Mâ lekum lâ tentikûn(e)
Ne oldu size, niçin konuşmuyorsunuz?
(Hayret nasıl ilahsınız!) "Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?" (diye çıkışmıştı.)
Neyiniz var ki, konuşmuyorsunuz?” dedi.
“Derdiniz ne ki, konuşmuyorsunuz?”
"Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?"
“Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?”
Ne oluyor size, konuşmuyorsunuz?”
“Ne oluyor size, neden konuşmuyorsunuz?”
“Neyiniz var; konuşmuyorsunuz!”
91,92. Gizlice, İbrahim putlara giderek: «Yiyip içmez misiniz? Niçin söylemezsiniz?»
(İbrahim putlarla muhatap olmaya devam ederek) “Neyiniz var? (Niye) konuşmuyorsunuz?” dedi.
91,92. Gizlice putların yanına gitdi: "Niçün yemiyorsunuz? Niçün lakırdı söylemiyorsunuz?" didi.
91,92. O da onların tanrılarına gizlice yönelip: "Sundukları yiyecekleri yemiyor musunuz? Ne o, konuşmuyor musunuz?" dedi.
“Ne diye konuşmuyorsunuz?”
“Neyiniz var, niçin konuşmuyorsunuz?”
91, 92. Yavaşça putlarının yanına vardı. (Oraya konmuş yemekleri görünce:) Yemiyor musunuz? Neden konuşmuyorsunuz? dedi.
"Neyiniz var, neden konuşmuyorsunuz?"
(Cevap vermediklerini görünce de): "Neyiniz var da konuşmuyorsunuz?" (dedi).
Neyiniz var söylemiyorsunuz
(Dedi ki:) “Neyiniz var? Neden konuşmuyorsunuz?”
Neyiniz var? Neden konuşmuyorsunuz?
«Ne oluyor size konuşmuyorsunuz»?!
“Size ne oldu da konuşmuyorsunuz?”
(Ey ilahlar) Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?
Hem size ne oldu da böyle konuşmuyorsunuz?"
Niye söz söylemiyorsunuz?
“Ne diye konuşmuyorsunuz?”
“Size ne oluyor da konuşmuyorsunuz?”
“Neyiniz var sizin, niçin konuşmuyorsunuz?” Hâliyle, putlardan bir cevap çıkmadı.
“Size ne oluyor; konuşmuyorsunuz?”.
90,91,92. Bunun üzerine ondan ürküp kaçtılar. // Sonra kalkıp putlara yöneldi ve: " Yemez misiniz! // Neyiniz var konuşsanıza! " dedi.
"Neyiniz var konuşmuyorsunuz?" Dedi.
91,92. (İbrahim) yavaşça putlarının yanına varmış, (yemekleri görünce) “Yemiyor musunuz? Neden konuşmuyorsunuz?” demişti.
91,92. Bunun üzerine (o,) onların ilâhlarının yanına gizlice varıp: “(Şu önünüzdekileri) yemiyor musunuz?¹ Neyiniz var? (Niye) konuşmuyorsunuz?” dedi.
Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz?” dedi.
– Ne oldu size niye konuşmuyorsunuz? 21/52...68
“Size ne oldu böyle, yoksa konuşamıyor musunuz?”
“Ne o, konuşmuyor musunuz?" (diliniz yok mu cevap versenize) dedi.
Ne oldu size niye konuşmuyorsunuz?
«Size ne oluyor ki, konuşamıyorsunuz?»
91, 92. O da çaktırmadan putların yanına sokuldu. Onlara takdim edilmiş öylece duran yemekleri görünce: “Buyursanıza, neden yemiyorsunuz? ” Neyiniz var, neden konuşmuyorsunuz? ” dedi.
Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz?
"Size ne oldı ki söz söylemiyorsunuz?" didi.
Neyiniz var ki, konuşmuyorsunuz?”
Size ne oldu da konuşmuyorsunuz?
“Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz?”
"Neniz var ki, konuşmuyorsunuz!"
“nedür size söylemezsiz?
Ne oldı size ki söylemezsiz? didi.
Sizə nə olub ki, danışmırsınız?”
What aileth you that ye speak not?
"What is the matter with you that ye speak not (intelligently)?"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |