Efemen ve’adnâhu va’den hasenen fehuve lâkîhi kemen metta’nâhu metâ’a-lhayâti-ddunyâ śümme huve yevme-lkiyâmeti mine-lmuhdarîn(e)
Kendisine güzelim bir vaitte bulunduğumuz ve vaadettiğimize kavuşmuş olan, dünya yaşayışında nimetlendirdiğimiz, sonra da kıyamet gününde tapımıza getirdiğimiz kimseye mi benzer?
Şimdi, kendisine güzel bir va’adde bulunduğumuz, dolayısıyla (dünya ve ahirette) ona (hidayet ve rahmete) kavuşan kişi; şu dünya hayatının (geçicimakam ve menfaatleriyle) metalandırıp (zevkü sefa içinde yaşattığımız, ama) sonra kıyamet günü (azaba çarptırılmak üzere) hazırladığımız kimse gibi midir? (Bunları aynı mı sanmaktasınız?)
Öyleyse kendisine güzel bir söz verdiğimiz ve o söz verilene kavuşacak olan kimse; sırf kendisine dünya hayatının geçici zevkini yaşattığımız ve sonra kıyamet günü hesap ve azap için getirilen kimseler gibi midir?
Şu halde, kendisine güzel vaatlerde bulunduğumuz, ardından o nimetlere kavuşan kimse, sırf dünya hayatının geçici zevk-u safasını yaşattığımız, sonra da Kıyamet gününde cezalandırmak için huzurumuza ihzarlı getirilenler arasında bulunan kimse gibi midir?
Kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ve dolayısıyla ona kavuşan kimse, kendisini dünya hayatının geçimliğinden yararlandırdığımız sonra kıyamet günü (azaba atılmak üzere) getirileceklerden olanla bir midir?
Şimdi, kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz, dolayısıyla ona kavuşan kişi, dünya hayatının metaı ile metalandırdığımız sonra kıyamet günü (azaba uğramak için) hazır bulundurulan kişi gibi midir?
Kendisine (cennet gibi) güzel bir vaidde biz bulunub da, kıyamette ona kavuşan kimse, hiç geçici dünya hayatının zevkini kendisine taddırdığımız kimse gibi olur mu ki, sonra da kıyamet günü, ateşe hazırlananlardan olacaktır?
Şu halde, kendisine güzel bir vaatte bulunduğumuzdan hemen sonra o vaadedilen şeye kavuşan zat, dünya hayatının nimetleriyle yaşattığımız, fakat sonra (kıyamet günü) sorgu için ihzar edilenler içinde olan kişi gibi mi olur?
Şu halde, kendisine güzel bir söz verdiğimiz ve ardından o söze kavuşan kimse, sadece dünya hayatının geçici menfaat ve zevkini yaşattığımız, sonra kıyamet gününde huzurumuza getirilenler arasında bulunan kimse gibi midir?
Kendisine yaptığımız güzel vaite kavuşan kimse ile, dünya dirliğinde geçindirdiğimiz, sonra da, kıyamet günü hazırlananlardan olan ile bir midir?
Kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ve sonunda o vaade (cennete) kavuşan kimsenin durumu, kendisine dünya hayatının tadımlık hazlarını tattırdığımız ve sonra kıyamet günü (azap görmek üzere) huzura getirilen kimse gibi olur mu?
Kendilerine güzel va’adlerde bulundığımız (Âdem) bu va’adlerin infâzını görecekdir. O âdem ki kendilerine dünyâ emvâlini bahş iylediğimiz kıyâmet gününde diğerleri ile birlikde huzûrumuza çıkacak olan âdemler ile nasıl müsâvî olur?
Vadettiğimiz güzel bir nimete kavuşan kimse; dünya hayatında kendisine bir geçimlik verdiğimiz, sonra kıyamet günü azap için getirilen kimse gibi midir?
Kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ve o vaad edilen şeye kavuşacak olan kimse, dünya hayatının geçimliklerinden yararlandırdığımız, sonra da kıyamet günü (hesaba çekilmek için) huzura getirilecek kimse gibi midir?
Buna göre kendisine güzel bir şey vaad ettiğimiz ve vadedildiği şeye kavuşacak olan kimse, dünya hayatının geçici menfaat ve zevkini yaşattığımız, sonra kıyamet gününde yargılanmak üzere huzura çıkarılanlardan biri gibi olur mu?
Şu halde, kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz kimse -ki ona mutlaka kavuşacaktır-, (sırf) dünya hayatının geçici menfaat ve zevkini yaşattığımız, sonra kıyamet gününde (azap için) huzurumuza getirilenler arasında bulunan kimse gibi midir?
Kavuşacağı güzel bir ödülü kendisine söz verdiğimiz bir kimse, kendisini dünya hayatının malıyla nimetlendirdiğimiz ve sonra diriliş günü hesaba çekilen kimse gibi midir?
Şu halde, kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz, ardından ona kavuşan kimse, (sırf) dünya hayatının geçici zevkini yaşattığımız ve sonra kıyamet gününde (azab için) huzurumuza getirilenler arasında bulunan kimse gibi midir?
Ya şimdi kendisine güzel bir va'd va'dettiğimiz ve binaenaleyh ona irecek olan kimse hiç o kendisine Dünya hayatın geçici zevkına yaşattığımız, sonra Kıyamet günü o ihzar edilenlerden olacak kimse gibi olur mu?
(Şu hâlde) kendisine güzel bir vaatte bulunduğumuz ve o vadedilen şeye kavuşacak olan (mü’min) kimse, (geçici) dünya hayatının nimetlerinden yararlandırdığımız, sonra da hesap günü (azab için manevi) huzura getirilecek olan (kâfir) kimse gibi olur mu?
Şimdi kendisine güzel bir vaîd,ile söz verdiğimiz (cenneti vad etdiğimiz), binâen'aleyh ona kavuşan kişi, dünyâ hayâtının geçici zevki ile fâidelendirdiğimiz, sonra kıyamet gününde huzurumuza getirilmişlerden olan kimse gibi midir?
O hâlde, kendisine güzel bir va'dde bulunduğumuz (şekilde) sonunda ona kavuşacak olan o kimse, (hiç) kendisine dünya hayâtının (geçici) zevkini yaşattığımız, sonra kıyâmet günü (azâb için) hazır edilmişlerden olan o kimse gibi midir?
Allah’ın kendi katından güzel bir vaad de bulunduğu sonra o vaade kavuşan kimse ile yalnızca dünya hayatının nimetlerinden faydalandırdığımız, sonra kıyamet günü huzurda bekletilen kimse gibi midir?
Verilebilecek sözlerin en güzeli kendisine verilen, bu sözün gerçekleştiğini de gören bir kimse dünya yaşayışının gönencesi ile gönendirdiğimiz, sonra kalkış günü hesap vermek için karşımıza getirilecek kimse ile bir olur mu?
Kendisine iyi bir vâde verdiğimiz halde vâdesine kavuşan kimse, dünya diriliğinin geçinmesiyle geçindirdiğimiz halde nihayet nimeti zail olup sonra kıyamet gününde ateşe hazırlananlar meyanında bulunan kimse gibi midir?
Kendisine güzel bir vaatte bulunduğumuz ve o vaat edilen şeye kavuşacak olan kimse, dünya hayatının geçimliklerinden yararlandırdığımız, sonra da kıyamet günü (hesap için) huzura getirilecek kimse gibi midir?
Şimdi kendisine güzel bir vaatte bulunduğumuz, dolayısıyla da ona kavuşacak olan kişi; (sadece) dünya hayatının geçici menfaat ve zevkini yaşattığımız, sonra kıyamet günü (azaba uğramak için) hazır bulundurulanlardan olan kişi gibi midir?
Bu dünyada dürüst ve erdemlice bir hayat yaşayan ve sonunda, kendisine söz verdiğimiz sonsuz nîmetlere kavuşan mümin bir kimse; şu dünya hayatında nîmetler içinde yaşattığımız, fakat Hesap Gününde her şeyini kaybetmiş olarak huzurumuza çıkarılan inkârcı kimseyle bir olur mu?
Kendisine güzel bir vaatte bulunduğumuz, artık buna erecek olan kimse, Dünya Hayatı’nın geçimliğinden verdiğimiz, sonra Kıyamet günü yaka-paça yakalanıp getirilecek kimse gibi midir?
Dünyada iken vadettiğimiz tüm güzelliklere, ahrette kavuşmuş olan biri, dünya hayatının tüm güzelliklerini istifadesine sunduğumuz halde, karşımıza yine de suçlu olarak getirilen kimse ile bir mi olur?
Onlara sor bakalım! Ayetlerimize inanıp yasalarımıza uyanlara vereceğimiz mükâfat ile dünyanın geçici zevklerine dalıp ayetlerimizi inkâr eden, yasalarımıza karşı gelenlere vereceğimiz ceza bir midir? Onlar hiç düşünmüyorlar mı? Ahiret hayatında mükâfatlandırılanlar ile ahiret hayatında cezalandırılanlar bir olur mu? Onlar nasıl hüküm veriyorlar?
Güzel bir vaatte bulunduğumuz, kendisi de o (vaate) kavuşan kimse, (sadece) dünya hayatının geçimlikleriyle yaşattığımız, sonra da kıyamet gününde (azap için) hazır kılınanlardan olan kimse gibi midir?
Kendisine vâdettiğimiz en güzel (nî-metlere) kavuşacak olan kimse, hiç dünya hayatında kendisine geçici bir kazanç verdiğimiz, sonra da kıyamet günü (azap için) huzurumuza getirilecek kimse gibi olur mu?
Öyleyse, kendisine, [yeniden dirileceği gün] ⁶² gerçekleştiğini göreceği güzel bir vaadde bulunduğumuz kimsenin hali, kendisine dünya hayatında geçici doyumlar sağladığımız, ama Kıyamet Günü kendisini yargı karşısına çıkarılanlar arasında bulacak olan ⁶³ kimsenin hali gibi midir?
Şimdi kendisine, güzel bir mükâfat vaadinde bulunduğumuz ve buna kavuşan kimse ile dünya hayatının geçici nimetlerinden faydalanan, sonra da azap için huzurumuza getirilen kimse hiç bir olur mu? 25/15
Şimdi kendisine tarifsiz güzellikte bir vaadde bulunduğumuz ve sonunda ona kavuşan kimsenin durumu, kendisine dünya hayatının tadımlık hazlarını tattırdığımız ve Kıyamet Günü yargı önüne çıkarılacak birinin durumuyla aynı olur mu?[³⁴³⁷]
(Ey insanlar düşünün) Kendisine (iman ve sâlih amellerine karşılık) güzel bir va'adde bulunduğumuz (cennet ile müjdelediğimiz) kimse kendisini (şirk ve küfürde direndiği, ahireti inkar ettiği için) sırf dünya hayatının geçici nimet ve zevki içinde yaşattığımız, sonra da kıyamet gününde huzurumuza, suçlular arasında getirilen kimse ile eşit olur mu? (Onun da diğer kimse gibi cennet nimetleri ile ödüllendirilmesi mümkün müdür? Elbette ki hayır!.. onun yeri ancak cehennemdir)
Kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ve o vaad edilen şeye kavuşacak olan kimse, dünya hayatının geçimliklerinden yararlandırdığımız, sonra da kıyamet günü (hesaba çekilmek için) huzura getirilecek kimse gibi midir?
Ya kendisine güzel bir vaad ile vaadde bulunmuş olduğumuz, sonra da ona (o vaad-edilene) erecek olan kimse kendisini dünya hayatının metaıyla mütemetti kıldığımız, sonra da kendisini Kıyamet gününde (ateşe) hazırlandırılmışlardan olan kimse gibi midir?
Kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ve ona kavuşacak olan mutlu kimsenin hali, dünyada geçici olarak yaşatmamızın ardından kıyamet günü hesap ve azap için tutuklu olarak getirilen kimsenin haline hiç benzer mi?
İmdi kendisine güzel bir söz verdiğimiz ve muhakkak o(söz verile)ne kavuşacak olan kimse; sırf kendisine dünya hayatının geçici zevkini yaşattığımız ve sonra kıyamet günü (yakalanıp) getirileceklerden olan insan gibi midir?
Muhakkak sûretde mülâkî olacağı va'd-i hasenle (cennet ve sevâb ile) va'd itdiğimiz kimse hayât-ı dünyâ ile müstefîd iylediğimiz sonra hesâb ve 'azâb içün mahşere getirdiğimiz kimse gibi midir?
Kendisine güzel bir vaatte bulunduğumuz ve o vaat edileni hak eden kimse, dünya hayatının varlığı ile zengin kıldığımız ama kıyamet günü yaka paça getirilecek olan kimse gibi olur mu?
Kendisine, güzel bir vaatte bulunduğumuz ve buna ulaşan kimse, dünya hayatının geçimliğinden yararlandırdığımız, sonra kıyamet günü hüsrana uğrayacak olan kimse gibi olur mu?
Kendisine güzel bir vaatte bulunduğumuz, ardından da ona kavuşan kimse, şu iğreti hayatın yararıyla nimetlendirdiğimiz, sonra kıyamet gününde huzurumuza dikilecekler arasına giren kimse gibi midir?
iy ol kim va'de virdük aña görklü va'de pes ol göricidür anı ancılayın mıdur kim gönendürdük anı yaķın dirlik ķumaşı-y-ıla andan ol ķıyāmet güni ḥāżır olmışlardandur?
Ol kimse ki biz aña yaḫşı va‘de eyledük, ya‘nī cennet ol aña yitişecekdür,aña mı beñzer? Gönendürdük anı dünyā dirliginde, daḫı ol ḳıyāmet güninde ‘aẕāba ḥāżır olanlardandur.
Məgər verdiyimiz gözəl bir və’də (Cənnətə) qovuşan kimsə, (əvvəlcə) fani dünya malı bəxş etdiyimiz, sonra da qiyamət günü (cəhənnəm oduna) gətiriləcək kimsə ilə eyni ola bilərmi?!
Is he whom We have promised a fair promise which he will find (true) like him whom We suffer to enjoy awhile the comfort of the life of the world, then on the Day of Resurrection he will be of those arraigned?
Are (these two) alike?- one to whom We have made a goodly promise, and who is going to reach its (fulfilment),(3392) and one to whom We have given the good things of this life, but who, on the Day of Judgment, is to be among those brought up (for punishment)?
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |