Velleżî evhaynâ ileyke mine-lkitâbi huve-lhakku musaddikan limâ beyne yedeyh(i)(k) inna(A)llâhe bi’ibâdihi leḣabîrun basîr(un)
Sana vahyettiğimiz kitap, gerçektir, önceki kitapların gerçekliğini bildirmededir; şüphe yok ki Allah, kullarından haberdardır ve onları görür.
Kendinden öncekileri (geçmiş peygamberleri ve onlara gelen İlahi kitapların orijinal halini) doğrulayıcı olarak, (şimdi) Sana Kitap’tan vahyettiğimiz (bu Kur’an ayetleri); gerçeğin ta kendisi olan HAKK’tır. Şüphesiz Allah, elbette (her şeyden) Haberdardır, Görendir.
Ve şunu bil ki, sana vahyettiğimiz ilâhî kelam, geçmiş vahiylerin tümünü tasdik eden bir gerçektir. Şüphesiz Allah, kullarının ihtiyaçlarından tamamen haberdardır ve herşeyi görendir.
Sana vahyettiğimiz Kur'ân'ın içinde, önceki semavî kitaplara ait geçerli hükümleri tasdik eden bazı bölümler de, gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur'ân'ın bölümleridir. Allah elbet kullarının her halinden haberdardır. O her şeyi bilir, görür.
Sana Kitap'tan kendinden öncekileri doğrulayıcı olarak vahyettiğimiz gerçeğin kendisidir. Şüphesiz Allah kullarından haberdardır, (onları) görmektedir.
Kendinden öncekini doğrulayıcı olarak sana Kitap'tan vahyettiğimiz gerçeğin ta kendisidir. Şüphesiz Allah, elbette haber alandır, görendir.
(Ey Rasûlüm), sana vahy ettiğimiz kitab (Kur'an) hakdır; kendisinden önce gelen kitabları (tevhid ve bazı hükümler bakımından) tasdik eder. Şüphe yok ki, Allah kullarının bütün hallerinden haberdardır, her şeyi görendir.
Sana vahyettiğimiz kitap, kendisinden önceki vahiyleri tasdik edici olarak gelen gerçeğin ta kendisidir. Şüphesiz Allah, kullarından çok iyi haberdardır, onları çok iyi görendir. (İnsanların vahiy hakikatlerine nasıl muhtaç olduklarını gören ve bilendir.)
Sana vahyettiğimiz kitap, kendinden öncekini doğrulayıcı olarak gelen gerçektir. Allah, kullarının ihtiyaçlarından haberdardır; her şeyi görendir.
Daha öncekileri gerçekliyen, sana vahiy ettiğimiz kitap haktır, Allah haberlidir kullarının halinden, o görücüdür de
(Ey Muhammed!) Kitaplar içinde o sana vahyettiğimiz ilahi kelam, önceki vahiylerden kendisine kadar ulaşmış olanları doğrulayan hakikatin ta kendisidir. Muhakkak ki, Allah kullarından haberdardır, her şeyi görüp gözetendir.
Kitâbda sana şimdiye kadar vahy iylediğimiz hakdır ve ândan evvel vahy idilenleri te’kîd ider. Allâh ’ibâdının ef’âlinden haberdârdır, her şeyi görir.
Bu, sana vahyettiğimiz, öncekileri doğrulayan gerçek Kitap'dır. Allah şüphesiz kullarından haberdardır, görendir.
(Ey Muhammed!) Sana vahyettiğimiz kitap (Kur’an), kendinden öncekini tasdik eden hak kitaptır. Şüphesiz Allah (kullarından) hakkıyla haberdardır. Onları hakkıyla görür.
Sana vahyettiğimiz kitap kendinden öncekileri doğrulayıcı bir hakikattir. Kuşkusuz Allah kullarından haberdardır, her şeyi görmektedir.
Sana vahyettiğimiz kitap, kendinden öncekini (semavi kitapları) doğrulayıcı olarak gelen gerçektir. Allah, kullarının (her halinden) haberdardır, görendir.
Bu kitapta sana vahyettiklerimiz, kendisinden öncekileri doğrulayan gerçektir. ALLAH kullarından Haberdardır, Görendir.
Kitaplar içinde sana vahyettiğimiz kitap da kendinden öncekileri tasdik edici olmak üzere bir haktır. Şüphe yok ki, Allah, kullarının bütün hallerinden haberdardır ve her şeyi görendir.
Kitablar içinde o sana vahyeylediğimiz kitab da önündekileri musaddık olmak üzere hak, ancak odur, her halde Allah, kullarına habîr bir basîr bulunuyor
(Habibim!) Sana vahyettiğimiz Kitap (Kur’ân), kendinden öncekileri (n aslını) tasdik eden hak kitaptır. Şüphesiz, Allah, kullarının bütün hâllerinden haberdardır ve her şeyi hakkıyla görendir.
Sana Kitap'tan vahyettiğimiz, kendisinden öncekileri tasdik edici olarak gerçektir. Kuşkusuz Allah, Kullarından Haberdar Olan'dır, Her Şeyi Gören'dir.
(Habîbim) sana kendisinden öncekilerin doğrusunu meydana çıkarmak üzere vahyetdiğimiz kitâb hakıykatın ta kendisidir. Herhalde Allah kullarının (bütün hallerinden) hakkıyle haberdârdır, (her şey'i) hakkıyle görendir.
(Ey Resûlüm!) Sana vahyettiğimiz Kitab, kendisinden öncekileri tasdîk edici olmak üzere gerçekten o hak olan (Kur'ân)dır. Şübhesiz ki Allah, kullarından elbette hakkıyla haberdardır, (onları) hakkıyla görendir.
Kitaptan sana vahyettiğimiz, kendinden önceki kitapları doğrulayan bir gerçektir. Ebetteki Allah kullarından haberdar olan ve onları görendir.
Senin gönlüne bildirdiğimiz Kitap doğrunun kendisidir, kendinden öncekileri doğrulayıcıdır. Çünkü Allah kulları üzerine bilgilidir, kesenkes onları görücüdür.
Sana vahyettiğimiz Kitap haktır. Evvelkileri tasdik ve teyit eder. Allah kullarından haberdardır, onları görür,
(Ey Peygamber!) Sana vahyettiğimiz bu kitap, kendisinden öncekileri doğrulayan [musaddikan]¹⁷ gerçeğin tâ kendisidir. Muhakkak ki Allah kullarından elbette hakkıyla haberdar olandır ve onları hakkıyla görendir.
Kendinden öncekini doğrulayıcı olarak sana kitaptan vahyettiğimiz, gerçeğin ta kendisidir. Allah şüphesiz haberdardır, görendir.
Ey Peygamber! Sana gönderdiğimiz bu Kitap, kendisinden önceki kitapları onaylayan gerçeğin ta kendisidir. Şüphesiz Allah, kullarının tüm yaptıklarından haberdardır ve onları dâimâ görmektedir.
Kendisinden öncekileri tasdik edici olarak sana Kitap’tan vahyettiklerimiz Hakk’tır.
Allah, kullarını elbette gören haberli olandır.
Resulüm! daha önceki kitapları doğrulayıcı olarak sana yüklediğimiz bu Kitap gerçeğin ta kendisidir. Hiç şüphen olmasın ki Allah, kullarını her an görüp gözetmektedir…
Resulüm! Sana gönderdiğimiz kitaptaki gerçekler daha önce gönderdiklerimizi doğrular. Onun için geçmişte kitap gönderilenlerden hiç çekinme! Ayetlerimi onlara oku! Göreceksin gerçekler nasıl ortaya çıkacak. Sen onlara gerçeklerimizi okumazsan, onlar seni tahrif ettikleri kitaba uymaya zorlar. Hâlbuki onlar kitaba yalanlarını doldurmuştur. Onun için onlar ne derse desin sana gönderdiklerimiz asıl gerçeklerdir. Bu nedenle onların çağrılarına uyma! Onlarla gereksiz tartışmalara girme! Allah herkesin ne yaptığını bilir.
Sana vahyettiğimiz kitap, kendinden önceki (kitapların aslı)nı doğrulayan gerçektir. Şüphesiz ki Allah kullarından haberdardır, görendir.
Sana vahyettiğimiz şu kitap, kendisinden önceki kitaplardan (elde olanları) doğrultucu, tek gerçektir.¹ Allah, kullarından kesinlikle haberdardır, hakkıyla görendir.
Sana vahiy ettiğimiz bu kitap/Kuran, kendinden önceki vahiyleri tasdik eden hakkın ta kendisidir. Elbette Allah, kullarının her halinden haberdardır, onları görmektedir. 12/111, 5/48
Sana vahyettiğimiz ilâhî kelâm,[³⁹¹¹] önceki vahiylerden kendisine kadar ulaşmış olanları doğrulayan hakikatin ta kendisidir.[³⁹¹²] Elbette Allah kullarının (gidişatından) bire bir haberdardır, her şeyi görmektedir.
(Ey Muhammed) Sana vahyettiğimiz kitap (Kur’an) kendinden öncekini (semâvî kitapları) doğrulayan gerçeğin ta kendisidir. Şüphe yok ki Allah, kullarının bütün hallerinden hakkıyle haberdardır ve her şeyi hakkıyle görendir. (Kimin Kur'an'daki hüküm, emir ve yasaklara tam olarak riayet ettiğini bilir.)
O kitaptan sana vahyettiğimiz, kendinden öncekini (kitapları) doğrulayan gerçektir. Allâh kullarından haber alan, görendir.
Ve sana kitaptan vahyettiğimiz, kendisinden evvelkileri tasdik edici olarak haktır. Şüphe yok ki, Allah kullarından tamamıyla haberdardır ve (her şeyi) görücüdür.
İlahî kitaplar içinde sana vahyettiğimiz bu kitap da, daha önceki kitapları tasdik eden ve gerçeğin ta kendisi olan bir kitaptır. Allah kullarının bütün yaptıklarından haberdar olup onları görmektedir.
Kitaptan sana vahyettiğimiz, kendinden öncekini doğrulayan gerçektir. Allah kulların(ın her halini) haber alandır, görendir.
Yâ Muhammed! Sana vahiy ve inzâl iylediğimiz kitâb, kendinden evvelki kitâbları tasdîk idici olarak hak ve doğrıdır. Allâh kullarının mesâlih ve menâfi'ini görir ve onlardan haberdârdır.
Sana indirdiğimiz bu kitap tümüyle gerçeklerden oluşur ve öncekileri kendine olanla tasdik eder. Elbette Allah, kullarının içini bilir ve onları görür.
Sana vahyettiğimiz kitap, kendinden öncekileri tasdik eden hak bir kitaptır. Allah, kullarından haberdardır, onları görür.
Sana vahyettiğimiz kitap, kendisinden öncekileri doğrulayan hakkın tâ kendisidir. Şüphesiz ki Allah kullarından haberdardır ve onları görmektedir.
Kitap'tan sana vahyettiğimiz, kendinden öncekini tasdikleyici hakkın ta kendisidir. Allah, kullarından tam haberdardır, onları iyice görmektedir.
daħı ol kim vaḥy viribidük saña [233b] kitāb ol ḥaķdur girçek dutıcı-iken anı kim ileyindedür. bayıķ Tañrı ķullarını bilicidür göricidür.
Ol nesne ki saña vaḥy itdük Ḳur’āndan. Ol ḥaḳdur, girçekleyicidürileyince gelen kitābları. Tañrı Ta‘ālā ḳullarını bilicidür, göricidür.
(Ya Peyğəmbər!) Sənə özündən əvvəlkiləri təsdiqləyici olaraq vəhy etdiyimiz Kitab (Qur’an) haqdır. Həqiqətən, Allah bəndələrindən xəbərdardır, (hər, şeyi) görəndir!
As for that which We inspire in thee of the Scripture, it is the Truth confirming that which was (revealed) before it. Lo! Allah is indeed Observer, Seer of his slaves.
That which We have revealed to thee of the Book is the Truth,- confirming what was (revealed) before it: for Allah is assuredly- with respect to His Servants - well acquainted and(3918) Fully Observant.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |