1 Mayıs 2024 - 22 Şevval 1445 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Fâtır Suresi 45. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velev yu-âḣiżu(A)llâhu-nnâse bimâ kesebû mâ terake ‘alâ zahrihâ min dâbbetin velâkin yu-aḣḣiruhum ilâ ecelin musemmâ(en)(s) fe-iżâ câe eceluhum fe-inna(A)llâhe kâne bi’ibâdihi basîrâ(n)

Allah, kazandıkları suç yüzünden insanlara azap verecek olsaydı yeryüzünde yürür, bir tek mahluk bırakmazdı ve fakat onları, mukadder bir zamanadek bırakır; derken zamanları geldi miydi artık şüphe yok ki Allah, kullarını görür.

Eğer Allah, insanları işleyip kazandıkları (günahlar) yüzünden hemen yakalayıp sorgulayarak cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Ancak (imtihan gerçeği ve merhameti gereği) onları belli bir müddet erteleyip geciktirir. Ama ecelleri (cezalandırma vakitleri) geldi mi (intikamını mutlaka alıverir.) Çünkü Allah kullarını devamlı gözetlemekte (ve onların amellerine göre hak ettiklerini vermekte)dir.

[Not: Ayette geçen "A-ha-ze" (almak, tutmak, yakalamak, etkisi altına sokmak ve ayıplamak): kökünden gelen kelime, Kur’an-ı Kerim’de 273 yerde geçmekt... Devamı..

Eğer Allah, yaptıkları yüzünden insanları hemen yakalayıp cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı kalmazdı. Fakat Allah onları belirlenmiş bir süreye kadar erteliyor, vakitleri gelince, gerekeni yapar, zira Allah kullarını çok iyi görendir, hak ettiklerine göre onları cezalandıracaktır.

Eğer Allah işledikleri ameller, yüklendikleri günahlar, hak ettikleri cezalar yüzünden, insanları hemen hesaba çekip cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı yaratık bırakmazdı. Fakat onlara belirli bir vadeye, vakte kadar mühlet veriyor, zaman kazandırıyor. Nihayet ecelleri gelip, vakitleri dolunca, amellerine göre gerekeni yapar. Allah kullarının işledikleri amelleri her an biliyor, görüyor.

Eğer Allah insanları işlediklerinden dolayı ele alsaydı onun üzerinde bir tek canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar ertelemektedir. Ecelleri geldiğinde artık muhakkak ki Allah kullarını görmektedir.

Eğer Allah, kazandıkları dolayısıyla insanları (azab ile) yakalayacak olsaydı, (yerin) sırtı üzerinde hiç bir canlıyı bırakmazdı, ancak onları, adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Sonunda ecelleri geldiği zaman, artık şüphesiz Allah kendi kullarını görendir.

Eğer Allah, insanları, ettikleri günah yüzünden yakalayıp hesaba çekseydi, yer yüzünde hiç bir canlı bırakmazdı. Fakat Allah, onları, muayyen bir vakte kadar geciktirir. Nihayet ecelleri gelince, Muhakkak Allah kullarına Basîr'dir= onları amellerine göre cezalandırır.

Eğer Allah, insanların yaptıklarından dolayı onları yakalayıverseydi, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat belli bir süreye kadar onları tehir ediyor. Artık ecelleri geldiği zaman, şüphesiz Allah, kullarını çok iyi görendir. (Hak ettiklerine göre, onları cezalandıracaktır.)

Şâyet Allah, insanları yaptıklarıyla hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirlenen bir vakte kadar ertelemektedir. Vakitleri gelince Allah, onları cezalandıracaktır. Çünkü Allah kullarını kesinlikle gözlemektedir.[461]

[461] Fâtır sûresinden çıkarılacak genel ilkeler için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XV, 539-542.

Yaptıkları yüzünden Allah, insanlara ceza verseydi, yeryüzünde bir tek canlı kalmazdı, adanan bir güne dek, onları bırakmakta, günleri geldiğinde, Allah görür hesapların kulların

Eğer Allah, insanları yaptıkları (kötülükler) yüzünden (hemen hesaba çekip) cezalandıracak olsaydı, yer üzerinde hiçbir canlı bırakmazdı. Ne var ki, onları belirli bir süreye kadar erteliyor. Nihayet süreleri gelince (gerekeni yapacak). Çünkü Allah, kullarını hakkıyla görendir.

Eğer Allâh insânları a’mâline göre tecziye itmek istese idi elyevm yeryüzinde canlı bir mahlûk bırakmaz idi fakat vakt-i mu’ayyene kadar mühlet viriyoruz. Vakt-i mu’ayyeni geldiği vakit ’ibâdının a’mâlini görir.

Allah insanları işlediklerine karşılık hemen yakalayıverseydi, yeryüzünde bir canlı bırakmaması gerekirdi. Ama onları belli bir süreye kadar erteler. Süreleri gelince gereğini yapar. Doğrusu Allah kullarını görmektedir.*

Eğer Allah, insanları kazandıkları yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yerkürenin sırtında hiçbir canlı bırakmazdı. Ne var ki, onları belirli bir süreye kadar erteliyor. Nihayet süreleri gelince, (gerekeni yapar). Çünkü Allah, kullarını hakkıyla görmektedir.

Şayet Allah insanları yapıp ettikleri yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yerin üstünde tek bir canlı bırakmazdı; fakat onlara belirlenmiş bir vadeye kadar mühlet veriyor. Vadeleri dolduğunda ise (herkes anlayacaktır ki) Allah kullarını hakkıyla görüp bilmektedir.

Eğer Allah, yaptıkları yüzünden insanları (hemen) cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı yaratık bırakmazdı. Fakat Allah, onları belirtilmiş bir süreye kadar erteliyor. Vakitleri gelince (gerekeni yapar). Kuşkusuz Allah, kullarını görmektedir.

ALLAH insanları yaptıkları yüzünden cezalandırsaydı yeryüzünde hiç bir yaratık bırakmazdı. Fakat, onları belli bir süreye kadar ertelemektedir. Ne zaman ki süreleri biter, işte o zaman ALLAH kullarının (hesabını) görür.

Bununla beraber Allah, insanları kazandıkları (günahlar) yüzünden hemen yakalayıverseydi, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belli bir süreye kadar erteliyor. Nihayet ecelleri gelince gereğini yapar.Şüphe yok ki Allah, kullarını görmektedir.

Bununla beraber Allah insanları kesibleriyle hemen muâhaze ediverecek olsa yer yüzünde bir deprenen bırakmazdı ve lâkin müsemmâ bir ecele kadar onları te'hır buyurur, nihayet ecelleri geldiği vakıt işte o vakıt, şübhe yok ki Allah kullarını basîr bulunuyor

Şâyet Allah, insanları yaptıkları (günahlar) yüzünden (hemen hesaba çekip) cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde (azabımızı hak eden) hiçbir canlı bırakmazdı (da bütün günahkârları helâk ederdi). Fakat O, (asi kullarını cezalandırmakta acele etmez,) belirlenmiş bir vakte kadar onlara mühlet verir. Vakitleri gelince (Allah, onlara müstahak oldukları cezayı verecektir). Şüphesiz Allah kullarının her yaptığını hakkıyla görendir.

Eğer Allah, insanların yaptıklarının hesabını hemen görecek olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat O, onlara belli bir zamana kadar süre vermektedir. Belirlenen süre dolduğu zaman da kuşkusuz Allah kendi kullarını en iyi görendir.¹

1- Kim neyi hak etmişse karşılığını alacaktır.

Eğer Allah insanları kazandıkları (günâhlar) yüzünden (hemen) muâhaze etseydi (yerin) sırtında hiçbir canlı mahluk bırakmazdı. Fakat O, bunları muayyen bir müddete kadar gecikdiriyor. Nihayet vakıtları gelince muhakkak ki Allah kullarını hakkıyle görücüdür.

