20 Nisan 2024 - 11 Şevval 1445 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hadîd Suresi 19. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velleżîne âmenû bi(A)llâhi ve rusulihi ulâ-ike humu-ssiddîkûn(e)(s) ve-şşuhedâu ‘inde rabbihim lehum ecruhum ve nûruhum(s) velleżîne keferû ve keżżebû bi-âyâtinâ ulâ-ike ashâbu-lcahîm(i)

Ve Allah'a ve Peygamberlerine inananlar yok mu, onlardır Rableri katında gerçeklerin ve tanıkların ta kendileri; onların mükafatları da vardır, nurları da; kafir olanlara ve delillerimizi yalanlayanlara gelince: Onlardır cehennem ehli.

Allah’a ve O’nun resullerine (samimiyetle ve teslimiyetle) iman edenler (var ya); işte onlar Rableri katında sıddıklar (özü, sözü ve yüzü dosdoğru olup itibar olunanlar) ve şehitler (veya Allah’ın va’adinin Hakk olduğuna şahitler)dir. (Cenab-ı Hakk değerlerini ve derecelerini göstermek üzere, bazı kişiler ve girişimler hakkında onlara şahitlik ettirecektir.) Onların (yüksek) ecirleri (mükâfatları) ve (çok özel ve örnek) nurları (güzellik ve etkinlik alâmetleri) vardır (ki hayret ve hayranlıkla seyredileceklerdir). İnkâr edip ayetlerimizi yalanlayanlar ise; işte onlar da cehennem ehlidir.

Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, evet işte onlar, Rableri yanında sözü, özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Ahirette onların bolca sevapları, önlerinde ve sağ taraflarında koşan nurları vardır. Bizden gelen gerçekleri örtbas edip, ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemliklerdir.

Allah'a ve Rasulüne iman edenler, onlar, işte onlar, doğruluk sembolleridir. Rableri katında, kutsal kitapları bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek önderlik, doğruları konuşan şâhitlik ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onlar da, sadakat örneği, doğruluk sembolü samimi mü'minlerin, şehitlerin, şâhitlerin, örnek önderlerin mükâfatlarına ve nurlarına kavuşurlar. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, âyetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar da kaynayan köpüren Cehennem azâbına maruz olanlardır.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 4/69.

Allah'a ve peygamberlerine iman edenler işte onlar dosdoğru olanlar ve Rableri yanında şahitlerdir. Onların ecirleri ve nurları vardır. İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince işte onlar da cehennem halkıdır.

Allah'a ve O'nun Resûlü'ne iman edenler; işte onlar Rableri katında sıddîklar ve şehidler (veya şahid)lerdir. Onların ecirleri ve nurları vardır. İnkâr edip ayetlerimizi yalanlayanlar ise; işte onlar da cehennem halkıdır.

Allah'a ve Peygamberine iman edenler; işte bunlar, Rableri katında, (imanları hususunda) tıpkı çok sadık olanlarla, (Allah yolunda can veren) şehidler gibidirler. Onların hem sevabları vardır, hem de (Sırat üzerinde) nurları... Küfre varıb da ayetlerimizi inkâr edenlere gelince; işte onlar, hep cehennemliktirler.

Allah’a ve elçilerine (gerçekten) inananlar, Rableri katında sıddıklar ve şehitlerdir. Sıddıklar ve şehitlerin mükâfat ve nurlarının aynısı bunlara da vardır. Fakat (peygamberleri) inkâr edip de ayetlerimizi yalanlayanlar ise, işte onlar Cehennem ehlidirler.

Allah'a ve Peygamberlerine inananlar var ya, özü sözü doğru kişiler onlardır. Rableri katında tanık olanlar onlardır. Onların ödülleri ve nurları vardır. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennem yârânı olacaklardır.

Hem Allaha, hem de peygamberlerine inanan kimselere, gerçek olanlara, şehit olanlara, Tanrıları katında onlara sevap vardır, aydınlık vardır, kâfir olanlarla, âyetlerimizi yalanlayanlar, işte bunlar cehennemlik!

Allah'a ve resullerine gerçekten inananlar var ya; işte onlar hem özü sözü doğru olanlar hem de Allah'ın huzurunda tanık olacak olanlardır (Allah'a verdikleri sözde duranlar ve hayatlarıyla gerçeğe şahitlik edenler olarak muamele göreceklerdir). Onların hem mükâfatları hem de nurları vardır. Ama inkâr edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince; işte onlar da cehennemliklerdir.

Bkz. 24/35-36, 39/22

Allâh’a ve rasûlüne îmân idenler doğrı âdemlerdir. Bunlar Allâh’ın önünde şâhid ve mükâfât ve nûra nâil olacaklardır. Îmân itmeyüb âyâtımızı tekzîb idenler cehennem ashâbıdırlar.

Allah'a ve peygamberlerine inananlara, dosdoğru olanlara ve Allah yolunda şehit düşenlere, işte onlara, Rableri katında nur ve ecir vardır. İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar da, cehennemlik olanlardır.*

Allah’a ve Peygamberlerine iman edenler var ya, işte onlar sıddîklar (sözü özü doğru kimseler) ve Allah katında şahitlerdir. Onların mükâfatları ve nurları vardır. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince; işte onlar cehennemliklerdir.

Allah’a ve peygamberlerine (böyle) iman edenler var ya, işte onlar rableri katında sıddıklar ve şehidler mertebesindedirler. Mükâfatları ve nurları (âhirette) onları beklemektedir. İnkâr edip âyetlerimizi yalan sayanlar ise cehennemliktirler.

Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, (evet) işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükâfatları ve nûrları vardır. İnkâr edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır.

ALLAH'a ve elçisine inananlar, dosdoğru olanlar ve şehidlerdir. Rab'leri katında onlar için ödülleri ve ışıkları vardır. İnkar edip ayet ve mucizelerimizi yalanlayanlar ise cehennem halkıdır.

Allah'a ve peygamberine iman edenler var ya, işte onlar, Rableri yanında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükafatları ve nurları vardır. İnkar edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlarıdır.

Hem Allaha ve Resulüne iyman edenler hep onlar aynî sıddîkler ve şehidlerdir, Rablarının ındinde onlara onların ecirleri ve nurları vardır, âyetlerimizi tekzib edenlere gelince işte onlar hep Eshabi cahîmdir.

Allah’a ve peygamberlerine îmân edenler var ya, işte bunlar, Rableri nezdinde, sıddıklar ve şehitler mertebesindedirler. Onların ecirleri ve nurları vardır. (Hakkı) inkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar (ebedî olarak) cehennem ehlidirler.

Allah'a ve Resûllerine inananlar;¹ işte onlar Rabb'leri katında Sıddıklar² ve şehitler³ konumunda olanlardır. Onların ödülleri ve nurları⁴ vardır. İnkâr eden ve ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar Cehennem halkıdırlar.

1- Mekke döneminin zor koşullarında, malından ve canından olmayı göze alarak iman eden kimseler. 2- Her zaman doğruyu söyleyenler, özü sözü doğru ol... Devamı..

Allaha ve peygamberlerine îman edenler (yok mu?) Onlar sözü özü doğru olanlar, Allah için şâhidlik edenlerdir. Onların hem mükâfatları, hem nuurları vardır. Küfredenler (e), âyetlerimizi yalan sayanlar (a gelince:) Onlar da cehennemin yaranıdırlar.

Allah'a ve O'nun peygamberlerine îmân edenlere gelince, işte onlar Rableri katında sıddîklar ve şehîdler (mertebesinde)dir. Kendileri için, hem mükâfâtları, hem nûrları vardır. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar Cehennem ehlidirler.

Allah’a ve elçisine inananlar, işte onlar geçek doğruları onaylayanlar ve doğrulara şahitlik edenlerin, Rablerinin katında güzel karşılıklar ve onlar için aydınlıklar vardır. Doğruları inkâr edenler ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlarda ateşin içine girecek olanlardır.

O kimseler ki Allah’a, elçisine inanırlar, işte çalapları katında özü sözü doğru olanlar, tanıklık edenler bunlardır. Onların hem karşılıkları, hem de ışıkları vardır. O kimseler ki inanmazlar, belgelerimizi yalan sayarlar, bunlar da Cehennemlik olanlardır.

Onlar ki Allah/a ve peygamberlerine inanırlar, işte Rablerinin yanında özü, sözü doğru olanlar, Allah için şehadette bulunanlar, onlardır. Onların hem mükâfatları, hem ışıkları vardır. Kâfir olup âyetlerimizi yalan sayanlar da cehennemliktir.

Allah’a ve elçilerine inananlar, işte onlar Rableri katında doğru olanlar ve (hakikate) şahit olanlardır. Onların nurları ve mükâfatları vardır. İnkâr edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem [cahîm] ehlidirler.

Allah'a ve peygamberlerine iman edenler (var ya), işte onlar, Rableri katında doğrular ve şahitlerdir. Onların hem mükâfatları, hem de nurları vardır. Küfre sapıp da ayetlerimizi yalanlayanlar (var ya), onlar da cehennem ehlidir.

Allah’a ve bütün elçilerine iman eden bu müminler var ya, işte iman iddiasında dosdoğru olanlar ve Hesap Günü Rab’leri katında hakîkate şâhitlik edecek olanlar onlardır. O Gün onlara,hak ettikleri mükâfâtları ve cennet yolunu aydınlatacak nurlarımutlaka verilecektir. Nankörlük edip ayetlerimizi inkâr edenlere gelince, onlar da cehennemi hak eden kimselerdir.

Allah’a ve O’nun rasûlüne iman edenler, işte onlar Sıddıklar’dır / Gerçek Doğrular’dır; rabb’leri katında Şahidler’dir.
Onların nûru ve ödülü kendileri içindir.
Bizim âyetlerimizi yalanlamış ve inkâr etmiş olanlara gelince; onlar da Cahîm / Yakıcı Alevli Ateş arkadaşlarıdır.

Allah ve resulüne inananlar, Tanrının er sözlü bilir kişileridir. Bunlar ödüllere ve aydınlığa sahip olacaklar. Ayetlerimizi yalanlayıp inkar edenler ise, cehennemlik kişilerdir.

Allah’a ve Resulüne iman edenler var ya; işte onlar sözüne sadık olan, Allah katında gerçeklere şahitlik edenlerdir. Onlara hesap günü mükâfat vardır. Üstelik onların yaptıkları güzel şeyler, etraflarını aydınlatan ışık olur. İnkâr edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince; işte onlar cehennemliklerdir.

Allah’a ve elçilerine iman edenler -evet sadece onlar- (gerçeği) çok doğrulayanlardır ve Rableri katında şahit olanlardır. (Mahşerde) onlar için ödülleri ve [nûr]ları (ışıkları) vardır. İnkâr edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennem halkıdır.

Allah’a ve Onun elçilerine gerçekten îman edenler var ya işte onlar, sıddîklerdir.¹ Şehitlere² gelince onların, Rablerinin huzurunda ayrıca bir mükâfatları ve nurları vardır.³ İnkâr ederek âyetlerimizi yalanlayanlar ise, cehennemliklerin ta kendisidir.

1 Sıddîk: Doğru sözlü, doğruluktan ayrılmayan, gerçeği tasdik eden anlamında bir Kur’an terimidir. Sözlükte “gerçeği konuşmak, gerçeğe uygun bilgi ver... Devamı..

Allah’a ve Elçisi’ne inananlar, işte onlardır hakikate sahip çıkan ve Allah’ın huzurunda [ona] tanıklık edenler: ²⁸ [böylece] onlar ödüllerini ve nurlarını elde edecekler! Hakikati inkara ve mesajlarımızı yalanlamaya şartlanmış olanlara gelince, onlar yakıcı ateşe mahkum olanlardır!

28 Yani, her türlü fedakarlığa hazır olmalarıyla.

Allah’a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden elçilerine yürekten inananlar var ya, işte onlar Allah katında özü sözü doğru olanlar ve şahit olan kimselerdir. Onların hem ödülleri vardır hem de aydınlatan nurları. Ama gerçekleri örtbas edip inanmayan kâfirler ise işte onlar cehennemliklerin ta kendilerdir. 4/69

Allah’a ve elçilerine (sadâkatin bedelini ödeyerek)[⁴⁹⁵⁷] iman edenler var ya: onlardır doğruluk ve dürüstlük sembolü olanlar; yine onlardır Rableri katında şahitliğine (değer) verilenler;[⁴⁹⁵⁸] ödül de onların, ışık da onların olacak.[⁴⁹⁵⁹] Ama inkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlar var ya; işte onlar, çılgın ateşin sakinidirler.

[4957] Parantez içi açıklamanın gerekçesi infakla ilgili bağlamdır. [4958] Veya: “örnek ve rol model olanlar”. [4959] Veya: “(Ödül) onların ödül... Devamı..

Ve o kimseler ki, Allah'a ve Onun peygamberine (gönülden) iman ettiler. (Allah yolunda savaştılar) İşte onlar, Rablerinin katında sıddıklık ve şehidlik mertebesine erenlerdir, onların hem mükâfatları hem de nûrları vardır. Ve o kimseler ki kâfir oldular ve ayetlerimizi yalan saydılar, işte onlar da cehennem yârânıdırlar. (Sonsuza dek orada kalacaklardır)

Allah’a ve resulüne iman edenler var ya, işte onlar sözü özü doğru kimselerdir ve Allah katında şahitlerdir. Onların mükâfatları ve nurları (aydınlıkları) vardır. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince; işte onlar cehennemliklerdir.

Ve o kimseler ki, Allah'a ve o'nun peygamberlerine imân ettiler. Rablerinin indinde sıddıklar ve şehit olanlar onlardır, onlar için mükâfaatları ve nûrları vardır. Ve o kimseler ki, kâfir oldular ve Bizim âyetlerimizi tekzîp ettiler, işte onlar da cehennem sahipleridir.

Allah'a ve resullerine iman edenler, evet işte onlardır Rabbinin nezdinde sıddikler ve Hakka şahitlik edenler! Kendilerine mükemmel ecirler ve nurlar vardır. Ama kâfir olup âyetlerimizi yalan sayanlar. İşte onlar da cehennemliktirler. [4, 69]

Allah'a ve elçilerine inananlar (yok mu) işte Rableri yanında, sıddikler (çok doğru olanlar) ve şehidler onlardır. Onların mükafatları ve nurları vardır. İnkar edenler ve ayetlerimizi yalanlayanlar(a gelince), onlar da cehennem halkıdır.

Allâh rasûlüne îmân idenler rableri 'indinde mübâlağa ile sâdıklar ve kıyâmete şâhidlerdir, onların ecir ve mükâfâtı ve nûrı vardır. Âyetlerimizi tekzîb idenler ise cehennem ehlidirler.

Allah’a ve elçisine inanıp güvenenler, Rableri katında özü sözü doğru ve şahit sayılacak kimselerdir. Onların hem alacakları ödül hem de ışıkları (nurları) vardır. Ayetlerimiz karşısında yalan yanlış şeylere sarılarak ayetleri görmezlikten gelenler ise cehennem ahalisidir.

Allah'a ve elçisine inananlar, işte onlar sıddıklar ve şahitlerdir. Onlar mükafatlarını ve nurlarını elde edeceklerdir. Ayetlerimizi inkar edip yalanlayanlar ise işte onlar cehennem arkadaşlarıdır.

Allah'a ve peygamberlerine iman edenler, Rableri katında özü sözü doğru olan ve hakka şahitlik eden kimselerdir. Onların ödülleri de vardır, nurları da. İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlar ise Cehennem ehlidir.

Allah'a ve resulüne inananlar var ya, özü-sözü doğru kişiler onlardır. Rableri katında tanık olanlar/şehitlik mertebesine erenler de onlardır. Onların ödülleri ve ışıkları vardır. Küfre sapıp ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemin dostu olacaklardır.

daħı anlar kim įmān getürdiler Tañrı’ya daħı yalavacına şunlardur gey ŧoġrular daħı şehidler çalabı’ları ķatında. anlaruñdur müzdleri daħı nurları. daħı anlar kim kāfir oldılar daħı yalan duttılar nişānlarumuzı [287a] şunlar ŧamu isleridür.

Ol kişiler ki īmān getürdiler Tañrıya ve peyġamberine. Anlardur girçekler.Daḫı şehīdlerdür Tañrı Ta‘ālā ḳatında. Anlara müzd vardur ve nūrlar var‐dur ve ol kişiler ki kāfir oldılar, daḫı yalanladılar bizüm āyetlerümüzi, anlarcehennem ehlidür.

Allaha və peyğəmbərinə iman gətirənlər – məhz onlar öz Rəbbi dərgahında olan siddiqlər (özündə-sözündə doğru olanlar) və şəhidlərdir. Onların (qiyamət günü) öz mükafatları və (qıl körpüsü üstündə onlara yol göstərəcək) öz nurları vardır. Kafir olub ayələrimizi yalan sayanlara gəldikdə isə, onlar cəhənnəmlikdirlər.

And those who believe in Allah and His messengers, they are the loyal; and the martyrs are with their Lord; they have their reward and their light; while as for those who disbelieve and deny Our revelations, they are owners of hell fire.

And those who believe in Allah and His messengersthey are the Sincere(5299) (lovers of Truth), and the witnesses (who testify),(5300) in the eyes of their Lord: They shall have their Reward and their Light.(5301) But those who reject Allah and deny Our Signs,- they are the Companions of Hell-Fire.

5299 Cf. 4:69, and n. 586. The four categories there mentioned as constituting the beautiful Fellowship of Faith are: the Prophets who teach, the Sinc... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.