Vemâ kunte bicânibi-lġarbiyyi iż kadaynâ ilâ mûsâ-l-emra vemâ kunte mine-şşâhidîn(e)
Ve Musa'ya o emri verip takdirimizi yerine getirdiğimiz zaman sen, ne batı tarafındaydın, ne de görüyordun onu.
Musa’ya o işi (Emr-i İlahi olan vahyi verip) gerçekleştirdiğimiz zaman, (ey Nebim) Sen (Tûr’un) batı yanında (Hz. Musa’nın inzivaya çekildiği makamda) değildin ve (buna) şahit olanlardan da değildin. (Bu tarihi ibret derslerini Sana Biz vahyetmekteyiz.)
Ey Muhammed! Biz Musa'ya vahyimizi bildirirken, sen Tûr'un batı yamacında olmadığın gibi o hadiseyi görenlerden de değildin.
Biz Musa'ya o işi (görevi) verdiğimizde sen (vadinin) batı tarafında değildin. Sen (olaya) şahit olanlardan da değildin.
Musa'ya o işi (ilahi vahyi verip) gerçekleştirdiğimiz zaman, sen (Tur'un) batı yanında değildin ve (buna) şahid olanlardan da değildin.
(Ey Rasûlüm), biz Mûsa'ya (Firavun'a gitmesine dair) o emri vahy ettiğimiz zaman sen Tûr dağının yakasında değildin (orada bulunmuyordun). Şahidlerden de değildin.
Musa’ya işi (vahyi) yönelttiğimiz zaman, sen (Tur dağının) batı tarafında değildin. Ve (orayı) görenlerden de olmadın.
Mûsâ'ya emrimizi bildirdiğimiz zaman, sen, batı yönünde Mûsâ'yı bekleyenler arasında değildin, onu görenler arasında da yoktun.
Biz o işi Musa'ya yüklediğimiz sırada, sen batıda değildin, tanıklardan dahi değildin
(Ey Resul!) Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz zaman, sen mukaddes vadinin batı tarafında bulunmuyordun, onu görenlerden de değildin.
Yâ Muhammed! Biz Mûsâ’ya emir virdiğimiz vakit sen orada Tûr-u Sînâ’nın garbında değil idin, vak’aya şâhid olmadın.
Musa'ya hükmümüzü bildirdiğimiz zaman, sen batı yönünde, (Musa'yı bekleyenler arasında) değildin, onu görenler arasında da yoktun.
Mûsâ’ya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen (ey Muhammed, vadinin) batı tarafında bulunmuyordun ve olayın tanıklarından da değildin.
(Resûlüm!) Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada, sen batı yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden de değildin.
Musa'ya emri ilettiğimiz zaman sen batı tarafında bulunmuyordun; sen tanık değildin.
(Resulüm!) Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen batı yönünde bulunmuyordun ve (o hadiseyi) görenlerden değildin.
Sen ise Musâya o emri kaza ettiğimiz sıra canibi garbîde değildin, o şâhidlerden de değildin
(Habibim!) Mûsâ’ya emrimizi vahyettiğimiz zaman, (sen, Tûr dağının) batı tarafında değildin, (buna) şahit olanlardan da değildin.
Musâya o emri vahyetdiğimiz vakit (Habîbim) sen batı tarafında (haazır) değildin, görenlerden de değildin.
(Ey Habîbim!) Hâlbuki Mûsâ'ya o emri vahyettiğimiz zaman, (sen, Tûr'un) batı tarafında değildin, (buna) şâhid olanlardan da değildin!(1)
Biz Musa’ya emirlerimizi verirken dağın batı tarafında değildin ve bu hadiseye şahitte olmadın.
Biz Musa’ya buyruğumuzu eriştirdiğimiz sırada sen Batı yöresinde değildin ki bunu gözlerinle görmüş olasın.
(Ey Peygamber!) Biz Musa’ya emrimizi verirken/hükmü gerçekleştirdiğimizde, sen (Tur’daki vadinin) batı yamacında değildin ve (olayın) şahitlerinden de olmadın.
Musa'ya o işi (ilahi vahyi verip) gerçekleştirdiğimiz zaman, sen (Tur'un) batı yanında değildin ve sen (buna) şahit olanlardan da değildin.
Şimdi, ey Muhammed! Biz Mûsâ’ya bu Kitabı verirken, sen Sînâ dağının batı yamacında olup bitenleri gözetliyor değildin ve orada yaşananları gören, bu olaya bizzat şahitlik eden kimselerden biri de değildin.
Musa’ya Emr’i verdiğimizde, Batı tarafında da değildin,
Şahidler’den de değildin.
Resulüm! Biz, Musa'yaemirler yağdırırken sen, Tûr dağının batı yakasında değildin. Yani olaya bizzat tanık olmamıştın.
Ey Resulüm! Musa’ya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen batı yönünde bulunmuyor, onlar arasında yaşamıyordun! Sana bilmediğin geçmişten haber veriyoruz! Belki senin toplumun da düşünüp öğüt alır!
Musa’ya emrimizi verdiğimiz sırada sen, batı tarafında bulunmuyordun ve (o olayı) görenlerden de değildin. [*]
(Ey Muhammed! Sonra) sen, Mûsa’ya (Peygamberlik) emrimizi bildirirken, (o vâdînin) batı tarafında bulunmadığın gibi, (o olayı) görenlerden de değildin.¹
İMDİ, [sana gelince, ey Muhammed,] Biz Musa’ya Yasamızı bildirirken sen o kutlu vadinin batı yamacında değildin; [o’nun devrinde olup bitenlere] şahit olan kimseler arasında da bulunmuyordun; ⁴⁴
Biz Musa’ya vahyettiğimizde sen Sina Dağının batı yakasında değildin. Yine sen orada olup bitene şahit de değildin. 11/120
VE SEN (Ey Rasul)! Biz (vadinin bir yamacında) Musa’ya bu Emr’i[³⁴¹⁵] bildirirken, sen vadinin öbür[³⁴¹⁶] yamacında değildin; dolayısıyla (olan biteni oradan) izleyen tanıklardan da değildin.[³⁴¹⁷]
(Ey Muhammed) Elbette ki sen Musa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada batı yönünde (Tûr’da) değildin, görenlerden de değildin!
Mûsâ’ya o işi yaptığımız (yani kendisine bildirmek istediğimiz işi ona vahyettiğimiz) vakit sen (Vâdinin) batı tarafında değildin, (o hâdiseyi) görenlerden de değildin.
Ve Mûsa'ya emri vahy ettiğimiz zaman sen (Tûr'un) batı tarafında değildin ve sen müşahede edenlerden de olmadın.
Sen ise ey Resulüm, Mûsa'ya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen o vâdinin batı tarafında bulunmuyordun. O devirde olup bitenlere şahit olanlardan da değildin. [3, 44; 12, 102; 11, 49]
Musa'ya o işi yaptığımız (yani kendisine bildirmek istediğimiz işi ona vahyettiğimiz) vakit sen (Mukaddes Vadinin) batı tarafında değildin, (o hadiseyi) görenlerden de değildin.
(Yâ Muhammed) Biz Mûsâ'ya vahy idüb emir virdiğimiz zamân sen Tûr'un garb tarafında değildin ve orada hâzır bulunub bunı görmedin.
Sen; Musa’ya görev verdiğimizde vadinin batı yamacında değildin; olup biteni gözlemlemiyordun.
Musa'ya emir verdiğimizde sen batı tarafında değildin. Gözünle de görmedin.
Biz Musa'ya emrimizi bildirirken sen vadinin batı tarafında değildin; orada olup bitenlere şahit olmadın.
Biz Mûsa'ya o emri vahyettiğimizde, sen batı tarafında değildin; olayı izleyenlerden de değildin.
degüldün gün batusındın yaña ya'nį mūsā’nuñ ol vaķt kim 'ahd eyledük mūsā’ya buyruġı ya'nį yalavaçlıķ. daħı degüldün ḥāżırlardan.
Daḫı sen yā Muḥammed, Ṭūr ṭaġınuñ cānib‐i ġarbısında degüldüñ. Ol vaḳtki ‘ahd eyledük Mūsāya buyruġı. Daḫı sen anda ḥāżırlardan degül‐idi‐sen.
(Ya Rəsulum!) Biz Musaya vəhy etdiyimiz (peyğəmbərlik bəxş edib Fir’on əhlinin yanına getməsini buyurduğumuz) zaman sən (Tur dağının) qərb tərəfində (Musanı gözləyənlər arasında) deyildin. Sən (buna) şahid olanlardan da deyildin! (Sənin yəhudilərə və ərəb müşriklərinə bu xəbərləri doğru söyləməyin yalnız Allahdan nazil olan vəhylərdir!)
And thou (Muhammad) wast not on the western side (of the Mount) when We expounded unto Moses the commandment, and thou wast not among those present;
Thou wast not on the Western(3376) side when We decreed the Commission to Moses, nor wast thou a witness (of those events).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |