Feşâribûne şurbe-lhîm(i)
Derken susuzluk illetine uğrayıp içecekiçecek de kanmayacaksınız.
Üstelik ’içtikçe susayan hasta develerin’ içişi gibi içmeye (mecbur kalacak)sınız.
Susuzluk hastalığına uğrayıp, içecek içecek kanmayacaksınız.
Susuzluk illetine tutulmuş develer gibi içeceksiniz.
Üstelik suya kanmayan susamış develerin içişi gibi içeceksiniz.
Üstelik 'içtikçe susayan hasta develerin' içişi gibi içeceksiniz.
Öyle ki, suya kanmayan develerin içişi gibi içeceksiniz.
Susamış develerin susayışı gibi içeceksiniz.
54,55,56. Onun üzerine kaynar sudan içeceksiniz. Onu susuz develerin içişi gibi içeceksiniz. İşte, yargı günü onların ziyafeti böyle olacaktır.
Suya doymaz deve gibi içerler!
Üstelik susamış develerin suya saldırışı gibi saldırarak içeceksiniz.
54,55. Ândan sonra susamış bir deve gibi kaynar su içeceksiniz.
Hem de susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz;
Kanmak bilmez susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz.
Hem de susamış develerin suya kanmaz içişleriyle.
Susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz.
"Susamış devenin içişi gibi içeceksiniz."
Susuzluk illetine tutulmuş develerin içişi gibi içeceksiniz.
İçersiniz hüyam ılletine tutulmuş kanmak bilmez develer gibi
(O kaynar sudan, kendilerinde hüyam hastalığı bulunan ve bu hastalık sebebiyle) su içmeye doymayan develerin su içişi gibi içeceksiniz.
Hem de susuz kalmış develerin içişi gibi içeceksiniz.
(O suretle ki) susamış develerin içişi gibi içeceklersiniz.
Hem de bir türlü suya kanmayan bir hastalığa yakalanmış develerin içişi gibi içecek olanlarsınız!
Susuz hayvanların içtikleri gibi içecekler.
Hem de suya kanmıyan develer gibi içeceksiniz!
Susuzluğa uğrayan develer gibi içeceksiniz [¹].
Üstelik içtikçe susayan hasta develerin içişi gibi içeceksiniz.
“Tıpkı uzun çöl yolculuğundan gelen susuz devenin içtiği gibihararetle içecek, içtikçe susayacak ve susadıkça bir daha içeceksiniz!Sonra yine ateşe döneceksiniz ve bu durum, sonsuza dek böyle sürüp gidecek!”
Susamış Develer’in içişini içeceksiniz.
55,56. hem de susuzluktan çatlamış develer gibi. // Kıyamet günü, işte böyle karşılanacaklar.
“Susuzluk hastalığına tutulmuş develerin içtiği gibi içeceksiniz. İçtiğiniz kaynar su hiç bir zaman susuzluğunuzu gidermeyecek.”
54,55. Üzerine (bir) de susamış develer(in su içişi) gibi insanın içine işleyen kaynar sudan içeceksiniz.
(Hem de) susuzluk hastalığına tutulmuş kanmak bilmeyen, develer¹ gibi içeceksiniz.
doymak bilmez susuz develerin içişi gibi içeceksiniz!”
Hem de susuzluktan kavrulmuş develer gibi ona saldıracaksınız! 78/25
54,55. Üstüne de, -susamış develerin suya saldırışı gibi- kaynar sudan içeceksiniz!
Doymak bilmez susuz develerin içişi gibi içeceksiniz!"
Artık kendisine bir hastalık arız olmuş devenin içişi gibi içicilersiniz.
Hem de susamış develerin suya saldırışı gibi saldırarak içeceksiniz.
Susuzluk hastalığına tutulmuş develerin içişi gibi içeceklerdir!
54,55. "Onun üstüne de kaynar ve kokmuş suyı, istikâ 'illetine mübtelâ develer gibi içeceksiniz"
Susuzluktan yanıp kavrulmuş kimseler gibi içeceksiniz.
Susamış develerin içişi gibi içeceksiniz!
Susuzluktan çıkmış develerin içişi gibi içecekler.
pes içicilersiz śuśamışlar içmeġi ķatınışı.
Pes içeçeksiz, ṣuṣamış deve içmegi gibi.
Özü də onu susuzluq xəstəliyinə tutulmuş (dəvə) kimi içəcəksiniz.
Drinking even as the camel drinketh.
"Indeed ye shall drink like diseased camels raging with thirst!"(5248)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |