19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ahzâb Suresi 51. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Turcî men teşâu minhunne vetu/vî ileyke men teşâ(u)(s) vemeni-bteġayte mimmen ‘azelte felâ cunâha ‘aleyk(e)(c) żâlike ednâ en tekarra a’yunuhunne velâ yahzenne veyerdayne bimâ âteytehunne kulluhun(ne)(c) va(A)llâhu ya’lemu mâ fî kulûbikum(c) vekâna(A)llâhu ‘alîmen halîmâ(n)

Bunlardan dilediğini bırakabilirsin, dilediğini de alabilirsin ve bıraktığını tekrar almada da bir vebal yok sana; bu, gözlerinin ışıklanması, mahzun olmamaları ve verdiğin şeye, hepsinin de razı olması bakımından daha iyidir ve Allah, gönüllerinizdene varsa bilir ve Allah, her şeyi bilir, azap etmede de acele etmez.

(Ey Nebim, bu hanımlarından) Onlardan dilediğini (sıra ile yanlarına uğrama nöbetini) geri bırakıverirsin, dilediğini de yanına alıp-barındırabilirsin; (azledip bırakarak) ayrıldıklarından (ise), ilgi ve istek duyduklarına (dönmende) Senin için bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanıp hüzne kapılmamalarına ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmalarına en yakın (en uygun) olan da budur. Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah (her şeyi hakkıyla) Bilendir, Halîm’dir. (Hemen cezalandırmayıp kullarına mühlet ve fırsat verendir.)

Hanımlarından dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alıp barındırırsın, geçici olarak ayrıldıklarından, tekrar birleşmeyi arzu ettiğine dönmekte, senin üzerine bir günah yoktur. Onların gözlerinin aydın olması ve tasalanmamalarına ve hepsinin senin verdiklerine razı olmalarına, en elverişli olan budur. Böylece kendilerine Allah'ın hükmünün uygulandığını bilirler ve eşit muameleden memnun olurlar. Allah sizin kalplerinizde  olanı bilir. Allah herşeyi bilir ve azab etmede acele etmez.

Onlardan Allah'ın sünnetinin, düzeninin yasaları ve iradesinin tecellisi içinde dilediğinin sırasını geriye atar, dilediğini de yanına alırsın. Bir süre uzak durduğun hanımlarından istediğini, tekrar yanına almanda sana bir vebal yoktur. Böyle yapman, onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin, verdiklerine râzı olmalarına en uygun bir davranıştır. Allah akıllarınızdan geçirdiğinizi, kalplerinizde olanı bilir. Allah her şeyi hakkıyla bilir, kudretli, âdil ve müsamahakârdır, fırsatlar ve imkânlar tanır.

Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alırsın. Ayrıldıklarından istediklerini (yeniden almanda) senin üzerine bir günah yoktur. Onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmaları için bu daha uygundur. Allah kalplerinizde olanı bilir. Allah bilendir, hilim sahibidir.

Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini de yanına alıp-barındırabilirsin; ayrıldıklarından, istek duyduklarına (dönmende) senin için bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanıp hüzne kapılmamalarına ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmalarına en yakın (en uygun) olan budur. Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah bilendir, halimdir.

(Ey Rasûlüm), zevcelerinden dilediğini boşarsın, dilediğini tutarsın. (Ric'î talakla boşayıb) ayırdığını da tutmak istersen, bundan sana bir günah yoktur. Onların gözleri aydın olup kederlenmemelerine ve kendilerine verdiğin şeylerle hepsinin hoşnud olmalarına en eleverişli budur. Allah kalblerinizdekini bilir. Allah Alîm'dir= her şeyi bilir, Halîm'dir= azabını hemen vermez.

Sen bu hanımlarından istediğini bırakır, istediğini yanına alabilirsin. Ayrıldıklarından geri almak istediklerinde sana bir günah yoktur. Mutlu olmaları, üzülmemeleri ve hepsinin senin verdiklerine rıza göstermeleri için en uygun durum budur. Allah, kalplerinizde olanları çok iyi bilendir. Ve Allah, her şeyi bilen ve şefkatle muamele edendir.

Hanımlarından dilediğinin yanında kalma sırasını erteler, dilediğini de öne alabilirsin. Sırasını ertelediklerinden arzuladıkların olursa onlara dönmende sana bir sakınca yoktur. Böyle yapman onları mutlu etmen, üzülmemelerini sağlaman, kendilerine verdiklerinle hepsinin razı olması için daha uygundur. Allah, sizin kalplerinizde olanı bilir ve son derece yumuşak davranır.

Kadınlardan dilediğin geri koyabilirsin, dilediğin getirirsin kendine, geri koymuş olduğunu yine istemekte sana bir günah yoktur; bu, onların hepsinin sevinmeleri, kaygılanmamaları, yapılandan hepsinin hoşnut olmalarıyçin daha iyidir, Allah bilir gönlümüzde olanı; Allah bilicidir, Allah halimdir

(Ey Muhammed!) Bunlardan (hanımlarından) dilediğini geri bırakırsın, dilediğini yanında tutarsın. (Ric'i talakla boşayıp) ayırdığını da tutmak istersen, bunda sana bir günah yoktur. Bu onların sevinmeleri, üzülmemeleri, yaptığın muameleden hepsinin hoşnut olmaları yönünden daha münasiptir. Allah kalplerinizde olan her şeyi bilir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir ve müsamahası bol olandır.

Yeniden nikâh akdine ve mehir tespitine gerek duymaksızın, kadının iddet müddetiyle sınırlı olarak, geri dönme imkânı veren talaka “Ric’i talak” denir... Devamı..

Zevcelerinden istediğini yatağından te’hîr idüb istediğini koynuna alabilürsin ve ihmâl itdikden sonra zevceni tekrâr arzu idebilürsin bu hareketin ile günâh işlemiş olmazsın böylece ânları tesellî itmek daha kolay olur. Tâ ki mahzûn olmasunlar senin ânlara iltifâtından memnûn olsunlar Allâh kalblerinizde olanı bilür ’âlim ve halîmdir.

Bunlardan istediğini bırakır, istediğini yanına alabilirsin. Sırasını geri bırakmış olduklarından da arzu ettiğini yanına almanda sana bir sorumluluk yoktur. Bu onların gözlerinin aydın olmasını, üzülmemelerini, hepsine verdiğin şeylere razı olmalarını daha iyi sağlar. Allah kalblerinizde olanı bilir; Allah bilendir, Halim olandır.

Ey Muhammed! Bunlardan (hanımlarından) dilediğini geri bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. Uzak durduklarından dilediklerini yanına almanda da sana bir günah yoktur. Bu onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdiğine razı olmaları için daha uygundur. Allah, kalplerinizdekini bilir. Allah, hakkıyla bilendir, halîmdir. (Hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)

Onlardan dilediğinin beraberliğini erteler, dilediğini yanına alırsın. Uzaklaştırdıklarından birini tekrar istemende senin için bir sakınca yoktur. Bu hüküm onların mutlu olmaları, üzülmemeleri ve hepsinin senin verdiğine razı olmaları için en uygun olanıdır. Allah gönüllerinizdekini bilir, Allah ilim ve hilim sahibidir.

Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Bıraktığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur. Böyle yapman onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin, senin verdiklerine razı olmalarına daha uygundur. Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah hakkıyle bilendir, halîmdir.  

 28 ve 29. âyetlerde Resûlullah (s.a.)ın hanımlarına onunla birlikte kalmak veya ayrılmak şıklarından birini seçmeleri teklif edilmiş, onlar Resûlulla... Devamı..

Onlardan dilediğini erteler, dilediğini de yanına alabilirsin. Sırasını geri bırakmış olduğun birisini tekrar istemende bir sakınca yoktur. Böylece onlar hoşnut olurlar, üzülmezler ve senin herbirisine verdiğine razı olurlar. Kalbinizde olanı ALLAH iyi bilir. ALLAH Bilendir, ?efkatlidir.

Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alırsın. Sırasını geri bıraktığın kadınlardan dilediğini yanına almanda da sana bir günah yoktur. Onların gözleri aydın olup üzülmemelerine ve kendilerine verdiğin ile hepsinin hoşnut olmalarına en elverişli olan budur. Allah kalblerinizdekini bilir. Allah her şeyi bilir ve yumuşak davranır.

Onlardan dilediğini giri bırakırsın, dilediğini yanına alırsın, azleylediğinden de arzu ettiğinde sana günah yoktur, Onların gözleri aydınlanıb mahzun kalmamalarına ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnud olmalarına en elverişli olan budur, Allah kalblerinizdekini bilir, Allah hem alîm hem halîm bulunuyor

(Resûlüm!) Onlardan (zevcelerinden), dilediğinin (yanında geceleme sırasını) geri bırakıp, dilediğini de yanına alabilirsin. (Sırasını geri) bıraktığın hanımlarından dilediğini tekrar yanına almanda da senin için bir beis yoktur. Böyle yapman onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin senin verdiklerine razı olmalarına daha uygundur. Allah kalplerinizde olanı bilir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, kullarına çok şefkatli olandır.

Onlardan dilediğini ertelersin, dilediğini yanına alırsın.¹ Bıraktıklarından², istediğini yanına almanda senin için bir sakınca yoktur. En uygun olanı budur. Bu, onların gözlerinin aydın olması³ ve hüzünlenmemeleri ve kendilerine verdiğinle hoşnut olmaları için en uygun olanıdır. Allah, kalplerinizde olanı bilmektedir. Allah, Her Şeyi Bilen'dir, Çok Şefkatli'dir.

1 – Birlikte olma sıralarını değiştirebilirsin. 2- Ertelediklerinden. 3- Sevinmeleri.

Onlardan kimi dilersen (nevbetinden) geri bırakır, kimi de dilersen yanına alabilirsin. (Nevbetinden) geri bırakdıklarından kimi istersen (nezdine almak) da da sana güçlük yokdur. Gözleri aydın olub tasalanmamalarına ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnud olmalarına en elverişli olan budur. Allah kalblerinizde olanı bilir. Allah (her şey'i) hakkıyle bilendir, ukubetde acele etmeyendir.

Onlardan (zevcelerinden) dilediğini (sırasından) geri bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Ayrıldıklarından arzu ettiğine dönmekte de sana bir günah yoktur. Bu (kendi irâdenle onları taltîf etmen), onların gözleri aydın olmasına, üzülmemelerine ve hepsinin, kendilerine verdiklerin ile hoşnûd olmalarına daha elverişlidir.(1) Allah ise, sizin kalblerinizde olanı bilir. Çünki Allah, Alîm (herşeyi hakkıyla bilen)dir, Halîm (cezâlandırmakta acele etmeyen)dir.

(1)“Evet on beş yaşından kırk yaşına kadar, harâret-i garîziyenin galeyânı hengâmında (delikanlılık çağında) ve hevesât-ı nefsâniyenin iltihâbı (nefis... Devamı..

Eşlerinden dilediğini yanında tutabilir ve yanında barındırabilirsin. Nikâhın altındaki serbest bıraktığın (boşamadığın) eşlerini yanında istemende senin için bir sorumluluk yoktur. Bu onların sevinip hoşnut olmaları, üzülmemeleri, kadınlara verdiklerinin hepsine razı olmaları bakımından daha uygundur. Allah kalplerinizde olanları bilir. Allah her şeyi bilen ve kullarına çok çok şefkatli olandır.

Bu kadınlardan dilediğini yanından uzaklaştırırsın, dilediğini de yanında alıkoyarsın. Yanından uzaklaştırdığını yine alman için hiç bir engel yoktur. Onların sevinmeleri, kaygılanmamaları için kendilerine verdiğinle kıvanmaları için en uygun olanı da budur. Allah gönüllerinizde olanı bilir. Allah bilicidir, yumuşak davranıcıdır.

Zevcelerinden dilediğini almada geciktirebilirsin, dilediğini de alabilirsin. O, ayırdığını da yine alabilirsin. Bu hususta sana hiçbir vebal yoktur. Bu hal onların gözlerinin aydın olmasına, sevinmelerine, mahzun olmamalarına, yaptığın muameleden hepsinin hoşnut olmalarına [¹] daha yakındır. Allah kalplerinizdekini bilir. Allah hakkıyle âlimdir, yavaştır

[1] Veya hepsine verdiğin şeyden hoşnut olmalarına.

(Ey Peygamber!) Bunlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alırsın. Bıraktıklarından arzu ettiğini yanına almanda sana bir günah yoktur. Bu onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdiğine razı olmaları için daha uygundur. Allah kalplerinizde olanı bilir. Zira Allah Alîm’dir, Halîm’dir.

Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Bıraktığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda senin üzerine bir zorluk (sakınca) yoktur. Böyle yapman; onların mesut olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin senin verdiklerine razı olmalarına daha uygundur. Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah her şeyi bilendir, yumuşak davranandır.

Ey Peygamber! İşte bu saydığımız sebeplerden dolayı, çok kadınla evli yaşamak zorundasın. Öte yandan, bir Peygamber ve devlet başkanı olarak zamanının büyük kısmını, ümmetinin sorunlarına ayırman gerekiyor. Bu yüzden, diğer müminlerin aksine, sen hanımlarının arasında belli bir sıra gözetmek zorunda değilsin. Onlardan dilediğinin sırasını erteleyebilir, dilediğini dehenüz sırası gelmediği hâlde yanına alabilirsin. Aynı şekilde, bir süreliğine uzak kaldığın bir hanımını tekrar yanına almak istemenden dolayı da sana bir günah yoktur. Allah tarafından sana tanınan bu serbestlik, hanımların seni —mecbur olmadığın hâlde— yanlarında gördüklerinde gözlerinin mutlulukla parlamasını, görevin icabı kendileriyle yeterince ilgilenemediğin zaman üzüntüye kapılmamalarını ve kendilerine vereceğin şeyler ve göstereceğin güzel muamele sayesinde hepsinin hoşnut olmasını sağlayacaktır.
Çünkü Allah, gönlünüzden geçen en gizli niyet ve düşünceleri dahîbilir. Doğrusu Allah, her şeyi en mükemmel şekilde bilendir, kullarına karşı son derece şefkatli ve merhametlidir.

Onlardan dileyeceğin kimseyi ertelersin, dileyeceğin kimseyi yanına alırsın.
Azlettiğin / ayrıldığın eşlerinden arzu ettiğini almanda sana bir günah yoktur.
Gözleri aydın olsun, üzülmesinler, onlara verdiklerine razı olsunlar diye bu en uygundur.
Kalblerinizdeki şeyleri Allah biliyor.
Allah halîm alîm olandır.

Eşlerinden dilediğini erteler, dilediğini evine alabilirsin. Bir süre yalnızlığa terk ettiğin hanımları arzulaman da doğaldır. Hatta bu, gözlerinin gülmesi için, mahzun olmamaları için, verdiklerinle mutlu olmaları için uygun bir davranış olur. Aklınızdan geçeni bilen Allah, kılı kırk yaran bir bilgiye sahiptir

Eşlerinden dilediğini boşarsın, dilediğinle nikâhını devam ettirirsin! Boşadığın kadınlardan anlaşabilirsen tekrar evlenmende bir günah yoktur. Bu onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri, hepsinin kendilerine verdiğine razı olmaları için daha uygundur. Allah kalplerinizdekini bilir.

Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. (Bir süre) ayrı kaldığın (hanımlar)ından (yolculuğa çıkarken gelmelerini) istemende sana herhangi bir vebal yoktur. Böyle (yapman), onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin senin verdiklerine razı olmalarına daha uygundur. [*] Allah kalplerinizde olanı bilmektedir. Allah bilendir, hoşgörülüdür.

Bu cümle Hz. Muhammed’in mevcut eşleriyle ilgili özel bir durumu içermektedir. Boşanıp aynı hanımla tekrar evlenmeyi değil, geçici ayrılık yaşananlarl... Devamı..

(Ey Peygamber!) O (eşlerinden) dilediğinin (yanında geceleme sırasını) geri bırakıp, dilediğini de yanına alabilirsin.¹ Sırasını geri bıraktığın hanımlarından² dilediğini tekrar yanına almanda da sana bir zorluk yoktur. Böyle yapman onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin senin verdiklerine râzı olmalarına daha uygundur. Allah gönüllerinizde ne varsa hepsinin bilir. Çünkü Allah her şeyi bilendir, (kullarına karşı) çok yumuşaktır.

1 Birden fazla eşlilerin, eşleri arasında sıra takip etmeleri vaciptir. Fakat bu Peygamberimize vacip kılınmayıp arzusuna bırakılmıştır.2 Bazı müfessi... Devamı..

[Şunu bil ki,] onlardan dilediğini bir süre yanından uzaklaştırabilirsin ve dilediğini de yanına alabilirsin; ve [bir süre] uzaklaştırdıklarından birini yeniden istemende bir vebal yoktur: ⁶² bu, [seni her gördüklerinde] gözlerinin parlamasını ⁶³ ve [gözden çıkarıldıkları zaman] üzülmemelerini ve onlara vermek zorunda olduğun her şeyden hoşnutluk duymalarını sağlar: çünkü [yalnız] Allah kalplerinizden geçeni bilir; ve Allah her şeyi bilendir, halîmdir. ⁶⁴

62 Böylece Hz. Peygamber’e, doğuştan adalet duygusuna sahip olmasına ve her zaman eşlerine mutlak bir eşitlik duygusuyla yaklaştığını hissettirecek şe... Devamı..

– Ey Nebi dilediğin eşlerinden bir süre uzak kalabilir, dilediğini de yanına alabilirsin. Bir süre uzak kaldığın eşinle tekrar birlikte olmayı istemende senin için bir sakınca yoktur. Bu davranışın onların mutlu olmalarını kendilerine ilgi azaldığında üzülmemelerini ve onlara ayırdığın zaman ve gösterdiğin ilgiyle yetinip ondan razı olmalarını sağlar. Allah gönlünüzden geçen duygu ve düşünceleri bilir. Zaten Allah her şeyi bilen, kötü düşünce ve duygulardan dolayı hemen cezalandırmayandır. 11/12, 35/45

Onlardan istediğini daha sonraya bırakabilir, istediğini de yanına alabilirsin; ilişkini dondurup (sonraya) bıraktıklarından birini yeniden istemende senin için bir beis yoktur:[³⁷⁷⁶] bu (seni her görüşte) onların gözlerinin daha çok ışımasını, üzülmemelerini ve onlara verdiğin şeylerden razı olmalarını sağlar; ve sadece Allah kalplerinizde olanı bilir: ama zaten Allah her şeyi bilir, tarifsiz bir ilim sahibidir.[³⁷⁷⁷]

[3776] Rasulullah kendisine tanınan bu hakkı kullanmak yerine aktif karı-koca ilişkisinde Nisâ 3’e göre hareket eder. Bu sınırlamanın mağduriyet doğur... Devamı..

Onlardan dilediğini geriye bırakır; dilediğini de yanına alabilirsin, boşadığın hanımlarından arzu ettiğini almanda, senin üzerine bir vebal yoktur, böyle yapman onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin senin verdiklerine razı olmalarına daha uygundur, Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah, her şeyi hakkıyle bilendir ve Halim'dir. (İsyankâr olanların cezalarını hemen vermez, onlara bir süre tanır, ta ki hallerini ıslaha çalışsınlar ve sonsuz nimetlere nâil olsunlar)

Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alırsın. (Geçici olarak) ufak olduklarından (tekrar birleşmeyi) arzu ettiğine (dönmekte) senin üzerine bir günâh yoktur. Onların gözlerinin aydınlanıp tasalanmamalarına ve hepsinin, senin verdiklerine râzı olmalarına en elverişli olan budur. Allâh sizin kalblerinizde olanı bilir. Allâh bilendir, halimdir (birden öfkeye kapılıp cezâ vermez).

Onlardan dilediğini geri bırakırsın ve dilediğini kendi yanına alabilirsin. Geri bıraktığından da kimi istersen yanına alabilirsin, (bunda) sana bir günah yoklur. (Böyle senin reyine bırakılması) Gözlerinin aydın olmasına ve mahzun olmamalarına ve kendilerine verdiğinden razı olmalarına en yakın olandır. Ve Allah, kalplerinizde olanı bilir. Ve Allah alîm, halîm bulunmaktadır.

Ey Peygamber, eşlerinden dilediğini bir süre ihmal edip dilediğini de yanına alabilirsin. Kendisinden bir süre uzak durduğun eşlerinden birini tekrar yanına almanda sana bir vebâl yoktur. Bu hal onların sevinmeleri, mahzun olmamaları, yaptığın muameleden hepsinin hoşnud olmaları yönünden daha münasiptir. Allah kalplerinizde olan her şeyi bilir. Allah alîmdir, halîmdir (her şeyi hakkıyla bilir, müsamahası boldur).

Birden çok eşi olan kocanın, vaktini onlara eşit olarak paylaştırması farzdır. Buna kasm (nöbet uygulaması) denilir. Bu âyet, kasm’ın Hz. Peygambere f... Devamı..

Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alırsın. (Geçici olarak) Ayrıldıklarından (tekrar birleşmeyi) arzu ettiğine (dönmekte) senin üzerine bir günah yoktur. Onların gözlerinin aydınlanıp tasalanmamalarına ve hepsinin, senin verdiklerine razı olmalarına en elverişli olan budur. Allah sizin kalblerinizde olanı bilir. Allah bilendir, halimdir (birden öfkeye kapılıp ceza vermez).

Çünkü kendilerine Allah'ın hükmünün uygulandığını bilirler ve aralarında gözettiğin eşit muâmeleden memnun olurlar.

Zevcelerinden istediğini yatağından uzaklaşdırır ve dilediğini yatağına yaklaşdırırsın. Bunlarda sana günâh yokdur. Senin re'yine muhavvel bu mu'âmele onların gözleri aydın olmasına ve mahzûn olmayub virdiğin şeyle cümlesinin razı olmalarına daha yakındır. Allâh Te'âlâ kalblerinizde olanı bilir. Allâh Te'âlâ 'alîm ve hakîmdir.

Onlardan istediğine ilgini azaltır, istediğini yanına alabilirsin. Ayrı bıraktığını arzularsan onu yanına almaktan da sorumlu tutulmazsın. Bu onların gözlerinin aydın olması (bir arayış içinde olmamaları), üzülmemeleri ve hepsine verdiğin şeylerden mutlu olmaları açısından daha uygundur. Allah kalplerinizde olanı bilir; Allah bilir, yumuşak davranır.

Bunlardan dilediğini ertelersin, dilediğini yanına alabilirsin. Ayrıldığın eşlerinden dilediğini almanda da bir sakınca yoktur. Bu, onların sevinmeleri, üzülmemeleri ve kendilerine verdiğin şeylere razı olmaları için daha uygundur. Allah kalblerinizde olanı bilir. Allah, herşeyi bilen ve halden anlayandır.

Eşlerinden dilediğinin sırasını geri bırakıp dilediğini yanına alabilirsin. Bir süre uzak durduklarından da dilediğini tekrar yanına almakta senin için bir vebal yoktur. Onlara göz aydınlığı olması, onların tasalanmamaları ve senin verdiğin şeyle hepsinin hoşnut olmaları için böylesi daha uygundur (20). Allah ise sizin kalbinizde olanı bilir. Allah herşeyi bilen, hatâlarınıza karşı da müsamaha gösteren bir ilim ve hilim sahibidir.

(20) Sıralarını ertelediğin zaman buna Allah’ın izin vermiş olduğunu bilirler; yanına aldığın zaman da bunu mecburiyetle değil, gönülden yaptığını bil... Devamı..

Onlardan dilediğini geriye bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. Bir süre için uzaklaştığın hanımlarından dilediğini yanına almanda bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanmasında, tasalanmamalarında ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmasında bu daha uygun bir yoldur. Allah sizin kalplerinizde olanı bilir. Allah Alîm'dir, Halîm'dir.

girü ķoyasın anı kim dilersin anlardan daħı yir viresin sendin yaña anı kim dilersin. daħı anı kim isteyesin andan kim ayırduñ yazuķ yoķdur üzerüñe. şol ya'nį dileklü olmaķ yaķnıraķdur kim aydın ola gözleri anlaruñ daħı ķayġurmayalar [226b] daħı ħoşnūd olalar aña kim virdüñ anlara dükeli anlaruñ. daħı Tañrı bilür anı kim göñüllerüñüzdedür daħı oldı Tañrı bilici güç götürici.

Kimi ḳaytarasın kimi dileseñ ‘avratlaruñdan, daḫı yanuña getürürsin kimidileseñ. Daḫı kimi dileseñ ayırġandan ṣoñra ṭalaḳ‐ı ric‘ī‐le, pes se‐nüñ üstüñe günāh yoḳdur. Ol yaḳınraḳdur anlaruñ gözi aydınlıġına. Ḳayur‐masunlar, daḫı rāżī olsunlar sen özlerine virdügüñ nesneye barça. DaḫıTañrı Ta‘ālā bilür sizüñ yüregüñüzde olanı. Tañrı Ta‘ālā bilicidür, ḥalīm‐dür, ‘uḳūbeti tizletmez.

(Ya Rəsulum!) Onlardan (zövcələrindən) istədiyini (istədiyinin səninlə gecələmək növbəsini) tə’xirə salar, istədiyini də (gecəni onunla keçirmək üçün) öz yanına ala bilərsən. (Bir müddət özündən) ayırdığın (növbəsini tə’xirə saldığın, yaxud ric’i talaqla boşadığın) övrətlərindən də istədiyini (yenidən) öz yanına qaytarmaqdan sənə heç bir günah gəlməz. Onların gözlərinin aydın olması (sevinmələri), kədərlənməmələri və sənin onlara verdiklərindən razı qalmaları üçün ən münasib olanı budur. Allah qəlblərinizdə olanları (kimin daha çox kimə meyl etdiyini) bilir. Allah (hər şeyi) biləndir, həlimdir! (Bəndələrinə cəza verməkdə tələsməz!)

Thou canst defer whom thou wilt of them and receive unto thee whom thou wilt, and whomsoever thou desirest of those whom thou hast set aside (temporarily), it is no sin for thee (to receive her again); that is better; that they may be comforted and not grieve, and may all be pleased with what thou givest them. Allah knoweth what is in your hearts (O men) and Allah is Forgiving, Clement.

Thou mayest defer (the turn(3749) of) any of them that thou pleasest, and thou mayest receive any thou pleasest: and there is no blame on thee if thou invite one whose (turn)(3750) thou hadst set aside. This were nigher to the cooling of the eyes,(3751) the prevention of their grief, and their satisfaction - that of all of them - with that which thou hast to give them:(3752) and Allah knows (all) that is in your hearts:(3753) and Allah is All- Knowing, Most Forbearing.

3749 In 4:3 it is laid down that more than one wife is not permissible "If ye fear that ye shall not be able to deal justly with them". In a Muslim ho... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.