18 Nisan 2024 - 9 Şevval 1445 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kasas Suresi 36. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Felemmâ câehum mûsâ bi-âyâtinâ beyyinâtin kâlû mâ hâżâ illâ sihrun mufteran vemâ semi’nâ bihâżâ fî âbâ-inâ-l-evvelîn(e)

Musa, apaçık delillerimizle onlara gelince bu, uydurma bir büyüden başka bir şey değil, gelip geçmiş atalarımız zamanında böyle bir şey duymadık biz dediler.

Musa, onlara apaçık olan ayetlerimizle (mucizelerimizle ve hükümlerimizle) geldiği zaman: "Bu, düzüp uydurulmuş bir büyüden (ve bizi etkilemek isteyen bir gösteriden) başkası değildir. Biz önceden geçmiş atalarımızdan bunu(n gibi şeyler) işitmedik" demişlerdi.

Fakat Musa, apaçık mesajlarımızla, Firavun'un ve onun seçkinler çevresinin karşısına çıkınca, berikiler hemen: “Bu uydurulmuş parlak bir büyüden başka birşey değil; biz atalarımızdan böyle birşey işitmemiştik!” dediler.

Mûsâ onlara apaçık mûcizelerimizi getirince:
“Bunlar olsa olsa, aklı etki altına alan uydurulmuş sihirdir. Biz, önceki atalarımız arasında böyle şeylerin olduğunu işitmemiştik.” dediler.

Musa onlara apaçık ayetlerimizi getirince: "Bu uydurulmuş bir büyüden başka bir şey değildir. Biz bunu önceki atalarımızdan duymadık" [3] dediler.

3.Veya: "(tm)nceki atalarımız arasında böyle bir şey olduğunu duymadık."

Musa, onlara apaçık ayetlerimizle geldiği zaman: 'Bu, düzüp uydurulmuş bir büyüden başkası değildir. Biz geçmiş atalarımızdan bunu işitmemiştik' dediler.

Vakta ki Mûsa, açık mucizelerimizle onlara vardı, dediler ki: “- Bu, ancak uydurulmuş bir sihirdir; biz evvelki atalarımızdan dahi, bunu (bu peygamberlik davasını yahut sihri) işitmedik.”

Musa, apaçık mucizelerimizle onlara geldiği zaman: “Bu, uydurulan bir büyüden başka bir şey değildir. Biz, eski atalarımızda böyle bir şey işitmedik.” dediler.

Mûsâ, onlara apaçık mucizelerimizle gelince, “Bu, sadece uydurma bir sihirdir. Önceki atalarımızdan, böylesini işitmemiştik” dediler.

Açık belgelerimizle, Musa gelende onlara, dediler ki: «Bu yalan bir büyüdür, biz eski atalarımızdan böyle bir şey duymadık!»

Musa, apaçık mucizelerimizle onlara geldiğinde: “Bu, ancak uydurulmuş bir sihirdir. Biz geçmişteki atalarımızdan böylesini duymamıştık” dediler.

Mûsâ mu’cizelerimiz ile ânların yanına gitdiği vakit "Bu yeni çıkarılmış bir sihirden ’ibâretdir. Bizim evvel gelen ecdâdımızdan işitmedik" didiler.

Musa onlara, apaçık olarak, mucizelerimizle gelince: "Bu sadece uydurma bir sihirdir. Önceki atalarımızdan böylesini işitmemiştik" dediler.

Mûsâ, onlara delillerimizi apaçık olarak getirince onlar, “Bu, ancak uydurulmuş bir sihirdir. Biz geçmiş atalarımızın zamanında böyle bir şeyin varlığını duymadık” dediler.

Mûsâ onlara apaçık mûcizelerimizle gelince, “Bu, olsa olsa düzmece bir sihirdir. Geçmişte atalarımız zamanında böyle bir şeyin olduğunu da duymadık” dediler.

Musa onlara apaçık âyetlerimizi getirince: Bu, olsa olsa uydurulmuş bir sihirdir. Biz önceki atalarımızdan böylesini işitmemiştik, dediler.

Musa onlara apaçık ayet ve mucizelerimizle gidince, "Bu ancak uydurma bir büyüdür. Biz böyle bir şeyi önceki atalarımızdan işitmedik," dediler.

Musa onlara apaçık âyetlerimizi getirince, "Bu, olsa olsa uydurulmuş bir sihirdir. Biz önceki atalarımızdan böylesini işitmemiştik" dediler.

Vaktâ ki Musâ. bunun üzerine açık açık âyetlerimizle onlara vardı bu, dediler: sırf uydurma bir sihir, biz bunu evvelki atalarımızda dahi işitmedik

Mûsâ, onlara delillerimizi apaçık olarak getirince onlar, “Bu, ancak uydurulmuş bir sihirdir. Biz, önceki atalarımızdan böyle bir şey işitmedik!” dediler.

Mûsâ onlara apaçık ayetlerimizi¹ iletince: “Bu, uydurulmuş bir sihirden başka bir şey değildir. Biz önceki atalarımızdan böyle bir şey duymadık.” dediler.

1- Mucizelerimizi, kanıtlarımızı, göstergelerimizi.

Bunun üzerine (Musa) onlara açık açık âyetlerimizi getirince dediler ki: «Bu, uydurulmuş bir büyüden başka bir şey değildir. Biz evvelki atalarımızdan bunu işitmedik».

Nihâyet, Mûsâ apaçık mu'cizelerimizle onlara gelince: “Bu, uydurulmuş bir sihirden başka bir şey değildir; hem önceki atalarımızdan bunu işitmedik” dediler.

Musa ayetlerimizi onlara getirdiğinde, onlar “Bunlar uydurulmuş bir sihirden başka bir şey değil. Biz önceki atalarımızdan bunları işitmedik” dediler.

Kaçan Musa apaçık belgelerimizle onların yanına vardı. Dediler: "Bunlar olsa olsa düzme, büyü olacak. Eski atalarımız bize bunların sözünü etmemişlerdi."

Musa aşikâr olan mûcizelerimizle onlara varınca onlar «— Bu, düzme bir büyüden başka bir şey değildir, eski babalarımızdan [¹] bunu işitmedik». dediler.

[1] Veya eski babalarımız zamanında.

Musa onlara apaçık mucizelerimizle [âyâtinâ] geldiğinde dediler ki: “Bu, uydurulmuş bir büyüden başka bir şey değildir. Biz önceki babalarımızdan/atalarımızdan da böyle bir şey işitmedik.”

Musa, onlara apaçık olan ayetlerimizle geldiği zaman, “Bu, düzüp uydurulmuş bir büyüden başkası değildir. Biz geçmiş babalarımızdan da bunu işitmedik” dediler.

Böylece Mûsâ, hiçbir şüpheye yer vermeyen apaçık mûcizelerimizle Firavun ve adamlarının karşısına çıktı fakat onlar hemen, “Bu olağanüstü olaylar, usta büyücüler tarafından uydurulmuş büyüden başka bir şey olamaz; zaten dediklerin doğru olsaydı bunu bizim de bilmemiz gerekirdi fakat biz, geçmiş atalarımızdan böyle bir şey işitmedik!” dediler.

Musa onlara bizim açık âyetlerimizi getirdiğinde:
-“Bu, uydurulmuş bir sihirden başkası değil!
Bunu Önceki atalarımız arasında işitmedik” dediler.

Musa, Fıravunlar'a varıp da mucizelerimizi açıkça sergileyince, Fıravun: " Bu tam bir sihir saçmalığı." Biz atalarımızdan böyle bir şey duymadık. "

Musa; Firavun ve toplumuna ayetlerimizi açıkladı. Firavun ve yardımcıları; "Bunlar uydurulmuş büyülü sözlerden başka bir şey değildir. Atalarımızdan böyle şeyler işitmedik. Atalarımızdan gelen inançta, öğrendiğimiz kültürde böyle şeyler yoktur. Atalarımızın doğru yol üzerinde olduğunu biliyoruz. Atalarımız daima doğrular üzerinde olmuş, hiç bir zaman yanılmamıştır." dediler.

(Musa), onlara apaçık delillerimizi getirdiğinde “Bu, sadece uydurulmuş bir büyüdür; önceki atalarımızdan böyle bir şey de duymadık!” demişlerdi. [*]

Taklitçi, müşrik ve inkarcı anlayışı ortaya bu yaklaşımın bir benzeri Mü’minûn 23:24’te belirtildiği üzere Hz. Nuh’un kavmi tarafından dile getirilmiş... Devamı..

Mûsa, onlara apaçık mûcizelerimizi getirince onlar: “Bu tamamen uydurulmuş büyüden başka bir şey değildir ve biz daha önce atalarımızdan böyle bir şey işitmedik.” dediler.

FAKAT Musa apaçık mesajlarımızla [Firavun’un ve onun seçkinler çevresinin] karşısına çıkınca, berikiler hemen: “Bu [bir ölümlü beşer tarafından] uydurulmuş parlak bir büyüden ³⁴ başka bir şey değil; biz atalarımızdan böyle bir şey işitmemiştik!” dediler.

34 Bkz. sihr teriminin yukarıdaki anlamında Kur’an’da ilk defa kullanıldığı 74:24 hk. 12. not.

Musa onlara hak ve hakikatin apaçık belgeleri olan ayetlerimizle geldiğinde; – Bu, düzmece bir sihirden başka bir şey değildir. Biz, önceki atalarımızdan böyle bir şey işitmedik, dediler. 26/34

Musa onların karşısına hakikatin apaçık belgeleri olan âyetlerimizle çıkınca[³⁴⁰⁵] “Bu tasarlanıp ortaya atılmış bir büyüden başkası değildir; zira biz önden giden atalarımızın[³⁴⁰⁶] geleneğinde[³⁴⁰⁷] böyle bir şey olduğunu işitmedik!” dediler.

[3405] Bu âyetler asâ ve yed-i beyzâdır. Birincisi rasulün uyarıcı (nezîr) oluşunu, ikincisi müjdeci (beşîr) oluşunu temsil eder. Asâ celalin, yed-i b... Devamı..

Musa; onlara apaçık ayetlerimiz ile gelince, (mucizeler gösterip, alemlerin Rabbinden gayrı bir ilah olmadığını bildirip, doğru yola davet edince) onlar; "Bu (söylediklerin) uydurulmuş bir sihirden başka bir şey değildir, biz, önceki atalarımızdan böyle bir söz işitmedik" diyerek, şirk ve küfürlerinde direndiler.

Mûsâ, onlara delillerimizi apaçık olarak getirince onlar, "Bu, ancak uydurulmuş bir sihirdir. Biz geçmiş atalarımızın zamanında böyle bir şeyin varlığını duymadık" dediler.

Vaktâ ki, Mûsa onlara bizim gayet açık açık âyetlerimizle geldi, dediler ki: «Bu başka değil, ancak uydurulmuş bir sihirdir ve biz bunu evvelki atalarımızdan işitmedik.»

Mûsa o açık belgelerimizle, mûcizelerimizle onlara geldiğinde: “Bu, ” dediler, “sırf uydurma bir sihir! Hem böylesi bir iddianın, peygamberlik dâvasının veya sihrin, önce yaşamış atalarımız zamanında bulunduğunu da işitmedik! ”

Musa, onlara açık açık ayetlerimizle gelince: "Bu uydurulmuş bir büyüden başka bir şey değildir. İlk atalarımız arasında böyle bir şey (olduğunu) işitmedik." dediler.

Vaktâ ki Mûsâ âşikâr mu'cizelerimizle Fir'avn'ın nezdine geldi. Fir'avn ve cemâ'ati: "Bu düzme bir sihirdir. Babalarımızdan böyle bir şey işitmedik" didiler.

Musa apaçık belgelerimizi onlara gösterince “Bunlar uydurulmuş büyüden başka bir şey değildir. Böylesini eski atalarımızdan da duymadık.”

Musa onlara apaçık ayetlerimizle gittiği zaman;-Bu, uydurma sihirden başka bir şey değildir. Biz, bunu önceki atalarımızda da işitmedik, dediler.

Musa onlara apaçık âyetlerimizle geldiğinde, “Bu uydurma bir büyüden başka nedir ki?” dediler. “Evvelce gelip geçmiş atalarımızdan biz böyle birşey işitmedik.”

Bunun ardından Mûsa onlara açık-seçik ayetlerimizi getirdiğinde onlar şöyle dediler: "Uydurulmuş bir büyüden başkası değil bu. İlk atalarımız arasında bunu hiç duymadık."

pes ol vaķt kim geldi anlara mūsā nişānlarumuz-ıla bellüler eyittiler “degül uşbu illā cādūlıķ yalan baġlanmış daħı işitmedük uşbunı atalarumuzdan ilergiler.”

Pes ḳaçan ki geldi Mūsā bizüm beyān idici āyetlerümüzle, eyitdiler: Budegüldür, illā yalan, düzme, cāẕūluḳ daḫı. Biz bunı işitmedük ilerü‐ki atalarumuzdan.

Musa açıq-aşkar ayələrimizlə (Fir’on əhlinin) yanına gəldikdə onlar: “Bu (sənin tərəfindən) uydurulmuş sehrdən başqa bir şey deyildir. Biz öz ulu babalarımızdan bu barədə (sizin təbliğ etdiyiniz din, risalət haqqında) heç bir şey eşitməmişik!” – dedilər.

But when Moses came unto them with Our clear tokens, they said: This is naught but invented magic. We never heard of this among our fathers of old.

When Moses came to them with Our clear signs, they said: "This is nothing but sorcery(3367) faked up: never did we head the like among our fathers of old!"(3368)

3367 This is what Moses was thinking of when he had said: "They may accuse me of falsehood". To accuse the purest Truth of lying is a favourite trick ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.