Yusebbihu li(A)llâhi mâ fî-ssemâvâti vemâ fî-l-ardi-lmeliki-lkuddûsi-l’azîzi-lhakîm(i)
Göklerde ve yerde olanların tümü, (yegâne) Melik (kâinatın ve mahlûkatın asıl hükümdarı) ; Kuddûs (her türlü noksanlık ve kusurdan münezzeh olan) ; Azîz (daima galip ve güçlü bulunan) ; Hakîm (hikmet ve hâkimiyet sahibi) olan Allah'ı tesbih etmektedir.
Tenzih eder ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde; her şeye sahip ve mutasarrıf olan, ayıplardan ve noksanlardan arı bulunan üstün, hüküm ve hikmet sahibi Allah'ı.
Göklerde ve yerde olan herşey, herşeye sahip olan, ayıp ve noksanlıklardan uzak olan, mağlup olmayan güce sahip ve yaptığı herşeyi yerli yerince yapan, Allah'ın sınırsız şanını yüceltmektedir.*
Göklerdeki varlıkların, imkânların ve yerdeki varlıkların ve imkânların tamamı; mülkün sahibini, hâkimini, her türlü noksanlıktan, ayıptan uzak en büyük kutsalını, kudretlisini, hikmet sahibini ve hükümranını, Allah'ı, koyduğu düzen içinde görevlerini yaparak tesbih ve zikrediyorlar.
Göklerde ve yerde ne varsa mülkün sahibi, kutlu, yüce ve hikmet sahibi Allah'ı tesbih etmektedir.
Göklerde ve yerde olanların tümü, Melik; Kuddüs; Aziz; Hakim olan Allah'ı tesbih eder.
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder. O, öyle bir Melik ki, Kuddüs'dür= her noksan şeyden münezzehtir, Azîz'dir= her şeye galibdir, Hakîm'dir= bütün işlerinde hikmet sahibidir.
Göklerdeki ve yerdeki her şey, Allah’ı tesbih ediyor (O’nun yüceliğini ve münezzehiyetini ilan ediyor.) O, her şeyin idaresi elinde olan, mukaddes (pak,) üstün kuvvet sahibi ve her şeyi yerli yerinde yapandır.
Göklerde ve yerde olanların hepsi, mülkün sahibi, kutsal kurtuluşun tek kaynağı, kudret ve hikmet sahibi Allah'ı tesbih ediyor/anıyor.[638]*
Göklerde ve yerde olan her şey, mülkün sahibi, eksiklikten/noksanlıktan uzak, aziz ve hâkim olan Allah'ın sınırsız şanını yüceltmektedir.
Göklerde olanlar ve yerde bulunanlar, hükümran, çok kutsal, güçlü ve Hakim olan Allah'ı tesbih ederler.
Göklerdeki ve yerdeki her şey, mülkün sahibi, mukaddes, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’ı tespih eder.
Göklerde ve yerde olanların hepsi, mülkün sahibi, eksiklikten münezzeh, azîz ve hakîm olan Allah'ı tesbih eder.
Göklerdekilerin ve yerdekilerin hepsi ALLAH'ı yüceltir. O Kraldır, En kutsaldır, Üstündür, Bilgedir.
Göklerde ve yerde olanların hepsi padişah, mukaddes, azîz ve hakîm olan Allah'ı tesbih etmektedir.
Tesbîh eder Allah için Göklerde ki ve Yerdeki o öyle lekesiz kuddûs melik ki hem azîz hem hakîm
Göklerde ne var, yerde ne varsa (hepsi) O mülk-ü melekûtun eşsiz hükümrânı, noksaanı mucib herşeyden pâk ve münezzeh, gaalib-i mutlak, yegâne hukûm ve hikmet saahibi Allâhı tesbîh (ve tenzîh) etmekdedir.
Göklerde olan ve yerde bulunanlar, Melik (mülkünde istediği gibi tasarruf eden), Kuddûs (bütün noksanlıklardan münezzeh olan), Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Hakîm(her işi hikmetli olan) Allah'ı tesbîh eder.
Göklerde ve yerde olan her şey, bütün mülkün sahibi, kendisinden başka kutsal olmayan, en güçlü ve her şeyin hükmünü veren Allah'ı yüceltirler.
Göklerde ne varsa ve yerde ne varsa hepsi kâinatın gerçek hükümdarı, her noksandan münezzeh, çok güçlü ve hikmet sahibi olan Allah'ı tesbih eder.*
Göklerde ve yerde bulunan bütün varlıklar, Mutlak Hükümran, Mukaddes, Sonsuz Kudret ve Hikmet Sahibi olan Allah’ın sınırsız kudret ve azametini övgüyle anıp yüceltmektedir. Şu muhteşem kâinat nizamı içerisinde yer alan her şey, kendisini yaratan Allahu Teâlâ’nın her türlü kusur ve noksanlıktan uzak olduğunu haykırmakta, O’nun sonsuz ilim, kudret, merhamet, hikmet, iyilik, güzellik ve adâletini gözler önüne sermektedir. Eğer çevrenizdeki varlıklara ibret nazarıyla bakacak olursanız, her zerresinin Allah’ı zikrettiğini duyacak, göreceksiniz.
İşte, Allah’ın sınırsız kudret ve hikmetinin bir tecellîsi olarak:*
Göklerde ve yerde olan her şey, O her şeyi hükmü altına alan, mukaddes,1 çok şerefli,2 hüküm (ve hikmet) sahibi3 olan Allah’ın şânını yüceltir.4*
GÖKLERDE ve yerde olan her şey, Mülkün Sahibi, Mukaddes, Kudret ve Hikmet Sahibi Allah'ın sınırsız şanını yüceltmektedir.
GÖKLERDE olanlar da, yerde olanlar da mutlak otorite sahibi, mukaddes, her işinde mükemmel ve her hükmünde tam isabet sahibi Allah için hareket ederler.[5094]*
Melik, Kuddûs, Azîz, Hakim olan Allah için göklerde ne varsa ve yerde ne varsa tesbihte bulunur.
Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi melik (kâinatın gerçek hükümdarı), kuddûs (çok yüce, her noksandan münezzeh) azîz ve hakîm olan Allah'ı tesbih ve tenzih eder.
Göklerde ve yerde bulunanların hepsi padişah, mukaddes, aziz, hakim olan Allah'ı tesbih etmektedir.
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’na[1]; bütün yetkiyi elinde tutan, yaptığını tertemiz yapan, daima üstün ve bütün kararları doğru olan Allah’a boyun eğer[2].*
Göklerde ve yerde ne varsa; hükümran, kuddüs, güçlü ve hakim olan Allah'ı takdis ederler.
Göklerde ne var, yerde ne varsa, hepsi, yegâne egemenlik sahibi olan, her türlü eksiklik ve çirkin sıfattan temiz ve yüce olan, kudreti herşeye üstün olan ve hikmeti herşeyi kuşatan Allah'ı tesbih eder.
Göklerdekiler ve yerdekiler o Melik, o Kuddûs, o Azîz, o Hakîm Allah'ı tespih ediyor.
All that is in the heavens and all that is in the earth glorifieth Allah, the Sovereign Lord, the Holy One, the Mighty, the Wise.
Whatever is in the heavens and on earth, doth declare(5449) the Praises and Glory of Allah,- the Sovereign,(5450) the Holy One, the Exalted in Might, the Wise.*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |