَقَدِ اخْتَرْنَاهُمْ عَلٰى عِلْمٍ عَلَى الْعَالَم۪ينَۚ

Andolsun biz İsrailoğullarına, bilerek, (kendi zamanlarında) âlemlerin üstünde bir imtiyaz verdik.

45-Câsiye / 36
   
(Mekkî 65)
56-Vâkı’a / 80
   
(Mekkî 46)
59-Haşr / 16
   
(Medenî 101)
كَمَثَلِ الشَّيْطَانِ اِذْ قَالَ لِلْاِنْسَانِ اكْفُرْۚ فَلَمَّا كَفَرَ قَالَ اِنّ۪ي بَر۪ٓيءٌ مِنْكَ اِنّ۪ٓي اَخَافُ اللّٰهَ رَبَّ الْعَالَم۪ينَ

Münafıkların durumu tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana «İnkâr et» der. İnsan inkâr edince de: Ben senden uzağım, çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım, der.

68-Kalem / 52
   
(Mekkî 2)
وَمَا هُوَ اِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَم۪ينَ

Oysa o (Kur'an), âlemler için ancak bir öğüttür.

69-Hâkka / 43
   
(Mekkî 78)
تَنْز۪يلٌ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ

(O), âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.

81-Tekvîr / 27
   
(Mekkî 7)
اِنْ هُوَ اِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَم۪ينَۙ

27, 28. O, herkes için, sizden doğru yolda gitmek isteyenler için bir öğüttür.

81-Tekvîr / 29
   
(Mekkî 7)
83-Mutaffifîn / 6
   
(Mekkî 86)
يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ

4, 5, 6. Onlar düşünmezler mi ki, büyük bir günde (hesap vermek için) diriltilecekler! Öyle bir gün ki, insanlar o günde âlemlerin Rabbinin huzurunda divan duracaklardır.  






Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.