20 Nisan 2024 - 11 Şevval 1445 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Sebe’ Suresi 37. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vemâ emvâlukum velâ evlâdukum billetî tukarribukum ‘indenâ zulfâ illâ men âmene ve’amile sâlihan feulâ-ike lehum cezâu-ddi’fi bimâ ‘amilû vehum fî-lġurufâti âminûn(e)

Sizi, bizim katımıza ne mallarınız yakınlaştırabilir, ne evladınız, ancak kim inanır ve iyi işlerde bulunursa o, yaklaşır bize ve işte onlar, öyle kişilerdir ki onlaradır yaptıklarına karşılık katkat mükafat ve onlardır yüce derecelerde emniyet içinde olanlar.

(Ey kullarım!) Katımızda, sizi (Bize) yaklaştıracak olan ne mallarınız, ne de evlatlarınızdır; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. İşte onlar (mutlu ve kutlu insanlardır ki); onlar için yaptıklarına karşılık olmak üzere kat kat mükâfat vardır ve onlar (cennetlerin) yüksek köşklerinde güven içindedirler.

Sizi bize yaklaştıracak olan ne ekonomik, ne de sayısal çoğunluğunuzdur. Yalnızca iman edip, doğru ve yararlı işler yapanlar, bize yakın olabilirler. Onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükafat var ve onlar cennet köşklerinde huzur ve güven içinde kalacaklardır.

Sizi huzurumuza daha çok yaklaştıracak değerler ne servetlerinizdir, ne de evlatlarınız. Ancak geçmişin kirlerinden arınarak iman edip, gevşekliği bırakarak, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşma-sını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler için, işte onlar için işledikleri amellerinin kat kat fazlası mükâfat olarak verilecektir. Onlar Cennet köşklerinde güven içindedirler.

bk. Kur’an-ı Kerim, 17/21.

Bizim katımızda sizi (bize) yaklaştıracak olan ne mallarınız ne de çocuklarınızdır. Ancak iman edip salih amel işleyenler müstesna. İşte onlara yaptıklarından dolayı kat kat mükâfat vardır ve onlar (cennet) odalar(ın)da güven içindedirler.

Bizim katımızda sizi (bize) yaklaştıracak olan ne mallarınız ne evlatlarınızdır; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. İşte onlar; onlar için yaptıklarına karşılık olmak üzere kat kat mükafaat vardır ve onlar yüksek köşklerinde güven içindedirler.

Sizi (mânevî derecelerle) huzurumuza yaklaştıracak olan mallarınız ve çocuklarınız (itibariyle fazlalık) değildir. Ancak iman edip de salih âmel işleyen (bize yaklaşır). İşte bunlar (o kimselerdir ki), yaptıklarına karşılık kendilerine kat kat mükâfat vardır ve onlar cennetin yüksek makamlarında emniyet içindedirler.

Mallarınız ve evlatlarınız, sizi Biz’e yakınlaştıracak imkâna sahip değiller. İman edip yararlı işler yapanlar müstesna. İşte onlar için, yaptıklarından dolayı iki kat fazla mükâfat vardır. Ve onlar, (Cennet) köşklerinde güven ve huzur içinde olacaklardır.

Sizi, huzurumuza ne mallarınız ne de çocuklarınız yaklaştıracaktır. İman edip iyi amelde bulunanlar müstesnadır. İşte onlar için yaptıklarından dolayı kat kat ödül vardır. Onlar cennet odalarında güven içinde olacaklardır.

Ne sizin mallarınız, ne de sizin oğullarınız, sizi bana yaklaştırır, inanarak, onat çalışan başka, onlar için —yaptıkları iş yüzünden— iki kattır ödülleri, hem de onlar emindirler köşklerde

(Ey insanlar!) Sizi bize yaklaştıracak olan ne mallarınızdır ne de çocuklarınız. Yalnızca iman edip doğru ve yararlı işler yapanlar (bize yakın olabilirler). İşte onlar için yaptıklarına karşılık kat kat mükâfat vardır. Onlar cennet köşklerinde güven içinde olacaklardır.

Siz ne emvâliniz ve ne de evlâdınız ile bana tekarrüb idemezsiniz. Ancak îmân idenler ve a’mâl-i sâlihada bulunanlar bu hakkı hâiz olacaklardır. Ânların a’mâlinin mükâfâtı iki kat olarak virilecek ve cennetin kısm-ı ’âlîsinde emniyetle istirahat ideceklerdir.

Ey insanlar! Sizi Bana yaklaştıracak olan ne mallarınız ve ne de çocuklarınızdır; yalnız, inanıp yararlı iş işleyen kimselerin, işte onların yaptıklarına karşılık mükafatları kat kattır; işte onlar, yüksek derecelerde, güven içindedirler.

Ne mallarınız ne de çocuklarınız, sizi bizim katımıza daha çok yaklaştıran şeylerdir! Ancak iman edip salih amel işleyenler başka. İşte onlar için işlediklerine karşılık kat kat mükâfat vardır. Onlar cennet köşklerinde güven içindedirler.

Sizi bize yaklaştıracak olan, ne servetiniz ne evlâtlarınızdır. Ama iman edip dünya ve âhirete yararlı iş yapanlar başka, yaptıklarına karşılık onlara kat kat fazlası mükâfat vardır ve onlar köşklerde huzur ve güven içinde yaşayacaklar.

Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınızdır ne de evlâtlarınız. İman edip iyi amelde bulunanlar müstesna; onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükâfat vardır. Onlar (cennet) odalarında güven içindedirler.

Sizi bize yaklaştıran şey ne paralarınızdır, ne de çocuklarınızdır. Ancak inanan ve erdemli davrananlar hariç. Onlara, yaptıklarının iki kat karşılığı verilecektir ve odalarında güvenlik içindedirler.

Halbuki sizi huzurumuza yaklaştıracak olan, mallarınız ve evlatlarınız değildir. Ancak iman edip de salih amel işleyenlere gelince, işte onların amellerine karşı kendilerine kat kat mükafat vardır. Onlar cennet köşklerinde emniyet içindedirler.

Halbuki ne mallarınız ne de evlâdlarınız değildir sizi huzurumuza yaklaştıracak olan, ancak iyman edip salâh ile iş gören, işte onların amellerine karşı kendilerine kat kat mükâfat vardır. Ve onlar Cennet şehnişinlerinde emniyyet içindedirler

(Ey insanlar!) Size, rızamızı kazandıracak olan ne mallarınız ve ne de evlatlarınızdır. Ancak îmân edip doğru ve yararlı işler yapanlar rızamızı kazanabilirler. İşte onlara yaptıklarından dolayı kat kat mükâfat vardır ve onlar (cennet) odalar (ın) da güven içindedirler.

Sizi, Bize yaklaştıracak olan, mallarınız ve evlatlarınız değildir. İnananlar ve salihatı¹ yapanlar, işte onlara yaptıklarına karşılık kat kat ödül vardır. Ve onlar, yüksek makamlarda güven içindedirler.

1- Bozuk olan şeyi düzeltmeye çalışmak, düzeltici olmak, yapıcı olmak, iyi olmak, düzeltmeye teşvik etmek, iyiye yönlendirmek.

Sizi bizim huzuurumuza yaklaşdıracak olan ne mallarınız, ne evlâdlarınız değildir. Ancak îman edib de iyi amel (ve hareket) de bulunanlar müstesna. Çünkü onlar, onlar için yapdıklarına mukabil katkat mükâfat vardır ve onlar emîn (ve mutmain) en yüksek makamlardadırlar.

Hâlbuki size katımızda mertebece yakınlık sağlayacak olan ne mallarınız, ne de evlâdlarınızdır; ancak îmân edip sâlih amel işleyen müstesnâ. İşte onlar var ya, kendileri için işledikleri ameller sebebiyle (lütfumuzdan) kat kat mükâfât vardır ve onlar (Cennetteki)yüksek köşklerde emniyet içinde olan kimselerdir.

Sizi bize yaklaştıracak olan şey, ne malınız nede evlatlarınızdır. Ancak kim iman etmiş ve doğru ve yararlı işler yapmışsa, işte onlar yaptıklarının misli ile mükafaatlandırılacak ve güven içinde (cennet) odalarında kalacak olanlardır.

Sizi Bizim katımıza yaklaştıracak olan ne mallarınızdır, ne de çocuklarınız. Ancak, inanıp da iyilik işliyenler için böyle değil. İşte bunların yaptıklarının karşılığı iki kat olacaktır. Bunlar en yüksek katlarda esenlik içinde olacaklardır.

Ne mallarınız, ne çoluk çocuğunuz sizi nezdimize hiçbir veçhile yaklaştıracak değildir. İman edip iyi amel işleyen kimse başka. İşte onların mükâfatları işledikleri amel mukabilinde iki kat olacak, onlar uçmak çardaklarında emin ve rahat içinde yaşayacaklar.

(Ey İnsanlar!) Sizi Biz’im katımıza yaklaştıracak olan ne mallarınız ne de evlatlarınızdır. Ancak inanıp iyi ve yararlı iş [sâlih] yapan kimse müstesna. İşte onlar için işlediklerinin kat kat fazlası mükâfatı vardır. Onlar cennet köşklerinde [ğurufât] güven içindedirler.

Bizim katımızda sizi (bize) yaklaştıracak olan, ne mallarınız, ne de evlatlarınızdır; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. İşte onlar (var ya), onlar için yaptıklarına karşılık olmak üzere kat kat mükâfat vardır ve onlar yüksek köşklerinde güven içindedirler.

Öyleyse, ey insanlar, şunu iyi bilin: Malınızın ve evladınızın çokluğu, bizim nezdimizde size hiçbir üstünlük ve ayrıcalık kazandırmaz; ancak ayetlerime iman edip güzel davranış gösterenler bu üstünlüğe lâyık olabilirler. İşte onlara yaptıklarına karşılık kat kat fazlasıyla mükâfât verilecek ve onlar, cennetteki o muhteşem köşklerde, sonsuza dek huzur ve güven içinde yaşayacaklar.

Katımızda yüksek derecelerle sizi ne mallarınız, ne çocuklarınız yakınlaştırır; ancak kim inanır ve salih bir amel işlerse, işledikleri şeyler sebebiyle, onlara İki Kat mükâfat vardır.
Onlar güvenli bir şekilde Yüksek Makamlar’dadır.

Aslında sizi bize yaklaştıracak olan, sizin ne malınızdır ne de çocuklarınız. Bize sadece ve sadece inanıp yararlı faaliyetlerde bulunanlar yakın olabilirler. Bu gibilerin, yaptıklarına mukabil alacakları katlanacaktır. Ayrıca bunlar, kulelerde güven içindedirler.

Mallarınız çocuklarınız sizi bizim katımıza daha çok yaklaştırmaz. Ancak iman edip samimiyetle yasalarımıza uyanların katımızda yeri vardır. İnananlara işlediklerine karşılık kat kat mükâfat vardır. Onlar cennet köşklerinde güven içindedirler.

Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan, mallarınız da değildir; çocuklarınız da değildir. Ancak iman edip iyi iş(ler) yapanlar hariç! Onlara, (dünyada) yaptıklarının kat kat fazlası karşılık (ödül) vardır. Onlar (cennet) odalarında güven içinde (olacaklar)dır.

Bizim katımızda mallarınız ve çocuklarınız sizi Bize asla yaklaştıramaz. Ancak, îman edip (inandığı) iyi işleri yapanlar bunun dışındadır. Onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükâfat vardır ve onlar (cennet) köşklerinde güven içerisinde yaşayacaklardır.

Sizi Bize yaklaştıracak olan, ne zenginliğiniz, ne de çocuklarınızdır: yalnızca iman edip doğru ve yararlı işler yapanlar [Bize yakın olabilirler]; bu [gibi]leri, yaptıklarından dolayı çeşit çeşit ödüller beklemektedir ve onlar [cennet] köşkler[in]de (huzur ve) güven içinde yaşayacaklardır;

Sizi, bize yaklaştıracak olan ne servetiniz ne de soyunuzdur. Ancak kim inanır, iyi ve güzel işler yaparsa, işte bunlara, yaptıklarının karşılığı olarak kat kat mükâfat verilecek. Bunlar, cennet köşklerinde huzur ve güven içinde yaşayacaklar. 3/10, 9/35, 39/73-74, 77/41...44

Sizleri Bizim katımıza yakın kılacak olan ne servetinizdir, ne de soyunuz; fakat iman eden ve imanla uyumlu iş işleyen kimseler var ya: işte onları yaptıklarına karşılık ödülün en katmerlisi beklemektedir; ve onlar yüce köşklerde,[³⁸⁵⁴] huzur ve güven ortamında yaşayacaklar.

[3854] Krş: 25:75 ve 29:58.

(Ey gafiller) Sizi katımızda yakınlık makamına ulaştıracak olan ne mallarınız ne de çocuklarınızdır! (İman ve sâlih amel sahibi olmadıkça, onlar ahirette size asla yarar sağlayamazlar) Ancak iman edip, sâlih ameller işleyenlere, yaptıklarının kat kat fazlası mükafat vardır, onlar yüksek makamlarda emniyet içindedirler.

(Nitekim "Şüphe yok ki takva sahipleri, cennetlerde, pınar başlarında, eşsiz kudret sahibi yüce Allah’ın katında, hak meclisindedirler” -Kamer /54,55-... Devamı..

Ne mallarınız ne de çocuklarınız, sizi bizim katımıza daha çok yaklaştıran şeylerdir! Ancak iman edip salih amel işleyenler başka. İşte onlar için işlediklerine karşılık kat kat mükâfat vardır. Onlar cennet köşklerinde güven içindedirler.

Ve ne mallarınız ve ne de evladınız sizi Bize yaklaştıracak yüksek mahiyeti hâiz değildir. Ancak kimler imân eder ve sâlih amelde bulunurlarsa işte onlar için yaptıkları amelleri mukabilinde kat kat mükâfaat vardır ve onlar âli makamlarda emniyete nâil zâtlardır.

Bizim nezdimizde size değer kazandıran şey, ne mallarınızın, ne de evlatlarınızın çokluğu değildir. Şu var ki, iman edip güzel ve makbul işler yapanlara bu gayretlerinden ötürü kat kat mükâfat verilecek ve onlar cennetin yüksek köşklerinde güven ve huzur içinde olacaklardır. [17, 21]

Ne mallarınız, ne de evladlarınız size katımızda bir yakınlık sağlar. Ancak inanıp faydalı iş yapanlar başka. Onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükafat vardır ve onlar saraylarda güven (ve huzur) içindedirler.

"Ne malınız ne de evlâdınız sizi bize yakın itmez. Ancak îmân idüb a'mâl-i sâliha işleyenlerdir ki bize yakındırlar. Onlara iki kat mükâfât vardır ve cennetin köşklerinde emîn olarak istirahat iderler."

Size katımızda derece kazandıracak olan ne mallarınız ne de evlatlarınızdır. Ama kim inanıp güvenir ve iyi işler yaparsa böylelerine yaptıklarının karşılığı katlanarak verilir. Onlar güven içinde ve üstün konumlarda olurlar.

Sizi, bize yaklaştıracak olan mallarınız ve evlatlarınız değildir. Ancak kim inanır ve doğruları yaparsa, işte onlara, onlar için yaptıklarının karşılığı olarak kat kat mükafat vardır. Onlar, köşklerde, emniyet içerisindedirler.

Sizi Bize yaklaştıracak olan ne malınız, ne evlâdınızdır—ancak iman eden ve güzel işler yapan kimse müstesna. Yaptıkları işlerden dolayı onlara iki kat ödül vardır ve onlar Cennetin yüksek köşklerinde güven içindedirler.

Sizi bize yaklaştırıp, katımızda size yakınlık sağlayacak olan, ne mallarınızdır ne de çocuklarınız. İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapanlar müstesna. Onlara, yaptıklarının kat kat fazlası ödül vardır. Onlar, seçkin odalarda güven içindedirler.

daħı degül mallaruñuz ne daħı oġul ķızlaruñuz ol kim yaķın eyleye size bizüm ķatumuzda yaķınlıķ illā ol kim įmān getürdi daħı işledi eyü iş. pes anlar anlaruñdur yanud artuķ işledüklerinden daħı anlar köşklerde iminlerdür.

Daḫı sizüñ māllaruñuz ve oġul ḳızlaruñuz, daḫı ol nesne degüldür ki anuñla bizüm ḳatumuzda ḫāṣ olup yaḳın olasız, illā ol kimse ki īmān getüre ve‘amel‐i ṣāliḥ işleye. Anlara artuḳçı müzd vardur ‘amelleri sebebi‐y‐ile. Daḫıanlar ḳaṣrlar içinde imin otururlar.

Sizi bizə yaxınlaşdıran nə var-dövlətiniz, nə də oğul-uşağınızdır. Yalnız iman gətirib yaxşı işlər görənlərin (dünyadakı) əməllərinə görə mükafatları qat-qat (birə-on) artıq olacaq və onlar cənnət otaqlarından (Cənnətin yüksək məqamlarında) əmin-amanlıq içində yaşayacaqlar.

And it is not your wealth nor your children that will bring you near unto Us, but he who believeth and doeth good (he draweth near). As for such, theirs will be twofold reward for what they did, and they will dwell secure in lofty halls.

It is not your wealth nor your sons, that will bring you nearer to Us(3844) in degree: but only those who believe and work righteousness - these are the ones for whom there is a multiplied Reward(3845) for their deeds, while secure they (reside) in the dwellings on high!(3846)

3844 The true test of progress in spiritual life is to be measured by other things than material wealth and influence. What we have to ask ourselves i... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.