Eğer Allah, insanları kazandıkları (günahlar) yüzünden (hemen) cezâlandıracak olsaydı, (yerin) yüzünde hareket eden hiçbir canlı bırakmazdı! Fakat onları(n cezâsını) belirli bir vakte kadar te'hîr eder. Nihâyet ecelleri geldiği zaman, artık doğrusu Allah kullarını(n amellerini) hakkıyla görendir.

Eğer Allah insanların yaptıklarından dolayı hemen yakalasaydı, yeryüzünde canlılardan hiçbir şey bırakmazdı. Ancak onları belirlenmiş bir vakte kadar erteler. Sonra onların vakitleri dolduğu zaman (hemen yakalar). Allah kullarını (her yaptığını) görendir.

Eğer Allah insanları kazandıkları günahlar yüzünden tartaklasaydı, yeryüzünde bir tek canlı varlık bırakmazdı. Ne var ki Allah onları belli bir sona kadar geciktirmektedir. Sonları gelince de ona göre. Çünkü Allah kullarını görmekte olandır.

Şayet Allah kazandıkları efalden dolayı insanlara çıkışsaydı yer yüzünde gezen bir tek hayvan bırakmazdı. Fakat onları muayyen bir zamana kadar tehir eder. O muayyen zaman gelince ona göre cezalandırır. Çünkü Allah kullarını görür.

Eğer Allah, insanları kazandıkları şeyler sebebiyle hemen cezalandıracak olsaydı, yerkürenin üstünde/sırtında [zahrihâ] hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belli bir süreye kadar erteler. Süreleri gelince de (gereğini yapar).²³ Muhakkak ki Allah kullarını hakkıyla görendir.

23 Krş. A’râf, 7/34; Nahl, 16/61; İbrâhim, 14/10, 42

Eğer Allah, kazanmakta oldukları dolayısıyla insanları (azap ile) yakalayıverecek olsaydı, yeryüzünde hiç bir canlıyı bırakmazdı. Ancak onları, adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Sonunda ecelleri geldiği zaman, artık şüphesiz Allah kendi kullarını görendir.

Eğer Allah, işledikleri günahlardan dolayı insanlarıderhal cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde helâk edilmedik bir tek canlı bırakmazdı fakat O, zalimleri cezalandırmakta acele etmez, belirlenmiş bir vakte kadar onlara mühlet tanır. Belirlenen bu süre gelip çatınca da, hepsinin cezasını tam olarak verir! Çünkü Allah, kullarının her hal ve hareketini görmektedir.

Eğer Allah, İnsanlar’ı kazandıkları sebebiyle yakalasaydı, Arz’ın / Yeryüzü’nün sırtında hiçbir dâbbe / hareketli bırakmazdı; ama onları belli bir süreye kadar erteliyor.
Onların ecelleri geldiği / süreleri dolduğu zaman, gerçekten Allah, kullarını görendir.

Eğer Allah, işledikleri suçlar yüzünden insanları hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde bir tek canlı kalmazdı. Fakat onları, belli bir süreye kadar erteler. Vadeleri dolunca da yapacağını yapar. Çünkü Allah, kullarını hep görüp izlemektedir.

Eğer insanları yaptıkları yüzünden hemen cezalandırsaydık yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdık. Onları belirtilmiş bir süreye kadar erteleriz. Cezayı erteleriz ki insanlar akıllarını kullansın, düşünsün, hatalarından vazgeçsin, Rabbine dönerek af dilesin! Akıllarını kullanmıyorlar mı? Düşünüp hatalarından vazgeçmiyorlar mı? Rabbine dönerek af dilemiyorlar mı? Kendileri bilir. Kuşkusuz Rabbin insanların ne yaptığını hakkıyla bilendir. Vakitleri gelince hesaba çeker, gereken cezayı veririz. Artık onlar düşünsün! Sen tasalanma, üzülme, öğüt vermene devam et! Hesaplarını bize bırak!

Allah insanları yaptıkları yüzünden (hemen) hesaba çekseydi, onun sırtında (yeryüzünde) hiçbir canlı bırakmazdı. Ancak onları belirlenmiş bir süreye erteliyor. Süreleri gelince şüphesiz ki Allah kullarını görendir. [*]

Benzer mesaj: Nahl 16:61.

Eğer Allah, kazandıkları (günâhlar) dolayısıyla insanları (hemen) cezâlandıracak olsa idi, (yerin) üzerinde hiçbir canlı yaratık bırakmazdı. Fakat Allah onları, belirli bir vakte kadar erteler, o vakit gelince de (gerekeni yapar). Şüphesiz Allah, kullarını hakkıyla görendir.

Eğer Allah, insanları [hayatta] işledikleri [kötülükler]den dolayı [hemen] hesaba çekseydi, yer üzerinde tek bir canlı varlık bırakmazdı. Ama Allah, onlara [Kendisi tarafından] belirlenmiş bir vadeye ³⁵ kadar mühlet tanır: vadeleri dolunca da [anlarlar ki] Allah kulların[ın kalplerindekin]i görmektedir.

35 Yahut: “[yalnız Kendisince] bilinen bir vadeye” -yani, yeryüzündeki hayatlarının sonuna kadar.

Şayet Allah, işledikleri sebebiyle insanları hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde bir tek canlı bırakmazdı. Fakat belli bir süreye kadar onlara mühlet veriyor. Nihayet süreleri dolunca gerekeni yapacaktır. Zira Allah, kullarının ne yapıp ettiğini görmektedir. 16/61, 18/57…59

Eğer Allah insanları yapıp ettikleri yüzünden (hemen) enseleyecek olsaydı, yer üzerinde (insanı andıran) bir tek canlı[³⁹²³] bırakmazdı; ama onları sonu yasayla belirlenmiş bir süreye kadar[³⁹²⁴] erteliyor; fakat süreleri dolunca artık anlarlar ki, Allah kullarını her daim görüp gözetmektedir.

[3923] Dâbbe, “yaratık, canlı”. Ortak noktası “hareket etmek” olan her tür canlı, dâbbe kategorisine girer. Burada ve bir çok yerde insanlığının hakkı... Devamı..

Şayet Allah insanları, kazandıkları günahlar yüzünden derhal cezalandırmış olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı mahlûk bırakmazdı. (Bütün yeryüzü halkını helak ederdi, onların sahip olduğu canlıları ve rızıklan da yok ederdi) Fakat Allah onları, belli bir süreye kadar (onlara tevbe imkânı tanır) erteler. Ecelleri geldiği zaman da gereğini yapar, şüphe yok ki Allah, kullarını görmektedir! (Onları hesaba çeker, hak ettikleri mükafat veya cezayı verir!.)

Eğer Allâh, insanları yaptıkları işler yüzünden (hemen) cezâlandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat Allâh, onları belirtilmiş bir süreye kadar erteliyor. Süreleri geldiği zaman, kuşkusuz Allâh kullarını görmektedir.

Ve eğer Allah insanları kazandıkları şey ile muaheze edecek olsa idi, yeryüzünde hiçbir canlı mahlûk bırakmazdı. Fakat onları bir muayyen müddete kadar tehir buyuruyor.Nihâyet ecelleri gelince (haklarında amellerine göre muamele yapılacaktır) çünkü Allah Teâlâ kullarını bihakkın görücü bulunmaktadır.

Eğer Allah insanları işledikleri günahlar yüzünden cezalandıracak olsaydı, dünyada tek bir insan bile bırakmazdı; ama Allah onların cezasını belirlenmiş bir vâdeye kadar erteler. O vâdeleri geldiği vakit hükmünü yerine getirip onları cezalandırır. Çünkü Allah kullarını tamamen görmektedir. {KM, Mezmurlar 130, 3}

Bazı tefsirler, “İnsanın günahlarının uğursuzluğu yüzünden bir tek hayvan bile kalmazdı.” demişlerse de, “Deprenir bir insan bırakmazdı.” mânasına olm... Devamı..

Eğer Allah, insanları yaptıkları işler yüzünden (hemen) cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat Allah, onları belirtilmiş bir süreye kadar erteliyor. Süreleri geldiği zaman, kuşkusuz Allah kullarını görmektedir (onları yaptıkları işlere göre cezalandıracaktır).

Eğer Allâh nâsı kazandıkları günâhların derecesine göre muâhaze itse idi yeryüzünde bir yürüyen bırakmazdı. Ve lâkin onların cezâlarını bir vakt-i mu'ayyene kadar te'hîr ider. Onların eceli ve vakti geldikde (helâkleri mukarrerdir). Tahkîk Allâh Te'âlâ kullarını göricidir.

Allah insanları işlediklerine karşılık hemen yakalayıverseydi, yeryüzünde tek bir hareketli canlı bırakmazdı. Ama onları, o belirlenmiş ecellerine kadar erteler. Sürelerinin sonu gelince gereğini yapar. Allah kullarını görmektedir.

Allah, insanları yaptıkları yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde ayaklarının üstünde bir tek canlı kalmazdı. Fakat onları belli bir süreye kadar erteler. Süreleri dolunca... Allah, kullarını elbette görmekte.

Allah insanları kazandıkları günahlar yüzünden cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde tek bir canlı bırakmazdı. Fakat Allah belirlenmiş bir vakte kadar onlara süre tanıyor. Vadeleri dolduğunda ise, hiç şüphe yok ki, Allah kullarını hakkıyla görür.

Eğer Allah, insanları, kazandıkları yüzünden hesaba çekseydi, yerkürenin sırtında hiçbir canlı bırakmazdı. Ne var ki, onları belirli bir süreye kadar, ecelleri gelinceye kadar erteliyor. Allah, kullarını iyice görmektedir.

daħı eger dutar-mıssa Tañrı ādemįleri andan ötürü kim işlediler ķomaya-dı arķasında berk cānaver velįkin śoña ķor anları adanılmış vaķta degin. pes ķaçan kim gele ecelleri bayıķ Tañrı oldı ķullarını görici.

Daḫı eger Tañrı Ta‘ālā ḫalḳuñ günāhlarına baḳsa‐y‐dı yir üstinde bir cānver ḳomazdı, barça helāk iderdi. Lākin ḳoyar anları bir bilinmiş vaḳta degin kiḳıyāmetdür. Pes ḳaçan ecelleri gelse, Pes Tañrı Ta‘ālā ḳullarını göricidür,‘amelleri cezāsın virür.

Əgər Allah insanları etdikləri günahlara görə cəzalandırsaydı, (Yer) üzündə bir nəfəri belə (sağ) qoymazdı. Lakin Allah onları (onların cəzasını) müəyyən bir vaxta (qiyamət gününə) qədər gecikdirər. Nəhayət, onların vaxtı gəlib çatdıqda (həmin müddət yetişib qiyamət qopduqda hamını yenidən dirildərək hərəyə öz əməli müqabilində cəza, yaxud mükafat verər). Çünki Allah öz bəndələrini görəndir!

If Allah took mankind to task by that which they deserve, He would not leave a living creature on the surface of the earth; but He reprieveth them unto an appointed term, and when their term cometh then verily (they will know that) Allah is ever Seer of His slaves.

If Allah were to punish(3940) men according to what they deserve. He would not leave on the back of the (earth) a single(3941) living creature: but He gives them respite for a stated Term: when their Term expires, verily Allah has in His sight(3942) all His Servants.

3940 Cf. 16:61. There would be no salvation for any of us if we went merely on our deserts. It is Allah's mercy that saves us and helps us to a better... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.