Hâ entum hâulâ-i hâcectum fîmâ lekum bihi ‘ilmun felime tuhâccûne fîmâ leyse lekum bihi ‘ilm(un)(c) va(A)llâhu ya’lemu veentum lâ ta’lemûn(e)
Şöyleböyle bilginiz olan şeye dair tartışıp duruyorsunuz ama hiç bilginiz olmayan şeyde de ne diye tartışmaya kalkışırsınız? Allah bilir, siz bilmezsiniz.
İşte sizler böylesiniz; (diyelim ki, haydi) hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hiç bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıp-duruyorsunuz? Oysa (her şeyin gerçeğini) Allah bilir, sizler bilmezsiniz.
Siz bilginiz olan şeyler hakkında tartışırdınız, ama hiç bilmediğiniz şey hakkında neden tartışıyorsunuz? Allah herşeyi bilir, siz bilmezsiniz.
İşte siz böylesiniz. Hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda deliller getirerek tartıştınız, anladık. Niçin hakkında bilginiz olmadığı konularda delil icat ederek tartışıyorsunuz? Bunları Allah biliyor, sizin bu konularda bilginiz yok, hiçbir şey bilemezsiniz.
Siz şu (akıl edemeyen) kimseler! Diyelim ki, hakkında bilgi sahibi olduğunuz bir hususta tartışmaya girdiniz. Hakkında bilgi sahibi olmadığınız bir hususta niçin tartışıyorsunuz! Allah bilir, siz ise bilemezsiniz.
İşte sizler böylesiniz; (diyelim ki) hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hiç bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıp duruyorsunuz? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz.
İşte siz, o kimselersiniz ki, hakkında biraz bilgi sahibi olduğunuz şeyde (kitabınızda olan âhir zaman Peygamberine âit vasıflarda) niçin münakaşa ettiniz; ya hiç bir bilginiz olmayan şeyde (İbrahim'in dini hakkında) niçin münakaşa edersiniz? Allah hakikati bilir; halbuki siz bilmezsiniz.
İşte sizler, bildiğiniz konularda tartıştınız. Hiç bilmediğiniz konularda neden tartışıyorsunuz? Sizler hiçbir şey bilmez iken Allah her şeyi bilir.
İşte siz böyle kimselersiniz! Haydi bilginiz olan şeyler hakkında tartıştınız; fakat bilgi sahibi olmadığınız konuda niçin tartışıyorsunuz? Halbuki Allah her şeyi bilir, ama siz bilemezsiniz.
Ha, işte siz, bildiğiniz şeyler üzerine de çekişmektesiz, niçin bilmediğiniz şeyler hakkında da çekişirsiz? Allah bilir, sizlerse bilmezsiz
İşte siz böyle kimselersiniz! Diyelim ki biraz bilgi sahibi olduğunuz şey hakkında tartıştınız. Ya hiçbir bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysaki (her şeyi) Allah bilir, siz bilemezsiniz.
Siz ma’lûmâtınız olan şeyler hakkında mubâhase idiyorsunuz lâkin niçün bilmediğiniz şeyler hakkında da mubâhaseye kalkışıyorsınız? Allâh bilür, fakat siz bilmezsiniz.
Siz, hadi bilginiz olan şey üzerinde tartışanlarsınız. Ama bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışırsınız? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz.
İşte siz böyle kimselersiniz! Diyelim ki biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız. Ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.
İşte siz böylesiniz; hadi hakkında bilginiz olan konuda tartıştınız, fakat hiç bilgi sahibi olmadığınız bir konuda niçin tartışıyorsunuz! Oysa Allah bilir, siz bilmezsiniz.
İşte siz böyle kimselersiniz! Hadi hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda tartıştınız; fakat bilgi sahibi olmadığınız konuda niçin tartışıyorsunuz! Oysa ki Allah, her şeyi bilir, siz ise bilmezsiniz.
Bilgi sahibi olduğunuz konularda tartışıp duruyorsunuz! Peki hakkında hiç bir bilgiye sahip olamadığınız bir konuda nasıl tartışabiliyorsunuz? Siz bilmeyebilirsiniz; ama ALLAH bilir.
İşte siz böylesiniz. Haydi biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız, ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.
İşte siz öylesiniz, haydi biraz bilginiz olan şeyde münakaşa etdiniz, ya hiç bir ilminiz olmıyan şeyde niçin münakaşa edersiniz? Halbuki Allah bilir siz bilmiyorsunuz
İşte siz böylesiniz. Hadi diyelim ki, hakkında biraz bilginiz olan şeyde tartıştınız (peki) niçin hiçbir bilginiz olmayan bir hususta tartışıyorsunuz? Allah (her şeyi hakkıyla) bilir, (fakat) sizler bilemezsiniz.
Diyelim ki bildiğiniz şeyler hakkında tartıştınız. Peki, hiçbir bilginiz olmayan konularda ne diye tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.
İşte sizler onlarsınız ki hakkında (biraz) bilginiz olan şeyde (haydi) çekişdiniz (diyelim, ya) hiç bilgi (niz) olmayanlar hakkında haalâ neye çekişib duruyorsunuz? Halbuki (her şey'i) Allah bilir, siz bilmezsiniz.
İşte siz öyle kimselersiniz ki, (haydi) hakkında (biraz) bilgi sâhibi olduğunuz şeyde(Mûsâ ve Îsâ mes'elesinde) tartıştınız; fakat hakkında hiç bilgi sâhibi olmadığınız şeyde(İbrâhîm mes'elesinde) niçin tartışıyorsunuz? Hâlbuki (onun gerçek mâhiyetini) Allah bilir, siz ise bilmezsiniz.
Siz öyle kimselersiniz ki, haydi hakkında bilginiz olan konularda tartıştınız. Ama! Niçin bilginiz olmayan konularda tartışıp duruyorsunuz? Allah bilir, ama siz bilemezsiniz.
İşte siz böylesinizdir. Haydi, bildikleriniz üzerine çekiştiniz, ya bilmedikleriniz üzerine ne diye çekişiyorsunuz? Oysaki Allah bilir de siz bilmezsiniz.
Öyle kimselersiniz ki bildiğiniz şeyler hakkında çene çalarsınız. Neden bilmediğiniz şeyler hakkında çene çalıyorsunuz? [⁴] Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Haydi sizler bildiğiniz konularda tartışıyorsunuz diyelim ama hakkında hiç bilginiz olmayan konularda niye tartışmaya giriyorsunuz? Hâlbuki (onları) Allah bilir, sizler bilmezsiniz.
Siz hadi bilginiz olan şey üzerinde tartıştınız. Ama bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışırsınız? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz.
Hadi diyelim ki, az çok bilginiz olan konularda tartıştınız; peki İbrahim’in inanç sistemi gibi hiç bilmediğiniz konularda ne diye tartışıyorsunuz? Oysa ki, bu gibi gayba dâir konuları ancak Allah bilir, siz bilemezsiniz. İşte her şeyi en iyi bilen Allah, size hakîkati bildiriyor:
Ha onlar, ha siz, hadi, bilginiz olan konularda karşılıklı tartıştınız; bilginiz olmayan konularda niçin tartışıyorsunuz?
Allah bilir; siz bilmezsiniz.
Hadi bildiğiniz konularda çene çaldınız diyelim. Ya bilmediğiniz konularda neden ağız dalaşı yaparsınız ki? Her şeyi tam olarak Allah bilir, siz değil...
İşte siz hep böyle kimselersiniz! Bilmediğiniz şeyler hakkında tartışıp duruyorsunuz. Diyelim ki yarım yamalak bildiğiniz şeyler hakkında tartışıyorsunuz. Peki! Sizden önce yaşayan İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Bilmiyor musunuz? Gerçekleri Allah bilir, siz bilmezsiniz!
İşte siz böyle kişilersiniz! Hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda tartıştınız (da), hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığınız konuda niçin tartışıyorsunuz! Allah bilir, siz bilmezsiniz.
İşte siz, böylesiniz. Diyelim ki hakkında biraz bilgi sahibi olduğunuz (İsa) hakkında tartıştınız. Peki, hakkında hiç bir bilgi sahibi olmadığınız (İbrahim) hakkında da, niçin tartışıyorsunuz? (Şunu unutmayın ki) Allah (her şeyi) bilir, siz (hiçbir şey) bilmezsiniz.
Siz, bilginiz olan şeyler hakkında tartışırdınız, ama hiç bilmediğiniz şey hakkında ⁵² neden tartışıyorsunuz? Halbuki Allah [onu] bilir, ama siz bilmezsiniz:
İşte siz böylesiniz; hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda haydi tartıştınız, ama bilginiz olmayan bir şey hakkında ne diye tartışıyorsunuz? Oysa Allah bilir, siz bilmezsiniz! 3/20, 43/58
Hadi şu bildiğiniz şeylerde tartıştınız, fakat bilmediğiniz şey hakkında niçin tartışırsınız? Hâlbuki Allah bilir, fakat siz bilemezsiniz:
Haydi biraz bilginiz olan şeyde tartıştınız diyelim, fakat hiçbir bilginiz olmayan bir şey hakkında ne diye çekişip duruyorsunuz! İşte sizler böyle (hak, hukuk) tanımaz kimselersiniz, oysa herşeyi ancak Allah bilir, siz bilemezsiniz!
Haydi siz, bilginiz olan şey hakkında tartıştınız; ama hiç bilginiz olmayan şey hakkında neden tartışıyorsunuz? Allâh bilir, siz bilmezsiniz.
İşte siz o kimselersiniz ki, sizin için kendisine dair bilgi bulunan şeyde mücadelede bulundunuz. Artık sizin için kendisine ait bilgi bulunmayan şey hakkında ne için mücadelede bulunuyorsunuz? Halbuki Allah Teâlâ bilir, siz bilmezsiniz.
Haydi diyelim ki az çok bildiğiniz konularda tartışıyorsunuz. Peki ne diye hakkında bilginiz olmayan hususlarda tartışıyorsunuz! Halbuki işin doğrusunu Allah bilir, siz bilemezsiniz.
Haydi siz, biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız; ama hiç bilginiz olmayan şey hakkında neden tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Sizler öylelersiniz ki bildiğiniz şeylerde (Tevrât ve İncîl'de musarrah olan şeylerde) 'inâd ile mücâdele idersiniz. Ona 'ilminiz olmayan şeyde (İbrâhîm'in dînî mes'elesinde) ne içün 'inâd ile mücâdele iylersiniz? Onı Allâh bilir, siz bilmezsiniz.
Siz hakkında bilginiz olan konuda tartışırsınız, ama hakkında bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıyorsunuz? Bunları bilen Allah’tır, siz bilmezsiniz.
İşte siz öylesiniz, biraz bir şeyler bildiğiniz konuda hadi tartıştınız, ama bilginiz olmayan bir şey hakkında ne diye tartışıyorsunuz? Oysa Allah bilir, siz bilmezsiniz!
Siz ki, bir parça bilginiz olan konuda tartıştınız diyelim; hiçbir bilginiz olmayan şey hakkında nasıl oluyor da tartışmaya giriyorsunuz? Herşeyi Allah bilir, siz bilmezsiniz.
İşte siz böyle insanlarsınız! Hakkında biraz bilginiz olan şeyde çekişmeye girdiniz. Peki, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyde neden tartışmaya giriyorsunuz? Allah bilir ama siz bilmezsiniz.
[29b] siz şunlarsız kim dartışduñuz anuñ içinde kim sizüñdür aña pes nite ŧartışursız anuñ içinde kim yoķdur sizüñ aña bilmek daħı Tañrı bilür daħı siz bilmezsiz.
Siz daḫı anlar daḫı ḥüccet eyledüñüz siz bilgen nesnede. Niçün ḥüccet ey‐lersiz siz bilmegen nesnede? Tañrı Ta‘ālā bilür siz bilmezsiz.
Bir baxın, siz o kimsələrsiniz ki, bildiyiniz şeylər barəsində mübahisə edirsiniz (bu aydındır) Bəs bilmədiyiniz şeylər barəsində niyə mübahisəyə girişirsiniz?! Əlbəttə, (həqiqəti) Allah bilir, siz bilməzsiniz!
Lo! ye are those who argue about that whereof ye have some knowledge: Why then argue ye concerning that whereof ye have no knowledge? Allah knoweth. Ye know not.
Ah! Ye are those who fell to disputing (Even) in matters of which ye had some knowledge(403)! but why dispute ye in matters of which ye have no knowledge? It is Allah Who knows, and ye who know not!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |