İż necceynâhu ve ehlehu ecma’în(e)
Hani onu ve bütün ailesini kurtarmıştık.
Hani Biz onu ve ailesini topluca kurtarmıştık.
Ama O'nun günahkar ülkesini cezalandırırken, kendisini ve aile efradını kurtardık.
Onu, bütün ailesini ve mü'minleri kurtardık.
Hani onu da bütün ailesini de kurtarmıştık.
Hani biz onu ve ailesini topluca kurtarmıştık.
Hani hem onu, hem de ehlini toptan kurtarmıştık.
Hani Biz, onu ve bütün ailesini kurtardık.
Biz, onu ve bütün ailesini kurtarmıştık.
134,135. Hani, geri kalmış bulunan, bir kocakarıdan başka hem kendisini, hem de ailesinin hepsini kurtarmıştık
134-135-136. Hani geride kalan yaşlı bir kadın (Lût'un karısı) hariç, onu ve bütün ailesini kurtarmıştık, sonra geride kalan (ahlaksız inkârcı)ları (isyanları yüzünden) yerle bir etmiştik.
134,135. Biz Lût’ı geride kalan zevcesinden mâ’adâ tekmîl ’âilesiyle kurtarmış idik.
134,135. Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında, Lut'u ve ailesinin hepsini kurtarmıştık.
134,135. Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kâfir olan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık.
134-135. Geride kalanlar arasında bırakılan yaşlı bir kadın dışında onu ve bütün ailesini kurtarmıştık;
134, 135, 136. Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında, Lût'u ve ailesinin hepsini kurtardık. Sonra diğerlerini yok ettik.
Onu ve ailesini topluca kurtardık.
Hani biz onu ve ailesinin tamamını kurtarmıştık.
Zira kurtardık onu ve bütün ehlini
134-135-136. Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın (Lût’un îmânsız karısı) hariç, Lût’u ve (kendisine îmân eden) bütün ailesini (azaptan) kurtarmıştık. Sonra diğerlerini helâk ettik.
Hani onu ve yanında yer alanların tamamını kurtarmıştık.
Hani biz hem onu, hem ehlini topdan kurtarmışdık.
Hani (kavmini helâk ederken) onu ve bütün âilesini kurtarmıştık.
Lut’u ve onun ehlinin (inananların) hepsini kurtardık.
O gün onu da ondan yana olanları da, hepsini birden kurtarmıştık.
Hani biz onu ve bütün ailesini kurtarmıştık.
Hani biz, onu ve ailesinin hepsini kurtarmıştık,
Hani biz onu ve ailesini topluca kurtarmıştık.
Hani onu ve inanan ailesini kâfirlerin elinden kurtarmıştık.
Hani, topluca onu ve ailesini kurtardık.
Biz onu ve tüm ailesini kurtardık.
Onu ve ailesini kurtarmıştık.
Biz onu ve ailesinin hepsini kurtardık.
Vaktiyle biz onu ve ailesini kurtarmıştık. 11/77...83
(Kavmi helâk) olduğu zaman, onu ve (inanç) ailesini toptan kurtarmıştık;
134,135,136. Bir vakit (azapta kalanlar arasında bırakılan bir kocakarı dışında) biz onu ve ailesini kurtardık, diğerlerini (fâsıkları) ise yerle bir ettik.
Onu ve ailesini kurtardığımız da;
O vakit O'nu ve ehlini necâta erdirdik.
134, 135. Onun suçlu kentini cezalandırırken, geride kalanlar arasında yer alan yaşlı eşi hariç, kendisini ve ailesini kurtardık.
Onu ve ailesini kurtardık.
134,135. Onı ve helâkleri mukarrerlerden bulunan bir kocakarıdan mâ'adâ ehlini kurtardık.
Bir gün onu ve ailesinin tamamını kurtarmıştık.
Onu ve ailesini tamamen kurtarmıştık.
Biz onu da, bütün ailesini de kurtardık.
Onu ve ailesini toptan kurtarmıştık biz.
ol vaķt kim ķurtarduķ daħı ķavumını dükelin.
Ol vaḳt ki ḳurtarduḳ anı, evi ḫalḳını daḫı barça,
(Ya Rəsulum!) Yadına sal ki, Biz o vaxt (Lut tayfasına müsibət üz verdiyi zaman) onu və bütün ailəsini xilas etdik.
When We saved him and his household, every one,
Behold, We delivered him and his adherents, all
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |