Kâlû subhâne rabbinâ innâ kunnâ zâlimîn(e)
Dediler ki: Şanı yücedir Rabbimizin, gerçekten de zalimlerden olduk biz.
(Sonunda artık faydasız bir nedametle:) "Rabbimiz Seni tesbih eder, yüceltiriz; gerçekten bizler zalim imişiz" deyip (dizlerini dövmeye girişmişlerdi.)
onlar da: “Rabbimizin şanı yücedir, doğrusu biz yaratılış gayemize aykırı hareket ediyormuşuz” dediler.
“Rabbimizi tesbih ve tenzih ederiz. Biz gerçekten hakka riayet etmeyen zâlim, müşrik bir milletmişiz.” dediler.
"Rabbimizi tesbih ederiz! Doğrusu biz zalimlerdenmişiz" dediler.
Deriler ki: “Rabbimiz seni tesbih eder, yüceltiriz; gerçekten zalim imişiz.”
Onlar: “- Seni tenzîh ederiz, Rabbimiz! Doğrusu biz zalimlermişiz.” dediler.
Onlar: “Biz Rabbimizi tesbih ederiz! Gerçekten zalim imişiz” dediler.
29,30,31,32. Onlar, “Ey Rabbimiz! Seni noksan sıfatlardan uzak tutarız. Gerçekten biz, kendimize yazık ettik” dediler. Birbirlerini suçlamaya başladılar. Sonra şöyle dediler: “Yazıklar olsun bize, biz azgın kimseleriz. Belki Rabbimiz bize bundan daha iyisini verir. Biz de ümitle O'na yöneleceğiz.”
Diyeler ki: «Kutsallık Tanrımıza, bizler günah işledik !»
(Onlar:) “Rabbimizi tesbih ederiz, O'na şükrederiz. Doğrusu biz (Rabbimizi unutarak) kendimize zulmetmişiz” dediler.
29,30. "Allâh’ın şânı zulümden münezzehdir. Biz zulüm itdik" didiler. Ve biri birilerini tahtıeye başladılar.
"Rabbimizi tenzih ederiz; doğrusu biz yazık etmiştik" dediler.
Onlar, “Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalim kimseler imişiz” dediler.
Şöyle cevap verdiler: “Rabbimizin şanı yücedir; doğrusu biz haksızlık etmişiz.”
Rabbimizi tesbih ederiz; doğrusu biz (kendi kendimize) yazık etmişiz, dediler.
Dediler ki, "Rabbimiz yücedir. Biz zalimler imişiz."
"Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zalimler imişiz." (dediler).
Sübhansın ya rabbena! Dediler: bizler doğrusu zalimlermişiz
(Sonunda onlar büyük bir pişmanlıkla,) “Rabbimiz seni (her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederek) tesbih ederiz. (Rabbimiz!) Doğrusu bizler (nimeti verenin ve bütün mülkün gerçek sahibinin sen olduğunu unutarak, fakirlerin hakkını vermemekle) kendimize zulmedenlerdenmişiz” dediler.
Onlar: Rabb'imizi tesbih ederiz. Doğrusu bizler haksızlık edenlermişiz.” dediler.
«Seni (tesbîh ve) tenzîh ederiz ey Rabbimiz. Hakıykaten biz zaalimlermişiz» dediler.
(Onlar:) “Rabbimizi tenzîh ederiz; doğrusu biz zâlim kimselermişiz!” dediler.
Onlar da “Rabbimiz her şeyden yücedir. Biz kendimize zulmedenlerden olduk” dediler.
Dediler: "Biz seni ululuyoruz ey çalabımız! Doğrusu, bizler kıyıcılık ettik."
Onlar da “Rabbimizi tenzih ederiz, muhakkak ki biz zalimlerden olduk” dediler.
Dediler ki: “Rabbimiz münezzehtir, gerçekten bizler zalim olanlarmışız.”
Bunun üzerine, hatâlarında daha fazla ısrar etmeyip, “Rabb’imizi en yüce sıfatlarla tesbih ederiz; meğer biz gerçekten zâlimmişiz!” dediler.
-“Rabbimiz ne yücedir; biz, zâlim olduk” dediler.
Bunun üzerine: " Büyüksün Allah’ım! biz gerçekten saygısızlık ettik " dediler.
Onlar bu hatırlatma karşısında akıllarını başlarına toplayıp; "Rabbimizi üstün bilir, ancak O’nu yüceltiriz. Doğrusu biz gerçeklere karşı körlük içindeymişiz. Bu nedenle kendimize zulmetmişiz!" dediler.
(Onlar) “Rabbimiz yücedir! Doğrusu biz (kendimize) yazık etmişiz!” demişlerdi.
(En sonunda): “Ey Rabbimiz! Sen ne kadar da yücesin! Gerçekten bizler zâlimlerden olduk.” dediler.
Onlar: “Rabbimizin şanı yücedir! Doğrusu biz zulüm işliyorduk!” diye cevap verdiler;
Hemen akılları başlarına geldi ve: -Rabbimiz sen yüceler yücesisin biz fakir fukaranın hakkını vermemekle gerçekten kendimize yazık ettik, dediler. 7/5, 21/11...15
Onlar “Varlığın kendisi adına hareket ettiği Rabbimizin şanı ne yücedir” dediler; “Meğer biz zalimlerden olup çıkmışız.”
Ve: "Ey Rabbimiz, seni tenzih ederiz, biz gerçekten zâlim kimseler olduk (cimrilik gösterdik, yoksulları rızıklarından mahrum bırakmanın cezasına uğradık)" dediler.
Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zulmedenlermişiz! dediler.
Dediler ki: «Ey Rabbimiz! Seni tesbih (tenzih) ederiz, muhakkak ki, biz zalim kimseler olduk.»
29, 30. Bunun üzerine “Sübhansın ya Rabbenâ, her türlü noksandan uzaksın! Doğrusu biz kendimize zulmetmişiz! ” deyip, birbirlerini kınamaya başladılar.
Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zulmedenlermişiz! dediler.
Ötekiler de: "Rabbimiz her 'ayıbdan ve zulümden münezzehdir. Biz kendimiz kendimize zulüm itdik" didiler.
Hep bir ağızdan, “Rabbimiz! Sana boyun eğeriz. Biz yanlışlar içindeyiz!” dediler.
Hemen akılları başlarına geldi ve:-Rabbimiz'in şanı yücedir. Biz, zalimlerden olduk, dediler.
“Rabbimizi tesbih ederiz,” dediler. “Doğrusu biz kendimize yazık etmişiz.”
O zaman dediler ki: "Tespih ederiz seni, ey Rabbimiz! Gerçekten biz zalimler olduk."
eyittiler “arulıġı çalabumuzuñ bayıķ biz olduķ žālimler.”
Eyitdiler: Münezzehdür bizüm Tañrımuz, biz ẓālimler‐iduḳ.
Onlar: “Rəbbimiz pakdır, müqəddəsdir! Həqiqətən, biz zalım idik!” – dedilər.
They said: Glorified be our Lord! Lo! we have been wrong doers.
They said: "Glory to our Lord! Verily we have been doing wrong!"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |